KABUL EDİLEMEZ OYUN VE SONUÇ!

Her zaman olduğu gibi taraftarlarımız kendisine ayrılan deplasman tribünü doldurup rakip takımın taraftarının da az olmasıyla maç boyunca takımlarına olan desteklerini hiç susmadan yerine getirdiler. Bir de oluşan sisli havanın da etkisiyle o müthiş görsele imza atmış oldular. Bizim adımıza yazılabilecek en güzel not da zaten bunlardı.

Maçın başlarında iki takımda birbirini yoklama çekerek geçirdi. Biraz tempo vardı. Bulduğumuz cılız pozisyonlar da gole çevrilmeyince oyundan da düşmeye ve rölanti oynamaya başladık.

Rakibin attığı korner sonrası en önemli golcülerine önlem alamayınca yenik duruma düştük. İkinci yarı ne yapar eder toparlanırız dedik ama maalesef bunu da beceremedik.

Biraz mücadele eder göründük ama o kadar işte. Rakip ise geldikçe kalemizden eli boş dönmedi. Ortaya kabul edilemez bir skor çıktı en nihayetinde!

Yazacak çok bir şey yok. Elbette bu takım daha iyisini bize gösterdiği için gözlerimiz bunu arıyor. Ancak Başkan Yıldırım’ın, hafta başında Avrupa hedefi çizmesi bir bakıma takım, hem oyun hem de mücadele anlamında olumsuz cevap vermesi bizleri üzdü.

Toparlanırız elbette. Ancak bundan sonra nasıl bir mücadele olacağının işaretleri eğer buysa işte bu bizi daha da üzer. Ntcham belli ki kafa olarak düzeltmedi kendisini. Holse de salınca bir bakıma kaçınılmaz son oldu bize bu skor.

Diğer taraftan Satka’nın oyundan çıkışı dikkatlerden kaçmadı. Yunus Emre iyi bir performans yakalamışken onun da düşüşü kendi adına da bir kayıp oldu.

Hatay maçında bu durumun düzeleceğini ve bu maçı da mutlak kazanacağım kanaatindeyim. Lakin yine sonraki deplasman maçı olan Konyaspor maçında yine bu görüntüyü vermememiz gerekiyor.

Daha fazla yazıp dertleri çoğaltmayalım. Ancak stadyum meselesine bağlanmamalı bu durum. Netice de bu farklı bir gündem. Tamamen geleceğe yatırım anlamında oluşan stadyum gündeminin kamuoyunun devam etmesi gerekir. Nihayetinde taraftar grupları da spor basını da olaya el atması güzel lakin yer tahsis konusunda işin başında olan kişilerin de konuya el atması gerekiyor. Dilerim Başkan’ın bu isteği yerine gelir.

STADYUM MESELESİ..!

Başkan Yüksel Yıldırım’ın geçenlere katıldığı programda yeni bir stadyum yapalım çağrısıyla yeniden alevlendi bu söylem. 

Peki neden yapılsın stadyum oysa daha yeni ve kaç milyon para harcandı? Şart mı? Çok mu lazım mı yazık değil mi mevcut yere? Diyenlerde çıkacaktır.

Öncelikle daima söylendi ama az kişinin yazdığı çizdiği bir şey var ki; yeri yanlıştı ve  hedeflenen hiçbir şey mevcut yer için olmadı. Neydi o kısaca; o zamanlar 24 saat içinde her zaman yaşam alanı içinde olacaktı. Mağazalar ve lokantalar gibi her daim işleyen yerler olacaktı. Tıkır tıkır işleyecekti ve kazanç artırıcı unsurlar olacaktı. Marka işletmeler davet edilecekti. Bir tür Avm olacaktı. Bunlar olmadığı gibi stadyumun aksaklıklar bitmek bilmedi.  Ne çimleri tutuyor ne de havası ne de yapısında ki sıkıntılar bitiyor. Türlü söylentiler ki depreme dayanıklılık meselesi de içinde hiçbir zaman bitmedi burası için. Bir tek ismi hariç!

 Oysa o zamanlar ki daha yeni stadyum söylentisi olduğunda özellikle yeni yerden ziyade mevcut yerin korunması gerekliliği hatta bazı stadyumları örnek vererek bunu  o günlerde yazdığım haber sitesinde çokça belirttim. 

Hadi demiştim yerini değiştireceksiniz anlaşıldı ama bu yer Tekkeköy olmaması gerekiyor diye eklemiştim. Hem yol hem de şehir dışında olduğu içindi yani herkes batıya doğru yerleşim yaparken biz doğuya doğru yaptık. Bir de hava kirliliği olan bir alandı orası azot ve bakır fabrikasından ötürü. Nitekim o zamanlar kulübe yakın bir isim de bana Yaşar Doğu Spor Salonu’nun dışının bu kirlilikten dolayı temizlenmesi için her ay yüksek olabilecek şekilde paralar harcandığını söylemişti.  Hatırlayanlar olabilir ki  o zamanlarda Tekkeköy İlçe Başkanı dahi tarımın olumsuz yönde etkilediğini daima söylemişti. Bunlar dış etkenlerdi tabi. 

