BU PUAN KAYBI HOCAYA YAZAR!

Beklentimizin 3 puan olan bir maçı geride bıraktık. Rakibin transfer tahtasının kapalı olması bizleri böyle düşündürmedi aslında, takıma olan inancımızdı öncelikle.

Erzurumspor Fk, iki hafta da ortaya koyduğu mücadele gücü her ne kadar eksikleri olsa da bunu tecrübeleriyle kapatmaya çalışıyorlardı. Bize karşıda oldukça hırslı çıkacakları bir gerçekti. Bunun için bakalım nasıl bir hikaye bizleri bekliyor diye önceki yazının sonuna yazmam da boşuna değildi.

Bir nevi bunları bekliyordum. Kimse kolay lokma değildi. Bu bir hayalcilik olacaktı. Bunun için sahaya biz nasıl bir karakter koyacağız önemli olan buydu.

Biz işte bunun kaygısını taşıyoruz. Sezon öncesi değerlendirmemde Bayram Hoca için endişelerim var diye belirtmiş olmamı yaşamanın da sıkıntısı var şimdilerde. Bunun futbol bilgisi olarak değil bu herkeste var yani takım çalıştırma anlamında belirtiyorum. Eldeki malzemeyi bize nasıl sunum yapacağı anlamında yazıyorum. Bayram Hocadan beklentimiz de bu farkındalığının nasıl olacağıydı.

Bu kadar kaliteli ayaklarla halen doğaçlama oynatmaya çalışır ve rakibe oyununuzu kabul ettiremezseniz tabi ki tartışılırsınız.

Duran topla biraz da şansız şekilde Osman’a da çarparak yenik duruma düşüyoruz. Bunun akabinde reaksiyon göremememek biraz olsun rakip alanda baskıyı artıramamak klasik pozisyon üretme çabalarıyla uğraşmak bir bakıma canımızı sıkıyor.

Neyse ki Fofana’nı hafif kıpırdamasıyla içeriye yaptığı klasik çizgiden ortasına defans uzaklaştırmak isterken Laura’nın önüne düşmesiyle onun da bu ikramı geri çevirmeden attığı gol ile beraberlik geldi.

Rakip oyuncuların aşırı hırslı oynamaları başlarını yakacakları belliydi. Biraz da bizim futbolcularımıza oynadılar. Çok tahrik ettiler. Mesela Shala da bunlaradan biriydi. Hiç rahat durmadı tabiri yerindeyse. İtirazları çok olan futbolcuydu. Mücahid’e yaptığı arkadan hareketiyle 2.sarı karttan atıldı. Tartışanlarda var yanlış olduğu yönünde. Olabilir ama ortada bir pozisyondu bana göre. Kısmende bir topuğa teması var gibi.

İkinci golü devre biterken bulduk. Bu kez Celil’in akıl dolu pasıyla buluşan Mücahit çok iyi gördü Laura’yı ve onun asistini yine çok rahat şekilde gole çevirdik.

Tüm kıyamet buradan koptu kenar yönetimleri de kalktı ayağa. Teknik adamları soyunma odasına giderken yaptığı taşkınlıkla kırmızı kart gördü. Neden bilinmez Başkanları da soyunma odamızı adamlarıyla basmaya kalktığı görüntüleri geldi sosyal medya aracığılığıyla. Olacak iş değil. Bakalım TFF gözlemcisi neler yazabilecek? Diğer taraftan da anlaşılmaz şekilde rakip taraftarların deplasmanda takımını yanlız bırakmayan cefakar taraftarlarımıza saldırmış olmaları da kabul edilir değil.

Hakem yanlış karar verdiği düşüncesiyle ilk dakikadan nasıl yapsamda düzeltsem işi diye kollamaya başaladı. Yani işgüzarlık bunun adı aslında. Oysa gözü önünde oldu tüm olanlar görmemesi mümkün değil. Eren Tozlu kendisini adeta yere attı. Buna penaltı çaldı Hakem Emre Kargın. Hadi dedik VAR’dan döner bu. O da ne baktık ki karar onaylandı. Eyvahlar olsun!

Yanlış karar bir değil iki olmuş oldu. Rakip oyuncu da topu ağlarımıza yolladı tabi. Eee bizim gibi cömert değil.

Şimdi öncelikle Bayram Hocam, rakip on kişi kalmış. İçeride dahi bazı sıkıntılar olmuş. Sen bunu nasıl ön göremedin? Bunun için uyarılar yaptın mı yoksa klasik şunu bunu mu yapalım dedin?

