BİTİRDİN BİZİ BİTİRGEN!

Boluspor sahasında Ankaragücü’ne kaybetmenin telafisi için geldi şehrimize. Dişli ve koşan bir takım. Karafırtınalar ile iyi bir ivme kazandı ve o şeklide de en azından play-off kovalamanın peşinde.

Belli ki taraftarlarımızda geçen haftaki hezimeti sindirememiş ve maç saati tam istediğimiz olmasına rağmen tribünler boş gibiydi.

Sahaya atlayan bir taraftar hakemin kararlarına isyan edercesine sahaya indi. Neyse ki futbolcularımız, ne rakibe ne de hakeme “temas etmeden” sahadan çıkarıldı. Bunu neden yazdım çünkü Eskişehirspor taraftarları alelen tüm herkesin gözü önünde ve kamera kayıtlarına rağmen Altınordulu iki futbolcuyu tartaklamasını, TFF yetkilileri cezayı düşük keserken “temas etmeden” kelimesini kullandı.

Başta Samsunspor yönetimi olmak üzere herkesin bu olayı takip etmesi gerekiyor. Bakalım TFF nasıl bir karar alacak?

Hiçbir şekilde sahaya inmek suretiyle olaya taraftarın müdahil olmasını da tasvip etmediğimi yıllardır yeri geldiğince belirtmiştim bu vesiyle ki keşke olmasaydı yine belirteyim. Sahada ki sahada kalıyor. Eve canımız yandı ama böyle bir durum düzeltme şekli değildir.

Gaziantepspor yenilgisi sonrası acizane yazacak ne var ki diye düşünerek yazmamıştım. Çünkü ben dahi bu yenilginin şokunu üzerimden halen atmış değilim. Hadi üst sıraları geçtim daha düşme potasından uzaklaştıramadık kendimizi ve mutlak üç puan diye baktığımız bir maçtan elimiz boş döndük.

Bu bize bakan yönü olayın. Diğer taraftan rakip takım gençlerinide bu vesileyle kutlamak gerekiyor.

Maç ortada başladı ve öyle devam etti. Son bölüm haricinde iki takımda pozisyon aradı ama daha çok bu kontrol gol yememek üzerindeydi. İki takımda yaralı çıktı bu maça. Kolay değil kaybetmek beraberlikten daha güç durumda bırakacaktı iki takımıda.

Öyle bir maç ki durağan ama saman alevi gibi birkaç dakika süren karşılıklı pozisyonlar vardı. Furkan 2-3 kritik pozisyona imza attı ve “İyi ki kalede!” dedirtti bizlere. Yine Ercan, yükselen performansını bu maçta da ortaya koydu ve geçen haftaki olmadığı maçtan sonra alternatifinin olmadığını gösterdi.

Golsüz geçen maçtı ama pozisyonlar da vardı. Rakibin pozisyonu kadar bizim de net pozisyonlarımız oldu. Enes, çok rahat pas verip gol yüzdesini artırmak yerine önünde defans ve kaleci açısını kapatmasına rağmen şutu tercih etti. Oysa pas çıkartmış olsaydı Göksu’nun gol yapmaması içten bile değildi.

Hep söylüyoruz iyi bir kumaş Enes ama futbol bilgisini ve kültürünü artırması gerekiyor. Futbolun amacı gol ama şutu çekerken bencil duygusuyla değilde en garanti tercih neyse o yapılmalıyı ya anlamalı yada anlamalı.

İkinci yarıda da karşılıklı ara ara geçen atakların içinde Ayite ilk yarıda sakatlık yerine oyuna giren Kenan’ın ayağının dolaşmasını izledik. Yine son paslarda ve pozisyon üretmede sıkıntılarımız vardı. Buna rağmen öne geçme şansını mutlak yakalayan taraf olduk.

Samaras’ın önüne adeta set olan kaleci Gökhan’ın çelmesini göremedi Bitigen. Yine tüm taktir de demek zor, kararları aleyhimize verdi. Bu penaltı pozisyonu öyle bir dakikada gelişti ki maçı gol olduğu taktirde galip bitirmemiz içten bile değildi.

