MORAL BOZMAK YOK!

Keçiörengücü maçı zor deplasmanlardan olduğunda şüphe yok. Bunun en büyük nedenlerinden biri de zemin kuşkusuz. Çünkü futbol oynanması için elverişli değil. Her an sakatlık endişesi yaşıyor futbolcular. Ev sahibi takım alışık elbette ama bu tür maçlar onlar için büyük avantaj.

İlk yarı boyunca kontrollü oyun vardı sahada. Zaman zaman tempo kazanmış görünse de saman alevi gibiydi. En ciddi pozisyonumuz Oğuz ile yakaladığımız olandı. Peşine de rakip yakaladı. İlginç ki biz rakip alanda pozisyon ararken bir anda pozisyon verdik. Bu yarıda bunu fark edip önlem alınmalıydı.

İkinci yarıya da yine aynı kontrolle başladık. Kubilay ile başladı hoca ikinci yarıya. Onun alışık olduğu bir zemindi. Yine rakip alanda pozisyon ararken bir anda gelişen ve kanatlara indirilen top Guido’nun sarı kartlı olmasıyla rahat geçtiler bu alanı. Bizim sağımızdan yaptıkları ortaya Keremcan da ıskalayınca Barış düzgün vurdu ve takımını öne geçirdi.

Golün etkisiyle çabalarımız vardı. Organize olmakta ve pozisyon üretmekte zorlandığımız bir maçtı. Yasin gelen ortaya kale dibinde dokunsa da başırılı kaleci buna izin vermedi.

Oyuna artık son müdaheleler yapan Ertuğrul Hoca Nadir’den sonra Burak ve Hamroun’unu da aldı. Ancak o baskı bir türlü pozisyon üretmede ve kale önünde etkiyi istenildiği ölçüde getirmedi.

Hakem mutlak penaltıyı vermedi. Rakip oyuncunun eli havada ve top ile el buluştu ama çok bariz dokunma gelmedi demek ki Kutluhan Bilgiç’e. Ona göre voleybol smaçı gerekiyordu ikna için. Vermedi eyyamcılık yaptı çünkü.

Son dakikalara uzun toplara hava hakimiyeti için Veli’yi hücumu düşünerek aldı Hocamız. Kubilay’ın ortasıyla başlayan atakta Keremcan iyi yükselip içeriye gönderdiği topla Nadir buluştu ve o da golü yaptı.

Bu pozisyonda dahi Kutluhan golü vermemek için elini orta nokta yerine kaleyi gösterdi. Hepimiz durduk ne oldu diye şükür ki yardımcı hakem orta noktaya koşmuş ve gol geçerli olmuştu.

Yine Djedje son dakikada ceza alanı önünde net faulü vermedi ve ona da sarı kart gösterdi hakem. Bu kadar da yapılmaz yani. Kötü oynamak ayrı ama bir takımın da bariz kararları yanlış verilemez. Hakemler sahada ki performasa göre karar veremezler.

Zor deplasmandı rakip de bize karşı oldukça motive olmuştu. Kazanabileceğimiz bir maçtı. O istenilen tempoyu yapamadık. Bunda başta dedik belli ki futbolcularımızın sentetik çimin oluşturabileceği sakatlıklar etkili oldu. Hatırlanacağı gibi iki yıl evvel Okan Dernek ciddi sakatlanmıştı.

Zorlu haftalara girdiğimiz seriye beraberlikle başlamak belki üzücüydü. Çünkü kazanmaya alışmış bir takım vardı. Buna her ne kadar ket vurulmuş gözükmüş olsa da yine de geriye düştüğümüz maçta beraberliği sağlamak önemliydi.

Elbette daha çok haftalar var. Ertuğrul Hocamız, maç öncesi buna değindi ve rehavet yok demişti. Dikkatli ve kontrollü oyunda planlar tutmadı ama sonuçta bu bir yarış. Sonucunda süper lige çıkacağımızdan da kuşkumuz yok. Artık tüm dikkatimiz Adana Demirspor maçında olacak. Sahamızda ki bu maçı mutlaka kazanmalıyız.

SAMSUNSPOR GÜLE OYNAYA KAZANDI!

