LİDER KAZANMASINI BİLDİ!

Kırklarelispor özellikle Türkiye Kupasında yaptığı sükse ile adından sıkça bahsettirdi ve haklı olarak övgüler aldı. Buna karşılık ligde son haftalarda aldığı sonuçların etkisiyle de play-off da olan iddiasını yitirdi ve kendisini düşme hattının bir tık üstünde buldu.

Şahsen düşme korkusu yaşayacağını düşünmüyorum. Oynadığı futbol son bir kaç haftadır 3 güne bir maç yapmasının etkisiyle düşüşte olduğu aşikar. Sarıyer’den yedikleri fark da buydu.

Maçın başlarında kontrollü oyun gösterdi kendisini. Hakimiyeti iki takım da kuramadı. Biraz tempomuz düşüktü. Guido gününde olmayanların başında geliyordu. Ercan’ı, Hocamız yine orta alanda görev vererek Amed maçının ödülünü vermiş oldu.

Bahattin ile üst üste yakaladığımız pozisyonu gole çevirmiş olsaydık golü daha erken bulmamız içten bile değildi. Bura da hakeza son iki maçın performans olarak gerisindeydi bu maçta.

Zaman zaman orta alan mücadelesi olarak geçen maçın skorunu da orta alan ismi olan Gökhan Alsan belirledi. Caner’in çizgiden yaptığı ortaya çok iyi takip ederek yaptığı kafa vuruşuyla öne geçtik.

İkinci yarı da oyunun fauller sakatlıklar durmasıyla zaten düşük seyreden oyun temposunu da iyice sekteye uğrattı. Rakip yüklendiğinde bulduğumuz pozisyonları da gole çevirmeyi başaramadık.

Bahattin’in pozisyon girişimleri de sonuçsuz kaldı. İbrahim Halil’in şutu bu yarıda kayıtlarımıza düşen nadir etkili şuttu. Hani daha etkili diyebileceğimiz Kubilay’ın oyuna alınması orta alanda top tutmaması da mümkün kılabilirdi.

Yalçın’ın oyunda olması ve o bölgede oldukça etken bir durum dikkatlerimizi çekti. Rakibin ataklarının bir çoğunun defans bloğumuzda kalmış olması, Nurullah’ın başarılı kurtarışlarıyla birlikte tek farlı da olsa maçı kazanmasını bilen oyun disiplini yüksek bir maçı geride bırakmış olduk.

Belki beklenen oyunun gerisinde olmamız hayal kırıklığı yaşatmış olabilir ancak artık son haftalara girilen şu ortamda elbette maç trafiğinin de etkisiyle birlikte skorun öne çıktığı bir maç bizleri de memnun etmeli. Nihayetinde kazanmak ve böylesi önemli bir deplasmandan kayıpsız dönmekte önemli.

Nihayetinde kalan 9 haftaya 7 puan gibi önemli bir avantajla giriyoruz. Artık sahamızda oynayacağımız İnegölspor maçıyla tribünleri de doldurup yavaş yavaş şampiyonluğun hazırlıkları başlar.

İnegölspor da formda bir ekip ve play-off’u ciddi ciddi hedefliyor. Kayda değer bir takım ve asla hafife alınmamalı. O maçı da kayıpsız geçerek son haftalara kalmadan bu ligden kurtulmuş oluruz düşüncesindeyim.

Artık haftaya pazar günü herkesin lideri layıkıyla karşılaması ve tribünleri doldurma vakti geldi. Bakarsınız puan farkı kazanmamız durumda daha da açılır. Neden olmasın?

FARKLI TARİFE!

Ligde tek gol atamadığımız takımdı Amedspor. Bunun yanı sıra deplasmanda ki ilk maçımızda da puan kaybetmiştik. Onların biraz daha rahat çıktığı bir maçtı oysa bizim için kayıpsız geçmek daha önemliydi.

Taraftarın hafta içi ve öğlen saatine rağmen ilgisi çok iyi sayılır. Düşünün ki bu kadar bir topluluğa dahi kaç tane takım hasret. Daha pazar günü oynadığımız maçta dahi 3 binin üzerinde gelen kitle için tribünler doldu deniyor. Maça gelenlere sağlanan kolaylık için tüm herkese teşekkürler.

