RAKİP DERSİNE ÇALIŞMIŞ!

Bandırmaspor maçı beklediğim gibiydi. Yani topu düşünen ve gol yollarında ki etkili adamlarıyla topu buluşturup gol aramayı planlayan bir takım görüntüsündeydi rakip takım.

Pote ve De Valle’ye, Landen’i de ekleyebiliriz. Bu üç oyuncu hem gol yollarında hem de yarı alanımızda yaptıkları etkili koşu ve baskılarla skorun ortaya çıkmasında büyük rol oynadılar.

Maç aşırı yüksek olmasa da diğer maçlarımıza oranla tempolu başladık. Rakip alanda daha fazla göründüğümüz anlar oldu. Kale önünden Plumain ile ilk pozisyonu bulduk.  

Bandırmaspor da Nurullah’ın hatasıyla buldukları pozisyon ile gole yaklaştılar. Rakip bir nevi bize tuzak kurmuştu. Dersine iyi çalışmış da diyebiliriz. Basit bir anlatımla yarı alanlarından hızlı çakacaklardı veya yaptıkları presle topu kapıp hızlı adamlarıyla pozisyon üreteceklerdi. Bu da gayet doğaldı. Çünkü potansiyeli güçlü olan taraftık. Bir anlık dalgınlıkları kalelerinde gol görmelerine sebebiyet verebilirdi.

Rakip alanda gol ararken kaptırdığımz topla derinlemesine Pote’ye pasları sonrasında öne geçti Bandırmaspor. Boli burada Pote’nin gerisinde kaldı. Nedeni de lif atması olarak yansıdı bizlere. Dileriz durumu ciddi değildir. 

İlk yarı bu golün şaşkınlığıyla bitti. Golde ofsayt var mıydı? Tam olarak göremedik. Çünkü o geniş açı ekranlara yansımadı. Ertuğrul Hoca’nın elinin kalktığını gördük itirazları sonrası da hakem kırmızı kart gösterdi. Oldukça da ağır bir karar olduğunu belirtmemiz gerekir.

İkinci yarıya daha istekli ve mücadeleciydik. Oğuz, Muhsin’in yerine girdi oyuna. Orta alanda daha agrasif olabilirir diye düşünmüştük. Savicevic ile biraz narin görünen futbolumuz için daha mücadeleyi sevenlerin eklenmesi iyi olacaktı. 

Hani zorlaya zorlaya derler ya öyle bir gol bulduk. Ahmethan Köse, ilk golünü attı ligde. Kenardan organize gelişen atak vardı. Plumain ile başlayan atak da Kerem Plumain Savicevic pası sonrasında Ahmethan’ın sert şutuyla gol geldi.

Akabinde ataklarımızı sıklaştırdık. Bunun karşılığında da serbest atış sonrası Oğuz’un sert şutu Veli’ye de çarparak top ağlarla buluştu ve maçta öne geçmeyi başardık. 

Bu takım daha gol yemez diye düşünmüştük doğrusu. Her ne kadar rakibin atakları da  olsa buna engel olabilirdik. Nitekim orta alanda Savicevic topu kaptırdığında gelişen atakları oldu, De Vale de topu çok iyi noktaya gönderince Nurullah da çarasiz kaldı. Herhalde benim gibi maçı izleyen herkes vurdurmaaa diye bağırmmıştır. Ama nafile işte olan oldu! Savicevic’e yapılan faulü de görmedi hakem.

Maçın sonları da önce Tomane sonra da Pote ile iki takım da gole yaklaştı. Bu heyecan dolu maç karşılıklı gollerle sonuçlandı. 

Bize bakan yönüyle Boli’yi kaybettik. Bir de 2 puan! 

Zaten Burak’ı aradık mı olsaydı ne olurdu? Bunun için şu söylenebilirdi en azından topun akışını daha farklı kullanabilirdik. Bazen teknikle birlikte futbol aklı da gerekiyor. Yani topu nasıl kullanacağında bu tür maçlarda öne çıkmalı. İşte Burak’ı öne çıkaran en önemli fark da bu yönü.

