Covid19 pandemisi nedeniyle sıkıntılar yaşamaya başladık. Caner ile başlayan pozitif vakalara Burak ve Erkam’a, Gyasi ve Ahmethan da eklendi. Boli’nin de sakatlığıyla adeta revire döndü takımımız.
Ertuğrul Hocamızın da haksız yere ceza alması da cabasıydı tüm aksiliklerin. Hafta içi yaptığı basın toplantısında ki hakem hatalarına ise şahsen mümkün mertebe değinmeye çalışıyorum. Kaldı ki Bandırmaspor maçında da yediğimiz 2. Gol öncesinde özellikle faul olduğunu yazmıştım. Ancak hocamız haklı ki bu konuda canı yanan bir takım olarak daha fazla kamuoyu oluşturulmalı.
Akhisarspor, yaşadığı ekonomik sebeplerden ötürü transfer yasağına rağmen önemli futbolcularının takımda olduğunu belirtmem gerekiyor. Taha, Lukac, Hadzic, Rotman ve Vrajevic bunların başında geliyor. Düşünün ki bizim yaşadığımız transfer yasağıyla kıyasladığımızda oldukça iyi bir takım vardı karşımızda.
Kendi sahamızda oynamanın avantajı vardı elbette. Zemin daha iyi gözüktü önce ki maçlara göre. Eksiklerin olduğu maçta Guido, Oğuz ve Buğra 11’de kendilerine yer buldu.
Ofansif bir takım vardı sahada. Buna rağmen Akhisarspor daha iyi başladı. Hadzic ile gole yaklaşan taraf oldu. Akabinde Kerem’in uzaktan şutuyla karşılık verdik ancak kaleci rahattı bu pozisyonda.
Tomane enfes vuruşunu yine kaleci kurtardı. Maç boyunca çok etkili görünmemiş olsa da bunun başlıca nedenlerinden biz onu istediği alanda nasıl topla buluşturacağız, işte halledilmesi gereken de sanırım buydu.
Gökhan Alsan’ın sakatlığından sonra oyuna giren Kubilay maçında kader anı oldu. Hem efektif oyun anlamında hem de pozisyon üretme bakımından. Aslında 11’de bekliyorduk ama böyle uygun gördü hocamız. Taktir onun.
Kubilay önce Guido’ya öyle enfes pas verdi ki rakip defans dahi bir anda şaşırdı ve ne yapacağını bilemedi. Ancak Guido ki bu tür pozisyonları hiç kaçırmazdı biraz maç eksiğinin etkisi diyelim kaleciye nişanladı şutunu.
Kubilay maçın bir iki noktasında hani az önceki pasını yine verebilmiş olsaydı dedik ama attığı gol tüm bunları silip attırdı bize. Buğra’nın başlattığı pozisyonda hep o dediğimiz kreatif oyuncu özelliği var bende dedi adeta. Hem iki oyuncuyu oyundan düşürmesi hem de usta işi vuruşuyla. Lukac gibi kaleciyi avlamasını bildi.
Ne yaptı sonrasında topa da bastı ki hep eksiği derdik, kaptırdı önce sonra kazandı ki bunu da eleştirirdik. Yani biraz eklemiş Kubilay üstüne! Düşünün rakip oyuncuya yaptığı baskıyla sarı kart bile gördü. Formayı vermem dedi mi bence dedi!
Golden sonra rahatlayan bir takım görüntümüz vardı. Defans günündeydi. Yine orta alanımızın rahat geçilmesinin sıkıntısını yaşadık. Şükür ki defans bloğu hatasız oynadı. Veli yerinde hamleler yaptı ki özellikle ilk yarıda Caner’i geçen Hadzic’i önüne set oldu. Yine kritik müdaheleler yaptı. Hatta kaleye isabetsiz de olsa şut atmasını bildi.
Oyuna sonradan giren Ercan da kritik hamleler yaptı. İyi oynadı. Oğuz ilk onbirde çıktığı maçta yerini Muhsin’e bıraktı. Oyunda olduğu süre içinde elinden geleni yaptı ama o beklediğimiz uzaktan şutlarını göremedik bu sefer. Görev adamı Oğuz. Yine Enes’de bu kez erken girdi oyuna ama takım olarak durunca yine de şans verilmeli diye düşünüyorum. Yalnız Plumain iyi niyetli ama arı yapmayan bal özelliği devam ediyor. İzlediğimiz videolarda ki o Plumain’den çok uzak çok!
Skorun 1-0 olmasının faturasını ağır yaşayacaktık ki Kerem’in o topa atlaması adeta takımı da ipten aldı. Elbette öncesinde topu çok rahat oraya getirmeleri de tartışılmalı. Bu kadar rahat hamle şansı vermemiz düşündürücüydü. Şükür ki yerden vurdu ve Kerem adeta siper oldu topa.
Her şeye rağmen, milli maç arasına moralli giriyoruz. Sonrasında bu maçtan daha tempolu daha zor geçecek olan İstanbulspor maçımız olacak. Son üç maçını kazanmış ve bir hayli moralli bir takım olacak karşımızda. Onlar, bizimle oynayan takımla oynuyorlar bir sonra ki hafta. Düşünün avantajalarını artık! İster istemez 2 sezon öncesinde ki Keçiröengücü’nü hatırlatıyor haliyle bizlere. Yine onların da hedefi var. Ancak bizim bu maçta ki oyunla onları yenmemiz oldukça zor. Daha baskın olmalıyız. Daha yırtıcı. Bir bakıma top nerede biz orada başkası yalan olur.
Akhisarspor da zaman geçirmedi, oyunu çirkinleştirmedi ve tamamen güçleri nispetinde oynadılar. İçlerinde genç oyuncularda vardı çünkü. Açık top oynadılar. Biz daha rahat skor üretiriz diyorduk ama ceza alanların dahi rahat giremedik. Tüm bunlar bize ders olmalı.
Her maç bir olmaz tabi ama bu maçta ki kriterlerle bizim İstanbulspor gibi etkili ve inatçı bir yapısı olan takıma karşı da türlü tedbirleri almamız gerekecek.
Hakem, maçın başında bizi çok düşündürdü. Vermediği fauller vardı. Hele ki ilk yarının sonunda Guido’ya korner çizgisi yanında açık faul beklerken aleyhimize serbest atış verdi. İlk yarının başında futbolcularımızın beklediği penaltı kararın da hakem doğruydu. Yine Musa Nizam’a belki sarı kart rahat verebilirdi. Ancak skora etki edecek bir karar yoktu denilebilir. Korkutan bir atamaydı ama bir iki faul kararları dışında ciddi boyutlarda hata yoktu.
İyisiyle kötüyüsüle bu maçı 3 puanla kapatmak güzeldi. Emeği geçen teknik heyet ve futbolcularımıza teşekkür ediyorum.