Daha sükseli bir başlık atılamaz mıydı? Şampiyonluk mu yoksa tekrardan bir diriliş mi?
Elbette olabilirdi ama neler çektik son yıllarda neler? Hep birlikte kimimiz içinde, kimimiz tribünde, kimimiz ekran başında çekmediğimiz kalmayınca bence şükürler olsun demek daha uygun olanıydı.
Hatırlayın iki yıl evvel 2. Lige düşmüş ve ortamda tam bir kaos vardı. Takımın sonu ne olacaktı? Yoksa kaderine bırakılıp sizlerin de bildiği kulüpler gibi amatöre kadar inecek miydi?
Tabi bu arada bir sürü alternatifler ortaya atılıyordu koca koca insanlar tarafından. Mevcut armalı kulüp, tarihi kulüp gidecek yenisi başka bir isimle gelecek. Düşünün ki böyle bir ortamda sizin sesiniz de az çıkıyor. Bekleyip görmekten başka çare kalmıyor elinizden.
Elbette daha geniş platformlarda bunu dile getirmek isterdim. Ne yazık ki şartlar bunu gerektiriyor. Niceleri var ki profesyonel olarak yaptıkları bu işi artık kendi kurdukları sosyal platformlarda yürütmeye çalışıyor. Ben de kendi çapımda bu tutkuyu yaşamak ve paylaşmaya devam ediyorum. Yıllar evvel etrafıma dediğim şöyle yapalım diye olanları başka arkadaşlar çokta güzel yapıyorlar. İnanıyorum ki takım Süper Lig de olunca bu sosyal platformların sayısı da artacaktır.
Çok iyi hatırlıyorum oğlum “Şimdi ne olacak baba?” demişti. Ben de “Başka takım tutacak değiliz ya. Başka illerde olduğu gibi çakma bir takım da olsa SAMSUNSPOR gibi asla olmaz. Destek vermek başka TUTKU başkadır, BİZ YİNE SEVDAMIZIN PEŞİNDEN GİDECEĞİZ!” demiştim.
Sadece ben değil bunu diyen bu armaya gönül vermiş herkes “KALDIRIMLARDA OLSA DA YİNE SENİNLEYİZ SAMSUNSPOR!” diyordu.
Çok şükür korkulan o atmosfer çok kısa sürmüş ve İsmail Uyanık ismi dolaşmaya başlamıştı. Çok geçmeden de olayın ayrıntıları çıktı ve Yüksel Yıldırım desteğiyle takıma tekrardan yukarı çıkabilecek yapıya kavuşturuldu.
İlk yıl hakem hataları, futbolcu ve teknik heyet uyumsuzlukları derken istenilen sonuç olmadı. Detayları hepimiz zaten biliyoruz.
Bu yılın başında yine iyi bir kadro ile sezona başlamasına rağmen Manisa Fk’nın olağanüstü bir başlangıç yapmasıyla birlikte oluşan atmosfer hiç de iyi değildi. Önce İrfan Buz gitti. Kaldı ki kendisine bir hayli güvenmiştik. Alman ekolünde yetişmişti. Ama o disiplini ve sabrı kendisinde göremedik.
Nitekim hep şu tezim vardı ligin teknik adamı olmak karşılığında, bende futbolun kuralları işlendikten, doğrular yapıldıktan sonra kim olursa olsun neden buna takılıyoruz fikrini öteden beridir ileri sunarım. İrfan Buz da yanıldım ama hem Recep Hoca hem de Ertuğrul Hocamız da yanılmadığımı gördüm.
Kaldı ki iki farklı özellik vardı. Yücel Hocamızın da hakkını yememek gerekiyor. Çünkü o üç maçı kayıpsız atlatmamız bizi bugün şampiyon yapmıştır.
En çok da İsmail Uyanık inanmıştı “Bu takım sezon sonunda şampiyon olacaktır!” söylemiyle de giderken takıma olan inancını da göstermiş oldu. Ayrılma nedenlerine de girmeyeceğim. Çünkü böyle olması gerekiyormuş demek en doğrusu olacak.
Yüksel Başkan’ın o günlerde taraftarla yaşadığı polemikleri çok kısa süre içerisinde bertaraf etmesi, olumlu havayı erken yakalaması ve alınan sonuçların da katkısıyla artık hem stadyum doluyordu hem de şampiyonluğa olan inanç gün be gün artıyordu.
Ertuğrul Hoca’nın takım motivasyon konuşmalarını hepimiz gözyaşlarıyla izledik. Çünkü bu şehri biliyordu. Bu şehre inanıyordu. O’nun o 25 Nisan teması da apayrı bir motivasyon kaynağı oldu.
Rakibimizin de kayıplar yaşaması bizim de bir maç haricinde kayıpsız devam etmemiz tüm avantajı bize yöneltmişti. Nitekim Manisa Fk’yı da kendi sahasında mağlup edince artık bu takım şampiyon demeye başladık. Sadece biz değil gerek rakiplerimiz gerekse de spor kamuoyu bu yönde açıklamaları da bunu gösteriyordu.