Eskişehirspor, gençlerden oluşan ve bunun için de çok koşan bir takım. Erken gol yemediği taktirde dakikalar geçtikçe de direnç kazanıyorlar. Bunun en iyi örneğini de geçen hafta sonu Bandırma maçını kazanarak göstermiş oldular.

Rakibe saygı elbette önemli. En önemlisi de onları önemsemektir kuşkusuz. Alay etmeden onların mücadelesini küçük görmeden yapmak sportif ahlaka da uygun olanıdır.

Başta Ertuğrul Hocamız olmak üzere tüm futbolcularımız da bu bilinçle çıktılar sahaya. En önemlisi Eskişehirsporlu oyuncuları yerden kaldırdılar, sakatlık geçirdiklerinde yanlarına gittiler, onları ayağa kaldırdılar.

Ertuğrul Hoca, çok takımlı oynamadı. Gökhan Alsan haftalar sonra kadroda yerini aldı. Sonradan girdi oyuna. Yine Kubilay 11’de başladı. Hamroun ve Veli’de ilk 11’de yerlerini aldılar.

Golü erken bulmak önemliydi demiştik. İşte Veli uzun boyun avantajıyla da bunu gösterdi ve daha ilk dakikalarda kornerden gelen ortaya kafasını uzatarak perdeyi açmış oldu.

Oyunu rakip sahada oynayarak geçilen maçın genelinde yine de güzel bir mücadele ortaya koydu Eskişehirspor’un gençleri. Gelen penaltıyı gole çevirine Kubilay da farkı ikiye çıkarttı.

Yasin girdi ilerleyen dakikalarda sahneye ve çaprazdan güzel bir gole imza attı. İlk devreyi üç farkla kapattık.

İkinci yarıya Oğuz ile başladı Ertuğrul Hoca. Onun baskısıyla kazandığımız topla ve asistiyle Hamroun’un golünü atmış oldu. Hamroun istekli ve mücadeleciydi. Zaman zaman kale önüne geldiği oldu, şutları vardı. Katkısını da golle süsledi.

Oğuz, Caner’in enfes pasını iyi gördü ve gole çevirmeyi başardı.

Golden sonra rölantide oynayalım derken bu kez Eskişehirspor daha da cesaretlendi. Berkay’ın Caner’i şık geçmesi ve pasında Halil güzel şutunda top ağlarımıza gitti.

Perdeyi kapatan ise Burak oldu. Elbette galibiyet her zaman güzeldir. Hani bu maçta Coureur gol atsaydı diyorsunuz. Nadir oyuna sonra dan girse atamaz mıydı diyorsunuz. Yine Ali sonradan oyuna giren genç oyuncumuz vardı. Elbette farkı gözetmeksizin yazıyorum. Hani defans atmış, orta saha atmış, kanatlar dan goller gelmiş, forvet ve santraforunuz boş mu geçmeliydi diyorsunuz.

Artık bu maç geride kaldı. Oynanması gereken ama rakibinize de saygı duymanız gereken bir maçtı. Şükür herhangi bir takılmaya gerek kalmadan atlatmak güzel oldu.

Böylesi maçları analiz etmek ve performans değerlendirmesi yapmakta zor oluyor haliyle. Biz de futbolcularımıza ayak uydurup rakibe saygı gösterip çokta fazlasına gerek duymuyoruz.

Önümüzde daha zorlu ve bir Keçiörengücü maçımız var. Yaralı bir rakip hüviyetinde. Mutlaka kazanmak isteyecekler. En azından play-offlar için bunun için mücadele edecekler.

Zeminleri suni çim. Biraz sıkıntılı ama artık bu aşamada rakiplerin durumuna bakmadan geçmeye devam etmeliyiz. Kaldı ki bizden evvel oynayan Giresunspor zorlanacağını düşündüğümüz maçta çokta kolay kazandı. Tebrik etmek gerekiyor. Çok çok önemli bir seri yaptılar. Tarihlerinde olmayan başarılı serileri bize denk geldi. Yoksa bizim şu seride liderlik içten bile değildi.