Kadroda cezalılar nedeniyle farklı bir 11’de çıktık. Bahattin’i yanında tuttu Ertuğrul Hoca. Kubilay bir kaç hafta sonra ilk 11 de başladı. Oldukça da iyi bir maç çıkarttı. Yine Ahmethan da bu maçta sahada yerini alanlar arasındaydı.

Erkam sakatlıktan döndüğünü gösterdi, Yalçın da yedekten başladığı maça sonradan oyuna girerek ben hazırım görüntüsünü vermiş oldu.

Maça iki takımda rahat başladı. İlk önemli atak ve maçlarında ki en önemli pozisyondu rakibin. Burak’ın geldiği günden bu yana en büyük hatasıydı denilebilir. Ayağına gelen fırsatı rakip futbolcu dışarı atarak bize rahat nefes aldırdı.

Bu uyarıdan sonra biraz olsun toparlanan takımımız, rakip alanda daha fazla göründü ve oyununu da rakibe kabul ettirdi. Ayağa paslarla sürekli pozisyon arayan taraf bizdik.

Bunun meyvelerini çok geçmeden gördük ve Manisa maçının kahramanı Burak bu maçta da gol atarak takımımız öne geçirmiş oldu. Rakibin bir anlamda da “gol yemem belki!” beklentisini de çok geciktirmeden bitirmiş oldu.

Oyunun temposu anlamında oldukça düşük bir döneme girdik bu dakikadan itibaren. Rakibin öyle basacak, koşacak mecali yok gibiydi. Beklentimizin çok gerisindeydiler. Bu durumda futbolcularımız bir bakıma işlerine geldi. Çünkü çok fazla efor sarf etmeden ayağa paslarla pozisyon aramaya yöneltti.

İlk yarı bitmen Kubilay’ın enfes ortasına Gökhan Alsan’ın mükemmel kontrolü ve vuruşuyla gelen gol ile bizlerde olası bir kaza golünün önüne de geçmiş oldu.

İkinci yarı da aynı temposuzluk devam etti. Oyuna giren Bahattin ile biraz olsun alevlenen ataklarımız oldu. Bahattin’e atılan defans arkasına topta kaleci erken çıktı devamında ki şutumuzu rakip defans çizgiden kornere çıkarttı.

Kubilay’ın akıllı pasıyla, içeriye Gökhan Alsan tarafından yapılan ortaya Ahmethan’ın takibiyle gelen golle de farklı bir tarifeye ulaşmış olduk. Hakem’e değinecek olursak, bu kadar rahat maçı bile kendine iş çıkarırcasına yönetti diyebiliriz. Bir penaltımızı es geçti, ikili mücadelelerde bize yapılan faulleri adeta görmedi. Teknik heyetin de sık sık itirazlarını da görmüş olduk. Şükür ki kazasız geçtik bu maçı.

Bu maçı da kazasız geçtikten sonra gelen 1922 Konyaspor-Manisa Fk maçının 3-3 berabere bitmesiyle puan farkını da 7’ye çıkartmış olduk. Artık iyice açılan bu puan farkının daha da artması muhtemel. Yeter ki pazar günü oynayacağımız Kırklarelispor maçını da kazasız bir şekilde geçelim.

Kırklarelispor ilginç bir takım. Ligde de artık hedefleri kalmadı. Özellikle kupa maçları onları bir hayli yormuşa benziyor. Düşünün Sarıyer’den fark yediler. Tabi bu bizi aldatmamalı. Çünkü iyi bir Kırklarelspor bizi bir hayli zorlar.

Ertuğrul Hoca’nın yaptığı konuşmalarda rehavet uyarısının devam edeceğini düşünüyorum. Çünkü puan farkları şu durumda psikolojik anlamda önemli ama futbol ihmale gelmez. Bunun için matematiksel anlamda garantilenmeyen hiçbir başarı bizi kesmemeli.

