Kulüp olarak her şeyini ortaya koyan bir başkan ve yönetim var. Var güçleriyle çalışıyorlar. Özellikle Yüksel Yıldırım’ın inanılmaz desteği de ortada.
Bu desteğin devam etmesi elbette biraz da sportif başarıların da gelmesine bağlı. A takım en üst ligde olacak ki geriden gelenlerin öz güveni artacak. Kendilerine daha çok dikkat edecekler.
Kısacası burada zaten mazisiyle varolan Samsunspor efsanesinin başarılarıyla tekrardan perçinlenmesidir kastettiğim. Artık yeni başarılar eklenmeli ve bu başarılar ile anılmaya başlanmalı.
Bakın iki sezon başında tahta ne zaman açılacak, transfer nasıl yapılacak, para nereden buluncak denmiyor? Ya ne deniyor? Hangi topçu alınacak, mevkisi ne olacak, kim daha iyi o mevkide oynar? Gibi sorular geliyor. Bize de destek düşüyor haliyle.
Özellikle 40 yaş üstünün hatırladığı eski maziyi artık çocuklarımız da gençlerimiz de görmeli. Zaten İsmail Başkan’ın hedefi de bu. Bunu çok iyi analiz etmiş bir Başkana sahibiz en nihayetinde. Konuşmalarında sık sık bu duruma vurgu yapıyor.
Geçen sezonun özeleştirisini en iyi yapmış olarak sezona İrfan Buz gibi tecrübeyle başladı. Biz taraftarlarda zaten bunun bilincinde olarak olayları takip ediyor ve izliyoruz. Her cümle her hamle her maç hatta antrenman önemli bizler için.
Belki yerinde takip etme fırsatımız olmuyor ama her şeyin çok rahatlıkla analiz edilebileceği yer ila nihayetinde sahada ki performanstır. Hani “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz!” sözü tam da burada geçerli oluyor.
Yapılan transferler az ama öz demiştim. Aynen bu durum aradan geçen zamana rağmen devam ediyor. Nokta transferler ile takım güçlendirildi.
Her iki kamp döneminde de farklı bir Samsunspor izlenimine sahip oldum. Bolu’da yapılan maçlarda daha istekliydik ve daha isabet yüzdelerimiz vardı. Diğer taraftan atılan gollerin şekline bakıldığında da hep o beklediğimiz kanat organizasyonları ve rakip alanda presle kapılan topların neticesinde gol vardı. Birde uzaktan Bahattin’in yazdığı gol.
Bolu kampının golcüsü Muhammet Beşir’di. Lakin Hocamız devam etmek ismedi. O bölgede çok alternatif oluştuğu için diye düşünüyorum. Kendisine küsmeden bakmaya devam ederse daha iyi olacaktır. Atılan 6 gol vardı ve yenilen gol yoktu. Goller Muhammet Beşir (2) İlyas Kubilay, Bahattin, Atabey ve Enes İslam’dan geldi.
Erzurum kampı biraz daha tempolu geçti anlaşılan. Ofspor ve Pazarspor maçlarında hem pozisyon bulmakta zorlandık hem de rakip üzerinde gerekli baskıyı yapamadık. Van Bş.Bel. Maçı ise kısmen daha rahat geçti. Yenilen gollere dikkat ettiğimizde de pozisyonların çok rahat geliştiği görülecektir.
Erzurum kampında 3 maçta 5 gol atıp kalemizde de 4 gol gördük. Gollerimizi Samet (2) Ahmethan, İlyas Kubilay ve Enes attı. İki maçta geriye düştük ve berabere bitirdik.
Rakiplerimizin biri hariç 3. Lig ekibi seçilmesi biraz da taktik için olduğunu göz önünde bulundurulduğunu, buna rağmen de çok iyi mücadele ettiklerini belirtmeden geçemeyeceğim. Kıyasıya mücadele ettiler. Hakkını verdiler hazırlık maçı da olsa.
Neresi eksik diye sorulursa inanın biraz forvet diyesim geliyor. Dilerim ki yanılırım. Belki de forvet işi tecrübe işi diye düşünenlerdenim. Bunun için Abdülkadir ile devam edilmeli diye yazmıştım önceki yazımda. Forvet hattımızın 1’er gol atmaları yeterli gelmedi bana doğrusunu söylemek gerekirse. En azından Bahattin 1 golde kalmamalıydı. Takımda yeni değil sonuçta.