Yine İstanbulspor kural hatası olduğuna dair itirazları vardı. TFF, bu müracaatı çok hızlı karara bağlayarak olası gerginliği de önlemiş oldu. Elbette ortada iddia edildiği gibi kural hatası yoktu. Ancak deneyeceklerdi bunu. Çünkü çok büyük bir şey gibi anlatıp durdular. Dedikleri gibi olmadığı da çok kısa bir süre sonra anlaşılmış oldu. Düşünün ki koca koca programları bir manada trollemiş oldular.

Yazıyı yazarken yine Ümraniye maçı da 2-2 tescil edildiği haberi gelidi. TFF bunu yaparak geçmiş uygulamalarına da ters düşmüş oldu. Net kural hatası olan maçlar bundan sonra yine aynı skorlarla tescil edilecektir. Yazık futbolun kuralları da hiçe sayılmış oldu. Konjonktür gereği karar dedikleri de bu olsa. Önümüzde ki 11 maçımıza bakacağız.

Samsunspor, artık hedefine fokuslanmış durumda ve bunun içinde hedefine emin adımlarla ilerliyor. Kalan haftaları da en iyi şekilde geçip yılların özlemi olan Süper Lige merhaba diyeceğiz.

ŞAMPİYONLUK İÇİN ÖNEMLİ VİRAJ GEÇİLDİ!

İstanbulspor yaralıydı. Üst üste iki maçında mağlup olmuş ve hedeften kopmamak için mutlak kazanmak için çıkacakları bir maçtı. İyi top oynayan ve kaliteli ayakları olan bir takım hüviyetindeler.

Tabi haftalar önce Başkan Yüksel Yılıdırım ve Ömer Saral arasında yaşanan gerginlik her ne kadar tatlıya bağlanmış olsa da bunun da bir rövanşı hadi öyle değilse de psikolojik yansıması olacaktı.

Başkan Yüksel Yıldırım, maçtan önce otelde futbolcu ve teknik heyeti ziyaret etti ve maçın önemini bir kez daha vurgulamış oldu. Bu elbette önemli. Her ne kadar profesyonel yönetim olsa da futbolcu daima başkanı görmek ister.

Tansiyonu yüksek bir maç olacağı kesindi. Zaten öyle de oldu. Bir anlamda tek golle de olsa rövanjı almış olduk. Belki ikili averajımız yok ama puan farkı olduğu müddetçe bunun önemi olmayacak.

Ertuğrul Hoca, bir anlam Guido sürprizi ile başladı maça. Geçen hafta kadroda dahi yoktu Guido. Yine Coureur yerini buldu. Bir başka sürpriz ise Savicevic yerini Oğuz’a bırakması oldu.

Maça çok baskılı başladık ve daha ilk saniyelerde gole de yaklaştık ancak Alperen’in yerine kaleye başlayan Ljubic hata yapmadı. Yine oyunu daha çok rakip alanda oynamaya devam ettik.

Coureur mutlak gole yaklaştı ancak topu çok kötü kullandı. Yine Abazaj’ın pozisyonu oldu ancak Nurullah müthiş kapattı açıyı ve topu kornere çeldi.

İki takım da maçı istediklerini gösteriyordu. Kanatları kullanıp pozisyonlar aramaya başladık. Guido’nun ortasında Yasin iyi vurdu kaleci yine aynı güzellikte çıkarttı topu.

Oyun üstünlüğü de tamamen bizde olduğu dakikalar yaşadık. Bunun semeresini de aldık. Yasin’in faulü akıllıca kullanıp Gökhan Karadeniz’e pas atması onu arka direğe ortasını iyi takip eden Guido iyi yükseldi ve kafa vuruşuyla takımını öne geçirdi.

Golden sonra çok daha kontrollü takım görüntümüz vardı. Farkı artıracak pozisyonlar da bulduk ilk yarıda. Coureur yine çaprazdan vuruşu kaliteli bir ayak işiydi. Kaleci kornere güçlükle çeldi.

İlk yarının sonlarında biraz oyundan düştük bunun neticesinde Nurullah yine topu çıkarttı.

İkinci yarıya Oğuz-Savicevic değişikliğiyle başladık. İlk yarıda Oğuz belli bölümler de iyi olsa da özellikle kritik topları ofansif anlamda değerlendirme de sıkıntı yaşadı. Oysa onları atabilmiş olsa pozisyona girmemiz mümkün olacaktı. Hoş Savicevic de çok bir iş görmedi doğrusu. Özellikle ondan beklenen top çalmaları ve atağa kalkmamızı sağlamasını göremedik. Yine kritik top kayıpları yaptı.