Önemli olan ise bu stadyumun bitmeyen eksikleri ki bir türlü kendisini amorti edecek durumda ve konumda olmamasıdır. Şehre çok uzak gelmesi, trafik çilesi, alternatif yaşam aktiviteleri için yeterli olmaması, yoğun yağmurda herkesin olumsuz etkilenmesi gibi bir takım eksiklikler ve yine görüldü ki özellikle çimlerin  düzelmesinin oldukça zaman alması da demek ki başkanı bu kadar yıl tüm bunlardan dolayı oldukça yormuş. Ki sonuna kadar hak veririm kendisine. Nice harcamalar yaptığı aşikar. 

Tabi buna takımın Avrupa’ya gitmesi muhtemel büyük adaylar içinde olması ve Uefa’nın beklentileri içinde bir takım istekleri olacağı ve bunun da maliyetlinin kendisine yansıyacağını bilmesi de bu “yeni stadyum” isteğini ortaya koymasında en büyük etkendir. 

Baktı ki  Yüksel Yıldırım Başkan, Samsunspor sevdalısı olan Büyük Şehir Belediye Başkanı var ve bu rüzgarı da arkasına alarak haklı bir şekilde istediğini daha net bir şekilde ortaya koymuş oldu.  Nitekim Başkan’ın Samsunspor anlamında ufak dokunuşları dahi taraftarlar nezdinde ne denli olumlu karşılandığını hepimiz gördük. Çünkü öncesinin neler yapmaya çalıştığını da gördü bu taraftar. 

Stadyum olur mu olmaz mı bunu kestirmek güç. Çünkü şu konjonktürde her şey olabilir. Ne gerek var diyen de olabilir, mutlaka olmalı diyen de! Zaman gösterecek tüm bunları. 

Her şeyden önemlisi bence bu kez taraftar isteğini daha net ortaya koymalıdır.  O zaman benim ki az kişinin sesi değil de daha çok kişinin ki özellikle yerel basın olmak üzere ki sadece spor değil diğer güncel yazarların da taraftar gruplarının da devreye girmesi ve gündemde tutması gerekir. Ezcümle Başkan Yıldırım’ın bu çıkışının havada kalmaması gerekir. 

Son olarak taraftar mesela yıllarca nasıl yakışmıyor maç öncesi stadyumda ki eski satış noktası yeri dedi ve haklı çıktı ki gördüm maç sonrası tıklım tıklımdı o koca yer. Hoşuma gitti. Almasa da insanın içeriye girdiğinde almadan çıkası gelmiyor çünkü. Stadyum  meselesi de öyle madem Başkan gündeme getirdi fırsat bu fırsat deyip havada kalmamasını sağlamaktır.  

Bakalım göreceğiz zamanla bu istek nereye varacak? Bence işin büyüğü taraftarda..hep öyle olmadı mı? 

KAZANMAK GÜZEL..BİR DE YENİ STADYUM MESELESİNE BİR BAKIŞ!

Evimizde kazanarak devam etmek her şeye rağmen güzel olanı. Taraftar yine hatırı sayılır şekilde maça olan ilgisi devam etti. Özellikle açtıkları pankartlarlarla hem Bolu’da yaşanan vahim olaya hem de 20 Ocak kara günümüze göndermelerle 

alkışı hak ediyorlar. 

Maç boyunca takımı ayakta tutmak ve özellikle de ilk yarı boyunca hiç susmadılar.  Büyük bir destek var elbette ama gönül istiyor ki hiç boş yer kalmasın. Başkan Yüksel Yıldırım’ın yeni stadyum yapalım çıkışını yazının sonunda değineceğim.

Maçın başında iştahlı başladık ve gol aradık. Takım olarak gole yakın oynadık daha çok isteyen taraf olduk. Rakip Gaziantep FK sahamızda oynamayı bu yarıda pozisyonu dahi yoktu. 

Ntcham’ı anlamaya çalışıyoruz diğer taraftan. Neden bir anda durakladı. Halen aklı o günde mi kaldı? Onu Reis Hoca ve Yönetim bilecek lakin çözüm bulmalı. Çok daha fazla inisiyatif almasını bekliyoruz ama yok olmadı iki haftadır. 

Diğer yandan Holse’nin çabası yine ancak takım olarak duraklama olduğu da bir gerçek. Şu var ki buna rağmen mücadele de dikkat çekiyor. Yine Drongelen’in yokluğunda görev alan Yunus Emre’nin eski günlerine dönüş sinyali vermesi sevindirici olanıydı.

Beklenen gol ilk yarının sonlarında geldi. Bola’nın ortası Holse’nin güzel ortasına Marius iyi dokundu ve top ağlarla buluştu. Yalnız hakemlerin 4 dakika pozisyonda ne ardıklarını merak ettik. Sahi ne vardı ne aradınız da bulamadınız? Yoktu çünkü. Biz tribünden gördük sonra telefondan da baktık ama siz bunu nasıl görmediniz hayret! Bize karşı yanlı tutumlarınız devam ediyor bilesiniz Tff ve hakem camiası!