Hep derler ya bu lig farklıdır, hocada bu ligi bilmelidir. Öteden beri de ben hep futbolun gerçeklerini yansıttıktan sonra ligin çok önemi olmaz. Yani ligi tanımak veya tanımamak değil futbolun gerçeklerini, doğrularını yapmaktır önemli olan savını yazdım. Ancak İrfan Hoca, biraz bu düşüncemi akamete uğratmıştı. Ertuğrul Hoca, sağolsun bu savımın haklılığını göstermiş oldu.

Kazanarak devam etme alışkanlığı önemli ve bunun da gelecek haftalara yansıması dileğiyle. Artık bu saatten sonra dönüşü olmayan bir yoldayız. İnşallah bir kaç hafta da işi sıkı tuttuğumuzda bu iş erkenden bitecektir.

LİDERLİK TAÇLANDI!

Manisa FK, ile oynanacak maç sezonun maçı olarak bakılan bir maçtı. Cihat Hoca’nın ilk iç saha maçıydı. Onların bir anlamda olmazsa olmaz maçlarından biriydi. Çünkü psikolojik üstünlüğü de yeni hocalarıyla ele geçirmek istiyorlardı.

Yağan yağmura rağmen tribünler doldu. Az sayıda ayrılan taraftarımıza ayrılan yer zaten dolmaması imkansız olurdu. Trt’nin maçı yayınlaması dahi yağmurlu havaya rağmen ilgiyi azaltmamıştı.

Yüksel Bey’in bu maçta mutlaka yerini alması gerektiğine dair düşüncemi belirtmiştim. Tüm imkanlarını zorlayarak maça yetişti. Son derece yerinde bir hamleydi. İnanın bunların önemi çok hele de bu tür kritik maçlarda.

Verdiği röportajda da hem prim olayına hem de maç öncesi bazı yerlerden yazdırıldığı belli olan kulüp üyeliğiyle ilgili haklı sitemini dile getirdi.

Saha zemini su birikintileriyle dolu olunca iki takımı da olumsuz etkiledi. Buna rağmen iyi bir mücadele olacağını daha ilk dakikalardan görmüş olduk.

Ertuğrul Hoca yine farklı bir 11 ile çıktı sahaya. Burak 11 de yerini alırken, İbrahim Halil’i kenarda tuttu. Sakat ve cezalılardan dolayı da Ercan sol bekte görev yaptı. İkinci yarıda görevini Erkam’a bıraktı.

Belki de maçın kırılma anı yaşandı 24. dakika içinde. Manisa’nın iki topu üst üste direkten döndü. Dönen topta ise gole yaklaşan taraf olduk. Bahattin’in ortasına Gökhan Alsan’ın kafası kalecinin kontrolünde kornere gitti.

Maçın tempo kazanamamasında elbette suyun büyük etkisi vardı. Çünkü gerçekten bizim ataklarımızda da suya takılmalar çok oldu. Bulduğum geniş alanlar da takılıp kaldık. Topu yerden oynamayı seven iki takımı da oldukça etkiledi.

Saha zemini böyle olunca duran topların ve uzaktan şutlarında önemi artıyor. Burada önemli olanı da en az hata yapanın önde olacağıydı. İki teknik kapasitesi yüksek takımın mücadelesinde ön plana çıkan da fiziki kabiliyeti oldu.

İkinci yarıya iki takımda yine istekli başladı. İlk tehlikeli ataklarda rakipten geldi. Oyunu rakip alana yığdığımız anlarda tehlike oluyorduk. Bunun içinde orta alanda çoğalıp topu rakip alana hızlı atmamız gerekiyordu. Serdar’ın şutunu Nurullah’ın uzanışı gerçekten görülmeye değerdi.

Burak tam olarak özelliğini göstermesini beklediğimiz maçlardan biriydi. Dakikalar daha 55’den yeni çıkarken gelen gol ile büyük bir avantaj sağladık. Burak’ın gelen ortaya şık vuruşu direkten dönse de rakip defanstan top ağlarla buluştu.

Oyunu artık domine eden taraf bizdik. Tam istediğimiz gibi rakip alanda boşluklar bulmaya başladık. Burak işte tam da bu dediğimiz şekilde ilk golünü atarak farkı ikiye çıkarttık.