İstanbulspor tam anlamıyla kalemizi ablukaya aldı. Hani deyim yerindeyse ağzımız yüreğimizde izledik maçı. Elbette bunlar normal ama yine oyuncu değişiklikleri mecburi defans olarak yapınca orta alanı güçlendirme hamlesi de atıl kaldı.

Hatalar yapan ve rakibin de üzerine oynadığı Boli’yi alıp Veli’yi oyuna koydu Hoca. Yine sakatlanan Erkam ki gerçekten çok yürekten mücadele etti ve hatasız oynadı. O da yerini Caner’e bıraktı. En önemlisi Kubilay’ı oyuna alamadı Hoca düşünün artık. Alsaydı bana kalırsa çok önemli iş yapabilirdi.

Oyun artık tam bir taktik savaşına döndü. Biz de kontra atakları tam olarak değerlendiremedik. Nadir de yine Coureur’un yerine girdikten sonra iyi mücadele etti sadece. Bununla birlikte oyuna sonradan başlayan Burak’ın bir şutu vardı. Bir de Yasin’in faulüyle sonuçlanan pozisyonu.

Çok iş düştü bu yarıda Nurullah’a. Nitekim hem takımını ipten aldı hem de gecenin yıldızı oldu. İkinci yarı da mutlak gollere geçit vermedi. Zaten devdi iyice dev gibi oldu kalede. Daha da büyüdü kalede.

Ufak bir ekleme yapayım. Belki ayıp kaçacak ama eliyle topu oyuna sokmada gecikiyor. Daha efektif olabilir. Ayakları güzel ama onun gibi bir kalecinin kollarını da güçlendirip uzun daha hızlı topları oyuna sokabilir.

Maçın sonlarında Rroca ikinci sarı kart görerek oyundan atılması dahi bizim tedirginliğimizi bitirmedi.

Hakem belki en 2 dakika fazla verdiği maçı 100. dk da bitirdi. Sarı kartlarda doğru kullandı. Belki defansımızın gördüğü kartlar olarak acabalar dolaştı ama kartlar doğruydu. İki takıma da eşit dağıttı kartları. Maçtan önce bizi daha evvel biçen bir hakem görüntüsü vardı. Buna rağmen bu kez en azından skora etki etmedi. Ancak bir kaç pozisyonda beklediğimiz faulleri vermedi. En önemlisi Guido rakip ceza alanına yakın düşürüldü ve devam dedi. Şükür ki aman aman kritik hatalar yapmadı diyebiliriz.

Artık önümüz de ki en önemli hedef liderlik olacaktır. Müthiş bir puan farkı yakaladık. Elbette futbol rehavet kabul etmez. Nitekim Çarşamba günü karşılaşacağımız Eskişehirspor sezonun en büyük sürprizine imza attı ve sahasında Bandırmaspor’u yenmeyi başardı.

Bunun için yakalanan Süper Lig için böylesi puan avantajını devam ettirip artırabildiğimiz kadar artırmamız gerekiyor. Çünkü zorluk derecesi yüksek maçlar devam edecek. Eskişehir maçından sonra bu kez Keçiörengücü maçı sonrasında Adanademirspor olarak devam edecek.

Bunun için evet skor ve üç puan tamam ama ikinci yarıda ki o topu kullanamama ve topu ofansif anlamda kullanmaktan uzak görüntüye de dikkat diyoruz.

Baştan beri diyorum. Ertuğrul Hoca’ya güvenilmeli ve bu takım hakkında öyle acımasız değerlendirmelerden uzak durulmalı. Fatih Hoca’nın yüz haliyle, Ertuğrul Hoca’nın yüzlerinin aldığı şekil dahi farklıydı. Bunu sizler de fark etmişsinizdir. İkisinin oynadığı maç aynı ama stres düzeyi aynı değildi.

Bir tarafta hiç baskıyı olmayan ki ne taraftar ne de medya, diğer tarafta olabildiğince her konuda baskı altına olan Ertuğrul Hoca. Fatih Hoca maç boyunca ne kadar sakindi değil mi? Hiç bir şekilde hırçınlaşmadı ki tebrik ediyorum kendisini. Oysa Ertuğrul Hoca adeta maçın içindeydi. Gerginliği her halinden belliydi. Tüm bunları da göz önüne almamız gerekiyor diye düşünüyorum.