İkinci yarıya daha önde basan bir rakip vardı. Bu baskı sonuç getirdi onlara ve Satka’nın, Okan’a pasında bir anlık konsantrasyon hatası kalemizde gol görmemize neden oldu.

Konuk takım bu golle biraz daha maça asılır oldu. Pozisyonlar buldu. Okan bu anlarda skoru tuttu. Defansımız devreye girdi ve zamanında müdahalelerde bulundu. Bunlar önemliydi bir takım için çünkü ufak bir hata geriye düşmemize ve daha çok hata yapmamıza neden olabilirdi.

Thomas Reis devreye girdi ve oyuncu değişiklikleri yaptı. Dikkat çekici isim de yine Ercan oldu. Geçen hafta net gol kaçırmasına  rağmen ona güvenmesi ki hele de Marius gibi skorer bir oyuncunun yerine alması dikkat çekiciydi. Yine Soner Aydoğdu’yu içeri aldı. Mesela kimse onu garipsemedi. Ayağı sağlam ne zaman girse oyuna iş yapıyor çünkü.

İyi bir ortaya çok iyi yükselen Ercan Soner’e indirdi topu o da düzgün bir vuruşla tekrar bizi öne geçiren golü yaparak galip gelmememize bu iki oyuncu da önemli bir faktör oldular. “Aferin Ercan bari bu sefer iyi iş yaptın!”dedirtti bizlere.

Kazanan haklıdır ama mutlaka Thomas Reis de oyunda ki düşüşü görüyordur. Bence bunda Ntcham gibi kritik bir isiminde iyi olmayan performansının da etkisi var. Çünkü pozisyonu itibariyle hem takımın ataklarında hem temposunun artmasında veya ayarlanmasında görüyoruz ki bunun çözüme kavuşması şart artık. En azından takımın havasının bozulmaması adına da ayrıca önemli. 

Avrupa sesleri stadyumda da yükseliyor artık. Bu gidişatında bozulmamsı ve yakalanan fırsatın çok iyi değerlendirilmesini istiyor tüm taraftarlar. Artık ilerleyen haftalarda takımdan bu çağrıya olan karşılığı daha  net göreceğiz. 

GELELİM STADYUM MESELESİNE;

Başkan Yüksel Yıldırım’ın geçenlere katıldığı programda yeni bir stadyum yapalım çağrısıyla yeniden alevlendi bu söylem. 

Peki neden yapılsın stadyum oysa daha yeni ve kaç milyon para harcandı? Şart mı? Çok mu lazım mı yazık değil mi mevcut yere? Diyenlerde çıkacaktır.

Öncelikle daima söylendi ama az kişinin yazdığı çizdiği bir şey var ki; yeri yanlıştı ve  hedeflenen hiçbir şey mevcut yer için olmadı. Neydi o kısaca; o zamanlar 24 saat içinde her zaman yaşam alanı içinde olacaktı. Mağazalar ve lokantalar gibi her daim işleyen yerler olacaktı. Tıkır tıkır işleyecekti ve kazanç artırıcı unsurlar olacaktı. Marka işletmeler davet edilecekti. Bir tür Avm olacaktı. Bunlar olmadığı gibi stadyumun aksaklıklar bitmek bilmedi.  Ne çimleri tutuyor ne de havası ne de yapısında ki sıkıntılar bitiyor. Türlü söylentiler ki depreme dayanıklılık meselesi de içinde hiçbir zaman bitmedi burası için. Bir tek ismi hariç!

 Oysa o zamanlar ki daha yeni stadyum söylentisi olduğunda özellikle yeni yerden ziyade mevcut yerin korunması gerekliliği hatta bazı stadyumları örnek vererek bunu  o günlerde yazdığım haber sitesinde çokça belirttim. 

Hadi demiştim yerini değiştireceksiniz anlaşıldı ama bu yer Tekkeköy olmaması gerekiyor diye eklemiştim. Hem yol hem de şehir dışında olduğu içindi yani herkes batıya doğru yerleşim yaparken biz doğuya doğru yaptık. Bir de hava kirliliği olan bir alandı orası azot ve bakır fabrikasından ötürü. Nitekim o zamanlar kulübe yakın bir isim de bana Yaşar Doğu Spor Salonu’nun dışının bu kirlilikten dolayı temizlenmesi için her ay yüksek olabilecek şekilde paralar harcandığını söylemişti.  Hatırlayanlar olabilir ki  o zamanlarda Tekkeköy İlçe Başkanı dahi tarımın olumsuz yönde etkilediğini daima söylemişti. Bunlar dış etkenlerdi tabi. 

Önemli olan ise bu stadyumun bitmeyen eksikleri ki bir türlü kendisini amorti edecek durumda ve konumda olmamasıdır. Şehre çok uzak gelmesi, trafik çilesi, alternatif yaşam aktiviteleri için yeterli olmaması, yoğun yağmurda herkesin olumsuz etkilenmesi gibi bir takım eksiklikler ve yine görüldü ki özellikle çimlerin  düzelmesinin oldukça zaman alması da demek ki başkanı bu kadar yıl tüm bunlardan dolayı oldukça yormuş. Ki sonuna kadar hak veririm kendisine. Nice harcamalar yaptığı aşikar. 