Yani yenik takım yaralı takım elbette ikinci yarının başında baskı kurmak isteyeceği ve hakemin de muhtemel bir yanlış karar ki bu penaltı oldu ama 2. Sarı kart veya direk kırmızı kartta göstermeye yatkın olabileceğini futbolculara anlattın mı? Ben sanmıyorum.

Diğer taraftan vakit daha varken oyunu rakip alanda oynarken ve de futbolcularımız stres içindeyken oyuncu değişikliği için bu kadar beklenir miydi?

Mesala Ahmet Sağat tam bu maçın adamıydı. Neden oyuna almadın. Harris’in yerine Novikovas hamlesi doğruydu. Ancak Tangue yerine Novikovas ile birlikte alsana Ahmet Sağat’ı içeriye. Neden hamle gücünü azalttın 5 kişi olacak yerine 4 kişiyle tamamladın oyuncu değişikliğini. Yine çok iyi maç çıkarttı Celil ama ağzım yüreğimde izledim onu. Hakem kolluyor zaten az kaldı ikinci sarı kart görecekti. Allah’tan yerinde müdahale etti de rakibine dokunmadı.

Sınıfta rakip takım başkanı kalmadı sadece. Hakem ve Var yönetimiyle birlikte bu maçta sen de kaldın Hocam. Bu kayıp sana yazar. Hasan’ın penaltıyı atması iyi olacaktı. Ancak bu baskıyı onda sen daha çok hissetmen gerekmez miydi? Boldrin’i neden düşünmedin mesala.

Keşke atsaydı hem de bu kadar kötü duruma rağmen. Hem de çok iyi olcaktı. Oysa iki top direkten dönmesine Celil’in uzaktan şutlarına rağmen yine de yazacaktık bütün bunları. Bu kadar arkaya rahat toplar nasıl kaçar. Hiç mi organize ataklar göremeyeceğiz, kenar ortalar neden yetersiz diye. Uzaktana şutlar sadece Celil’den mi bekleyeceğiz yoksa alternatif isimler var mı? Yoksa olay sadece videolardan mı ibaret bize gelirken.

Takımın akan oyun alayışında sıkıntılar var Hocam. Bizler taraftar olarak çok bilemeyiz tabi ama siz bunları bize gösterseniz. İki duran top biri şanssız şekilde kalemizde gol oldu diğeri hakem kararıyla uydurma penaltıyla gol oldu. Bu da ayrı bir durum tabi.

Anlayacağınız tuhaf bir maç oldu her iki taraf için ama yine en büyük sıkıntıyı çeken taraf olarak bizler yaşadık. Gerçi bir başka tuhaflıkta doğruysa Başkan Yıldırım’ın oyuncu değiştir diye bağırdığı söylentisi. Umarım doğru değildir. Yani kim kabul edebilir ki bunu. Otoritesini yok olur zaten hangi hoca olsa. Gerçekten her yönüyle ilginç bir maç yani. Aslında sansasyonların olduğu maç demek daha doğru olacak.

Gönül isterdi ki rahat kazanalım. Ama yok olmuyor. Bir diğer zorluk derecesi yüksek olan maç bizi bekliyor. Manisa FK artık neler olacağını göreceğimizi umduğumuz maç. Dileriz yükselen oyunumuzun olduğu maç olur. Ne diyelim yine bu kadar kaliteye rağmen umut bekler olduk. Hocam biraz da bunlar senden oluyor galiba?

BERABERLİĞE RAZI OLDUK!

Günlerdir stadyuma taraftarın ilgisi olması için yapılan çağrılar sonuç vermiş ve 20 bine yakın kişi gelmişti. Belki daha fazlası da olabilirdi ama bazı teknik durumlar yaşanınca son günlerde hızı kesildi bilet işinin.

Birde stadyuma girişlerde ve çıkışlarda yaşananlara da artık bir çözüm bulunmalı. Yıllardır bitmedi bu şikayetler. Dileriz çözüme kavuşur.

Altay 11 ile başladı maça Bayram Hoca. Rakip Eyüpspor’da ise Babel en büyük eksiklikti. Ancak bunu çok iyi değerlendiremedik.

Maçın başlarında rakip kaleye yakın oynadık ama istediğimiz pozisyonları üretemedik. İki takımda çok geçmeden dengeli oyuna döndü. Birbirlerini tartan görüntü temponun da düşmesine neden oldu.