Hedefe koşarak giden takıma destek olamaya devam edelim.

SAMSUNSPOR 4 KÖŞE!

Akhisar deplasmanı bizim açımızdan oldukça önemliydi. Çünkü ikinci yarıya iyi başlamıştı, Balıkesir maçını 9 kişi bitirmişlerdi ve 3 frikik golüne engel olamamışlardı.

Bir anlamda çıkış maçlarıydı. Biz ise Bandırma maçını devam ettirmemiz gerekiyordu. İstanbulspor bizden önce oynadığı maçı kaybedince farkı artırmak anlamında ayrı bir anlamı oldu.

Ligde gittiğimiz deplasmanlar da en iyi zemin ve stadyumlardan biri olduğunda kuşku yok.

Maça Bandırma maçı ile başladığımız Caner hariç kadroyla başladık. Erkam sağ bek olarak maça başladı. Yine cezadan dönen Nadir yedekte başlarken Couroer 11’de yerini aldı.

Maça iyi başladık. Rakip de kendi yarı alanında oyunu kabul etti. Kaptığı toplarla Sissoko ile Peter ile gol bulma düşüncesindeydiler.

Erkam’ın Gökhan’ı iyi görmesi ve onun da topu sürüp ceza alını dışında enfes vuruşuyla maçın başında öne geçtik.

Golden sonra rakibe topu verdik bu kez yarı alanımızda daha fazla kaldık. Bu görüntü rakibe daha da cesaret verdi. Biz de özellikle Savicevic ile ofansif anlamlamda üretken olamadık. Savicevic oyunda kaldığı sürece önceki maçlara göre oyun anlamında gerilerde kaldı.

Defans gerçekten çok önemli hamlelere imza attı maç boyunca. Özellikle Yalçın sezonun en iyi maçını çıkarttı. Kritik müdaheleler yaptı. Topları doğru kullandı. Maçın sonunda da çok iyi bir pas ile Yasin’i topla buluşturdu. Boli işini daima iyi yapıyor zaten. Tek eksiği gol!

İkinci yarıya rakip daha iyi başladı. Gole yaklaşan taraf oldu bir anlamda. Nurullah iyi kapattı ve mutlak golü engelledi. Maçın bir anlamda da kırılma anı oldu.

Djedje önce kaleyi yokladı. Dışarıdan attığı şut az farkla auta çıkmıştı. Sonrasında oyuna ağırlığı koyan takımımız bu kez Yasin’in çok iyi çıkarttığı pasına Djedje kale önünde topu ağlara gönderdi.

Burak’ın sakatlığı nüksedince yerine Kubilay’ın oyuna girmesiyle biraz daha dinamizm orta alanda olduğu aşikardı. Hafta içinde Ertuğrul Hoca onun için çok önemli değişikliğe uğradığını vurgulamıştı ki bunu bizlerde görüyoruz.

İşte o Kubilay hem geriye geldi top aldı, hem topu iyi yönlendirdi ve çok iyi bir şekilde köşeye uzaktan düzgün vurunca farkı da 3’e çıkartmayı başardı. Kaldı ki daha evvelden de atabilirdi tam ona yakışır bir gol olacaktı ama kaleci erken kapattı hatasını.

Maçın tamamen kontrolümüzdeydi. Nadir ile goller kaçırdık. Hamroun ile yine gole yaklaştık. Penaltı beklediğimiz pozisyon dönüşünde de topu ağlarımızda bulduk.

Buna rağmen süreye oynamamak önemliydi. Maçın sonunu da iyi oynadık ve Yalçın’ın üç kişiden sıyrılıp Yasin’e attığı pas sonrasında ona yapılan hareket ile penaltıyı aldık. Yasin ise geldiğinden itibaren en iyi maçına imza attı. Çok üretkendi iyi işler yaptı. Asist yaptı. Bir penaltı aldı ve onu da gole çevirdi ve günü de güzel bitirmiş oldu.

Samsunspor, bir anlamda çekinerek çıktığı maçta farklı bir sonuç alarak dört köşe bir hafta sonu yaşattı bizlere de.

