SAMSUNSPOR TARAFTARIYLA BAMBAŞKA!

Rakip Y.Malatyaspor ligin zirvesinde ve puan kaybı olmaksızın yoluna devam etmek için geldi Samsun’a. Samsunspor ise takımı yenilemiş olmasına rağmen geride kalan iki maçta henüz hazır görüntü vermemişti.

Her ne kadar iyi futbol oynasa da Adanademirspor maçında mağlup olunca tüm taraftarları ve camiayı üzmüştü. Yinede herkes ileriye umutla bakıyordu. Ama futbol bu ve şakası olmayan bir iş olunca haliyle stresli bir durum oluşuyor herkeste.

Hafta içinde taraftarlarımızın sosyal medyadaki çabasıyla Samsunspor’a destek çağrısı etkisini gösterdi ve azımsanmayacak taraftarıyla maça çıkıldı. Maçtan önce rakiplerin kazanması da bu maçın bizim adımıza bir şekilde varoluş maçına dönmesine neden oldu.

Önceki yazımın sonunda şöyle yazmıştım “Bu maçı alacağız başka yolu yok!” Aynen böyleydi. Durum haftalar daraldıkça aleyhimize işlediği için geride kalanı bir kenara bakıp önümüze umutla bakabilmek adına bu maçı kazanmaktan başka çaremiz yoktu.

İlk dakikalardan itibaren yine hep belirttiğim topa basan, maçı istediğini rakibine hissettiren ve bunu yaparkende skor üreten bir takım görüntüsünün emareleri vardı. Oyun uzun süre kilitlenir gibi oldu.

Eğer siz rakibinizin üzerine bir şekilde baskı kurup oyununuzu kabul ettirirseniz mutlaka hata yapacaktır. Futbolcularımız bu kritik durumun bilincinde çıktılar sahaya. İlk dakikalarda Vedat’ın ortasına Brands kafa vuruşunda top kalecide kaldı.

Oyunu forse etmeye çalışan ve rakip üzerinde baskı kurmaya çalışan bir Samsunspor vardı sahada. Kone günün bence en çok çaba gösteren futbolcuların başında geliyordu. İlk düşürelen oydu ama hakem penaltıyı es geçti.

Rakip alanda yine baskı kurup rakibinde oyununu bozmaya çalışan takımımız bunun ilk meyvesini Hasan’ın yerde kalmasıyla aldı. Penaltıyı Brands gole çevirince öne geçtik. Benim gibi herkesin merakı öne geçtikten sonra takımın tepkisi ve oyun anlaşıydı kuşkusuz.

Golden sonraki ilk dakikaları başarıl bir şekilde atlatınca, takımın üzerinde ki baskıda kalkmış oldu. İkinci yarıya daha rahat başladık. Oyunu daha fazla rakip alana yığmaya başladık. Rakipte risk alınca pozisyon sayımızda artmış oldu.

Önce Kone sonra Göksu ile pozisyonlar bulduk. Sonrasında yine Kone aldığı derinlemesine pasla ceza alanına girip yaptığı asistle Brands’ın golüyle fark ikiye çıkmış oldu. İkinci yarının hemen başında gelen bu golle takımımız da bizlerde rahatladık.

O özlediğimiz taraftar şovlarıda, futbolcularımıza moral katmış oldu.

Y.Malatyaspor üzerimize gelmeye çalışsada defansımız oldukça dikkatliydi. Özellikle Ahmet Burak yaptığı çıkışlarla hem ataklara ve hem de rakibin yaptığı ataklara müsade etmedi.

Oyun konsantrasyonu ve dakikalar ilerledikçe oyundan düşmeler yaşadık. Bunun neticesinde rakip Ahmet Aras ile net pozisyon buldu. Onun vuruşu az farkla auta çıkınca rahat nefes aldık. Aldıkları riskle biraz daha öne çıkınca farkı 3’e çıkarmak içten bile değildi. Ama Kone birkaç denemeden sonra bunu başardı ve maçın skorunu tayin eden golü atarak başarılı oyununu taçlandırmış oldu.

