FİYASKO!

Hafta içinde de sık sık Altınordu’nun gençleri konuşuldu. Yetenekli futbolcuları basında boy boy yer aldı. Başarılı olacakları vurgulandı. Hatta alt yapısı örnek alınması gerekliliği vurgulandı. Yöneticilerini ve teknik heyetlerini tebrik ediyorum.

Biz yılların kulubü ve büyük bir camia olduğumuzu iddia ediyoruz. Ancak alt yapıdan yeteri kadar oyuncu çıkarttığımız söylenemez. Altınordu’nun bu gençleri bizde olsa inanın bizler dahil taraftarlar da homurdanız, “Biz bu takımla mı başarı yakalayacağız?” söylemleri olurdu.

Maçın başında hızlı başlayıp görmeyi arzuladığımız görüntüler vardı. Araya toplar, kenar ortaları ve pozisyon üretme çabaları. Ama bunlar kısa sürdü. Altınordu oyunu dengeledi. Set oyununa geçtik. Rakibe topu vermeyi tercih ettik.

Dk.14 için şöyle bir not düşmüşüm “Top rakipte ve ileride basan yok!” Sonra ne oldu Mirkan, 17’de cezayı kesti. Alpay panikledi yanlış hamle yaptı ve Ahmet Cebe’yi oyundan erken aldı. Oyunu bizim istediğimiz gibi değil rakibin istediği gibi oynadık.

Devre biterken de ikinci golü gördük kalemizde. Oyun anlamında tam bir fiyasko vardı sahada. Yeni gol umudumuz Ayite de sahadaydı. Chibuike biraz olsun çabaladı. Ama yetersiz kaldı.

İkinci yarıya baskılı başladık. Rakip alanda oynadık. Hatta serbest atıştan topumuz direkten döndü. Ancak yediğimiz kontra ile adeta şoke olduk. Sonra 4.gol. Gol umudu Muhammet Beşir ilk golünü attı ama yetmedi haliyle.

Saha zemini kötü değil, berbattı ama kimse buna sığınamaz. Altınordu’nun gençleri de aynı zeminde oynadı ve 4 golü kalemize göndermeyi başardı.

Oyun anlamında sıkıntılarımız var. Yenilen 3. Golde pozisyon almada böyle bir kontra yemek gerçekten amatörce bile denmez. Körü körüne baskı, doldur boşaltlar bir yere kadar çaredir. Ancak panikleyerek oyuncu değiştirmek, futbolculara uyarı yaparken pozisyon almalarına yardımcı olmamak nedir? Biz rakibin gardını düşürecek hiçbir hamle yapmadık!

Bu taraftar büyük umutlar besleyip, haftalardır bekliyor. Hoş memnun olmayanlar daha fazla da olsa hele bekleyelim diyenler ağır basıyordu. Şimdi top yönetimde! Muhtemelen Alpay istifa verecektir. Henüz yazıyı yazarken bu konuda netlik yoktu.

Yönetim, bazı transferleri Alpay ile yaptığını söylemişti. Şimdi onlarda zor durumda. Ama benim her zaman güvendiğim Erkurt Başkan, gerçekten böylesi zor bir durumu umarım iyi yönetir. Futbol bilgisinin son derece iyi olduğunu düşündüğüm bir insan. Ancak birçok takım alıp başını giderken hem kendileri hemde taraftarlar acı çekmeye başladı. Erken kopuşun acıları da büyük olur.

Haftalardır oynan oyunu eleştiriyorum. Hani bir takımda her hafta üstüne koyar ama bu takımda bunu göremedik. Sağlı sollu ataklar olur, rakibi bunaltır hataya zorlarsınız. Kapanır uzaktan şutlar denersiniz. Hızlı ve adam eksilten oyuncularınızı devreye sokarsınız. Bu kadar mı uyumsuz olur bir takım kurgusu?

Rakibin son iki golünü es geçelim. Bu tür goller panikten ve rakibin üzerine yığılmadan yenir. Zeminden kaynaklanır yenir. Ama ilk iki golün nasıl yenildiğini ve bunu yerken, önceki haftalarda ki yediğimiz iki gole nasıl benzediğini ve rakibin bizi nasıl analiz ettiğini görmüş olursunuz.

Her yönüyle bu mağlubiyet hepimizi derinden üzdü. Futbolcularımız maalesef iyi sınav vermiyorlar bu forma için. Tek şahane taraftar! Ne yazık ki bu taraftarlar sahamızda üç maçtır boynu bükük ayrılıyorlar stattan.

aydindogdu@hotmail.com

BERABERLİĞE RAZI OLDUK!

Rakip Bşb.Erzurumspor başında Osman Özköylü bulunuyor. Geçen sezonu bizde tamamlamış, ancak karşılıklı anlaşarak yollar ayrılmıştı. Bu yıl çok iddialı değillerse de mücadeleci bir takım oluşturmuş Osman Hoca.

Taraftarımız maçın Rize de olmasıyla birlikte kendisine ayrılan yeri doldurup takımın dinamosu olmaya devam etmeye devam ediyor. Maç boyunca takımı destekleyerek statı inlettiler. Böyle taraftara galibiyet yakışırdı.

Transfer dönemi bitti ve son ana 3 futbolcu ile anlaştık. Ahmet Cebe ve Ayite bu isimlerden en takıma yakın olanlardı. Gurbetçi Samet Kılıç da takıma fayda sağlamasını umduğumuz isimlerden. Ancak hepimizin aklı kuşkusuz Alpay Özalan’ın “Yer yerinden oynayacak!” dediği futbolcuydu.

