TUTULAMAYANLAR!

Oğuz Atay, Tutunamayanlar’ı yazmış Hüseyin Hoca önderliğinde de Samsunspor, Tutulamayan’ı yazıyor. Çok şükür bu başlığı da atmak kısmet oldu.

Bizler için en büyük kıvançtır tutkusu oldukları takımlarının sürekli başarısı. Tutulmayanlar arasında yer alması ve lider olarak yola devam etmesi.

Boluspor taraftarlarımıza anlamsız yasağında inat etmesiyle takım yalnız kalmış oldu uzun süreden sonra bir deplasmanda. Ne dertleri varsa artık anlam verememiştik bir de maç sonrası olaylar olduğu yazılıyordu kaleme alırken. İnşallah ciddi bir durum yoktur.

Osman 11’de yoktu. Yerine Cihan ile başlamayı tercih etti Hüseyin Hoca. Yine Yusuf Abdioğlu da kenarda şans bekleyenler arasında yer aldı. Zeki Yavru, cezasını tamamlayarak sahada 11’de başladı.

Maçın hemen başında aslında atak başlayan taraf bizdik. Buna karşılık 3-5 dakikalık üst üste Boluspor ataklarını görmeye başladık ki içeri yapılan ortaya rahat kafa vuruş imkanı verdirdiğimizde gole engel olamadık.

5 maçlık gol yememe alışkanlığı da bitmiş oldu. Önemli olan maçı kazanmaktı kuşkusuz. Rakip skoru alınca biraz koruma içgüdüsü ile hareket edince bizde rakip yarı alanda daha çok görülmeye başladık.

Ataklarımız olgunlaşmadan bitmeye ve rakip alanda çoğalamadan pozisyonlar üretemeden ataklar sonlanmaya başladı. Fofana yağışın etkisiyle çok kaydı ki bir pozisyonda ciddi bir gol imkanı olabilirdi. Bennaser sakatlanınca hem onun yerine Yusuf Emre’yi hem de Harriss yerine de Ali Ülgen’i aldı Hüseyin Hoca.

Biraz olsun rakibi durdurup rakip alanda da daha net görülmeye başladık. İlk yarının sonlarında kaçan inanılmaz golleri gördük. Tanque’nin kale dibinden kafasını kaleci çıkarttı. Yine Soner’in ofsayt olan pası sonrası Tanque’nin iptal edilen golü vardı. Bunlar golünde habercisiydi aslında.

İkinci yarıya fırtına gibi başladık. İlk yarıda beklentinin altında olan Fofana’nın enfes pası sonrası perde Tanque’nin golü ile açıldı.

Bir kaç dakika sonrasında gelen penaltı ve Tanqu’nin 2. golü yazdık. Sert ve düzgün vuruşla penaltıyı gole çevirdi Tanque. Hüseyin Hoca daha evvelde belirtmişti antrenmanlarda Tanque iyi penaltı kullanıyor diye. Çok şükür artık sayıya dönmeye başladı penaltılar.

Rakip on kişi kalmasıyla bir hayli demoralize olmuşken bunu devam ettirmek gerekiyordu. Yine korner sonrası Tanque kendisinin ve takımının 3. golüne imza atmayı başardı.

Kabus gibi başlayan maç bir anda ikinci yarıda oyun ve mücadele kalitesini artırınca goller de gelmeye başladı.

Oyuna sonradan giren ve birçoğumuzun golünü özlediği Tome ile geldi 4. gol. Artık o kadar rahatlayınca rakipte oyundan iyice düşünce bu kez de Soner Aydoğdu sahne aldı ve perdeyi kapatan 5. golü ağlara gönderdi. Cihan ve Fofana’nın goller öncesi atakları geliştirmede bitirici pasları vermesinde katkıları büyük.

Artık taraftarlarımızın stadyumu tıklım tıklım yapma vakti geldi geçiyor. Cumartesi oynanacak Pendik maçı ile bu lige veda maçları da başlamış olacaktır. Tüm şehrin takımlarına destek olması gerekiyor. Şu saatten sonra kimsenin bahanesi yok.

Futbolcular ve teknik heyet ellerinden gelenin fazlasını yapıyorlar ve onlara görkemli bir teşekkür etmemiz gerekiyor.

Bu saatten sonra şu satırları daha fazla pozisyona boğmaya gerek yok. Bu maçta geriye düşmüşken daha oyundan kopmayan takımımıza olan inancımız tamdır. Teşekkürler takım.

SAMSUNSPOR DOLU DİZGİN!

Altınordu maçı artık bir nebze diğer maçlara göre kolay gördüğümüz maçlardandı. En azından kalan maçların içinde nispeten daha rahat kazanabileceğimiz maçların başında yazılabilir.

Elbette kağıt üzerinde böyle görülmesi yetmiyor sahada da bunu uygulamak gerekiyor. Hasan Özer, geçen hafta takımın başına geçtiğinde kötü gidişe en azından dur demişlerdi. 

Yine Hasan Özer ki Malatya maçında takımın başındaydı ve bizden puan almayı başarmıştı. İster istemez acaba dedik. 