Rakibin oyuna tutunma çabaları ve psikolojik olarak da geriye düşünce bu sefer Bahattin ile 3. golü bulduk ve rakibe şahı çekip mat yapmış olduk.

Sonrasında gelen golleri de onlar için sadece beyhude bir uğraş olacaktı.

Maçın içinde özellikle ayakta kalanın üstün olacağı bir durum vardı. Çünkü üçüncü rakip olan su birikintileri buna en büyük etkendi. Özellikle futbolcularımızın mücadele gücü ve istekleri oldukça memnuniyet vericiydi.

Yine defans bloğumuzun yerinde hamleleri vardı. Bu maçta yine Gökhan Alsan’ın çabası da önemliydi. Guido’nun ilk golde ki ortası, ikinci ve üçüncü gollerde atağı başlatması ile maça damga vuran isim oldu. Hatalar olsa da birinin hatasını diğeri telafi etti.

Hakem Zorbay Küçük’ün atanmasının nimetlerini gördük. Çünkü özellikle bir kaç pozisyonda hemen elini kaldıran rakip oyunculara hiç taviz vermedi. Bana göre tek eleştirilecek kararı ilk dakikalarda Guido’ya gösterdiği sarı karttı. Bunun dışında gayet güzel bir maçı yönetti. Kendisini tebrik ediyorum.

Maç maç gidiyoruz. Kazanmış olsak da daha hiç bir şey bitmeyecek demiştim önceki yazımda. Yine aynı yerdeyim. Çünkü daha önemli 11 maçımız var. Rakiplerin bize karşı ne derece oynadıkları ve bilendikleri ortada. Bunun için aynı ciddiyetle devam etmeliyiz.

Elbette çok önemli bir avantaj sağlamış olduk. Öyle böyle değil yani. Zaten Ertuğrul Hoca bu uyarıyı da basın toplantısında sıcağı sıcağına dile getirdi. Haklı olarak. Rehavete giremeyiz.

Çarşamba günü Amed ve sonrasında da Kırklarelispor maçıyla bu galibiyetleri taçlandırmalıyız.

Tüm oyuncularımıza gösterdikleri bu üstün mücadeleden ötürü teşekkür bir borç bilirim.

TUTKU KAR DİNLEMEDİ!

Akşam saatlerinde başlayan kar yağışına ve yolların olumsuz hale gelmesine rağmen yine de maça hatırı sayılır bir ilgi vardı. Günlerdir süren koreografi hazırlığı tüm endişelere rağmen yapıldı. Emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler. 

Tabi sahayı bu maça hazırlayan görevlileri de unutmamak gerekiyor. Çünkü hummalı bir çalışmayla zemini pırıl pırıl hale getirdiler. Elbette Yüksel Bey’in çabasıyla yapılan hibrit çimin yapılmasının önemini bu maçta daha net görmüş olduk. Öyle ki zemin de kalkan hiçbir yer yoktu. 

Dün rakibimiz Manisa Fk’nın geriden gelip son dakika golüyle sahadan galibiyetle ayrılmasının bu maça etkisi de önemliydi. O maçta türlü tartışmalar oldu. Bazı ihlallerin olduğu gerçeği var ama biz önce kendi işimize bakacağız. 

Afyon da ikinci yarıya önemli takviyelerle başlamış ve aldığı üst üste galibiyetlerle play-off da iddiasını sürdürmüştü. Sarıyer’e sahasında mağlup olduktan sonra bizim maçta onlar için daha da önemli hale geldi. 

Geçen hafta Tarsus hatta Pendik ve sonrasında Afyon maçlarında da gördük ki onların bu iddialarının bir başka boyutu da olası bir playoff eşleşmelerinde neler yapabileceklerini görmek istemeleri. Ben bir bakıma işe artık böyle de bakıyorum. Çünkü playoff birçok kez sürprizlere açıktır. Bunun için bizim işi sıkı tutup şampiyon olarak çıkmalıyız. 

Ertuğrul Hoca, yine geçen haftaya benzer bir kadroyla çıktı. Gökhan Meral yerine Ramazan Çevik başladı. İkinci yarı da ki sakatlığıyla da yine yer değiştirdiler. 