Tabi buna takımın Avrupa’ya gitmesi muhtemel büyük adaylar içinde olması ve Uefa’nın beklentileri içinde bir takım istekleri olacağı ve bunun da maliyetlinin kendisine yansıyacağını bilmesi de bu “yeni stadyum” isteğini ortaya koymasında en büyük etkendir. 

Baktı ki  Yüksel Yıldırım Başkan, Samsunspor sevdalısı olan Büyük Şehir Belediye Başkanı var ve bu rüzgarı da arkasına alarak haklı bir şekilde istediğini daha net bir şekilde ortaya koymuş oldu.  Nitekim Başkan’ın Samsunspor anlamında ufak dokunuşları dahi taraftarlar nezdinde ne denli olumlu karşılandığını hepimiz gördük. Çünkü öncesinin neler yapmaya çalıştığını da gördü bu taraftar. 

Stadyum olur mu olmaz mı bunu kestirmek güç. Çünkü şu konjonktürde her şey olabilir. Ne gerek var diyen de olabilir, mutlaka olmalı diyen de! Zaman gösterecek tüm bunları. 

Her şeyden önemlisi bence bu kez taraftar isteğini daha net ortaya koymalıdır.  O zaman benim ki az kişinin sesi değil de daha çok kişinin ki özellikle yerel basın olmak üzere ki sadece spor değil diğer güncel yazarların da taraftar gruplarının da devreye girmesi ve gündemde tutması gerekir. Ezcümle Başkan Yıldırım’ın bu çıkışının havada kalmaması gerekir. 

Son olarak taraftar mesela yıllarca nasıl yakışmıyor maç öncesi stadyumda ki eski satış noktası yeri dedi ve haklı çıktı ki gördüm maç sonrası tıklım tıklımdı o koca yer. Hoşuma gitti. Almasa da insanın içeriye girdiğinde almadan çıkası gelmiyor çünkü. Stadyum  meselesi de öyle madem Başkan gündeme getirdi fırsat bu fırsat deyip havada kalmamasını sağlamaktır.  

Bakalım göreceğiz zamanla bu istek nereye varacak? Bence işin büyüğü taraftarda..hep öyle olmadı mı? 

GOL YOK AMA SKANDAL KARAR ÇOK!

Taraftar yine müthiş işlere imza attı deplasman tribününde kendisine ayrılan yerde. Hem koreografi ile hem de maç boyunca yaptıkları tezahüratlarıyla.

Rakip Beşiktaş, yeni hocasını tribünde ağırladı. Onun gelişi takıma biraz ateşleme işlevi yapmış gibiydi. Geçmiş maçlara oranla daha mücadeleci bir görüntü verdiler. İlk dakikalarda o baskıyı atlatınca biz oyuna hakim olmaya başladık. Ntcham sahadaydı ama isteksiz gördüm onu. Alıştığımız Ntcham’dan uzaktı biraz. Holse de kendisini yine saklayan ama yine de top ayağına geldiğinde buradayım diyenlerdendi.

Marius’u 4. dakikada yerde gördük hakem devam dedi. Yabancı VAR da çağırmadı oysa hakemlerin çoğu penaltı dediği bir durum vardı ortada. Yazık ettiler bize yine anlayacağınız.

Kimilerin lige heyecan katmak için kolladığını anlamıştık rakibin ki bizim maçta da benzeri olmaya başladı. 

İlk yarıda rakip adına direkten dönen bir top vardı bizim için de Emre’nin şık şutunu iyi yer tutan Mert kurtardı.

2.yarıya iyi başladık Marius gole yaklaşan isim oldu. Çok hareketli ve tempolu maç vardı sahada. Orta alanların diri olduğu defansların ve kalecilerin ayakta kaldığı maçtı.

Hakem Kadir Sağlam ufaktan ısırmaya başladı bizi hatalı kararlarlarla. Mesala Schindler çizgiden topu ilk çıkarttığında rakip oyuncu ayağına basıyor ama ayakta kaldı diye faul çalmadı oynsa net faul ve sarı kart vardı. Öncesinde de Okan’a net faul de vardı. İyi ki gol olmadı dedik!

Yine bir başka pozisyonda Okan’ı perdeleyen İmmobile ofsayt olmasına rağmen devam denildi. Gol olsa Var’dan döner miydi? Bilemiyoruz.

Yine artık oyunun hakimi olacağımız dakikalarda ise şok bir kırmızı kart geldi Drongelen’e! Faul dahi yokken 2. sarı kart verdi Kadir Sağlam. Tam bir skandal! Ortada faul de yok ki sarı kart ve kırmızı kart olsun. Tam bir aymazlık!

Buna rağmen iyi mücadele verdi takım sahada. Hele de Ercan’ın golü kaçırması saç baş yoldurdu. Ah bir gol olsaydı tam bir zafer olacaktı takım için.

