NEREDE ISIRAN VE BASAN TAKIM?

Şampiyonlukta ki rakibiniz gündüz kazanmış. Bu maç daha da önemli hale gelmiş. Onlar deplasmanda olunca siz sahanızda mücadele ediyorsunuz. Deplasmandan zor olsada galip gelmeyi başarmışsınız.

Hoca yine dersler alacağız, ısıran, rakibi bozan ve mücadeleci takım olacağız demişti İnegöl’de. Hafta içi yapılan basın toplantısında da gergindi hoca. Caner’in arkadaşlarına tepkisi vardı. Kendi lisanıyla doğrusunu yaptı. Doğal bir kişilik en nihayetinde.

Taraftar oynanan futboldan memnun değil. Yazarlar da öyle. Aslında Hoca da memnun değil bu durumdan. Sahada ki gösterilen reaksiyon ise can sıkıcı! Alınan beraberlik mağlubiyet acısı gibi oldu bizlere.

Top oynamak için oynanılmaz!

Kazanmak için mücadele edilir. Gol atmak için ileri gidilir. En baştan yazdıklarımız var, eğer bu takım şampiyon olmak istiyorsa rakiplerine ayak uydurmaz, kendisi belirler tempoyu, oyunun akışını, skoru vs. Ancak durum öyle değil. Oynanan kötü futbol sonrası idare edilen skorlar şimdi yine bir beraberlik.

İlginç aslında. Çünkü mağlubiyet yok ama rakibinizin 6 puan gerisindesiniz. Çünkü onlar bir şekilde kazanıyor. Ya bize kapandıkları gibi onlara kapanmıyorlar yada fırtına gibi oynayıp istediklerini alıyorlar, almasını biliyorlar.

Mevzumuz bizim takım ama bu işte bir yanlışlık var. Ya takım içinde ya teknik heyette. Sosyal platformlara yansıyanlara itibar etmek istemiyoruz. Ancak sahada öyle bir gariplikler zinciri var ki anlamakta zorlanıyoruz.

Koskoca 90 dakika bitiyor ama pozisyon anlamında 3 pozisyon var yazabiliyoruz. Oysa biz şampiyonluk için mücadele veriyoruz ve kendi sahamızdayız. İlk kez gol atamadığımız bir maçı geride bırakıyoruz. Kubilay girene kadar uzaktan dahi şutumuz yok. Giremiyorsan içeriye atacaksın dışarıdan şutlar futbolun en büyük kuralı bu.

Hoca da formsuz mesala. O da değişiklikleri ile şaşırttı bizleri. İyi oynayan iki adam var zaten ikiside alınıyor. Samet içeride kalıyor. Geçen haftayı gol ile kapatmış Bahattin kenarda başlıyor. Doğrusu bilemedim. Hoca’ya güveniyorum o ayrı ama bunları da yazdırmasa iyi ederdi.

Hani birde sürekli Malatya örneğini veremese iyi olur. O bitti geride kaldı Hocam. O sizin için iyi bir referans ama şuan biz bir şey yaşıyoruz. Sahaya yansıyan ‘ısıran, basan, rakibi ablukaya alan takım’ biz onu görmek ve duymak istiyoruz.

İşi son dakikalara bırakmışız şuursuzca baskı yapıyoruz. Bu değil ki sizden duyduğumuz. Saha ile duyumlar arasında uyuşmazlık var Hocam. Sene başında Yüksel Bey size 80 puan derken şaşırmışsınız. Doğrusu bu. Belki bu yıl o puan da yetmeyecek.

Biz geçen yıldan beri yazıyoruz bunları. Çok az puan kaybına tahammülü olan bir ligdeyiz. Hele de bu grup. Diğer grup olsa belki de ara fark liderdik. Ama bizi bu lig ilgilendiriyor. Rakipler ortada. Başka takıma direnmeyen sizin karşınızda aslan oluyor.

Bu maçta da öyle oldu. Bonuslu futbolcu bir kez hata yaptı onda da Samet iyi değerlendiremedi. İkinci pozisyon yine Samet ile geldi. Bunun dışında oluşan karambollerimiz vardı. Oyunun temposunu kanatlar ayarlar ama onlarda sakindi. Bir tek Caner ileride çabalıyor. Az kalsın ıskalamasa golü de atıyordu.

Kısacası maç boyunca ısıran ve rakibe basan bir takım göremedik İrfan Hocam. Maçın iyilerini de alınca boşalan alanlardan az kalsın mağlup dahi oluyorduk ya defansımız iyi ki günündeydi.

Hafta içi kupa maçı sonrası Zonguldak. Ümitsiz değilim elbette. Çünkü daha çok maç var. Çok alınacak puanlar var. Klasik olarak hepsine talibiz. Elbette kırılma noktaları olur bu ligde. Ancak bizim sahada ne yaptığımıza bakıyorum öncelikle. İşte bu düşündürüyor beni…

Bir yanıt yazın