Ne zaman ki Harun’un uzun pasına P Dibba akıl dolu pasını Murat Uçar çok iyi değerlendirdi ve onun asistiyle Eze gol yapmakta zorlanmadı.

Derslik pozisyon mu evet işte bu! Altay maçı sonrası da bunları affetmezler diye belirtmiştik. Bu tür açıkları maçta daha sonra vermedik belki ama işte bir kez verince rakip bunu ıskalamadı.

Laura bu ana kadar sahada gözükmedi. Oysa daha efektif bir duruş bekledik.

Tempoyu artırıp rakip alana oyunu yığınca rakip kale önünde de tehlikeli olmaya başladık. Laura mutlak golü yapmadı önce. Harun çok iyi kapattı da denebilir ancak bunu kaçırmayacaksın derler. Neyse ki çok geçmeden Boldrin’in akıl dolu korner atışı sonrası önüne düşen topu Laura ağlara gönderince eşitliği sağladık.

İlginç ki bizim kalemizde gördüğümüz gol nasıl derslikse yenilmemesi açısından attığımız golde rakip için öyleydi. Herhalde rakip defans nasıl olsa Laura’ya o top gelmez, gelse de atamaz diye düşündü.

Tam takım olamamanın verdiği acıları yaşadık maçta. Bunu üzülerek söylüyorum çünkü böylesi kaliteli takıma golden sonra rakip şaşırmış zaten neden kontrollü oyuna geçiyorsun diye sormak düşer bize.

İlk yarıyı önde bitirmek varken el frenini çekmek neden? Çünkü takım oyunu birbirini tanımak koşularını ezberlemekten geçer. Bunun için ilk maçları kayıpsız geçirmek önemliydi. Maçın genelinde bu eksiklikleri yaşadık. Çok fazla final paslarında sıkıntılar yaşadık. O boş koşuları araya pasları göremedik. Elbette zaman zaman yaptık ama daha fazlasını görmemiz rakibi kendi kalesi önüne sahamızda hele de böyle bir taraftarıın önünde yapmamız gerekirdi.

Celil’in uzaktan şutunun direkte patlaması ikinci yarı için hepimizi heyecanlandırdı. Yine Osman yukarıda belirttiğimiz eksikliğin göstergesi olarak kaptığı topta erkende şut denedi oysa Harris daha müsaitti. Ahmet Sağat oyuna girdiğinde bulduğumuz pozisyon oldu. O da çok kolay bir şut imkanı olmamasına rağmen iyi uzandı arka direğe bıraktı ama top az farkla auta çıktı.

Biz şimdilik bardağın dolu tarafından bakıp kazanamıyorsan kaybetmeyeceksin hele ki böylesi kaliteli bir rakibe karşı diyelim. Ancak çok önceden de yazdım. Biz hedefe oynayan bir takım olarak “Kervan yolda düzülür!” değil önceden hazır olabilirdik. Büyük çoğunluğu birlikte kamp yapan bir takımız. Zeki en son takıma dahil olan isimdi yine d çok daha fazla ileri çıkmasını beklerdik. Bu kaliteyi barındıran bir isim neticede kendisi. Muhtemelen Bayram Hoca istemedi rakibin durumundana dolayı. Zaten bekler çok fazla çıkmazsa yeterince pozisyonlar anlamında üretken olamazsınız.

Maçta VAR devreye girmemesine rağmen hakem vasatın altında kaldı. Aklınca sertliğe belli ölçüde müsade edeyim derken kritik yerlerde beklediğimiz fauller es geçildi. Rakibin oyunu durdurması tempoyu düşürmek istemesini anlarız ancak sertliklerine göz yumması doğru değildi. Belki Laura’nın, yere düşmesinde Alparslan’ın kambura yatması olarak değerlendirilebilecek bir pozisyon vardı. Ancak çok kayda değer değildi.

Gelecek maçlar için doğrusu çok coşkulu bir oyun göremediğimiz için “sabır” bekleyişimiz devam edeceğe benziyor. Bakalım Erzurum da bizleri nasıl bir maç hikayesi bekliyor olacak?

3 PUAN İLE BAŞLAMAK ÖNEMLİYDİ!

Sezona iki farklı düşünceyle başlayan iki köklü kulübün karşılaşması elbette tüm dikkatleri de üzerine çekecekti.

Hem ligin ilk maçı hem de bu ligin VAR sistemiyle oynanan ilk maçıydı. Neler olacağı merak edilen çok önemli bir maç yaşandı İzmir’de. Görüldü ki VAR bu lige çok gerekliydi ve geç geldi. İlk golümüz ofsayt verildi hakemler tarafında neyse ki VAR devreye girdi ve gol verilmiş oldu.