Schindler de Okan ile birlikte maçın yıldızı olduğu o müthiş hamleyi yaptı o son anda. 

Belki gol atamadık ama hakem skandal kararlarıyla maça damga vurdu! Neden böyle işlere girerler anlamak mümkün değil.

Elbette biz nedenini anlıyoruz ön alma! Pazarlama takımlarının işini kolaylaştırmak. Düşünün Başkan maçtan sonra hocamıza Beşiktaş’tan teklif yapıldığı! Ne de olsa gözde hoca hemen alalım. Vay uyanıklar vay!

Bravo Reis Hocaya dik durmuş.  Bu karakter bu duruş taktir edilmelidir. 

Cuma günü Gaziantep maçında galip gelerek zirve yolculuğuna devam edeceğiz. 

ZİRVEYİ ÇOK SEVDİK!

Takımın en zor şartlarında yalnız bırakmayan büyük taraftar zirve yarışında da yine takımının yanındaydı. Maç öncesi ve sonrası mutlu tabloyu sonuna kadar hak ediyorlar.

Maçın hemen başında Marius ile bulduğumuz golle maçı kazanmasını bildik. Orta alan baskısından sonra kazandığımız topu Marius gole çevirmesini bildi bu kez.

Temposu zaman zaman düşen bir maçı geride bıraktık. Çok rölanti de oynadığımız bir maçtı.

Kayserispor haliyle düşme hattında olduğundan daha çok asılacaktı ve öyle de oldu. Ancak hemen maçın başında geriye düşmeleri onların da planları bozdu şüphesiz. İlk yarıda onlar da öyle aman aman pozisyon üretemediler.

Rakip alanda kimi zaman olduğumuz anlarda ürettiğimiz pozisyonlar rakip defansta eridi. Aslında bir nevi maç bizim açımızdan beklenildiği gibi de gidince çokta futbolcularımız kendisini yormak istemedi.

İkinci yarının ilk dakikaların da rakip daha etkili başladı. Önce Okan çok iyi uzandı. Sonrasında başka bir pozisyonda da topları direkten döndü. Böyle bir aksiyon yaşandı kalemizde sonrasında çok izin vermedik onlara. Biz ise Soner Aydoğdu ile karşılık verdik ancak rakip kaleci Onur bu kez kalesini gole kapattı.

Bir de maçın son anlarında hatta uzatma dakikalarında yine kalemizde etkili olan taraf rakip takımdı ancak yine kalemizi gole kapatınca çok önemli 3 puanı hanemize yazdırmış olduk. Pozisyonda ilk hamleyi yapan he ne kadar Okan olsa da oyuna sonradan giren Yunus Emre rakip oyuncudan önce iyi bir hamle yapınca mutlak golü engellemiş oldu. İşte böyle gel dedik Yunus Emre için.

Zirveye tutunduk artık. Bu bize Avrupa’ya gidişimizin işaretlerini de göstermiş oldu. Elbette ligin bitimi daha önemli. Lakin takım buna ne karşılık verecek hep birlikte göreceğiz. Artık haftaya daha önemli başka bir maç bizi bekliyor.

Beşiktaş maçı tam bizimi için rövanş niteliğinde. Onlar bu kez iyi gitmiyor biz ise istim üzerindeyiz. Bakalım deplasmanda rakibe geçit vermeden dönecek miyiz? Bunun cevabını haftaya yine Cumartesi günü göreceğiz.

Artık taraftarın takıma inancı tam bu kez başaracağız diye inanıyor. Takım da buna gereken cevabı sahada verecek ve zorlu maçı da lehine çevirecektir. Çok iyi geçirdiğimiz bu sezonun dilerim bitişi de güzel olur.

ÖNEMLİ MAÇTA GALİP GELDİK!

Maç dolu tribünlere oynandı. Böylesi yakışırdı bu maça. Ancak belli böylesi maçlarda daha etkili tribün olabilirdi. Yine de koreografi dahil emeği geçenlere teşekkürler.

Maça rakip daha etkili başladı ve ilk tehlikeli atak da onlardan geldi. Okan başarılıydı bu pozisyonda. Ancak Yunus stresli başladı. Rakibine o tekme iyi ıskaladı dedik Okan kurtarınca yoksa daha ilk dakika da penaltıya sebep olurdu ve maç onun hiç bimezdi. 

Gerçi ilk dakikalarda yine bu stresi gördük kendisinde. Neyse ki sonradan arttı ve güven geldi Yunus’a ve yine de iyi maç çıkardı Drongelen’in yokluğunda.

Maçın beklenin aksine rakibe topu vererek geçirdik. Kqzanılan topları uzun paslarla rakip alanda pozisyon aradık. Elbette bunda başta Ntcham’ın yokluğu da vardı. Ancak disiplinsiz hareketi karşılıksız kalması daha büyük felaket olabilirdi. Alman Hoca da buna izin vermedi diğerleri Laura, Dimata ve Tait ile birlikte.

Elbette kadroya bakınca nasıl olacak demedik değil. Görürdük ki kazanan takım oldu arma oldu!

