Gaziantepspor, durumu bizim geçen yılki durumun aynısı. Üstüne üstelik birde silenen 3 puanı var. Gidişat belli. Mersin İY ve Oduspor’un akibeti olacak besbelli. Eğer birileri ciddi kaynak oluşturmazsa ki buda çok mümkün değil gibi.
İnsan üzülüyor bir yerde. Yıllardır Süper Lig de oyna, ilinin takımı dahi olamayacaksın. Gerçekten üzücü ve bir o kadarda garip geldi bana. Aynı ligde oynadıkları diğer takıma sahip çıkacaklarına Gaziantepspor’u ayakta tutmuş olsalardı diyesi geliyor insanın. Ama doğruya bize ne? Hayır!
Bize ne diyemeyiz. Neden mi? Çünkü eğer bu şehir Samsunspor’u sahiplenmemiş olsaydı, itici bir güç olarak taraftar takıma sahip çıkıp kamuoyu oluşturmamış olsaydı, en önemlisi medya sürekli bu tür tepkileri haber yapmasaydı, bugün yerimiz kimse kusura bakmasın 1. Lig dahi değildi. Eğer ligde varolmanın temel ekonomik sebepleri yerine getirmezseniz ne mazinizin nede başarılarınızın önemi oluyor.
Maça ilgi beklenenden az olduğu muhakkak. Ama TFF’nin maç saatlerini helede hafta içinde oynatacaksa daha çok dikkat etmesi gerekiyor. Samsunspor gibi önemli bir şehir takımlarının maç saatlerine daha fazla özenmelidir. Tabi taraftarların tribüne gelmesini arzu ediyorlarsa. Mesailerin bitiş saatine maç koymak akla ziyan bir iştir.
Gaziantepspor, iki futbolcunun dışında gençlerden kurulu bir takım. Tecrübesiz ve isteklerini sahaya yansıtıyorlar. Ciddiye alınması gerekliliğini geçen hafta Rize karşısında ortaya koydukları dirençle gösterdiler.
Samsunspor da, yine Engin Hoca’nın da doğru tespitleri doğrultusunda rakibini hiçte küçümsemedi. Oyuna kontrollü başladı. Rakibinin üzerine dakikalar ilerledikçe gitmeyi yeğledi. On birde oyuna başlayan Gökay’ın, serbest atışında ki ortasında son haftaların formsuz ismi Chibuike kafasıyla perde açılmış oldu.
Maçta öne geçmişken gereksiz sertlikler gördük sahada. Erken sarı kartlar yaşadık. Bunlardan Hasan, gördüğü sarı kartın akabinde yine ikinci sarı karttan kırmızı kart görecek diye yüreğimiz ağzımıza geldi. Daha dikkatli olabilirdi futbolcularımız. Hakem atsa kim ne diyecekti?
Erken gelen bu gol rakibinde direncinin düşmesine sebep oldu. Zaten gol yollarında sıkıntısı olan bir takım karşısında öne geçmek, maçı da kolay hale getireceği muhakkaktı. Sonrasında Ahmet Cebe mutlak golü kaçırıp topu kaleciye nişanlasa da Chibuike oluşan karambolde topu ağlara göndermekte zorlanmadı ve fark ilk yarı bittiğinde 2’ye çıkmış oldu.
İkinci yarıda ilk yarıda olduğu tam hakimiyet bizdeydi. Oyunu her yönüyle kontrol edip yine rakibinde çok üzerine gitmeden araya toplar deneyerek sonuca gitmeye çalıştık. Skorun da etkisiyle bir nevi antrenman maçına döndü. Sık sık taktik çalışmalar izledik.
Göksu’nun kişisel becerisiyle kazanılan penaltıyı Gökay, gole çevirerek farkı 3’e çıkardı. Oyuna sonradan giren Angan, ben hazırım görüntüsü verirken Samaras bu maçta süre alamadı. Rakibin kalemize çok gelemediği maçta Furkan yine müthiş kurtarışlara imza attı. Öyle ki uzaktan çekilen şutu zorlukla çeldi, başka bir futbolcunun şutunu kurtardı, top yine döndü bu sefer de bir başka rakip futbolcunun şutunu başarıyla kurtararak yine geceye damga vuran bir kurtarışa imza atmış oldu.
Samsunspor bu galibiyetle kendi statında ki ilk maçını kazanmış oldu. 10 hafta geride bıraktığımızda halen beklenen yerde değiliz. Dileriz ki bu galibiyet başlangıç olsun. Elbette kimse şunu düşünmediği gibi bizlerde düşünmüyoruz yani “Rahat maç yok!”
Bundan sonra böyle rahat maçlar oynamayacağımız gibi böylesi rahat maçta kazanmamız mümkün değil. Bunun için daha evvelden yazdığımız duran topların önemini bu maçta da gördük. Uzaktan şutları daha çok artırmamız gerekiyor. Daha fazla topa sahip olmamız gerekiyor. Yan topları Angan’ın dönüşüyle birlikte daha fazla denememiz gerekiyor.
Ne olursa olsun bu maçı kazasız geçmesi gereken bir maç olarak görüyorduk. Şükür ki öyle oldu. Saha zemini bariz şekilde düzelmiş görülüyor. Belli yerlerde yine sıkınlar olsada önce ki maçlara göre daha iyi bir zemin vardı. Dileriz daha mükemmel bir zemine kavuşuruz.
aydindogdu@hotmail.com