İKİNCİ YARIDA Kİ HAMLELER!

Tarsus İ.Y play-off hedefleyen bir ekip. Başında Ergün Hoca var ve takımını da özellikle iç sahada daha iyi oynattığı açık. Kendi sahasında ki son dört maçını kazanmayı başarmış olması da bunu gösteriyor. 

Saha zemini için söylenecek bir şey yok. Gerçekten bakımsızlık her halinden belli oluyor. Yıllardır yazılıp çizilmesine rağmen TFF yetkilileri bu tür konulara bir çözüm bulamadı. Keşke standart bir uygulaması olsa artık bu saha zeminlerinin de!

Yüksel Bey’e bir kez daha teşekkür edelim. Zemine yaptırdığı hibrit uygulama ile ne denli hassasiyetle davranarak olması gerekeni göstermiş oldu. 

Taraftarımız kendisine ayrılan yeri doldurarak bu uzak deplasmanda takımını yalnız bırakmadı. Hepsine sonsuz teşekkürler. 

Ertuğrul Hoca, önemli bir risk alarak başladı maça. Kadroda ilk kez beraber oynayanların sayısı arttı. Hani hep denilir ya oturmuş kadro mantığımız vardı. Guido, Kubilay ve Atabey kulübede başladılar. Yerlerine de Muhsin, Burak Çalık ve İbrahim Halil ile başladı. 

Şöyle kağıt üzerine bakılınca çok fazla sırıtan bir takım yoktu. Kubilay’ın son haftalarda ki düşüşü anlaşılabilirdi. Guido belki böylesi maç için daha ofansif bir ağırlık katabilir görünüyordu. Ancak sonradan da oyuna girmeyince acaba sakatlığı mı var dedirtti. 

Maça iki takımda karşılıklı pozisyonlarla başladı. Tarsus istekli olduğunu gösterdi. İç saha avantajını kullanmak için her şeyi yaptılar. Kalemize yakın oynama istekleri onları pozisyon zenginliğine kavuşturdu. 

Alperen Pak’ın, Burak Çalık’a net faulünü göremeyen hakem maçı devam ettirdi ve o pozisyon sonrası da Yılmaz Can klas bir vuruşla takımına golü kazandırdı. 

Bu gol iştahıyla daha fazla oynamaya devam ettiler. Ancak bizim buna reaksiyon gösterme becerimiz beklentilerin çok altında kaldı. Uyumsuz görüntümüze Gökhan Meral’ın da gününde olmayışı eklenince beklentiden daha fazla rakibe pozisyon verdik. 

Bahattin’in ileri de yalnız kalışı ve topla fazla bulunamayışına ilk yarı da çözüm üretemedik. Burak Çalık, istekliydi belki ama hani organize atakların içinde bu maç için göremedik. Yine Muhsin den daha fazla ofansa katkı bekliyorduk. Bunu ikinci yarı zaman zaman gösterdi bize.

Bahattin’in son dakika topla buluşması ve sonrası bize

İkinci yarıya Gökhan Meral’in yerine Ramazan ile başladı Ertuğrul Hoca. Ramazan çıkışlarıyla birlikte en azından rakip alanda daha fazla olmayı başardık. Yapılan ortada topun rakip defansın eliyle kontrol etmesi sonrasında kazanılan penaltıyı gole çeviren Bahattin ile eşitliği sağladık. 

Golün moraliyle daha fazla pozisyon arama gayretlerimiz vardı. Rakip ise kaptığı toplarla kontra atak düşüncesindeydi. Orta alanda özellikle yaptıkları baskıyla da pozisyon üretmeyi başardılar. 

Burak Yılmaz maç boyunca kritik hamleler yaptı ki bunların en barizi de kendi kafasından seken topa yaptığı hamleydi. Gerçekten riskliydi belki ama enfes bir görüntü çıkarttı ortaya. 

Yine bizim canlı İbrahim Halil’e ihtiyacımız var. Rakibin baskısına o alanda daha çok cevap verip topu kazanmalıydı. İkili mücadelelerde ayakta kalırsa işte o zaman tamam diyeceğiz. Yoksa teknik olarak sıkıntısı yok zaten. 

Ertuğrul Hoca ikinci hamlesini Burak Çalık’ın yerine Ahmethan Köse’yi alarak yaptı. Bu hamle netice getirdi. Önce faulü aldırdı takıma. Sonrasında da Muhsin’in enfes ortasına iyi yükselip kafayla topu ağalara göndererek galibiyet golümüzü de atmış oldu. 

Bu golden sonra rakibin de cansız atakları vardı. Özellikle ilk yarıda gösterdikleri eforla bir hayli yoruldukları da gözlendi. Bu bizim işimizi biraz daha kolaylaştırmış oldu. 

Kubilay’ın da oyuna girmesiyle top hakimiyeti bize geçti. Son dakikaları kontrollü bir şekilde bitirerek çok önemli bir galibiyet aldık ve liderliğimizi puan farkıyla devam ettirdik. 

Hakem genç ve belli ki tecrübesi az. Bu maç ona bol geldi. Birçok pozisyonda aleyhimize düdük çalarak veya yediğimiz gol öncesinde olduğu gibi de faullerimizi de görmeyerek rakibin ekmeğine yağ sürdü. Hoş onlara da kartları baya cömert çıkarttı. Penaltıyı iyi ki gördü de erkenden golü bulduk. Yoksa maçın önüne geçen bir hakem bizi katletti yazacaktık. 

Yarış içinde olduğumuz Manisa Fk da, Şanlıurfaspor’a averaj için çıktığını gösterircesine 7 farklı kazandı ve böylelikle averaj olarak üstümüze geçti. Onların haftaya zorlu bir Sarıyer maçı var. Biz de Afyon ile oynadıktan sonra Manisa ile oynayıp, iki takımında dengesi açışısında çok önemli bir maçı oynayacağız. Bir nevi erken final. Kazananın avantaj sağlayacağı bir maç!

Ertuğrul Hoca hafta içinde basın toplantısında rehavet uyarısı yaparak işimizin kolay olmadığını ve kazanılmış herhangi bir şampiyonluğunda bulunmadığını söyledi. Gayet yerinde ve gerekli bir açıklamaydı. 

Elbette hepimiz kayıpsız geçelim istiyoruz her haftayı. Ancak TRTSPOR’un da maçları vermesiyle birlikte rakiplerin de bize karşı öteden beri daha dirençli oynamasıyla maçlarımız zor geçiyor. Bu gayet doğal. Ancak bizim buna karşı koyacak mücadele gücünü ve direncini de her hafta artırarak göstermemiz elzem. 

Haftalardır oyun anlamında değil de mücadele ederek maçları kazanmamız bu ligin doğasında var dedirtiyor bizlere. Top oynamaya çalıştıkça rakipler buna müsade etmeyecek şekilde temaslı oynuyorlar. Bu maçta da olduğu gibi öne geçtiklerinde de kalecileri daha devre bitmeden ayağına kramp giriyor! Düşünün artık gerisini. 

Neden biz öne geçtikten sonra yerde adamları olmadı, neden kalecilerine ilerleyen süreye rağmen ilk yarıda giren kramp tekrarlamadı? Çünkü böyle bir şeyi yok!

Sahamızda Afyon maçını kazanarak Manisa’ya gidip önemli bir galibiyetle de taçlandırmak en büyük dileğimiz. Bunu yapacak gücümüz var. 

Bir yanıt yazın