İşt bu Ncham yokluğunu fırsata çeviren oyunların başında Celil oldu. İyi mücadele etti. 

Yine mesela Marius daha çok iş beklediğimizi simlerdendi. Mesela uzun pasta aldığı topu iyi değerlendirse gol olacak ama işte o Marius. 

Holse’nin Ozan’dan kaptığı topu Bennasser’in yine Marius yerine ki ofsaytaydı Holse’ye vermesiyle geldi gol. 

Öne geçince tabi daha çok boş alanalr bulabilirdik. Öyle de oldu ancak final pasları iyi değerlendirilmedi. Rakip ise geride öyle hatalar yaptı ki biz bunu çok iyi değerlendirmek yeri boşa harcadık.

2. yarıya Trabzonspor etkili başladı. Kazandıkları korner sonrası adeta uyuyunca beraberlik geldi. 

Oyunda düşmeyen takımımız rakip allanda etkili de olduk. Holse bunu gol yapar dediğimiz iki pozisyonu da harcayınca tekrar öne geöme fıratını kaçırmış olduk. 

Rakip daha çok kalemize yaklaşmadığı anlarda uzaktan şutlar denedi. 

Maç aslında iki takım içinde yakındı. Her ana biri öne geçer görüşü oluştu izleyenlerde.

Nihayetinde Zeki’nin kullandığı korner sonrasında Marius’un kafasıyla hafif dokunuşuyla arkada bekleyen Holse iyi uzandı ve takmımızı öne geçirdi. Ve de maça damgasını vurmuş oldu. 

Sonrasında yine oyunu tuttuk. Maçın son anlarında hakem iyi yönetiyor dediğimiz maçı az kalsın katlediyordu. Önce korner beklediğimiz de yanlış karar verdi ve top rakibe geçti. Bu kez uzatmaya gerek yokken ek uzatmaya gitti ve top Okan’a değmemişken korner verdi.

 O korner sonrası 3. gol şansı da geldi aslında. Uğurcan kalemizde gol ararken boşalttığı kaleye maalesef iyi değerlendiremedik. 

Elbette bu kadar eksiğe rağmen başta ortaya koyduyu karekterle Thomas Reis kazandı takım kazandı Başkan kazandı. 

 Kolay değil istim üzerinde olan Ntcham dan vazgeçmek, İyi yolda olan Dimata’ya ki  yok demek. Kolay değil bunlar hadi Laura bir var bir yok Tait desen de öyle. 

İşte bunları düşününce biz elbette nasıl olacak da kazanacağız dedik. Bu yoklukta süre alıp görevini yapan tüm futbolcularımıza teşekkür etmeliyiz. 

 Dilerim ders almışlardır ismi geçenlerimiz de bu takım kazanmaya devam ederiz. 

Şükür ki böylesi önemli maçı aldık hem de ollulan kaostan sonra hem de! Tebrikler takım…

LİGİN İLK YARISINDA GÖNÜLLERİN LİDERİ SAMSUNSPOR OLDU!

Uzun yıllardır böyle bir durum hayal ediyorduk. Nedir o? Elbette Samsunsporumuzun ligin zirvesinde olmasıdır.

Futbol kamuoyu da özellikle yasak olan transfer yasağına rağmen bu başarıya dikkat çekiyorlar. Mesela kadro olarak ligin ilerisinde olan Galatasaray olmasına rağmen bizim Teknik Direktörümüz, ligin en başarılı teknik adamı kabul ediliyor.

Nedeni açık bu takım düşmemeye oynar denilmesine rağmen gelinen noktada ki başarıdır. Bunu da bence sonuna kadar hak ediyor ve takımı gönüllerin lideri olmanın yanı sıra adından da sık sık bahsettirmeyi başardı Thomas Reis.

Sivas maçında her şeyiyle üstün olan taraf olmamıza rağmen gol atmaya muvaffak olamayınca beraberliğe razı olmamıza rağmen rakiplerin de puan kaybetmesiyle yerimizi koruduk. Elbette bir düşüş var son haftalarda.

Lige verilen aralarda takımın ritmi de bozuldu diyebilirsiniz gelinen noktada nihai hedef olan ligde kalmanın da başarılmasının da olmasıyla oluşan rehavet de diyebilirsiniz.

Bu noktadan itibaren taraftarın tribünleri dolu hale getirip takıma daha destek verip en üst seviyede ligi bitirmesine destek vermek gerekir. Aksi halde ikinci yarıda mücadele daha dişli olacağından sıralamamız ortalara inebilir.

Bundan dolayı gerek futbolcularımızın kendi kariyerleri açısında da yine taraftarları da memnun etmek için mutlaka daha çok çaba göstermelidirler. Kaldı ki hani yan hedef olan Türkiye Kupası da olmayınca bunu gerçekleştirmek için tek yol kaldı o da ligi en iyi şekilde bitirmek ve Avrupa Kupalarına gitmeye hak kazanmalıyız.

Mesela, Gisdol Trabzonspor maçına özel hazırlandık ve böyle kazandık demişti. Hassasiyeti biliyoruz diye belirtmişti. Bunu Reis da yapmalı ve takımı diri tutmanın yolunu bulmalı ve bulacaktır da.