Hoca hafta içinde benim de dikkat çektiğim zemin meselesine değindi. Bir tek ben yazınca acaba yanlış mı gördüm demiştim. Bizim gibi ayağa top yapan takımlar için zeminin iyi olması gerekiyor. 

Oyuna iki takım da istekli başladı. Afyon da öyle geride kabul edeyim anlayışı yoktu. İlk önemli pozisyonu da rakip buldu. Bizde rakip alanda kaptığımız toplarla pozisyon arıyorduk. 

Caner’in yaptığı ortaya defans-kaleci anlaşmazlığıyla araya giren Gökhan Alsan’ın topa kafayla müdahelesine Atabey’in boş kaleye dokunması kalmıştı. Böylesi önemli ve dirençli bir rakibe karşı erken gol atmak önemliydi. 

Oyunun temposunu düşürdük golden sonra. İlk yarda topun kontrolü de rakipte kaldı. Bizden daha çok topu istediklerini gösterdiler. Bizde acaba rakibi yarı alanımızda yakalayıp kontra bulur muyuz düşüncesindeydik. 

Beraber oynama alışkanlığının önemini daha net gördük maçta zaman zaman. Çünkü araya atılan toplara yapılan koşular ve final paslarında doğruyu yapma becerisi önemliydi. 

Burak Çalık’ın driplinglerini bekledik. Muhsin’in ona top atmasını. İbrahim Halil’den de maestro olmasını. Top çalıp kritik paslarla rakibin adeta belini kırmasını ama olmadı. Yer yer gösterir gibi oldularsa da gününde bir Afyon vardı. İyi direnç gösterdiler. Pozisyon da ürettiler ama son vuruşlarında iyi ki bir o kadar becerikli değillerdi. 

İkinci yarıda Ramazan sakatlanarak yerini Gökhan Meral’e verdi ve o dakikada da sarı kart gördü. Birkaç dakika sonra da kademe hatası yaptı ve rakip oyuncu kale dibinden topu auta atmayı başardı. Ancak hakkını vermek gerekirse ilerleyen dakikalarda bir iki yerinde hamle yaptı. 

Burak’a çok iş düştü bugün. Maç boyunca bir çok topa müdahale etti. Hocaları bilerek mi yaptı bilemem ama iyi bir Burak Yılmaz izledik. 

Burak Çalık’ın yerine giren Bahattin ile rakip alanda daha fazla görünmeye başladık. Biraz daha pozisyona girmeye başladık. Bulduk da ama gününde bir defans ve kaleciyi geçemedik. 

Yine oyuna giren Guido’nun verdiği son dakika pasında Bahattin kaleciyle karşı karşıya kaldı ve fişi de çekmiş oldu. Muhsin’in artistik pasını da es geçmeyelim nihayetinde atağı başlatan isim oydu.

Artık tüm konsantrasyonumuzla haftaya Manisa ile oynayacağımız maçtayız. Üç ihtimalli bir maç. Elbette rakibin daha çok isteyeceği gibi duran bir maç. Son haftalarda ki yaptığımız hataları yapmamamız gereken bir maç. Belki de Ertuğrul Hoca’yı bu düşündürüyordur.

12 maçta 11 yaparak gidiyoruz. 55 puandayız! Bizim için anlamlı ama bu puanda kalmaya niyetimiz yok tabi ki! İkinci yarıya da 5 de 5 yaparak firesiz orada olacağız. Belki son haftalarda ki oyun anlamında mutlu olamasak da skoru almayı ve oyun disiplinimizle ayakta kalmayı başaran bir takımız. En büyük artımız mücadelemizi artırdık. Bunun dışında son vuruşlarda ki formda isimlerimiz var. 

Yine rakip Manisa’da gol ayakları güçlü olan bir takım. Artık erken final gibi gözükse de bu maçla hiçbir şey bitmiş olmayacak. Kazanmış olsakta böyle! Çünkü bizim de rakibimizin de çok kritik maçları olacak. 

Burada ki enerjimiz bize sahamızda hafta içi oynayacağımız ve akabinde deplasmana gideceğimiz maçlar için dahi önemli bir etken olacak. 