Yine Göksu’nun ortasına iyi yükselen Samaras’ın kafa şutunun direkte patladığını gördük. Bu da yine son dakikalara doğru olan bir pozisyondu.

Bitigen, yine 90+ da rakip takımın kolundan top yön değiştirerek oyuna girmesine rağmen penaltı çalma cesaretini gösteremedi. Bu maçtan sonra herhalde haftaya önemli bir süper lig maçında görürüz onu.

Maçın golsüz bitmiş olması bizim hem hakem şansızlığımız hemde pozisyon şansızılığı -birazda beceriksizlik- ile açıklamak mümkün. Lakin hazırlık paslarında oldukça yüksek pas hatalarımız, pozisyona girerken futbolcularımızın yanlış yer alışları ve şutlarda ki isabetsizlik çok bariz görülüyor.

Anlamakta zorlanıyoruz tabi. Antrenmanlarda illa ki çok çalışıyorlar ama şu saatten sonra da düzeltmekte zor ama Gaziantepspor’dan sonra ligin en az gol atan takımı olmamız herşeyi anlatıyor aslında. Ligin en başından beri yazdığımız gibi bir türlü düzeltilemeyen hastalığımız artık lig biterken kronik hale döndüğünü içimiz acıyarak görüyoruz.

Herşeye rağmen milli maç arası iyi değerlendirilir inşallah. Hayırlısıyla ligi düşmeden tamamlarsak, iyi bir transfer politikası ile ki dilerim seçilmiş bir yönetimle seneye daha düzgün bir takım oluşturmak nasip olur.

GÖRÜYORSUNUZ GALİBİYETİ, ANLATMAYA GEREK YOK!

Son haftaların formda takımlarıyla oynamak hem oyunda ki mücadele açısından hemde skor üretip puan almanın önemini daha da anlamlandırıyor. Bir puanın bile öneminin olduğu bir ligde üç puan almanın tarifi de imkansızlaşıyor.

Rakip Elazığspor da son haftaların formda takımıydı. Kalpar yönetiminde önemli işe imza attıklarını belirtmek gerekir. Böylesi bir takıma karşı önlem almazsanız kolay gol yersiniz, ancak gol atamazsanız da maç kazanmanız mümkün olmuyor.

Ligde her maç final demiştik. Çünkü ligin boyu kısaldı artık. Telafisi zor maçlar oynuyoruz. Özellikle bu son haftalarda hem golümüz yok hem de galibiyetimiz. Besim Hoca maçtan öncede bu yöne çalıştıklarını söylemişti. Maçta da bunun esintilerini gördük.

Taraftar ilgisiz diyebilirsiniz ancak bu stat büyük olunca gelenler dahi dağınık olduğundan önceki stada göre etkisi de az oluyor. TFF’nin hafta içi maçı olupta mesai saatine maç koyma aklı deyip geçelim.

Maçın hemen başında daha istekli ve rakip alanda daha çok olmak isteyen bir görüntümüz vardı. Aradığımız ve beklediğimiz uzaktan şutlar, araya paslar ve driplingler vardı.

Ayite onbirde başlamanın isteğini ve arzusunu bu kez sahaya yansıttı. Zaten olması gereken bu değil mi? Çok fazla bir şey mi bekledik? Çık sahada varını yoğunu göster. İşte Samaras, ilk haftalarda ki o kötü ve dökük adam yok şimdi. Chibiuke de katkı yapsa fena mı olurdu?

Şimdilerde başka şeyler konuşur ve yazar olurduk. Halen bu galibiyete rağmen altlardan çokta uzaklaşmış değiliz.

Her zaman yazdığımız gibi rakibi hataya zorlarsanız kazanırsınız! Ekstralar artık maçların seyrini değiştiriyor. İşte ilk golümüz. Ahmet Burak, çaprazdan uzaktan sert şutu olunca kaleciden dönüyor top Enes’e geliyor, onun vuruşuyla Göksu’ya çarpan top defansın eline çarpmasına rağmen gol oluyor. Eğer gol olmazsa zaten büyük ihtimalle hem rakip oyuncuya kırmızı kart hemde penaltı olacaktı.

