KAZIN AYAĞI ÖYLE DEĞİL!

Hafta içi beklenen teknik adam değişikliği oldu ve Taner Hoca yerini İsmet Taşdemir’e bıraktı.

Bu değişiklik genel olarak olumlu karşılandı. Taraftarlarda mutluydu. Ancak İsmet Hoca basın toplantısında temkinli konuştu. Çünkü ligde kalmaya oynayan değil şampiyonluk hedefleyen bir takıma gelmişti.

Lider ile arada ki fark 2 olarak bıraktI Taner Hoca takımı. Kendisi de buna vurgu yaptı hep. Çünkü kimse başarısız görünmek istemez. Ancak ondan beklenen ise geride değil hep önde olması istenen takım olmaktı.

Favori olarak çıktık Sancaktepe maçına. Nitekim takımın Teknik Direktöründen futbolcusuna kadar da söylemleri haddimizi bileceğiz ve sahada mücadele edeceğiz oldu.

Öyle de yaptılar. Futbolun içindedir mücadele. Zaten rakibiniz kim olursa olsun sizden ne kadar çok kuvvetli görünürse görünsün mücadale şart. Öyle ya yürüyerek maç kazanılmaz.

Bizim futbolcular da bir rehavet, bir rahatlık ki sormayın. Nasıl olsa gol atarız. İyi de koşmuyorsun ki rakipten fazla, rakibini rahatsız edecek ikili mücadele üstünlüğün de yok!

O halde nasıl olacak? Duran toplarla. Eh nasıl olsa alıştık geçen haftayı da öyle kapattık. Öyle yok. Her maçın hikayesi farklıdır gençler!

Taraftar eleştirir, yazarlar eleştirir, yönetim bize sahip çıkıyor nasıl olsa! Paramızı da alıyoruz keyfimiz yerinde yani. İyi güzel hayırlı işler yani.

Size güvenenleri boşa çıkarın, takıma kazandıranların yüzünü kızartın. Bu taraftar zaten çileye alışık bu yıl olmasa bir daha ki yıl olur mu diyorsunuz? O halde size tüühhh derler alt liglerde gezer durursunuz haberiniz olsun.

Önceden beridir yazıyorum. Eğer bu takım gelecek yılların iskeleti olacaksa futbolcularımız birkaç tık üstte oynamalıdır. Kusura bakma İsmet Hoca, bu maçlık seni suçlu göremeyiz. “Suçlu benim” demiştin ama hep derim bu gibi durumlarda futbolcular insiyatif almalıdır.

Maalesef bu insiyatifi alacak oyuncu olmasına rağmen o topa girmiyorlar anlaşılan. Ne diyelim biz sahada gördüğümüzü yazıyoruz.

90 dakika ve uzatmalar dahil aman aman pozisyon bir o da suskun Bahattin ile! Diğerleri şişirme toplar, uzaktan atılan şutlar. Kalecinin güçlükle çıkarttı diye not düştüğüm bir iki uzaktan şuta. Zaten Ahmet’in de öyle çıkarttığı toplar var.

Peki gol atma işinde öncelik kimin bu takımda? Erhan ve Abdülkadir’in. Hep derim çift forvet oynamalı evet öyle de oldu. Hatta üçe de çıktı ikinci yarı. Erhan, Amed maçında da oynadı ve kenarda oynatıldığı için yanlış dedik.

Tamam İsmet Hoca bilemedi diyelim, Cenk İşler bu durumu neden uyarmadı. Bu kadronun genelini ben ona yazıyorum. Ayağının tozuyla gelmiş birine dersindi ki burada oynadı ama verimli olmadı.

Peki bu üç forveti kullanabildik mi? Hani kaleciyle karşı karşıya bırakacak derinlemesine pas, orta, tek vuruşluk öldürücü toplardan hangisi oldu? Bir tek Bahattin’in ayağından açtığı top var.

Diğer taraftan rakibi boğacak, bunaltacak, hataya zorlayacak ortadan veya kanatlardan ne kadar gittik. Canberk dahi çok işlemedi bu maçta. Nasıl top taşınacak rakip alana?

Rakip iyi baskı yaptı. İyi de yapacak tabi. Ne yapsın topun önüne geçip sana mı bakacak? İşte klaslık burada geçerli olur eeyyy Kubilay! Topları ezerek, kafana göre şut çekerek değil. İlla ki şutu çekeceksin ama bir o kadarda oyunu okuyacaksın, takımını atağa kaldırıp bitirici pasları da vereceksin. Antreman dışında Celil abine de mi sormazsın bilmem ki yani.

Yönetim çabaladı, elinden geleni yaptı, tıkır tıkır parasını da ödüyor. Kağıt üstünde futbolcular da iyi. İşte bir şeyler ters gidiyorsa şu aşamada güzel kardeşlerim kendinize gelin.

Kazın ayağı öyle değil diyorsanız da gösterin bizlere hünerlerinizi de bizde şöyle utana sıkala sizi eleştirecek bir şey bulamadan “işte bu benim rüya takımım” diyelim. Ben ve tüm sizleri eleştirenler buna razıdır emin olun futbolcu kardeşlerim.

 

Bir yanıt yazın