Diğer taraftan da onlara da kızamıyorum çünkü servis edecek olanlar kanattan isabetli orta ile orta alandan derilmesine paslar çıkaracak kabiliyette olunmalı. Listede olan oyuncu kimliği de bunu gösteriyor.
Alınan oyuncuların durumunu göz önününde bulundurunca belki de bizlerin de beklentisi çok oluyordur. Öyle olunca da normal olan hatalar bize büyük geliyordur diyelim. Ancak İrfan Hoca’nın hırsını görünce içime bir ferahlık oluyor her nedense.
Niye mi? Yıllar önce Kalpar Hoca’nın ilk gelişinde de aynı rahatlık vardı bende. Koşulsuz destek veren nadir insanlardandım. Bunun için bir çok kez tepki dahi almıştım. Nihayetinde ona olan güven ile Süper Lige çıkmıştık. Daha sonra ki gelişinde de kıyısından dönmüştük. Bilen biliyor deyip bu dip notu da böyle geçelim.
İrfan Hoca belki Erzurum öncesi Samsun da bir maç daha yapmış olsa iyi olurdu diye yazmadan geçemeyeceğim. Şimdiye kadar 5 maç yapılmış. Bunun en az 7 olması gerekirdi ki kalan bir haftaya en maç 1 daha planlamasıyla yarım bir sezon geçmiş olsun.
Taktir Hocamızın elbette. Başta dediğimiz gibi önemli olan sahada ki nihayi performans ki ligler başlayınca artık telafisinin mümkün olmayacağı zaman dilimine de girmiş olacağız.
En azından “2 puan ortalama!” garabetini duymuyoruz. Çünkü bu psikoloji takım içinde sahaya çıkıldığında hedefi olan takım için olumsuz netice verdiğini görmüş olduk.
Takımdaşlık ne denli iyi olursa başarı da o derece artmış olacaktır. Dileriz ki kulüp sosyal medyasından yansıyan görüntüler artarak devam etsin. Geçmişte duyduklarımızın esamesi dahi kalmasın.
Çaba gösteren başta Başkan İsmail Uyanık ve Yüksel Yıldırım’ı bu yolda bir daha üzülmesin. Bizlerde başarıyı istiyoruz ve bekliyoruz. Beklentimiz sadece ve sadece Samsunspor’umuzun şampiyonluklarını yazmaktır. Ben elbette sadece başarı için sevmedim öyle olsaydı bugünlere kadar tüm olumsuzluklara rağmen yazmaya devam edemezdim. Samsunspor tutkusu başkadır. Ancak gelecek nesiller için yeni başarıların yazılması da en büyük arzumdur.
ALT YAPI İÇİN OLAĞANÜSTÜ ÇABA TAKDİRE ŞAYANDIR!
Alt yapı için geçmişte yazılar kaleme aldığımda yeterince destek verilmediğini belirtmiştim. Hatta “torpil” dönüyor diye de eklemiştim. Tüm bu olumsuzluklar elbette yüzde yüz bitirilmesini dilerim. Lakin zaman zaman da olsa serzenişler duyuyoruz.
Bunun için gerekli tedbirlerin alınıp ileride daha iyi bir kontrol mekanizmasıyla çocukların küstürülmeden yeteneklerine göre karar verileceğini düşünüyorum. Çünkü bu şehirde “Yeterince beni görmeden elediler. Çok az oynattılar ve elediler. Şunun tanıdığı kollandı vs vs.!” diyerek büyüyen bir hayli insanımız var.
Hem arazi için hem de alt yapının tekrardan şekillenmesi için Genk ile yapılan anlaşmanın Samsunspor’un geleceği açısından son derece önemli çalışmalardır. Bunların semereleri ilerleyen yıllarda orataya çıkacaktır.
Yine ilimizde bulunan amatör kulüplerle olan protokolün de önemsenmesi gerektiğini vurgulamak istiyorum. Çünkü gözlerden kaçan nice gençlerimiz vardı. Elbette tüm bunların koordinasyonu da çok önemli. Hepsi de bilinçli ve işin ehli kişiler tarafından takibi gerekiyor. Hani “yetenek avcısı” denir ya işte bunlar lazım.
Olacak olacak yeterki küstürmeyelim destek verelim.