Altınordu mağlubiyeti ve son dakika beraberlikle ayrıldığımız Boluspor maçı moralleri bir hayli bozmuştu. Hüseyin Hoca’da tartışmaya başlandığı bir haftayı geride bıraktık.
Sular durulmadığı kulüpte Boldrin ve Novikovas kadro dışı kaldılar. Diğer taraftan Boldrin açıklama yaptığı ortamda aslında kendisini sahada göstermiş olsaydı bizler daha çok memnun olacaktık.
Düşünün ki öyle bir ortama geldik ki Pendik maçı bir nevi tutunma maçı mı yoksa düşüşün devam edeceği maç mı olacaktı diye düşünmeye başladık.
Oysa ki bu takımın şuan yeri ilk ikinin içinde olması gerekiyordu. En azından beklentiler böyleydi. Beklentimizin büyük olduğu futbolcular bizleri hayal kırıklığına uğratmaya maalesef bu yılda devam ediyor.
Pendik maçına istekli ve arzulu başlayan taraftık. Öyle ki daha ilk dakika dolmadan Osman’ın volesi az farkla auta çıktı. Bu iyi bir göstergeydi ve maçı mutlaka istediğimizi gösteriyordu. İlerleyen dakikalarda da buna devam ettik. Pozisyon azlığı vardı belki ama rakibe de alan bırakmadık ve pozisyon vermedik.
Laura daha dikkatli olsaydı ilk golü o bulabilirdi. Müsait pozisyonda topu auta gönderdi. Temposu çok üst düzey olmasa da rakibi de yükseltemeyen bir oyun anlayışımız vardı.
Laura, biraz daha istekli görüldü maçta. Daha çok hareketliydi diyebiliriz geçtiğimiz maçlara göre. İşte ona yapılan ve kırmızı kart da beklediğimiz bir pozisyon sonrası kazanılan serbest atışta topun başına sürpriz isim olarak Ali Ülgen geldi. Bizim başta Boldrin olmak üzere Celil gibi isimlerden beklediğimiz o gol Ali Ülgen’den geldi.
Takım öne geçti ama hepimizin düşüncesinde “Acaba sonunu getirebilecek miyiz?” sorusu hep aklımızdaydı. Rakip biraz kımıldar gibi oldu gol sonrası. Tempo da yükseldi. Buna karşılık bizde iyi bir kontrol oyunu ile cevap verdik. Laura ile yine gole yaklaşan taraf olduk ilk yarının sonlarında.
İkinci yarıya daha kontrollü başladık. Tempoyu düşürüp kontra ataklar aradık. Rakip alanda ise yaptığımız preslerle top kazanıp pozisyonlar aradık. Belki istenilen tempo yoktu ama skoru korumakta önemliydi en azından böylesi ciddi rakip karşısında bunu yapmak önemliydi.
Rakip ise Regattin ile gol aradı ancak Szumski buna müsade etmedi. Bu kez biz rakip alanda baskı yaptık Celil ve Yusuf”un baskısı rakip oyuncuyu hataya sürükledi ve topu kapan Ahmet Sağat, Lauraya usta işi pas attı. O da bunu iyi değerlendirdi ve farkı 2’ye çıkartan golümüzü attı.
Golden sonra rakibin yarı sahamızda daha çok görüldüğü zamanlar oldu. Bunda kalecimiz olmak üzere defansımız oldukça yerinde hamleler yaptı. Özellikle Yunus Emre çizgi önünde mutlak golü engellemiş oldu. İyi günündeydi genç isim. Bir ara öne çıktı pası ulaşsa çok daha enfes iş yapmış olacaktı.
Takım oyununu en azından bir nebze de görmüş olduk. İstek ve arzulu oyunun yanında daha dikkatli de oynadık. Diğer taraftan, özellikle böylesi önemli rakibe karşı az pozisyon vererek maçı bitirmekte önemliydi.
Genç hakem Oğuzhan Çakır bizleri başta korkutmuş olsa da gerçekten ortada bir maç yönetti ve başarılı bir günü geride bıraktı. Yani bizim derdimiz hakem değil hakemlerin de derdi biz olmayalım istiyoruz.
Düzelen işlerin yanında skoru da korumak önemliydi. Kaybetmiş olsak inanın kaos büyürdü. Kazandık şimdi olası bir seri ile bunu perçinlemek gerekiyor. Aksi halde sadece mehter takımı gibi iki ileri bir geri yapıp durur kimse de mutlu olmaz.
Altay karşısında alınan deplasman galibiyetinden sonra 2. kez deplasmandan galip gelmiş olduk. Elbette sahamızda kazanmak kadar deplasmanda da galip ayrılmak önemliydi. Doğrusu özlemişiz böylesi bir deplasman galibiyetini.
Ben öncelikle böylesi önemli rakibe karşı net bir skor alındığı hemde son haftaların formda takımı karşısında bunu yaptığımız için mutlu oldum. Takım bu şekilde daha özgüvenli hale gelecektir. Artık bizlere buna katlayarak göstermelerini bekliyoruz. Darısı Göztepe maçında diyoruz. Bu maçı da galibiyetle bitirip yükselişe geçelim artık. Takımdan tek bekletimiz tüm taraftarlar olarak budur.