Burada şunu belirtmem gerekiyor ki Yüksel Başkan mutlaka ama mutlaka Manisa da oynanan maçta yerini almalı. Niye mi? Bu tür maçlar sahiplenme gerektirir. Belki kendi de bunu düşünüyordur ama yine de yazma ihtiyacı hissetim. Çok fazla polemiğe girmeden bunun böyle olması gerekliliğini söylüyorum sadece.

Futbolun içinde sadece taktik yok. Ayakta kalmak ve mücadele etmekte var. Futbolcularımıza Allah kolaylık versin. Futbol şansının yanımızda olmaya devam etmesi dileğiyle hep beraber Manisa maçına hazırlanalım. 

İKİNCİ YARIDA Kİ HAMLELER!

Tarsus İ.Y play-off hedefleyen bir ekip. Başında Ergün Hoca var ve takımını da özellikle iç sahada daha iyi oynattığı açık. Kendi sahasında ki son dört maçını kazanmayı başarmış olması da bunu gösteriyor. 

Saha zemini için söylenecek bir şey yok. Gerçekten bakımsızlık her halinden belli oluyor. Yıllardır yazılıp çizilmesine rağmen TFF yetkilileri bu tür konulara bir çözüm bulamadı. Keşke standart bir uygulaması olsa artık bu saha zeminlerinin de!

Yüksel Bey’e bir kez daha teşekkür edelim. Zemine yaptırdığı hibrit uygulama ile ne denli hassasiyetle davranarak olması gerekeni göstermiş oldu. 

Taraftarımız kendisine ayrılan yeri doldurarak bu uzak deplasmanda takımını yalnız bırakmadı. Hepsine sonsuz teşekkürler. 

Ertuğrul Hoca, önemli bir risk alarak başladı maça. Kadroda ilk kez beraber oynayanların sayısı arttı. Hani hep denilir ya oturmuş kadro mantığımız vardı. Guido, Kubilay ve Atabey kulübede başladılar. Yerlerine de Muhsin, Burak Çalık ve İbrahim Halil ile başladı. 

Şöyle kağıt üzerine bakılınca çok fazla sırıtan bir takım yoktu. Kubilay’ın son haftalarda ki düşüşü anlaşılabilirdi. Guido belki böylesi maç için daha ofansif bir ağırlık katabilir görünüyordu. Ancak sonradan da oyuna girmeyince acaba sakatlığı mı var dedirtti. 

Maça iki takımda karşılıklı pozisyonlarla başladı. Tarsus istekli olduğunu gösterdi. İç saha avantajını kullanmak için her şeyi yaptılar. Kalemize yakın oynama istekleri onları pozisyon zenginliğine kavuşturdu. 

Alperen Pak’ın, Burak Çalık’a net faulünü göremeyen hakem maçı devam ettirdi ve o pozisyon sonrası da Yılmaz Can klas bir vuruşla takımına golü kazandırdı. 

Bu gol iştahıyla daha fazla oynamaya devam ettiler. Ancak bizim buna reaksiyon gösterme becerimiz beklentilerin çok altında kaldı. Uyumsuz görüntümüze Gökhan Meral’ın da gününde olmayışı eklenince beklentiden daha fazla rakibe pozisyon verdik. 

Bahattin’in ileri de yalnız kalışı ve topla fazla bulunamayışına ilk yarı da çözüm üretemedik. Burak Çalık, istekliydi belki ama hani organize atakların içinde bu maç için göremedik. Yine Muhsin den daha fazla ofansa katkı bekliyorduk. Bunu ikinci yarı zaman zaman gösterdi bize.

Bahattin’in son dakika topla buluşması ve sonrası bize

İkinci yarıya Gökhan Meral’in yerine Ramazan ile başladı Ertuğrul Hoca. Ramazan çıkışlarıyla birlikte en azından rakip alanda daha fazla olmayı başardık. Yapılan ortada topun rakip defansın eliyle kontrol etmesi sonrasında kazanılan penaltıyı gole çeviren Bahattin ile eşitliği sağladık. 