Bu galibiyet başlangıç olsun diyoruz. Çünkü daha yol almamız gereken epey mesafe var. Seri galibiyetler gerekiyor bu sıkıntılı durumdan kurtulmak için. Verilecek aradan sonra yine üst sıraların bir başka ekibi Sivasspor ile deplasmanda oynayacağız.

O maçta elbette kolay olmayacak. Onlarda Mersin İY.’na kaybettiler ve bunu telafi etmek için sahaya çıkacaklar. Eğer Sivasspor maçında da bu maçta olduğu gibi skor üretebilirsek kazanmamız için bir neden yok. Yeter ki takım ne yaptığını bilsin!

Osman Hoca, büyük bir sevinç yaşadı haklı olarak. Hak etti. Sabır etti çünkü. Kolay değil böyle bir kaosu yönetmek. Kaldı ki onun açısındanda bir maç kazanmakla iş bitmiyor. Yine maçta yerinde duramadı. Her anında sahada oynuyormuş gibiydi.

Yönetim açısından da önemli bir kazanımdı bu maç. Yapılan transferlerin tartışılmaya başlanabileceği bir eşiği geçmiş oldular. Başkan Erkurt Tutu’nun nasıl bir risk aldığını çoğumuz farkında değiliz ama gerçek bu. Maalesef bu galibiyet tek başına yetmiyor ama birçok anlamı da beraberinde taşıyor.

Kalan haftalara daha umutla bakmak ve ligde kalmak anlamında önemli bir takımdan önemli bir galibiyet alınmıştır. İnşallah devamı gelir ve artık geriye bakmamıza gerek kalmayan günleri yaşarız.

Bu takım taraftarıyla varoldu ve onunla ayakta kaldı! Bu taraftar daha büyük başarıları hak ediyor…

SON DAKİKA ŞOKU!

Adanademirspor maçında gol aradık, puan bekledik. Hafta içinde gelen beş oyuncuyla birlikte kadromuzu bir hayli güçlendirdik. Elbette bunu sahada görmek içinde sabırsızlandık.

Bizim için kapalı kutu oyuncularımız olduğu gibi rakip içinde öyleydi. Bundan dolayı temkinli başladılar maça. Ev sahibi gibi değilde deplasman takımı gibi oynadılar. Yedikleri golün altında ezilmek istemiyorlardı.

İlk yarı boyunca antrenman maçı hüviyetinde geçti. Daha çok iki takımda birbirini tartan ve açık arayan bir oyun anlayışındaydı. Temposu düşük ve pozisyonu olmayan bir yarı izliyorduk ki önce Pote’nin vurduğu kafa şutunu Furkan çıkardı, sonrada Murat ve Hasan ile mutlak golden yararlanamadık.

İkinci yarı biraz daha ofansif oynamaya başladık. Rakibin üzerine daha çok gitmeye ve pozisyon üretmeye başladık. Belli aralıklarla tempoyu yükseltmiş olsakta istediğimiz golü bulamadık.

Kone ve Göksu ile gole yaklaştık. Luma ile zorladık. Göksu’nun enfes volesi direği sıyırıp auta giderken, Kone’nin penaltı noktasından vuruşuna gol diye ayağa kalkerken top havalandı ve auta gitti.

Adanademirspor ileride tek forvet oynattı Pote’yi. Fiziğiyle defansımızı zaman zaman zorlasada istediği pozisyonu bulamadı son dakikaya kadar. Lakin uzatmalarda rakibin son atağında hatalı yer tutuş ve Pote’ye önlem alınmayışının cezasını ağır ödedik.

Hemde rakip son 15 dakikayı on kişi oynamasına rağmen mağlup olduk. Daha evvelde yazdım, öyle oyuncu topluluğu gelecek diye bir anda füze gibi havalanmak zordur diye. Elbette ışıltısı var, elbette umut var takımda. Ancak insan unsurunu unutmamak gerekir.

Osman Hoca, 2-3 hafta var derken bunu kastediyordu. Anca ben şunu beklerdim, rakip alanda daha çok koşalım, rakibi hafif ısırır gibi değilde biraz daha tempoyu yükselterek dengesini bozalım, kanatları daha çok kullanalım ve daha çok pozisyon üretelim.