Ta ki pandemiye kadar. Pandemi nedeniyle verilen arada futbolcular da üzerine düşen ödevleri yerine layıkıyla yerine getirmiş olarak antrenmanlara başladılar. Birçok takımın aksine yine Ertuğrul Hoca işi sıkı tuttuğunu sadece bizlere değil tüm rakiplere de bunu hissettirdi.
Sağlam işi sağlam yaptığını göstermesi hepimizi rahatlatıyordu. Önce oynanacak denilen lig daha sonra alınan karar sonrasında oynanmama kararıyla bizim şampiyonluğumuzla sonuçlandı.
İyi ki puan farkı 10 oldu diyoruz. Çünkü aksi halde diğer grupta olduğu gibi çok da bizim dahi içimize sinmeyecek bir durum oluşurdu. Çünkü Atatürklü armaya asla laf gelsin istemeyiz.
Şimdi tüm hazırlıklar gelecek yıl yine 1. Lig de şampiyonluk için yapılacak. Bu biraz daha zor gibi olsa da aslında yerinde takviyelerle pekâlâ olabilir bir durum. Çünkü düşünün ki ilk iki çıkacak, üçüncü takım da play-off dan. Hoş bizim biraz play-off sıkıntımız var. Bunu yaşadık yakın tarihte. Hem 1. Lig finallerinde hem de geçen yıl. En iyisi mi biz direk çıkmaya bakalım. Taraftara bakınca da bir hayli heyecan dolu bir lig serüveni beklediği açık.
Bizler şu gelsin bu gelsin, şunlar gitsin den daha ziyade takım oluştuktan sonra sahaya yansıyacak duruma bakacağız. Çünkü şuan en azından bu piyasayı çok iyi bilen bir isim var ki o da Ertuğrul Hocamızdır. Diğer taraftan Mustafa Aztopal’ın da çalışmaları oldukça iyi bir görüntü veriyor. Tüm bu çalışmaların en iyi anlaşılacağı yer ise daima sahadır.
Biz sahada çıkanlara göre yine elimizden geleni yapacağız. Nerelerin eksik olduğu aşikar. Aksayan yerler ve gerekli futbolcu yapıları belli. Tempoyu artıracak ve rakip alanda baskı kuracak, yeri geldiğinde de bakıyı kaldırabilecek bir takım hüviyeti bu lig için gerekli. Hızlı ve yetenekli futbolcular bu lig için olmazsa olmazıdır. Takım oyunu ve disiplinine sahip olması da olmazsa olmazıdır.
Kısacası biz işin ehlinde olduğunu biliyoruz. Bundan dolayı da içimiz rahat. Yüksel Bey’e kulübü buralardan kurtarıp yükselttiği için teşekkürlerimizi sunuyoruz. Yine onu ikna edip en azından bugünleri görmemizi sağlayan İsmail Uyanık Başkanımıza da yine teşekkürler. Çünkü o olmasaydı belki Yüksel Bey’i de tanımayacaktık. Dolayısıyla tüm emeği geçen futbolcusundan teknik heyetine, personelinden idari yönetimine kadar herkese bizleri bu ligden kurtardığı için teşekkür ediyoruz.
Yüksel Başkan’ın alt yapı için yatırımlarının yanın da tesislerde de köklü değişikliklerin yapılmasıyla kulüp bambaşka bir hale gelecektir. Zaten bunun emareleri vardı. Şimdilerde gözle görülür değişiklik yaşanıyor ve yaşanmaya devam edecektir. Bir çok kulüp ve taraftarı da hatta etkili ve yetkililer de dudaklarını da ısırırcasına takip ediyorlar tüm bu gelişmeleri.
BÜYÜK SAMSUNSPOR TARAFTARINA canı gönülden hayırlı olsun diyorum ŞAMPİYONLUĞUN. Bu taraftar daha büyük başarıları da hak ediyor. Elbette Yüksel Başkan’ın hem forma hem de kombine çağrılarına destek verilmesi gerekliliğini de yineliyorum. Mecburen yine paso kart yeni döndü ve hep birlikte kartlarımızı yenileyip maçlarda (pandemi önlemi biterse) yerimizi alıp desteğe devam etmeliyiz. Bizler eğer bu şekilde destek verirsek inanıyorum ki Yüksel Başkan daha da ötesini düşünecektir.
Yıllardır yazamaya çalışan biri olarak, belki profesyonel olarak yapmasam da ki bunlar biraz da şartlar böyle gerektirdiği için, takımına tutkulu biri olarak ben yine formamı biletimi almaya alıp yazmaya devam edeceğim. İnşallah şartlar da el verdiği ölçüde. Nice başarıları yazmak nasip olması dileğiyle kalın sağlıcakla.