Öyle bir hale geldi ki Altınordu maçı, hem üst tarafa tutunmak hem de düşme potasına yaklaşmamak adına kritik bir maçtı.
Altınordu, haftalardır kaybetmiyor üstüne üstlük kazanma alışkanlığı oluşmuş bir takım hüviyetiyle geldi şehrimize. Son 7 maçta 6 galibiyet 1 beraberlik bize her şeyi anlatmaya yetiyor. Buna karşılık bizim de çok kötü bir gidişatımız var. Yani ne ilk maçta ki bizim takım aynı ne de rakibin havası aynıydı.
Yücel Uyar, öncelikle ciddi bir revizyona gitti kadroda. Kimse böyle keskin bir hamle beklemiyordu. Hele de Yasin’i kadroda en azından bu maç özelinde düşünmemiş olması kayda değer hamleydi.
Yine genç Melih Altıkulaç’ı böylesi kritik maçta Soner’in yerine düşünmüş olması, buna karşılık Kayamba dururken genç Polat’a şans vermesi, Ensar’ın 11’de olması gerçekten kayda değerdi. Buna karşılık saha verimlilikleri için aynı şaşırtıcılığı görebildik mi işte bunu bazı isimlerde görmemiz çokta mümkün olmadı.
Maça da temkinli başladık. Birbirleriyle çok oynamamış olmalarının dezavantajını ilk dakikalarda gördük. ilk tehlikeli atak rakipten geldi ve Nurullah güçlükle üst köşeden topu kornere çeldi.
Biraz olsun rakip kaleye gitmeye başladığımız anlarda Polat ile zaman zaman etkili ataklar yaptık. Ancak gol vuruşlarında aynı başarı gelmedi. Fofana’nın müsait yerden şutunu kaleci önledi. Rakip alana biraz etkili olduğumuz dakikalarda rakibin atağını kesen Berk, topu kaptırınca o ataktan yine basit bir golle yenik duruma düştük. Bu gole kadar zaman zaman rakip alanda etkili olmadık değildi ama klasik özellik oldu maalesef bu bizim için. Yani atamadan gol yemeyi önleyememek.
Az olan taraftarlar bu duruma tepki gösterdiği anlardan hemen ardından geliştirdiğimiz atakta oluşan karambolde Fofana bu kez topu ağlara gönderdi ve çok geçmeden beraberliği sağlayarak şoku üzerimizden atmış olduk. Golde Polat’ın katkısını es geçemeyiz.
İlk yarıyı önde kapatacak pozisyonumuz da Tomane, Yunus’un uzun pasında buluştu ama iyi değerlendiremedi. Ne yazık ki suskunluğu devam ediyor Tomanemizin!
Bu sezon mağlup durumdan maçı çevirdiğimiz oldu ancak galibiyet ile bitirdiğimiz maç yoktu. Bu maçta beraberlik kokuyordu. İzlenim öyleydi. Aman kaybetmeyelim ama atarsak şahane olur havası iki takım içinde geçerliydi.
İkinci yarı Tallo oyuna girmesi en azından ofansif anlamda biraz ayakta durmamızı sağladı ama yine rakip kaleye şut dahi çekmeden, rakip kaleye yakın kazınılan duran topların iyi kullanılmadığı bir maç izliyorduk.
Altınordu son çeyrekte ciddi manada yoruldu. Bunu gözlemledik. Biraz içeriye kulübeden aldıklarıyla ayakta durmaya çalıştı o kadar.
Maç tam bitti derken bu kez rakip takım defansı topu Savicevic’e kaptırdı onun ortasına Tallo iyi yükseldi ve kafa vuruşuyla o altın gol geldi. Maçı kazanan olmanın mutluluğunu yaşadık. Bu kez son dakikalar bize güldü. Saviceviç, gerçek iyi döndü iyi oynuyor ve mücadele ediyor. Elbette korner ve serbest atışlarda istenilen ortalar gelmedi ama bu orta hepsine yetiyor işte. Futbolun cazibesini yaşattı bizlere. O büyülü ambiyansını gösterdi herkese.
Elbette bu maç kadrosuyla Ankaragücü maçı yeterli olmaz. Yasin’in iyi hali gerekli bize, durgun Hasan’ın daha canlı hali lazım. Tomane’nin o son vuruş yeteneğine ihtiyacımız var. Maçta da gördük çok isteksiz görüntüsü var. Bu son vuruşlara da yansıyor. Haliyle forvet hattımız ona ait olduğundan yetersiz bir görüntü çiziyor bizlere.
Matematiksel olarak play-off hattından kopmadık. Rakiplere ve de bize bağlı. Ama çokta ümitli değilim bu durumdan. Yine de futbolcuların ne yapalım düşme hattına takımı itmedik deyip rehavete kapılmalarını da istemem doğrusu. Biz Samsunspor olarak hiçbir iddiamız da olmasa yüreğiyle oynayıp armaya olan saygıyla sahada mücadele etmelerini isteriz. Kaldı ki hazırlık maçların da dahi bu durumu tüm taraftarlar verdikleri tepkiyle ortaya daima koyuyorlar.
Kısacası Ankaragücü maçı da yine ortaya kendi karakterlerini koymaları gereken bir maç olacaktır. Sen mücadeleni göster, oyununu ciddi şekilde oyna artık ne olursa bahtımıza!