Rakibin basit futbol mantığıyla oynadığı gerçeğini yazmak gerekir. Yani hızlı adamlarıyla pusuya yattı ve sonuç aldı. Kontradan bulduğu toplarla goller buldular. Buna karşılık bizim oyuna daha başlangıçta bu mücadeleye karşılık daha da mücadeleci görünmemiz biraz daha yırtıcı olmamız beklenen taraftı. Yine de deplasman da alınan puan iyidir diyoruz. Çünkü rakip de istekli ve mücadeleci bir futbol oynadı. Öne geçtiğimiz anlarda daha çok topa sahip olabiyseydik sahadan galip ayrılmak içten bile değildi. Bunların dışında Plumain’i etkisiz gördüm ilk golün haricinde yoktu sahada. Ahmethan’ı ise mücadelesini golle süslemesini bildi. 

Tomane’yi pozisyona sokmakta zorlandık. Son anlarda ki gibi bir kaç kez topla buluşturmamız gerekirdi. Rakip zaten çokta öne çekmedi defansını, onu da belirtmek gekiyor sanırım. Yine de buna çözümler üretmeliyiz eğer bu takım şapiyonluk istiyorsa. Futbolcularımız için yazıyorum bunu. Çünkü nasıl olsa gol atarız maçı alırız yok olmaz. Salt bu anlayış yetmiyor. O mücadele daha fazla da yansımalı sahaya.

İkinci yarıda ki mücadele için diyeceğimiz yok ancak rakip oyuncuların da çalışılması  gerekiyor. Bunlara önlem de alınmalı diyoruz. 

Üst üste evimizde oynayacağız. Önce Akhisarspor sonra da İstanbulspor ile. Bu maçların 3 puanla kapatılması elzem. Bunu yapacak güçteyiz.

SAMSUNSPOR İŞ BAŞINDA!

Maç öncesi yapılan testlerde muhtemelen Caner’in koranavirüs testi pozitif çıktı. Muhtemelen dedim çünkü ismi resmi olarak açıklanmadı. Kadroda olmayaşından çıkardık sonucu. Kendisine acil şifalar dilerim. 

Rakip Ümraniyespor da yine eksiklerle geldi. Geçen haftayı kendi sahasında Bandırmaspor karşısında da eksiktiler ve kazanmasını bilmişlerdi. 

Ümraniyespor bu eksikliklerinin farkında olarak çıktı sahaya. Çünkü bize verecekleri bir açıklıkla mağlup olacaklarının farkındaydılar. Yani topun kontrolünü bize vererek, kapacakları topla kontra ataktan bir gol bulur muyum derdindeydiler. 

Bizim ise böyle kapalı rakibe karşı daha üretici daha efektif oynamamız ve top yarı alanımızdayken daha hızlı bir şekilde kullanarak rakip alanda gol bulmamız mümkün olacaktı. Yada onları hataya zorlayacak yoğun baskı yapıp bir penaltı bir duran top sonrası gol beklememiz mümkün olacaktı.

Zaman bunları yapmaya çalıştık. O anlarda da etkili olduk. Özellikle Burak belli yerlerde daha erken hareket etmiş olsaydı daha rahat pozisyon üretecektik.

Kale önünden Tomane ile gole yaklaştık. Sonrasında da Plumain enfes hareketlenler bir anda rakip alana yöneldi, pasını Burak’a çıkarttı onun topuna ıskalamamış olsaydı şayet geceye damga vurmuş olacaktı. 

Plumain, oyunda kaldığı sürece bir şeyler çabaladı ama daha çok üretkenlik beklediğimizi de ifade etmeliyiz. İyi niyetli ama çok fazla dolaşınca istediği topları açık alanda göremiyor.

Tek kale olarak geçen bir ilk yarıda kapalı defansın arkasına çokta sarkma becerisini göstermesekte yine son anlara Burak’ın şutunu gördük kalecinin de çıkarttığını.  

Rakip zaten bir puanı vermiş olsak razıyım havasındaydı. İkinci yarıya da aynı durumla başladı. Kalemize gelmelerine de defansımız izin vermedi. İlginçtir ki sarı kartları da buna rağmen defans hattımız yedi. Rakibin sarı kart görmemesi de gecenin ilginç notlarındandı.

