Denizlispor, ilk haftalarda gençleriyle sahaya çıkmış ve transferin son günlerinde yasağı kaldırmak suretiyle takım oluşturmuştu. Yani futbolda çok önemli olan kamp programları olmamıştı.
Oysa biz daha avantajlıydık. Futbol sahada oynanır duygusuyla izliyoruz maçları. Antrenman ve taktikler kendi içlerinde ki durum. Bundan haberimiz olmaz. Bizler sahada ne görürsek onun üzerinde yazarız ve konuşuruz.
Boli tekrar 11’e döndü, Diomande ve Çinari bu maçta kendilerine yer buldu.
ilk dakikalarda biraz rakip üzerinde etkili olmuş görünsek de bu çok sürmedi. Denizli üzerinde ki ataleti atınca yarı alanımıza daha çok gelmeye başladı. İşte bu notu düştükten çok geçmedi ki kalemizde golü gördük. İyi orta ve güzel kafa vuruşu geldi Mayi’den.
Reaksiyon verme konusunda oldukça sıkıntılar yaşadık. Nedense üzerimizde ki ölü toprağını atamadık. Ta ki ilk yarının sonlarında biraz kımıldayınca Tomane ve Yasin ile pozisyonlar bulduk.
Şuna değinmeden geçemeyeceğim; ilk yarıda ki performans ile bırakın şampiyonluğu ligde kalmamız dahi zor olur. Nedenini bilemiyorum ama bu denli isteksiz, temposuz ve oyun kurgusundan uzak görüntü sanırım çoğumuzu kaygıya sevk etmiştir.
Neyse ki ikinci yarının daha başında Hasan’ın karambolde oluşan pozisyon sonrası Yasin’in golüyle geldi beraberlik. Golden sonra biraz daha özgüvenli daha ayağı yere basan bir görüntümüz vardı.
İlk yarının aksine mücadele gücümüz de yüksekti. Yine Tomane rakip defansı yoran hareketleri vardı ki bunlardan biri çok net penaltı olarak döndü bize. Hasan penaltıyı gole çevirince üstünlüğü ele geçirdik.
Haliyle öndeyken yatan kalkmayan rakip daha çok üzerimize gelecekti. Nitekim biz skoru koruyalım derken dengesi bozulan Burak’ın birde kafasına çarpan top rakibe asist olarak geri döndü ve Ömer topu ağlarımıza göndermekte zorlanmadı.
İşte burada oyuna küsmemek, mücadeleyi bırakamamak ve rakibe karşı bu maçı istiyorum demek çok önemli bir çıkıştı. Çıkış diyorum çünkü başka türlü bu ligde maç kazanamazsınız. Rakibin üzerine gitmeyeceksiniz çullanacaksınız adeta!
İlk yarıda ki al ver at topu, rakibin gelmesini bekle araya top at vs. Olmaz bu ligin havası buna müsait değil. Koşacaksın, korkusuzca gideceksin, rakipten daha çok isteyeceksin ve biraz da topu aksiyonlu kullanırsan farkını ortaya koyarsın.
İşte böyle olduğu için biz 3. golü bulduk ve maçı kazandık. Yoksa kimse aldanmasın galibiyete. Eğer ilk yarıda ki gibi bir oyunla ve mücadele ile biz bu ligi alırız derseniz yanılırsınız. Ümraniye sizi presler geçer maalesef.
Çok şükür kazandık ki önemli bir galibiyettir. Hem deplasman anlamında hem de yarışta kalma anlamında çok kritik bir galibiyete imza atılmıştır. Diğer taraftan bu kadar rahat gol yemeye devam edemeyiz. Kesinlikle bu duruma çare bulunmalı. Yoksa sahamızda 3 değil 9 puanlık maça çıkacağımız Ümraniye maçı bu kadarını dahi yapamayabiliriz.
Elbette her maçın havası farklıdır. Ümraniye maçına futbolcularımızın daha konsantrasyonlu çıkacağını düşünüyorum. Eğer bireysel hatalar yapmazsak ilk mağlubiyetlerini bize karşı almış olurlar diye düşünüyorum. Kaldı ki geçen sezondan yarım kalan bir işimiz var.
Galip gelen haklıdır diyoruz ama gerçekleri de ortaya koymak gerekiyor. Başta Mehmet Hoca’ya büyük iş düşüyor. Sadece biraz olsun kredi kazandı. Ama bunu Ümraniye maçıyla perçinleyebilir. Üstesinden gelir mi gelir. Lakin futbolcularını buna ikna etmeyi bilmeli.