Golün moraliyle daha fazla pozisyon arama gayretlerimiz vardı. Rakip ise kaptığı toplarla kontra atak düşüncesindeydi. Orta alanda özellikle yaptıkları baskıyla da pozisyon üretmeyi başardılar. 

Burak Yılmaz maç boyunca kritik hamleler yaptı ki bunların en barizi de kendi kafasından seken topa yaptığı hamleydi. Gerçekten riskliydi belki ama enfes bir görüntü çıkarttı ortaya. 

Yine bizim canlı İbrahim Halil’e ihtiyacımız var. Rakibin baskısına o alanda daha çok cevap verip topu kazanmalıydı. İkili mücadelelerde ayakta kalırsa işte o zaman tamam diyeceğiz. Yoksa teknik olarak sıkıntısı yok zaten. 

Ertuğrul Hoca ikinci hamlesini Burak Çalık’ın yerine Ahmethan Köse’yi alarak yaptı. Bu hamle netice getirdi. Önce faulü aldırdı takıma. Sonrasında da Muhsin’in enfes ortasına iyi yükselip kafayla topu ağalara göndererek galibiyet golümüzü de atmış oldu. 

Bu golden sonra rakibin de cansız atakları vardı. Özellikle ilk yarıda gösterdikleri eforla bir hayli yoruldukları da gözlendi. Bu bizim işimizi biraz daha kolaylaştırmış oldu. 

Kubilay’ın da oyuna girmesiyle top hakimiyeti bize geçti. Son dakikaları kontrollü bir şekilde bitirerek çok önemli bir galibiyet aldık ve liderliğimizi puan farkıyla devam ettirdik. 

Hakem genç ve belli ki tecrübesi az. Bu maç ona bol geldi. Birçok pozisyonda aleyhimize düdük çalarak veya yediğimiz gol öncesinde olduğu gibi de faullerimizi de görmeyerek rakibin ekmeğine yağ sürdü. Hoş onlara da kartları baya cömert çıkarttı. Penaltıyı iyi ki gördü de erkenden golü bulduk. Yoksa maçın önüne geçen bir hakem bizi katletti yazacaktık. 

Yarış içinde olduğumuz Manisa Fk da, Şanlıurfaspor’a averaj için çıktığını gösterircesine 7 farklı kazandı ve böylelikle averaj olarak üstümüze geçti. Onların haftaya zorlu bir Sarıyer maçı var. Biz de Afyon ile oynadıktan sonra Manisa ile oynayıp, iki takımında dengesi açışısında çok önemli bir maçı oynayacağız. Bir nevi erken final. Kazananın avantaj sağlayacağı bir maç!

Ertuğrul Hoca hafta içinde basın toplantısında rehavet uyarısı yaparak işimizin kolay olmadığını ve kazanılmış herhangi bir şampiyonluğunda bulunmadığını söyledi. Gayet yerinde ve gerekli bir açıklamaydı. 

Elbette hepimiz kayıpsız geçelim istiyoruz her haftayı. Ancak TRTSPOR’un da maçları vermesiyle birlikte rakiplerin de bize karşı öteden beri daha dirençli oynamasıyla maçlarımız zor geçiyor. Bu gayet doğal. Ancak bizim buna karşı koyacak mücadele gücünü ve direncini de her hafta artırarak göstermemiz elzem. 

Haftalardır oyun anlamında değil de mücadele ederek maçları kazanmamız bu ligin doğasında var dedirtiyor bizlere. Top oynamaya çalıştıkça rakipler buna müsade etmeyecek şekilde temaslı oynuyorlar. Bu maçta da olduğu gibi öne geçtiklerinde de kalecileri daha devre bitmeden ayağına kramp giriyor! Düşünün artık gerisini. 

Neden biz öne geçtikten sonra yerde adamları olmadı, neden kalecilerine ilerleyen süreye rağmen ilk yarıda giren kramp tekrarlamadı? Çünkü böyle bir şeyi yok!

Sahamızda Afyon maçını kazanarak Manisa’ya gidip önemli bir galibiyetle de taçlandırmak en büyük dileğimiz. Bunu yapacak gücümüz var.