Bir de şimdiye kadar gerek sahada gösterilen performans ve toplanılan puanların havada kalmaması için dileriz önce sakatlıkların olmaması sonra da futbolcu kardeşlerimizin bu özveriyi devam ettirmesidir.

Hani şu bölge eksik burası aksıyor şuraya takviye şart gibi durumlara giremiyoruz. Malum durum ortada. Lakin taraftarın da gereken desteği bir şekilde artırması gerekiyor. Belki ligin en çok taraftar çeken takımların başındayız ama şu var ki maç seçmeye başladık. İşte bu durumu aşmamız gerekiyor. Tabi bizim için sadece bu bahane değil TFF’nin yaptığı maç saati uygulamaları da olumsuz etkiliyor. Buna rağmen her daim “Cefakar Taraftar!” söylemini hak etmiş olan taraftar topluluğu bunu daha da perçinlemelidir.

Dileriz Trabzonspor maçının kazanılmasıyla yeni bir galibiyet serisi başlar ve bu takım adına yakışır şekilde üst sıralarda yer almaya devam eder.

SAMSUNSPOR FARK ATTI!

Taraftarın beklenen ilgiyi göstermemesinin elbette en önemli nedeni bir çok kişinin mesai saatine denk gelmesiydi. TFF maalesef bunu uzun yıllardır yapıyor şehrin en önemli markası olan Samsunsporumuza. Gönül isterdik ki daha da çok taraftar önünde bu coşku yaşansın.

Buna rağmen mutlak 3 puan parolasıyla çıktığımız maçta istenilen sonucu almasını bildik. Hem de farklı bir skorla. Doğrusu kimse bu kadar rahat olur diye beklemiyordu.

Sahada Alanya maçında olmayan Holse ve Bennasser de vardı. Onların takım nasıl rahatlattığını bir daha görmüş olduk.

Oyunun her yönüyle üstün olan tarafı bizdik. Rakip alanda daha çok görülen 4 gole rağmen ondan daha fazlasını da kaçıran taraftık. Özellikle Dimata’nın kale dibinden topu auta dikmesi, diğerini de üst direkten ve sonrasında da çizgiden dönmesi çok acayipti. İyi ki maç 3-0 olmuş dedik. En büyük olumsuzluk buydu sanırım maçta kendi açımızdan. Bunun dışında sahadan rakibi sildik attık zaten.

Maçın başında Drongelen ile açılan saheneyi Marius 2 golle devam ettirdi ve perdeyi de Soner Aydoğdu kapattı.

Çok zorlanacağımız maçı kolay kazanmanın güzelliği var elbette. Rakip çabalasa da onlara fırsat vermedik. Pozisyonlarını da defansımız eritmiş oldu bir çok kere. Maçı şut atamadan tamamlatmak rakibe gerçekten muazzam denilebilir.

Bu aşamada hepsine şapka çıkartılır sadece. Teşekkürler takım yolunuz açık olsun.

HATALAR SKORU BELİRLEDİ BİR DE HAKEM!

Öncelikle tüm taraflara büyük alkışlar. Onlar en zor zamanlarda takımı bırakmadı bu maçta da bir başka keyif için yerlerini aldılar. Yaptıkları tezahüratları da apayrı yer açılırdı. 

Maç kola değildi öyle de oldu. Zinde bir rakip vardı kaşımızda ve de moralli. 

Bizim ise şampiyonluk iddiasından ziyade başka bir boyut ki bu ligin üstten girip altından çıkmak. Ha şampiyonluk olsa da elbette fena olmazdı. İşte taraftarda bu yönüyle bu coşkuyla yerini aldı.

Maçın başında gole engel olamadık. Olabilir mi evet. Ama sonrasında baktı hakem ve Var Samsunspor top oynuyor rakip alana daha çok git eye çalışıyor ne yapmak lazım gereksiz fauller gereksiz kararlar verelim bura bir de net penaltıyı es geçerek gösterelim dediler. Öyle de oldu.

Maça oetak olduk zaman zaman rakip alanda daha çok olduğumuz anlar oldu ama rakip alanda o denli net vuruşlar olamdı ya da rakip defans iyi ara kapattı. 

İkinci yarı hızlı başladık ve Dimata yerde kaldı Umut Meler direk çaldı penaltıyı. 

Ntcham bu kez hata yapmadı ve penaltıyı gole çevirdi. İyi bir momenti yakalık bu aşamdı iyi de oynuyorduk ki önce defans iyi yerleşemedi Zeki faulüne de avantaj verdi hakem ve sonrasında Okan da tokatlıyacağı topu tutmaya çalışınca elinden kaçtı ve rakip futbolcu da sadece dokundu. 

Biz eğer bu gole engel olabilseydik daha farklı nir durum ortaya çıkabilirdi. 

Holse çok belirgin olamadı mesela yine Marius inanılmaz pozisyonlar kaçırdı. Laura eklendi müsait yerde ıskaladı.