Golden sonra yarı alanımızda durup rakipten kazanacağımız toplarla gol aradık. Bundan da pozisyonlar ürettik. Ayite’nin derinlemesine pasında Samaras ceza alanında düşürülünce hakem tereddüt etmeden penaltıyı verdi. Suskun golcü Ayite ile farkı ikiye çıkardık.

İkinci yarı her ne kadar rakip yarı alanımızda daha çok görünmüş olsa da buna izin vermeyen bir Samsunspor vardı. Besim Hoca, dersine iyi çalışmış. Hızlı adamalarını ki bana göre Diara ve Tom’u önlemek akıllıcaydı. Bunu başarınca da çokta aman aman pozisyon vermeden maçı tamamladık.

Elbette başka Erkam olmak üzere Ahmet Cebe ve Ercan çok fazla efor sarfettiler. Orta alanda kaptığımız topları daha hızlı değerlendirsek farkı artırmak içten bile değildi. Bulduğumuz pozisyonları da çok rahat harcadık. Çıkarken kolay toplar kaybettik. Enes’i yazmayacağım, maçın sonunda zaten Gökay ona sahayı göstererek anlatıyordu neler yapması gerektiğini.

Önemli bir o kadarda bize nefes aldıran bir galibiyet oldu. İnşallah Gaziantepspor karşısında da bir kazaya uğramadan geçtiğimiz taktirde Bolu ile bir başka kritik maça çıkacağız. Yine onlarda formda ve doludizgin devam ediyorlar yollarına.

Bir sözde Hakem’e! Kardeşim iyisin hoşsunda bu kadar kolay kart mı çıkarılır. Ahmet Cebe son dakikalarda resmen düşürüldü. Skorun etkisiyle es geçti diye düşünüyorum. Hakem Hakan Ceylan, hareket ve mimikleriyle, bana Fırat Aydunus’u hatırlattı. Tarzları da öyle. Şükür ki kazandık.

Tüm takımı ve Besim Hoca’yı kutlarım. İnşallah bu maçta olduğu gibi çok fazla eleştirecek bir şey bırakmazlar bizlere.

Bizde son zamanların meşhur bir reklam fenomenin dediğine benzer bitirelim:

Görüyorsunuz galibiyeti anlatmaya gerek yok!

HER MAÇ FİNAL!

Hafta içinde Egin İpekoğlu’nun beklenmedik istifası yaşandı. Beklediği gibi Besim Durmuş takımın başına getirildi. Doğru olanı da buydu. Bize de Besim Hoca’ya destek vermek düşüyor.

Rizespor Teknik Direktörü çok değil bir hafta önce “Lig yeni başlıyor!” demişti. Oysa “Her maç final!” havasında geçiyor artık lig mücadelesi.

Kim kiminle oynarsa oynasın kolay maç yok. Herkes Denizlispor puan kaybetmez gözüyle bakıyordu ki Manisaspor kalecisinin son dakika golü geldi. Yine Eskişehirspor rahat kazanır derken Adanademirspor ile sahasında berabere kaldı. Küme düşen ve gençlerle oynayan Gaziantepspor dahi Balıkesirspor’u bir hayli zorladı. Biz dahi Balıkesirspor karşısında bu kadar pozisyon bulamamıştık.

TFF’yi bir kez daha anmadan geçemeyeceğim. Sırf taraftarımız gelmesin, Samsunspor yeterince destek görmesin diye son haftalarda ki maç saatleri bizim için tam bir facia. Düşünün bugün Cumartesi mesai saatinde oynatıyorsun iyi de art niyetli değilsen neden Salı günü oynatttığın maçı da saat 16 da niye oynatıyorsun?

Bir değil iki değil. Bu kadar da olmaz cinsten alınan kararlar var TFF’den. Hafta içi oynanan iki maçı da aynı gün ve saate veriyorsun. Cumartesi maç oynattırıyorsun. Deplasman da Pazar gününe maç oynatıyorsun. Gerçekten iyi niyet göremiyoruz bu yaklaşımlardan.