İlk yarının golden sonrası hariç gerçekten önemli işler yaptık. İkinci yarıda topu daha iyi kullanan ne yaptığını bilen ve birbirlerine alışan bir takım görüntüsü gösterdi.

Bir maçımız eksik olarak çok önemli bir galibiyet serisi yaptık. Bunu taçlandırmak için İstanbulspor maçı var önümüzde. Bu maç bir anlam da bizim geriden kopma maçı da olacak. Yani rakip olarak Giresunspor olacak artık önümüzde. Tabi bunu derken futbolun doğrularını yapmaya devam etmemiz şartıyla söylüyoruz. Çünkü futbol asla rehavet kabul etmez.

Ertuğrul Hoca yine yaptığı hamlelerle maçın seyrini değiştirdiğini de belirtmek gerekir. Artık sanal maç oynamayı bırakıp hocamıza daha fazla destek vermemiz gerekir. Futbol neticede bir strateji ve netice oyunu. Bunu da hocamız çok iyi bize gösteriyor.

Darısı kalan maçlarımıza diyoruz.

TAKIM TARAFTARIYLA BULUŞTU!

Aslında başlığı biraz da Kubilay’ın üzerinden atmak isterdim ancak Nuri Asan Tesisleri’nin önünde toplanan taraftarlara haksızlık olacaktı. O muhteşem görüntüleri hepimiz serapta su görenler gibi izledik ve duygulandık.

Emeği geçen tüm taraftarlarımıza sonsuz teşekkürler ediyoruz. Hani öteden beri takım başarı elde edemese de Taraftar Şampiyon derdik. Özlemişiz doğrusu.

Ümraniye maçının yaraları daha sarılmamıştı. Kayıp hanemize yazılan bir maçı biz 1 eksik maç olarak görüyoruz. Çünkü açık açık kural hatasında maç tekrar edilir deniyor İFAB kuralları. O halde TFF’nin buna uyması gerekir. Yüksel Başkan’da buna vurgu yapmış. Ancak TFF yönetiminin maçı kaldığı yerden gibi garip gureba cümlesi tam bir aymazlık. İstanbul takımlarının başına geldiğinde uygulanan kural bize gelince bir anda kıvırmalar oluyor.

Samsunspor, maça tüm bu atmosferde çıktı sahaya. Coureur ve Caner 11’de yerini aldı. Bu değişikliklerin takıma nasıl etkisi olacağı merak konusuydu. Doğrusu bizler de acaba nasıl olacak takım nasıl bir reaksiyon vercek diye merak ettik.

İlk dakikalarda top üstünlüğü vardı. Bunu da Burak’ın enfes golüyle süsledik.

Hemen akabinde topun çizgiyi geçip geçmediği tartışmalar içinde Bandırma beraberliği yakaladı. Bu yediğimiz golün şokunu yaşadık biraz. Daha durgun bir görüntümüz vardı. Pozisyon üretmekte oldukça sıkıntılar yaşadık. Final paslarında da sıkıntılar yaşadık.

Biraz olsun hareketlendiğimiz de etkili oluyoruz. Buna yönelik oyuncularımız da var. Ancak tempoyu yeterince artıramadığım için sıkıntılar yaşıyoruz. Rakip de etkili geldiği pozisyonları oldu.

İkinci yarıya biraz da kıpırdadık. Djedje’nin sert şutuyla gözlerimizin pası açıldı. Gökhan topu kornere zorlukla çeldi.

Ardı ardına Coureur’un şutlarında toplar direkten döndü. Saçlarımız kalmadı o esnada başımızda!

Peşine Burak ikinci kez yerde kaldı ve hakem yine devam dedi. Artık son hamleleri 70’den bırakan Ertuğrul Hoca Kubilay’ı aldığında ister istemez tüm gözlerde onun üstüne çevrildi.

Kubilay oyuna sonradan girince mi daha iyi yoksa başta mı başlasa daha etkili bu durum tavuk mu yumurta dan yumurta mı tavuktan çıkar gibi oldu.