Maçın başından itibaren rakip alanda oyunu oynayan taraf olmamıza rağmen aynı ölçüde pozisyon bulmakta zorlandık. İlk yarı boyunca net pozisyonumuz olmamasıyla birlikte rakip 2 kez gole yaklaşan taraf oldu. Biz de Fofana ile çaprazdan yarım pozisyon bulduk. Bir de Tanque’nin maçın başında zayıf kafa vuruşu vardı kale önünden.

Altınordu defansı kalabalık tutup bir nebze şut imkanı bulmamızı iyi bir şekilde engelledi. Bizim bu zaman diliminde kreatif oyuncular işlerini yapamadılar. Kimden bekledik elbette Fofoana ve Harirss’ten. Bennaser ise daha düz oynayan yapısıyla bu durumdan yoksunuz.  Celil’in ise çabaları yeterli gelmedi. Bir şutunu da Erdi Dikmen uzun boyuyuyla engelledi.

İkinci yarıya yine aynı kadroyla başladık ama en azından daha ileri de ve bu kez en azından pozisyon üreten şekildeydik sahada. 

Taraftarların coşkulu tezahüratları da bunda kuşkusuz etki etti. Hafta içi rakip takımın başkanına gerekli cevap böylelikle verilmiş oldu. Futbolcularımızın isteğini sahaya yansıtmasıyla birlikte Fofana daha dikkatli olsa gol öncesi ofsayta kalmayacaktı. 

En azından bu pozisyon ile birlikte geliyor gelmekte olan duydusunu bize işledi takım. Yine Osman’ın şutunu Erdi’nin dokunmasını izledik. 

Hüseyin Hoca, Soner Aydoğdu ve Cihan’ı, Celil ve Yusuf’un yerine oyuna aldı.

İşte bu anlarda oyunun akışı da değişti. Daha efektif oynamaya ve ileride daha net bir hakimiyetimiz oldu. Tüm bunların golle süslenmesi gerekiyordu. 

Alim’in uzaktan şut denemesi sonrası kaleci elinden kaçırınca Tanque topla buluştu ve günün başarılı ismi Erdi Dikmen’i hataya zorlayarak penaltıyı almasını bildi.

Penaltının başında bu kez Tanque vardı. Çok sert şutunu kaleci dokunsa da kontrol edemedi ve top ağlarla buluştu.

Öne geçinde zaten oyunun kontrolünü elinde bulunduran taraf olarak daha çok gol pozisyonları bulmaya başladık. Fofana’nın şutu vardı kalecide kalan. Oyuna sonradan giren Ahmet Sagat üst üste önüne gelen fırsataları değerlendiremedi. 

Szumski, iki net pozisyon da rakibe geçit vermeyerek kalesinde güven vermeye devam etti. Geride kalan 5 maçta kalesini gole kapatarak şampiyonluk yolunda defans ile uyumuyla da büyük bir emeği olacağını belirtmek gerekir.

Cihan’ın enfes akıl dolu pasında topla buluşan Soner Aydoğdu, çok klas bir vuruşla maçın skorunu aldı ve takımı da kalan dakikalarda rahatlattı. Ahmet Sagat ise uzatmanın son anlarında sakatlanarak oyundan çıktı. Dileriz ciddi bir sakatlığı yoktur. Geçmiş olsun diliyorum. 

Salı günü Boluspor ile deplasmanda oynayacağız. Samsunspor taraftarlarının anlamsız şekilde maça alınmaması ise oldukça yakışıksız bir hareketti. Oysa biz onların taraftarlarına kucak açmış ve maç çok stresli geçmesine ve son dakika haksız bir faul sonrası maç berabere bitmesine rağmen herhangi bir olay yaşanmamıştı.

Böylesi kritik maç için hafta içi ve gündüz olmasına rağmen neden taraftarlarımıza yasak koyarlar anlamak zor.

Tüm bunlara rağmen taraftarını her geçen hafta inandıran takımımız ve hocamız mutlaka gerekeni yapacaklardır ve oradan da galibiyet ile ayrılmasını bileceklerdir. 

Son haftalarda kalemizde gol görmeden özellikle de kazanaraka bunu devam ettiren takımımı yürekten kutluyor beklene günler yakındır diyoruz. 

Dolu gizdin bir şekilde kazanarak şampiyonluk yolunu yarılamış olduk. 

LİDERLİĞE ALIŞTIK!

Gençlerbirliği maçı zor geçeceğini hep söylüyorduk. Transfer tahtasını açmasıyla birlikte yapılan transferlerle dikkat çeken sonuçlar almıştı. Deprem nedeniyle yapılan aradan önce daha bir iştahlıydılar. Bizim maç öncesinde ki maçlarda bunu çok gösteremedi sahada. Ancak bu maçta oldukça istekli ve mücadeleri de iyidi.

Hüseyin Hoca da verdiği röportajda bu takım daha evvel kurulmuş olsaydı üst sıraları zorlayabilirdi dedi. Kesinlikle katılıyorum. Dilerim ligde kalmayı başarırlar.