Mesela Hasan’ı çıkarmanın doğru olmadığı kanaatindeyim. Diğer taraftan Brands henüz hazır değil. Lumu hareketli ama daha vakit var. Ancak oyuna girdiği ilk dakikalarda rakip kaleye girip attığı şut ile ileride neler yapabileceğini gösterdi.

Kısacası artık bu takım gol ve gollere kavuşmalı. Bu şoku biran evvel atlatmalı. Osman Özköylü takımı ateşlemeli. Takım daha çok rakibin üzerine gidebilecek bir hale gelmeli. Elbette, bunun için daha ilk defa oynamış takımdan ilk maçta beklemek hayalcilikti. Ama en azından yakaladığımız pozisyonu gol atmak gerekiyordu.

Bir nevi rakip ikinci yarıda bir geldi pir geldi ve son saniye golüyle temlik penaltısı gibi golü atıp haftalar sonra galip gelmesini bildi.

Haftaya Yeni Malatyaspor ile sahamızda oynayacağız. Bu bir varoluş maçı olacaktır. Bu bir şahlanış maçı olacaktır. Artık bunun zamanı geldi vede geçiyor. Geçen hafta yazdığım gibi geri sayım başladı. Telafiler azaldığı haftalardayız. Seri galibiyetler ancak bizi rahatlatacak ama önce gol atalım ve galip gelmeyi becerelim.

Uzun lafın kısası “Bu maçı alacağız başka yolu yok!”

2017 YILI SAMSUNSPOR’UN YILI OLSUN!

2017 Samsunspor’un Yılı Olsun!

Bilindiği gibi 2016 Samsunspor’umuz açısından oldukça sıkıntılı geçti. Önce şampiyonluktan olduk, şimdide kümede kalma derdine düştük. Kısacası bizler için tam bir hüsran yılı oldu.

2016’ya girerken Umar’ın şikayeti üzerine FİFA’nın iki dönem transfer yasağıyla tam anlamıyla şoke olduk. Çünkü ortada konuşulan para miktarı böylesi hayati bir cezayı gerektirmeyecek dereceydi. Zaten yıllanmış borçlar varken daha taze bir olaydan ceza ile yeni yıla başlamış olduk.

Tam anlamıyla kabus dolu günlerin de başlangıcı oldu!

İki transfer dönemi bizi ne derece zor duruma düşürdüğünü hep beraber gördük ve yaşadık. Emin Kar yönetiminin, (şahsını kastetmiyorum) beceriksiziliyle özetlenebilecek bir acemilikle geldik bu durumlara. Oysa verdiklerini iddia ettikleri p Samsunspor Taraftarıyla Bambaşka!

Rakip Y.Malatyaspor ligin zirvesinde ve puan kaybı olmaksızın yoluna devam etmek için geldi Samsun’a. Samsunspor ise takımı yenilemiş olmasına rağmen geride kalan iki maçta henüz hazır görüntü vermemişti.

Her ne kadar iyi futbol oynasa da Adanademirspor maçında mağlup olunca tüm taraftarları ve camiayı üzmüştü. Yinede herkes ileriye umutla bakıyordu. Ama futbol bu ve şakası olmayan bir iş olunca haliyle stresli bir durum oluşuyor herkeste.

Hafta içinde taraftarlarımızın sosyal medyadaki çabasıyla Samsunspor’a destek çağrısı etkisini gösterdi ve azımsanmayacak taraftarıyla maça çıkıldı. Maçtan önce rakiplerin kazanması da bu maçın bizim adımıza bir şekilde varoluş maçına dönmesine neden oldu.

Önceki yazımın sonunda şöyle yazmıştım “Bu maçı alacağız başka yolu yok!” Aynen böyleydi. Durum haftalar daraldıkça aleyhimize işlediği için geride kalanı bir kenara bakıp önümüze umutla bakabilmek adına bu maçı kazanmaktan başka çaremiz yoktu.

İlk dakikalardan itibaren yine hep belirttiğim topa basan, maçı istediğini rakibine hissettiren ve bunu yaparkende skor üreten bir takım görüntüsünün emareleri vardı. Oyun uzun süre kilitlenir gibi oldu.

Eğer siz rakibinizin üzerine bir şekilde baskı kurup oyununuzu kabul ettirirseniz mutlaka hata yapacaktır. Futbolcularımız bu kritik durumun bilincinde çıktılar sahaya. İlk dakikalarda Vedat’ın ortasına Brands kafa vuruşunda top kalecide kaldı.