Samsunspor taraftarları olarak yerini dolduran görüntü oldukça göze hoş gelen bir durumdu. Doğrusu deplasmanlarda bu güzel görüntüyü özlemiştik. Diğer taraftan bizlerde ne kadar umutlu bir bekleyiş varsa bir o kadar rakip taraflarda da o kadar endişeli durum yüzlerine yansıyordu. Kolay değil elbette bizlerde bunu yaşadık onlar uzun süre sonra yine aynı durumu yaşadılar.

Kısacası takım adeta gitmiş. Gençlerin yanında futbolu bırakmak üzere olanlar hatta 3 yıl aradan sonra takıma dahil ettikleri Murat Uçar vardı kadrolarında. Kaldı ki 2019 yılında sadece 5 maça çıkmış. Yani neredeyse 4 yıl denilebilir.

Paixao yoktu belki ama yine de sahada olanlar ellerinden geleni yaptılar maç boyunca. İlk maç olması havanın nemli olması tempomuzu etkilemiş olabilir. Ancak ortada duran hedef şampiyonluk olunca buna sığınmak çok iyi durmayacaktı. Hoca da buna değinmemiş anlaşılan maç sonunda.

Maça etkili başladık. Rakip sahada pozisyonlar aradık. Etkili değildi belki ama yine de Altay’a göre daha bir diri görüntümüz vardı. Özellikle Harris’in neler yapabileceğini gördük. Fofana 2 izlenimi verdi bizlere.

Bu dakikalarda geniş alanlar aradık ama rakip alanı daraltarak buna izin vermedi. Onların yapabileceği en etkili iş buydu. Çünkü kanatları hızlı kullanan Fofana ve Harris ki Laura’yı da ekleyebiliriz, geriden çıkabilecek Zeki gibi Mücahid gibi iki bek, orta alanı da etkili paslarla kanatlara inebilecek Boldrin ve Celil gibi etkili futbolcularımızın olduğu gerçeğini biliyorlardı buna göre oynadılar.

Duran toplara çalışmışlardı. Ceyhun gibi uzunları olunca ona çıkarttıkları ortalarla gol aradılar. Ancak biz buna fazla müsaade ettik diyebiliriz.

Diğer taraftan, geniş alanlar bulduğumuzda neler olacağını Celil’in kafasıyla buluşan Laura’nın topu Fofana’ya plaselemesi ve onun etkili koşusuyla topu Harris’e alda at pası sonrası gol geldi. İşte olay buydu dedirtti bizlere.

Golden sonra fark açılır mı diye düşündük. Ancak Altay oyun disiplininden kopmadı. İkinci yarıda da bu durum devam etse de bizim Laura ile net iki golü kaçırmamız, Fofana’nın şut yerine pas tercihi 70’den sonra oyundan bir hayli düşen Altay karşında kaçırdığımız pozisyonlardı. Onlar da gole yaklaştılar ki bu durumu sanırım bizler gibi Bayram Hocamız da görmüştür. Duran topların dışında birebirlerde adam kaçırdık çok net olmasa bile gole yakın pozisyonlar verdik.

Artı parantez defans iyi görüntü vermiş olsa da gerçek durumunu Eyüp maçında test etmiş olacağız. Onların etkili silahlarını nasıl karşılayacaklar görmüş olacağız.

Ahmet Sağat oyuna girer girmez yine oyuna sonradan giren Yusuf Emre ki bence çok iyi bir transfer olmuş bunu gördük oyuna girdikten sonra da etkili paslar yaptı yine onun asistiyle golünü yaptı. Gösterdi ki “Ben buradayım boşuna gol kralı olmadım!”

Geceyi güzel bitirdik. Eksikler elbette var. Oyun temposu en başta ufak tefek iletişim kopukları ki bunun en başlıca nedeni yeteri kadar hazırlık maçı oynamamaktır. Yine de kayıpsız geçmek önemliydi.

Haftaya zorluk derecesi yüksek bir maç bizi bekliyor. Eyüp maçı ligin en başta yazılan iki favori takımın karşılaşması olacak. Tüm dikkatler bu derbi havasında ki maçta olacak kuşkusuz. Onların da oldukça ciddi ve ligin üstünde transferleri bulunuyor. Netice de bu taraftar orayı büyük çoğunlukla dolduracak ve takımını yalnız bırakmayacaktır. Kazanan bizim olmamızı diliyoruz.