Mesela rakibin 3. golü öncesi Satka’ya net faulü Umut Meler de görmedi hadi Var neden göremedi?  Osimhen başta kırmızı kart görmesi gerekiyordu Drongeleni yere serdi mesela.

Soner Aydoğdu girdi oyuna en azından penaltı aldı takımına. Bennaser de penaltıyı gole çevirdi ve skor belli oldu.

Rakibe boyun eğmedik ama hekimler ciddi etki deniştim bir taneside Nelaon faul yapıyor skor 3-2 ve Marius’a çalışıyor düdük. Anlayacağınız hem hatalarımız hem de hakemler belirledi skoru. 

Artık Milli Maç arasından sonra sahamızda oynayacağımız Alanya maçına kadar bu maçı gerde bırakmamız gerekiyor. Kim ne derse desin bu heyecanı bize bu çocuklar yaşattı ve bunun için de kimseye yem etmemeli hele de troller sürüsüne! 

Alkışlar onuruyla mücadele edeb ezilmeyen ve ayak durak takımımıza!

BÜYÜK TAKIM HAVASI VAR!

Taraftar yerini almış stadyum dolu ve herkes maça odaklanmış, Sahada mücadele eden ve oynayan takım vardı! Büyük takımız velhasıl ama sahadaki oyunuyla da bunu söyleten takım olması apayrı bir olaydı.

Maça kontrollü başladık. Biraz sağdan biraz soldan ısınamaya başladık. Isınmaya başladıkça da oyun üstünlüğümüz gelmeye başlayınca pozisyonlarda üretmeye başladık. 

 Ntcham’ın şutunu gördük. Biraz saha dikkatli vurmuş olsaydı gol içten bile değildi dedirti bize. 

Emre’nin ortasında Dimata’nın şutunu gördük ki kaleci güçlükle kornere çeldi. 

Antalyaspor, biraz öen çıkmaya çalıştı belki ama buna müsade ermeyen oyuncu topluluğu vardı sahada. 

Mutlak bir penaltı vardı. Hakem devam ettirdi Emre’nin tekmeyle yerde kalmasını. Var çağırdı uzun uzun inceleme yaptıktan sonra. Direnç de izledi uzun uzun ama penaltı yok dedi. Müthiş hataydı aslında ama direndi Var’a! Haksızlık da cesurluk değildir aptallıktır dedirtti bize.

Neyse ki futbolcularımız shada mücadeleye devam etiler orada kalmadılar. 

Rakip alanda daha fazla görülemeye devam ettik ve etkili ataklarımız da sonuç getirdi. Bola’nın içeri yaptığı orta defanstan seken topu Marius,  Holse’ye çıkarttı ve o da düzgün vuruşla golü bulduk. Dikkat çekici olay bu pozisyon yine Bola ile başladı Dimata ile devam etti ve Bola asitin asistini yaptı. İyi iş çıkarttı bu maçta da.

Taraftar mutlu futbolcularımız mutlu başkan da mutluydu. İşte bu sahada keyif alan futbolcularımız olunca stres de yapmayınca ortaya keyifli bir takım çıkıyor. 

İkinci yarıya takip etkili başladı ama Okan bu kez geçit vermedi. Bir de defans da gelen ara ara ataklarda oldukça yerinde ve iyi kademe alarak önemlem aldı. Geçişleri iyi kapattı, pozisyon almada etkiliydi ve maçı da gol yemeden kapattık. 

Diğer taraftan hücum da ada iyi işler yapabilirdik daha çok gol de atabilirdik. 2. golü taç sonrasında Marius harika bir aşırtma yaptı topuk pasıyla ki son haftalarda daha iyi görüntü veren Dimata’ya da dokunmak kaldı. Bazıe gol atamazsınız ama verdiğiniz paslar asist olur ve yıldızlaşırsınız. Marius da bu maçta bunu yaptı. 

O Marius, ofsayttan attığı gol rahatlığını karşı karşıya kaldığında da yapabilseydi olay başka bir seviyeye gelirdi. 

Ntcham’da boş kale yerine defansa nişanladı iyi oynadığı akşamda! 

Artık İstanbul da olan maça bakacağız. Kolay değil tabi ki kazanacak çok şeyimiz var kaybebecek bir şeyimiz pek yok! Bu da stresten uzak tutacak takımı. Yeter ki rahat olalım. Bu oyunu daha da isteyelim. Sabrılı oynarsak ve bugünkü gibi yakaladığımız pozisyonlarda cömert olamazsak kazanırız da! Galatasaray’a, Avrupa da geçit vermeyen veya zorluk yaşatan takımların ortak özelliği mücadeleden vazgeçmemiş olmaları ve orta alanı hızlı geçip buldukları pozisyonlarda gole ulaşmaları oldu. Yani Galatasaray’dan çekinmeden oynadılar. 

Bu takım oynarken zevk almasını biliyor ve kaybı şimdilik yok. Ligde kalmayı neredeyse garantiledi. Bunu için büyük bir düşüş yaşanmadığı sürece daha çok işler yapar. Yeter ki bu  rüya sürsün ve hiç bitmesin!

Teşekkür ederiz hepinize.