Oyunu forse etmeye çalışan ve rakip üzerinde baskı kurmaya çalışan bir Samsunspor vardı sahada. Kone günün bence en çok çaba gösteren futbolcuların başında geliyordu. İlk düşürelen oydu ama hakem penaltıyı es geçti.

Rakip alanda yine baskı kurup rakibinde oyununu bozmaya çalışan takımımız bunun ilk meyvesini Hasan’ın yerde kalmasıyla aldı. Penaltıyı Brands gole çevirince öne geçtik. Benim gibi herkesin merakı öne geçtikten sonra takımın tepkisi ve oyun anlaşıydı kuşkusuz.

Golden sonraki ilk dakikaları başarıl bir şekilde atlatınca, takımın üzerinde ki baskıda kalkmış oldu. İkinci yarıya daha rahat başladık. Oyunu daha fazla rakip alana yığmaya başladık. Rakipte risk alınca pozisyon sayımızda artmış oldu.

Önce Kone sonra Göksu ile pozisyonlar bulduk. Sonrasında yine Kone aldığı derinlemesine pasla ceza alanına girip yaptığı asistle Brands’ın golüyle fark ikiye çıkmış oldu. İkinci yarının hemen başında gelen bu golle takımımız da bizlerde rahatladık.

O özlediğimiz taraftar şovlarıda, futbolcularımıza moral katmış oldu.

Y.Malatyaspor üzerimize gelmeye çalışsada defansımız oldukça dikkatliydi. Özellikle Ahmet Burak yaptığı çıkışlarla hem ataklara ve hem de rakibin yaptığı ataklara müsade etmedi.

Oyun konsantrasyonu ve dakikalar ilerledikçe oyundan düşmeler yaşadık. Bunun neticesinde rakip Ahmet Aras ile net pozisyon buldu. Onun vuruşu az farkla auta çıkınca rahat nefes aldık. Aldıkları riskle biraz daha öne çıkınca farkı 3’e çıkarmak içten bile değildi. Ama Kone birkaç denemeden sonra bunu başardı ve maçın skorunu tayin eden golü atarak başarılı oyununu taçlandırmış oldu.

Bu galibiyet başlangıç olsun diyoruz. Çünkü daha yol almamız gereken epey mesafe var. Seri galibiyetler gerekiyor bu sıkıntılı durumdan kurtulmak için. Verilecek aradan sonra yine üst sıraların bir başka ekibi Sivasspor ile deplasmanda oynayacağız.

O maçta elbette kolay olmayacak. Onlarda Mersin İY.’na kaybettiler ve bunu telafi etmek için sahaya çıkacaklar. Eğer Sivasspor maçında da bu maçta olduğu gibi skor üretebilirsek kazanmamız için bir neden yok. Yeter ki takım ne yaptığını bilsin!

Osman Hoca, büyük bir sevinç yaşadı haklı olarak. Hak etti. Sabır etti çünkü. Kolay değil böyle bir kaosu yönetmek. Kaldı ki onun açısındanda bir maç kazanmakla iş bitmiyor. Yine maçta yerinde duramadı. Her anında sahada oynuyormuş gibiydi.

Yönetim açısından da önemli bir kazanımdı bu maç. Yapılan transferlerin tartışılmaya başlanabileceği bir eşiği geçmiş oldular. Başkan Erkurt Tutu’nun nasıl bir risk aldığını çoğumuz farkında değiliz ama gerçek bu. Maalesef bu galibiyet tek başına yetmiyor ama birçok anlamı da beraberinde taşıyor.

Kalan haftalara daha umutla bakmak ve ligde kalmak anlamında önemli bir takımdan önemli bir galibiyet alınmıştır. İnşallah devamı gelir ve artık geriye bakmamıza gerek kalmayan günleri yaşarız.

Bu takım taraftarıyla varoldu ve onunla ayakta kaldı! Bu taraftar daha büyük başarıları hak ediyor…
aradan dolayı makbuz almış olasalardı bugün farklı şeyler konuşacak ve yazacaktık.

