Haftaya Manisaspor galibiyetinin moraliyle başlamıştık. Özellikle bu maçta yaşanan sıkıntılarımız ortadaydı. Bunlara acilen çözüm bulunması gerekliliği ne yazık ki Adanademirspor maçında da görüldü.
Cuma günü maç oynanmasına rağmen ilgi yinede azımsanmayacak düzeydeydi. Ayrıca TFF’nin bu maçı hafta sonu oynatması Kurban Bayramı nedeniyle tatil için şehre gelecek gurbetçiler açısından oldukça iyi olacaktı. Ama nerede onlarda böyle bir düşünce? Samsunspor menfaatine karar aldıklarını nedense görmemiz mümkün olmuyor.
Maça istekli ve arzulu başlayıp topu ileriye doğru oynayan ve ofansif bir takım hüviyetimiz vardı. Chibuike’nin enfes şutunu kaleci güçlükle kurtardı. Bu pozisyon, maçın en güzel hareketleriyle bezenmiş ve dar alanda kısa paslarla bulunan bir şut olmasıyla da bizleri heyecanlandırmıştı.
Pozisyonun akabinde Halil İbrahim’in ceza alanına girerken rakibin topu eliyle düzelttiği düşüncesiyle Hakem Çağatay Şahan önce penaltıyı gösterdi. Sonrasında yardımcı hakemlerin devreye girmesiyle kararını iptal etti. Bu değişiklik elbette oyuncularımızın ve taraftarlarımızın da dengesini bozdu. Özellikle oyuncularımız belli bir süre burada takılıp kaldı. Bu oyun anlayışımızıda olumsuz etkiledi.
Penaltı kararı nasıl yanlışsa karardan vazgeçmek bir o kadar yanlış oldu. Hakemlerin aleyhimize verdiği kararları ve lehimize vermedikleri kararları hatırlayınca yine bir maçta hakem faciası yaşamış olduk.
Sahada Kenan’ın, zeminden kaynaklanan ayak burkulması sonrası 10 kişi oynayıp girecek oyuncuyu da bir türlü içeri alamayınca rakibe karşı eksik oynamanın faturasını kalemizde gol görerek ödedik. Gol öncesi Lalawele’nin çalımlarını ve futbolcularımızı nasıl geçtiğini ve gol geliyorum demesine rağmen önlem alınmayınca boşta kalan Tambe topu ağlarımıza yollamakta zorlanmadı. Özelikle topu bu zaman diliminde bir şekilde oyun dışına yollayıp Ramazan’ın alınmasını sağlanması gerekiyordu. Bunu anlamanın faturası doğrusu ağır oldu.
Oyunda birçok pozisyon denememiz oldu. Daha çok ileriye baskı kurup neredeyse tek kale oynadık. Mücadele gücü yüksek bir maçtı. Rakip iyi bir defans kurgusu ile oynadı. İyi kapandı. Kalecileri günündeydi diyebiliriz. Ancak hani “Bu golde kaçar mı? Bu gol olaydı işler başka olurdu!” gibi anlatılacak pozisyonum yok gibiydi. Rakip zaten bir geldi pir geldi!
Belki Angan’ın, ikinci yarıda topu kontrol edip vursa gol olabilirdi diyebiliriz. İyi mücadele gol getirmedi ama biz bunun için neler yaptık veya yapamadık bunların değerlendirilmesi gerekiyor. Diğer taraftan kanatları neden daha iyi değerlendiremedik? Manisa maç yazımda da belirtmiştim bu maçta da maalesef bu sıkıntımız devam etti.
Ahmet Burak gibi bir futbolcumuz var ve bu tarz bindirmeleri çok rahat yapabilirken kenarda tutulmasına anlam veremedik. Ufuk’un ismini özellikle rakip alanda ataktayken, pozisyon üretirken duymak mümkün olmadı.
Elbette Kenan’ın, sakatlanması oyun planını bozdu. Ancak sahanızda oynuyor ve seyirci avantajını da arkanıza almışsanız bunun üstesinden gelmeniz gerekiyor. Merakla beklediğimiz Labri, bu maçta bekleneni veremedi. Samaras daha fizik olarak hazır değil. Muhammet Beşir ilk maçıydı ve ikinci yarının başında kurtarıcı olarak oyuna girince o da gereğini veremedi.
Rakibin dengesini bozacak, onları hataya zorlayacak pozisyonlar üretemedik. Özellikle kapalı defansı açacak ve onları sıkıntıya düşürecek bir oyun anlayışını sahada göremedik. Birçok atağımız defansta ve kalecide eriyip gitti. Özellikle ikinci yarıda ceza alanına dahi giremedik. Topu rakip defansın arkasına geçiremeyince kaleciyle karşı karşıya kalacağımız bir pozisyonumuz da olmadı.
Chibuike den daha çok insiyatif almasını bekledik. Angan’ın son vuruşlarının daha etkili olmasını gözledik! Topu ceza alanına indiremiyorsanız uzaktan şutlar imdada yetişir ama onları da göremedik.
Elbette bunlar için daha zaman var! İşte bu zaman denilen mefhum aleyhinize işlemeye başladı mı işte o zaman ne yapacağız. Hedefe oynuyoruz ama sahamızda iki maçta gol yok! Gol yenilebilir ama bunun telafisi için gol atmak gerekiyor. 3 maçta 1 gol üreten takım nasıl hedefe oynayacak? Allah’tan defansımız iyi diyorduk. Onlarda yenilen golde kademe hatası yaptı ve bizleri şaşırttılar.
Sezer’in ikinci yarının son çeyreğinde oyuncumuza yaptığı faulün karşılığı sarı karttı. Nihayetinde Sezer’in ikinci sarı kart ve kırmızı kart ile oyundan atılması gerekiyordu. Maalesef Çağatay Şahan bu cesareti gösteremedi.
Gelelim zemine! En iyi zemin diye aylar öncesinden büyük bir beklentiyle ve heyecanla maçları bekledik. Ama iki maçta sıkıntılar yaşamaya başladık. Nihayetinde de korktuğumuz başımıza geldi ve Kenan’ın sakatlanmasına sebep oldu. Sonrasında da eksik kalarak gol yedik.
Zemin, milli maç arasında umarız düzelmiş halde hazır hale gelir. Böylesi güzel ve alımlı bir stata “saha patates tarlasına döndü!” denilmesi gerçekten üzücü. Erzurum deplasmanı sonrasında artık bu taraftar sahasında kazanan ve coşan bir takım arzuluyor. Kısacası, mazeret değil galibiyet bekliyor.