Maçın başından itibaren tempoyu yükselten ve sahamızda daha kalabalık olup pozisyon arayan takım rakip Bşb.Erzurumspor oldu. Bunun için mücadeleyi yükseltip rakip alanda etkili olmayaca çalışmış olsakta rakibin direncini kırmakta bir hayli zorlandık.

Rakibin direncini kıracak futbolcularımız biraz zorlandı. Özellikle Angan ve Chibuike bu isimlerin başında. Samaras henüz sahada yok. Varlığı yok gibiydi sahada. Bu tür oyunculara zaman vermemiz gerekiyor. Bu açıdan çabasını da görmezden gelemeyiz.

Furkan yine kritik kurtarışlar yaptı maç boyunca. Özellikle Gökhan ve Hamza’nın şutlarını çevirmesiyle maça damgasını vurmuş oldu. İlk yarının ortalarında ve sonunda gelen bu pozisyonları kurtararak takımı ayakta tutmayı başardı.

Takım oyunu ve pozisyon oluşturma anlamında sıkınlar yaşamaya devam etmemize karşın mücadelemiz yerindeydi. Yine kanatlara çok inemedik. Ahmet Cebe ve Chibuike işte bunun için ilaç nevinden. Ahmet Cebe bekleneni verememesini ilk maçına verelim. Alışınca daha verimli olacağına ve takıma katkı vereceğini düşünüyorum.

İkinci yarıda da rakip daha etkili başladı. Orta alanda ki direncimizi zorlamaya ve kalemizde etkili oldular. Geliştirdikleri organize atakta topu uzaklaştıramayınca yenik duruma düştük. Yapılan ortada, Ercan müdehale etti ancak top yükseldi. Buna karşılık Ufuk, topu ıskalayınca Gökhan, pozisyonu takip edip golü atmayı başardı.

Bu pozisyonda boşta kalan Gökhan ve onu takip etmeyen oyuncularımız biraz daha dikkatli olmanın gerekliliğini görmüştür. Golü kalemizde gördükten sonra biraz olsun rakip alanda olmaya ve pozisyon üretmeye başladık.

İstediğimiz baskıyı kurunca da rakip defansın hataları da beraberinde geldi. Başta anlatmak istediğim Chibuike faktörü vardı pozisyonlarda. Önce ikinci yarıda Samaras’ın yerine giren Halil İbrahim’e verdi pasını ama o topu auta attı. Sonradında da adeta penaltıyı yaptırdı Chibuike. Bunun karşılığında Kenan’ın şık penaltı vuruşuyla da beraberliği yakaladık.

Golden sonra da biraz olsun rakip alanda gözükmeye ve pozisyon üretmeye devam ettik. Angan müsait durumda dönüp vurduğu top az farkla auta çıktı. Maçın sonlarında da Halil İbrahim golü attı derken kaleciyi geçen topu defans uzaklaştırdı. Bu pozisyonda da Chibuike başroldeydi.

Maç, karşılıklı gollerle berabere bitti. Ancak oyun konusunda ve saha kurgusunda daha mesafe almamız gerekiyor. Alpay’ın oyuna müdehalesi ağır kalıyor. Futbolculara bir şey anlatmak değil sadece, aynı zamanda takımı sahada yönetmek ve onlara doğru zamanda seslenerek yönlendirmekte önemli. Futbolculuğunda bunu çok iyi biliyordur. Aynı zaman oyuncu değişiklikleri de yine eleştirilecek yönü. Şuan için sezon başı diyoruz ama bazı takımlar farkı açtı gidiyor. “Takım hazır değil” sözleri zaman kazanmaya matuftur. Bunun böyle olacağını daha evvelden bir hayli uyaranlar olmuştu. Kamplara futbolcuları daha erkenden yetiştirilmemesi üzerine yapılan eleştiriydi.

Bu takımın ‘şampiyon’ olarak direk çıkmasını istiyorsak, topa daha fazla sahip olmamız gerekiyor. Oyunu rakibin değil bizim yönlendirmemiz ve tempoyu ona göre ayarlamamız gerekiyor. Rakipten daha fazla koşmamız gerekiyor. Topun arkasında olup, doğru koşular ve ortalarla forvetleri topla buluşturmamız gerekiyor.

Samaras’ı eleştirmek kolay ancak onu topla ceza alanında buluşturduk mu? İşte bunun cevabını bulmamız ve çare üretilmesi gerekiyor. Daha evvelde yazdım Chibuike ve Angan tarzı oyuncular ekstralar yapmalı. İkinci yarı bunu Chibuike biraz olsun yapınca pozisyonlar gelmeye başladı. Diğer taraftan Kanatları tam olarak kullanmadığımız ve duran topları iyi değerlendiremediğimiz de ortada.

Tüm bunları şampiyon bir Samsunspor hayaliyle yazıyorum. Yok öyle bir idealimiz diyorsanız zaten bu takım her halükarda bu ligde kalır ve playy-off da oynar. Takımaların güç dengeleri Rize haricinde yakın. Bu yıl onları ayrı tutmamız gerekiyor. Göstergeler şimdilik öyle. Bundan dolayı topa daha çok sahip olan daha çok isteyen kazanmaya bir adım yakın olan.

Samsunspor, yapay mücadelen çok üretken mücadeleye geçtiği zaman kazanmaya da yakın ekip olacaktır. Bunun sinyalleri var ama daha fazla haftalar ilerlemeden gerçekleşmesidir isteğimiz.