Neyse ki Kubilay da eskisi gibi değil artık ve kendisine verilen bu görevi çekinmeden yerine getiriyor. Bir iki ara paslarında sonra, Djekje, Yasin ve Kubilay’ın da kaleyi düşünmesiyle birlikte geceye son derece güzel bir gol bırakıyor.

Çilingir tabirine uyan bir durumu oldu onun.

Bandırma da ilk maçta etkili olan De Vale’yi göremedik dahi maçta. Pote ikinci yarı girmesine rağmen defansımızı bir kez aştı ki o pozisyon da ofsayt kokuyordu Nurullah’a takıldı.

Son bölümde oyuna giren Guido yine alkışı alan bir iş yaptı. Kısa zaman oynadı ama bir şutu vardı kaleye bir de müthiş bir kontra atağa çıkarttı takımı ve Coureur’un gol atmasında önemli bir katkı yaptı.

Böylesi gerilimli bir maçın sonrasında kazanılan 3 puanı önemliydi. Ertuğrul Hocamızı tartışanları anlamakta zorlanıyorum. Sahi ne yapacaklar Rahmetli İlhan Cavcav gibi her bir maç sonrası hoca mı kovacaklar. Hani istikrar diyorduk. Hani yıllardı Ertuğrul Hoca gelsin o bu şehrin adamı diyorduk. Yaşanılanları bir anda unutuyoruz ne yazık ki!

En başta İrfan Buz daha ortada bir şey yokken kaçtı gitti bunu da mı hatırlamazsınız?

O halde bir şekilde hoca da maç kazanacak. Tüm bu baskının altında iş yapmak zordur. Allah kolaylık versin.

Elbette bu maçın belli bölümleri hariç takım çok öyle aman aman oyun yoktu. Hani öyle saat gibi işleyen bir takım görüntümüz de yoktu. Rakibi tam ablukaya alıp sağlı sollu baskıya alıp bunaltma da yoktu. Ancak tüm bunlara rağmen rakibinin oyunu bozup onları hataya zorlayan ve rakibine pozisyon vermek istemeyen bir takım görüntüsü çiziyor.

Sonuç odaklı hareket eden bir takım görüntümüz elbette bizi de biraz zorluyor anlamakta. Ama ikinci yarıda ki genel oyun en azından daha da iyileştirilebilir. Bunun içinde yenilerin daha iyi bir adaptasyon ki hızlı olması gerekiyor.

Mesala eleştirilen Yalçın öyle kritik hamleler yaptı ki takımı ipten aldı. Boli rakip hücuma nefes aldırmadı. Savicevic çalışkan bir görüntüsü vardı. Hamroun da güç katacaktır. İyi bir görüntü verdi ve ilk maçında asist yapmış oldu. Coureur başta biraz düşündürdü. Pozisyonlara girmekte güçlük çekti acaba dedirtti ama ikinci yarı daha orta da ve kaleye doğru pozisyon alınca golcü kimliğini gösterdi.

Maçın hakemi ise rakibe daha toleranslı davrandı. Net iki penaltımızı vermedi. Sarı kartlar bize kolay çıkarken rakibe bunu kullanmakta düşündü. Faul beklediğimiz alarda da oyunu devam ettirdi.

TFF’nin bir maçımızı da oynatacağını düşünerek önümüzde zorlu bir maç fikstürü var. Önce Akhisar sonra İstanbul hafta içi maçı olarak da Eskişehirspor. İki zorlu deplasmandan istenilen sonuçları aldığımız taktirde elbette iyi bir ivme kazanacağız. Ümraniyespor maçı için ne zaman tarih verilir onu da zamanla göreceğiz.

Samsunspor bu zorlukları en iyi şekilde atlattığında artık çok daha iyi işler yapacaktır. Elbette Akhisar iyi başlamıştı. 2 de 2 yaptılar. Bu hafta ne yaparlar bilemem ama görüntü o ki transferleri etkili.

Bu maçlarımız da kolay değil. Aslında hiçbir maç kolay değil. Dileriz ki üstesinden gelceklerdir.

Yine Basketbol takımımızı da tebrik ediyoruz. Onlar da aynı saatlerde oynadıkları Kocaeli Kağıtspor maçını alarak yoluna devam ediyorlar. Belki sezon başında iddialı değillerdi ama 11. Maçını kazanarak üst sıralarda artık kendinden söz ettiren takım oldular.