Transfer yasağına binaen yaşanan uzun haftalar gol problemide tuzu biberi oldu üst sıralardan gerilememizin. Bir türlü aşılamayan sorunlara yenileri eklendi. Ümit Özat’ın anlamsız tavırlarını yaşadık hep beraber.

Yerine gelen Engin Korukır da yine istenilen başarıyı yakalamayınca bir düşme potasında dolaştık ama hepimiz için lig öyle hale geldi ki biran evvel bitsede yeniden başlasak dedik. Lakin “Beterinde beteri varmış!” demeye başladık.

Önce Taha, sonra Ofoedu, derken Ekigho bir bir ayrıldı takımdan. Birde kaptan Musa Aydın’ın futbolu ‘mecburen’ bırakmasıyla takım iyice güç yitiridi. Elbette Engin Korukır’ın hatasıyla birlikte Yönetiminde hataları oldu. En azından gidenleri tutmasını bilmeliydiler. Nitekim Başkan Erkurt Tutu da bunu açık yüreklilikle ifade etti.

Sezona düşme korkusuyla başladık. Nitekim korktuğumuz başımıza da geldi ve ligin ilk yarısını altlarda kapattık. 2016’yı da böylelikle son sıralarda kapatmış olduk. Takıma sonradan gelen Osman Özköylü de yine bu çilenin bitmesini açıkça ifade ettiği çok oldu.

Artık tüm herkes, yönetimiyle, futbolcusuyla, teknik heyeti, taraftarı ve medyasıyla büyük bir camia olan Samsunspor’umuzun bu sıkıntılı dönemin biran evvel aşılmasını istiyor.

İyi ama bu öyle kolay olmayacak!

Yönetimin FİFA’nın yasağının bitmesinin ardından kapalı olan transfer tahtasının da açılması için uğraş verdiğini yakınen izliyoruz. Lakin burada da ciddi problemlerin olduğuda muhakkak. Çünkü tam transfer tahtasının açılacağı zamanda mevcut şikayetlere yenileride eklenmiş durumda. Bu durum yönetimin yükünü daha da artırıyor.

Yıllanmış borçlara yeni borçlar eklenmiş ve maddi anlamda aşılması zor bir durum var ortada. Birde yeni transferlerin oluşturacağı maddi yük! Görüyorum ki herkes hergün birini transfer ediyor. Herkeste bir telaş, bir heyecan, sosyal medya desen alem! Takım biranda ‘füze misali biranda uzaya çıksın’ misali olacak diye bekliyor, bekliyoruz.

Unutulmamalı ki insan faktörü var futbolda. Ne kadar kaliteli transfer yapılırsa yapılsın belli bir süre gerekecek. Futbolcu robot veya bilgisayar değil ki kurgulansın, programlansın ve sahaya sürülsün hemen başarı gelsin. Duygu var, beceri var ve o anda ki vuruş tekniği gibi birçok olasılıkla oynanıyor futbol.

Olası bir kaç olumsuz sonuç sadece futbolcuyu ve Osman Hoca’yı değil yönetimide sıkıntıya düşercektir. Tabi ki şu durumda kimse Süper Lig beklemiyor. Bu durumda en büyük avantajları olacaktır. Çünkü öncelik alt sıralardan kurtulmaktır. Eğer ilk beş haftada bunu başarmış olursa takım, daha bir güvenle oynamaya devam edecektir. Üzerlerindeki baskı da kalkmış olacaktır.

Gelenlerin mevcutlara göre bir nebze iyi olması farkındalık oluşturacaktır ama gelecek yılın planlanması da yapılıyorsa muhakkak ki -alınan sonuçlara göre- belli bir süreden sonra “Yetmez!” sözlerini daha şimdiden duyar gibiyim.

Ancak tüm bunları bir tarafa bırakıyor ve diyorum ki; Samsunspor öncelikle alt sıralardan hızla uzaklaşmalıdır. Sonra bu takıma ve hocaya destek verilmelidir. En önemlisi de sabır edilmeli. Umarız ki beklentimizin ötesinde bir takım buluruz sahada.

Tüm taraftarlarımızın ve Samsunspor yönetiminin, futbolcumuzun teknik heyetin 2017 yılının başarılarla dolu geçmesini temenni ederim.

aydindogdu@hotmail.com