Maçın kolay olmayacağını biliyorduk. Netice de ligin lideriyle oynuyorsunuz. Bunun için de üst düzey bir mücadele gerekliydi sahada. Bunu gördük mü? Evet.

Maçın ilk dakikalarında Muhammet Beşir daha dikkatli olsa golle başlamamız içten bile değildi. Rizespor da rakiplerinin puan kaybetmesinin etkisiyle daha rahat başladı maça. Bu bizim de işimize yarayan taraftı.

Rakibin gol yollarında ki etkili silahlarını durdurmayı başarmak en önemli olanıydı. Diğer taraftan orta alandan geçişlerine de önlem almakta akıllıca bir davranıştı. Oysa buna yine kontra ataklarımızda rakip alanda daha iyi çoğalabilsek ve final paslarını daha iyi yapabilmiş olsaydık pozisyonlarımızda fazlasıyla olabilirdi.

İlk yarı boyunca oyunu dengede götürdük. Ahmet Cebe’nin erken çıkması o kanattan gelişecek atakların düşmesine neden oldu. Yine Enes bu maçta daha etkiliydi ama birisi ona final pasını ve ara paslarını da öğretmesi gerekiyor.

Günün bence en kritik adamı Ercan oldu. Hem Vedat’ın hem de Oğulcan’ın son vuruşlarına imkan vermedi. Topun adeta önüne set oldu ve kaleye yönelmesine engel oldu. Yine fiziğini kullanacak bu maçın adamı olmayı hak etti.

İkinci yarıya Rizespor daha atak başladı. Tempoyu da bir hayli yükseltti. Bunun neticesinde pozisyonlar da üretti. Ama en önemli pozisyonları direkten dönen toplarıydı. Diğer taraftan Ufuk ile gole yaklaştık ama boşta kalan Göksu’ya çıkarmak yerine kaleyi vurmayı tercih edince mutlak golden olduk.

Recep Niyaz’ın pozisyonunda hakem direk kırmızıyı da verebilirdi. Çünkü iki oyuncu da Erkam’ın biraz uzağındaydılar. Anlık olaylar tabi taktir hakkını (!) böyle kullandı Sekan Çınar. Bunun dışında da bazı pozisyonlarda da rakibi tercih etti.

Ahmet Burak bu maçta hem pozisyonlara girme hemde yaptığı ortalarda istediklerini yapamadı. Takımı atağa kaldırmada ve yaptığı ortalarda beklenenin altında kaldı. Biraz daha fazla katkı yapmasını beklediğimiz isimlerden olması bu maçta bizi hayal kırıklığına uğrattı.

İsim isim bakıldığında ofansif anlamda daha çok gol atmamız gerekirken bunun çok gerisindeyiz. Attığımız goller ortada. Bunun sebepleri de biliniyor ama sahaya nedense yansımıyor. Mesela derinleme pasımız çok az. Olduğunda da etkili oluyor.

Yine duran toplarda uzun adamlarımız var ama yeterince etkili olamıyoruz. Rakip kapanıyor ve ceza alanına giremiyoruz ama bunu aşacak dış şutlarımız çok çok az. Bazı maçlarda da yok gibi. Bu maça maçta da bir veya iki.

Elbette taraftarlarımızın maç sonu olduğu gibi mücadeleyi alkışlıyorum ama galibiyet için daha çok pozisyon daha çok rakip alanda baskı şart. Duran topları ve uzaktan şutları daha da artırmamız gerekiyor. Yoksa rakip kolay defans ile pozisyonlarımızı önlüyor.

Öncelikle futbolcularımız hem kendilerini hem de bizi rahatlatacak ligde ki sıralamayı bulması gerekiyor. Alttan kopacak puanları 3-4 maç sonrasında bulursak daha rahat olarak sahaya çıkacağız demektir.

Salı günü oynanacak Elazığspor maçı çok kritik. Adeta mağlubiyeti unuttular. Bu mazeret olmadan bunu rakibe hatırlatmamız gerekiyor. Tüm takıma ve Besim Hoca’ya şimdiden başarılar dilerim.