LİDERDEN FARKLI TARİFE!

Şehit haberleriyle hüzünlendik, morallerimiz bozuldu. Bu hüzünle bırakın düşünmeyi oynamak dahi zordur. Sevinemiyorsunuz dahi. Nasıl sevineceksiniz ki kendi ilimiz başta olmak üzere ülkenin geneline yansıyan hüzünler varken.

Tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine de sabırlar dilerim.

Tüm bu duygularla taraftarlarımız da bayraklarıyla geldiler, hazırlık yaptılar ve açtıkları pankartla da şehitlerimizi unutmadılar. 20 bini aşan bir taraftar kitlesi vardı. Yine tezahüratlarıyla takımlarını desteklediler.

İnegölspor, transfer yasağına rağmen alt yapıdan takviyelerle ligde önemli sonuçlar aldı. Play-off potasında olan İnegölspor, üst üste aldığı galibiyetlerle geldi şehrimize.

Maça hızlı başlayan ve pozisyon arayan taraf olduk. Kubilay sahadaydı ve iyi de başladı maça. Yaptığı ortayı iyi takip eden Guido öne geçiren golümüzü attı.

Maçın temposunu düşürdüğümüz zamanlarda rakip daha etkili oldu. Buna rağmen Caner’in çizgiye inip yaptığı şutu direkten döndü. Rakibe topu verdiğimizde kalemizde etkili oldular. İşte o anlardan birinde Veli iki kez uzaklaştırmasına rağmen top rakip oyuncuda kalınca eşitlik golünü buldular.

İşin şakaya gelir tarafı olmadığını ve rakibi hafife almamanın gereğini anlayan futbolcularımız vitesi artırınca gollerde beraberinde geldi. Oğuz zaman zaman aksamış olsa da, maçın genelinde etkili oldu. Yaptığı asistlerin ilkinde Guido’yu topla buluşturdu ve onun vuruşuyla da top ağlara gitti.

Yalçın’ın bu takım için ne denli olduğunu bu maçta da gördük. Hem defansta yaptığı hem de hücumda yaptığı etki gerçekten önemliydi. Onun yaptığı asistle topla buluşan Burak farkı ikiye çıkaran golü de atmış oldu.

İnegölspor, hem oyun oynamayı düşünen hem de oyunu çirkinleştirmeyen görüntüsüyle de taktiri hak ediyor. 3-1 olan skora rağmen oyun disiplinlerinden taviz vermediler. Yine gol aramaya ve kalemize yakın olmaya çalıştılar.

İkinci yarıya daha rolanti devam etti. Ertuğrul Hoca, Bahattin ile başlamamıştı. Kubilay’ın yerine onu oyuna aldı. Böylelikle sahada bir anda üç etkili hücum gücü oluştu. Kaçan pozisyonlarımız vardı. Rakibin de Nurullah da eriyen şutları.

Perdeyi kapatan golümüz Bahattin’den geldi. Oğuz’un enfes aşırtma pasıyla topla buluşan Bahattin, farkı 3’e çıkaran topu filelere göndermeyi başardı.

Oyun anlamında da göz doldurucuydu. Takımımız hem en yaptığını bilen, ne şekilde ataklar yapacağını biliyordu. Rahattı sahada. Kubilay’da etkiliydi oyunda kaldığı sürede. Yine Yalçın gibi Veli de parıldadı. Her ne kadar yenilen golde top uzaklaşmamış olsa da artık takıma ve oyuna alıştığını gösterdi.

Ercan, sanırım hücum yönünü biraz daha geliştirmiş olsa tam çift yönlü bir hamle oyuncusu olacak gibi duruyor. Bulunduğu mevki de daha çok defansif gibi duruyor. Ofansif yönünü geliştirirse ilerisi için çok daha oyununa kalite koyabilecek. Tabi hocası ondan ne beklediği de ayrı bir konu.

Sahaya çıkmadan, maç oynanılmadan kazanılmaz duygusuyla çıktığımız maçı farklı kazanmayı başardık. Geçen haftaki yazımın sonunda belirttiğim, puan farkını artırırız öngörüm de gerçekleşince haftayı bir hayli kazançlı tamamlamış olduk. Puan farkı 10 oldu!

Dile kolay nereden nereye diyor insan. İlk yarının sonlarına doğru hiçte hesapta olmayan bir puan farkı. Elbette biz yine matematiksel olarak tamamlanmamış olan bir başarı daima eksik olur diyoruz.

Sancaktepe maçı geldi çattı. Firesiz galibiyet serimiz 10’a çıktı. Bu tarihimizde 35 yıl sonra olmuş olan bir serinin de egalesi. Rekor dan ziyade bu performansın devamı için sahaya çıkacağız. Sancaktepe yine formda bir ekip. Belki de bu gruptan çıkabilecek güçte olan kim olur bizden başka diye sorsalar Sancaktepe ilklerden olurdu.

Bu maçın ciddiyeti de ayrı bir durum. İki yıldır bırakın puan almayı gol dahi atamamışız. Bu bile apayrı bir motivasyon aracıdır. Futbolcularımız da bu bilinçle çıkacaklardır ve seriye devam edeceklerdir diye düşünüyorum. Tabi futbolcularımız da bunu bizden daha çok istemeleri gerekiyor. İşte o istek ve oyun disiplini bizlere bu güveni veriyor.


Bir yanıt yazın