Yeni 19 Mayıs Stadı, Ankaragü takımıyla oynanan hazırlık maçıyla açılmış oldu. İlk golü atan Jonh CHİBUİKE, attığı golle de tarihe geçmiş oldu.
Stat açılışında birçok sıkıntılarla gelinmişti. Açılış tarihi defaatle değişti, Süper Kupa’nın oynanmasına karar verilmesinden sonra haklı olarak taraftarların “İlk maçı Samsunspor oymalı!” tepkisi oldu. Nihayetinde Ankaragücü ile hazırlık maçıda olsa sahaya adımını basan takım ünvanını almış olduk. Bununla birlikte ilk golü kendi stadımızda atma şerefini de elde etmiş olduk.
Bunların istatistik ve bilgi anlamında aslında çokta öteye geçmeyen yönleri var. Ama nihayetinde tarihte yer aldığı için 50 yıl sonrada olsa kim oynamıştı bu statda ilk maçı diye sorduklarında “Tabi ki Samsunspor!” denilebilecek. Gerisi teferruat bundan sonrası için.
Açılış esnasında da yine ilginç olaylar yaşanmaya devam etti. İstiklal Marşı kargaşasının yaşanmasını anlamış değilim. Herhalde resmi müsabaka olmadığı için gibi anlamsız birşeyler duyacağız. Her neyse artık olan oldu. Organizasyonu yapanların bunu düşünmesi ve böylesi bir ayıba yol açmamaları gerekirdi.
Yine Başkan Erkurt Tutu’nun konuşmasında tartışmalı yöneticinin istifaya çağırılması adına yapılan protesto vardı. Bu konuda en azından taraftarlarımız daha sağduyulu olup başka bir platformda bunu yapabilirlerdi.
Yeni stadın açılışına ücretsiz olmasına rağmen ilgi %50 civarındaydı. Yinede azımsanmayacak bir sayıydı. Önümüzde ki hafta yapılacak olan Süper Kupa finali öncesi bence son derece önemli bir test maçıydı. Yetkililer hem trafiğin akışını hemde statın kullanımını oldukça yakından takip etme ve eksikleri görme fırsatı bulmuşlardır.
Gelelim Samsunspor’un durumuna! Nihayetinde bizi ilgilendiren en önemli konuda bu. Çünkü takım iyi olmazsa oynadığınız stat süper olsa ne yazar?
Öncelikle Alpay Özalan’ın futbolculuğundan kalma efendiliği ve dürüstlüğü bir yana bu takımı nasıl sırtlayacağını hep beraber göreceğiz.
Başkan ve yönetim daha evvel ki tercihlerini son yıllarda biraz değiştirmişe benziyorlar. Uzun yıllardır yazılar yazıyorum, analizler yapıyorum. Başkan’ın tercihlerine şöyle bir göz gezdirdiğimde “tecrübeli hocalardan genç hocalara” yöneliş yaptığını görüyorum.
Alpay Özalan da bu Hocalar arasında en genç ve tecrübesiz olanı. Kuşkusuz böyle bir tercihi yaparken enine boyuna düşündüğünü tahmin edebiliyorum Başkan’ın. Takıma oynatmayı düşündüğü oyun sistemi hakkında bundan dolayı çokta bilgimizin olmaması doğaldır.
Geçen yıl çalıştırdığı, Eskişehirspor takımı zaten hazır bir takımdı. Bizim ise deyim yerindeyse baştan başa yenilenen ve değişen bir takım olacağız. Bunlar negatif olsada iyi bir teknik adam ile avantaja dönebilir. Tüm bunlar Alpay’ın elinde!
Nitekim hazırlık maçlarında skor olarak iyi sonuçlar alınıyor olması bir ışık olarak olumlu sinyaller veriyor takım. Ancak bunların yeterli olmayacağının herkes farkında. Ankaragücü maçıda bunlardan biriydi.
Hazırlık maçı olmasına rağmen, hem saha kenarının hemde saha içinin heyecanı ve hırsı beni biraz olsun umutlandırdı. Ancak hedefin Süper Lig olduğu bir ortamda ve koşullarda bu takımın ne kadar bizi üst sıralarda taşıyacağı açıkçası düşündürdü.
Hazır futbolcularımız var, bunların başında da Chibuike, Erkam, Abdülkadir ve Çağrı geliyor. Alperen ise çabalıyor ama yine forvet hattı için daha çok pozisyon almayı bilmeli artık. Onun için zaman oldukça daralmış durumda. Artık “Alperen golü atan isimdi!” diye yazmak istiyoruz.
Birçok oyuncunun değiştiği ortamda sistemden bahsetmek zor oluyor. Ancak topun daha ileriye oynanmaya çalışılması ve kanatların biraz olsun fazla kullanılmaya çalışılması olumlu olarak sahaya yansıdı. Bunan rağmen kale önüne rakipten daha az inmemiz iyice irdelenmeli. Mesala iki direkten dönen topu vardı Ankaragücü’nün. Ayrıca kale önüne daha rahat geldiler bize göre.
Karar verceğiniz ve denemeye aldığınız bir oyuncuyu son 7 dakikada oyuna almanın hiçbir anlamı yok. Biliyorsunuz Billy Michael diye bir oyuncu deneniyor. Geçen maçta da golü bulan oyuncu. Herkes merak ediyor nasıl oynuyor diye. Ama Alpay Hoca, onu son dakikalarda oyuna alıyor. Anlaşılır gibi değil.
Gol yemeden maçı bitirmiş olmamız bizim adımıza şans görülebilir ama bu futbolda hiçte doğru bir tercih değildir. Geciken forvet transferinin ilerleyen haftalarda umarım başımıza iş açmaz. Nitekim şunun şurasında iki hafta kaldı sezonun başlamasına. Bugün transfer edilmiş olsa 3 hazırlık maçı yapabilecek.
Kaleci transferi söylentileri de bitmek bilmiyor. Birçok isim geçti ve geçmeye de devam ediyor. Ancak bu takımın kaleciden önce acilen forvete ihtiyacı var. Elbette futbolda ki deyim “atanla tutanın iyi olacak!” sözüne katılıyorum. İşte bunun için diyorum ki öncelik kaleciniz iyi ise o halde liglerin başlamasına yakın zamanda golcünüz daha acil olanıdır.
Kısacası bu takım ligde birkaç takviyeden sonra ligde birşeyler yapar ama “Ligin tozunu atar!” diyebilmemiz çok zor. Bizleri öyle arkaya yaslanıp rahat maçlarda beklemiyor.
Başkan ve yönetimin çabasını anlıyorum ve takdir ediyorum. Elbette kolay değil transfer yapmak ama hedef Süper Lig ise maalesef mazeretinizde olmaz. Umarım ilk maçlarda alacağımız skorlar bizleri mutlu eder ve istenilen sonuçlarıda alabiliriz.