Kanatların ne denli iyi olması gerekliliğini gördük. Gerçi Saviçeviç ile göbekten başladı atak, sonrasında Burak ve onun Keremcan’a pasına çok iyi bir dokunuşla ilk maçında ilk golünü atan Tomane ile sahmeyi açmış olduk. 

Gol gerçekten de hazırlanış bakımından oldukça göze hoş bir pozisyondu. Doldur boşalttan gelmemiş olması ve bunun çalışılmış bir pozisyon olması oldukça önemliydi. 

Tomane ben buradayım demişti maç boyunca ve bunu ilk golünü atarak taçlandırdı. Yine rakip çok açılmadan gol aradı. Buna Boli ve Yalçın oldukça etkili cevaplar verdi.  Bununla birlikte skor itibariyle de yine de rahatlatıcı ikinci gol arayışımız da önemliydi. Yani skora yatılmadı. 

Ahmethan’ın sonradan girdiği oyunda kazandırdığı penaltıyı gördük. Derinlemesine yapılan pasa iyi koşu yapan Ahmethan’ın, kalecinin zaten gelişinde hatalı çıkışı ile yaptığı müdahele sonrası kazandığımız penaltı kararı geldi. Hakem tereddüt etti ama yardımcı hakemle konuşunca kararını verdi. Gökhan Alsan’ın attığı penaltıyla farkı açmış olduk. 

Enes, baştan beri patlama beklediğimiz ve hani gelişse dediğimiz o Enes son dakikalarda girdiği oyuna geceye bir jenerik bıraktı. Öyle enfes gol attı ki gözlerimizin pası silindi adeta. Ortayı yapan Erhan ki hep ortalarıyla eleştirdik onu ve yaptığı ortayı asiste çeviren Enes gerçekten enfes bir gole imza atmış oldu. 

Rakibin bir puan alarım havasında geldiği maçı farklı bir galibiyetle heveslerini kursağında bırakmış olduk. Oyun genel olarak rakip yarı sahada geçince haliyle tek taraflı bir oyun izledik. Zaten normal bir oyun oynamaya çalıştıklarında nasıl bir cevap verebildiğimizi de görmüş oldular. 

Samsunspor, hak ederek kazandığı bir 3 puan oldu. Haftaya en azından top oynama hevesi olan Bandırmaspor ile oyanayacağız. Burada biraz daha dengeler konuşacak. Rakip de bizim gibi direk çıkmıştı. İlginç bir o kadarda zevkli bir maç bekliyor bizleri. 

Öyle düşünüyorum ki bizlerde yine istenilen galibiyetle dönmüş olacağız. Defans bloğumuz için mi aman nazar değmesin diyorum. Hele de Boli-Yalçın ikilisi ki çok iyi bir görüntü çiziyorlar. Nurullah’a dahi iş bırakmadılar bu maçta.

Kendi sahamızda aldığımız bu galibiyet ile oldukça moral kazanmış olduk. Mutlak rakiplerimizden olan bir rakip karşısında alınan 3 puanın anlamı da bir o kadar büyük.

TFF Başkanı Nihat Özdemir’in localara ve %10 taraftarın maç izlemesine yeşil ışık yakmasını da desteklediğimi ifade etmek isterim. Çünkü bir çok alan artık rahatça işlerini görürken maçlar gibi kontrolü kolay olan yerlerin en azından kısmi olarak açılmasın da kulüplerin geliri açısından oldukça iyi olacaktır.

Yine kulüp tarafından geliştirilen sanal kombine olayına da taraftarlarımızın ilgi göstermesini ve Başkan Yüksel Yıldırım’ı yalnız bırakmayacaklarını düşünüyorum.

Daha iyi bir Samsunspor için hep birlikte daima destek demeliyiz. Gücü nispetinde tüm taraftarlarımızın ve de şehrin etkinlerinin bu çağrılara kulak vermesini dilerim.

BERABERLİKLE BAŞLADIK!

Altay, kadrosunu yenilemiş ve hedefini de Süper Lig olarak belirlemiş olarak sezona hazırlandı. Bunun içinde takımı adeta yeniledi. Hocası da tanıdık bir isim olan Yücel İldiz.

Takım içinde tanıdık isimler de vardı. Lokman ve Yılmaz bunların en bilindikleri. Yine etkili Paixao gibi etkili golcüleri vardı. Takım olma konusunda zamana ihtiyaçları olduğu oldukça belliydi.

Bizim ise uzun zaman süre içinde ki 5 aya varan bir süre de sadece iki maç yapma handikapı maçın genelinde belli oldu. Hazırlık maçlarında ki galibiyeti bu maça taşıyabilmiş olsak büyük bir iş yapmış olacaktık.

Rakibe göre daha oturmuş bir takım hüviyetimiz vardı. Ancak bunu yeterince kullanamadık. Kullanacak o poziyonları da ürettiğimiz söylenemez.

Gyasi’nin sakatlığına sığınmak doğru olmayacak herhalde. İlk yarıda iki takımda dengeli başlamış olmasına rağmen ilk şut rakipten geldi ve Nurullah geceye de damga vurmaya başlamış oldu.

İlerleyen dakikalarda topun zaman zaman bizde olduğu zamanlarda atak görünmüş olsakta Altay’ın daha çok ciddi pozisyonları vardı. İlk yarı da gole yakın olduğumuz bir pozisyon da Burak’ın kaleciyi aşamadı.

Buna karşılık Ziya ve Paixao ile gole yaklaşan taraf oldular. Biz ise Ahmethan’ın çabasına rağmen istediğimiz o net gol pozisyonlarını üretedemedik.

Boli defansta güven verdi. Plumain ise iki kanatta da çok çalıştı girdi çıktı, ileri geri oynadı ama hani o daha hazırım görüntüsünde değildi. İstediği o boş alanları bulamadı. Bir iki pozisyonda da ıskalamamış olsa belki skora etki edebilirdi.

İkinci yarıya oldukça etkili başlayan Altay daha ilk saniyelerde gole yaklaştı. Nurullah iyi yer tuttu ve mutlak gole izin vermedi. Yine belki de maçın en değerli kurtarışını yaptı ve takımının yenik duruma düşmesini engelledi Putsila’nın çaprazda ki vuruşunda.

İkinci yarı oyuna girenlerden de beklenilen o kreatif özelliklerden uzaktılar. Beklediğimiz özellikleri yoktu sahada. Bir nevi de beraberliğe razı olma görüntümüz vardı. Defans bloğumuz ile skoru tuttuk ama hücum hattını besleyecek olan kanatlar ve orta alanımız yetersiz kaldı.

Forvet hattına ve orta alana takviye ile daha da kuvvetlendirmemiz gerekiyor takımı. Gol yollarında ki kısırlık değil sadece oraya topu taşımada bu maçta eksiklikler var. Kadrodan çıkar mı? artık bunu da gelecek maçlarda göreceğiz.

Klasik oldu artık atan ile tutanın iyi olacak. Şükür ki tunamızda sıkıntı yok. Nurullah skoru tutan ve bir puanı hanemize yazdıran isim oldu. Pozisyon öyle aman aman vermedik ama yine de kale önümüzde iki net şut ile Nurullah’ın kendisini gösterdiği bir maça tanıklık ettik.

Haftaya bir başka önemli rakip olan Ümraniyespor ile oynayacağız. İlk haftaya galibiyetle başlamış olan rakibimize karşı ortaya koyacağımız oyun ile dileriz sahamızda ki ilk maçımızı da galibiyetle bitiririz.

Burada şunu da belirtmek gerekir ki oyun ve mücadele anlamında artık bambaşka bir ligdeyiz. Artık uzun soluklu bu sezon da ki hele de en güçlü yönümüz olan taraftarımızda da yoksun olarak takımımızın işinin hiçte kolay olmayacağını söylemek gerekiyor. Bizler inanıyoruz ki bunun da üstesinden geleceklerdir.