Diğer taraftan, maç öncesi yoğun ilgi oldu biletlere ve anında tükendi. Ayrılan bölüm tamamen doldu. Yoğun yağmura rağmen lider takımlarını yanlız bırakmadı tarftarlarımız. Ancak maç öncesi yine özel uygulamaya uğradı taraftarlarımız. Alkol testi gibi daha önce hiç yapılmamış ki ev sahibi takım taraftarlarına yapıldığını da düşünmüyorum bizim taraftarlarımıza adeta zulme dönüştü. Düşünün gerek Ankara’dan gerek Samsun’dan kalkıp geliyor insanlar daha önce duyurusu bile yapılmamış bir muameleyle maça epey sonra girenler oldu. Yakışmadı tüm bunlar. Bir de maç sonrası muameleler vardı ki doğrusu taraftarlarımız bu derdest edilmeyi hak etmiyor.

Maçın hemen başında oyun biraz dengeli başladı. Aslında sert de başladı diyebiliriz. Diğer taraftan, rakip alanda çoğalmaya başladığımız anlarda korner sonrası oluşan karambolde Soner Aydoğdu kollarını fazla açınca gelen penaltıyla rakip ümitlendi.

Bu kez rakip kaçırmış oldu penaltıyı ve maça golsüz devam edildi. Rakip alanda daha çok görülmemize rağmen kale önüne inemeyince ve final pasları da iyi olmayınca istenilen pozisyonları bulamadık.

Kale de Nurullah’ımız vardı. Rakip kaleyi koruyordu. Tam Gençlerbirliği kalemize bir hayli geldi ve oldukça pozisyonlar buldu. Defans bloğumuz ve kalemiz maşaallahı hak etti doğrusu. Bunları iyi savuşturduktan sonra kaleye uzak kazanılan serbest atışın başında Tanque geldi. Ne yapar diye düşünürken Nurullah sert gelen topu iyi tokatlayamayınca top ağlarla buluştu. Yağan yağmuru etkisi de bu tür şutlarda kaleciler daima zorlar ve yanıltır. Bu enfes gol ile öne geçince oyunun da dengesi değişti.

İkinci yarıya daha etkili başladık. Harris, Celil ve Cihan’ı oyuna dahil etmesi biraz olsun etkinliğimiz artırdı. Bunun neticesinde önce Celil’in şutunu gördük ve Nurullah çıkarttı sonrasında Tanque attığı serbest atıştan daha kolayını kale önünde topu auta yollayarak kaçırdı.

Fofana da oyuna girdi ancak beklenen etkiyi göremedik desek yeridir. Yine de kalan bölümlerde topu ileri taşımada en azından katkısı oldu. Elbette tek farklı skorlar her zaman risktir. Bunun yanında can havliyle saldıran bir Gençlerbirliği karşısında da iyi bir şekilde ayakta durmakta kolay olmaz. Şükür ki defansımız oldukça mahir işlere imza attılar.

Son anlarda Var’dan dönen golde de karar doğruydu. Hakem Mert Güzenge çok rahat görmesine rağmen pozisyona devam dedi. Neyse ki Var’da olan Ümit Öztürk bu kez işini yapmış oldu. Gerçi Mustafa Dalcı çok izlemiş ama faul bizim oyuncumuza yapıldı dedi ancak orada rakip oyuncunun dengesi bozuluyor ve Osman’a da net faul yapıyor zaten. Yani iddia ettiği gibi Harris’in çelmesi yok. Bunu görmek zor tabi rakip hoca için.

Mert Güzenge maç içinde de bizim rakip alandayken bir çok pozisonda faul bekledik ancak devam ettirdi. Yani o meşhur taktir hakları rakibe işledi bu manada. Bir şey daha var kenardayken Enis sarı kart görmüştü oysa oyun içinde de net sarı kartlık hareketini es geçti hakem. Bunu gösterse kimse bir diyemez ve 2. sarı karttan oyuncu atılacaktı. Bunu da biz yazalım en azından.

Maçın genelinde oyun anlamında geri düşmüş olsakta skoru korumak adına ne yapılması gerekiyorsa o yapıldı. Elbette kolay değil 17 Maçlık bir namağlubiyet serisi var. Bu gerçek öncelikle Hüseyin Hoca’ya yazar. Dağınık bir takım görüntüsünden ne yaptığını bilen, hangi zamanda ne hamleler yapacağını bilen takım görüntüsü var artık. Garip goller kalemizde görüyorduk. Çok şükür bir kaç haftadır bunun da önüne geçilmiş oldu. Bu aşamada zaten oyun mu skor mu derseniz elbette haneye zayılan 3 puana bakılır bu da önemli bir başarı olarak kayda geçer.

Artık önümüzde kısalan bir lig var. Geçen hafta bunu yazmıştım. Geri sayım devam ediyor. Kalan 8 maçtan büyük hatalar yapmadığımız takdirde Samsunspor’umuz artık yıllar sonrasında o beklenen süper lig özlemine son verecektir. Elbette futbol bu ve rehaveti asla kabul etmez. Nitekim geçmişte bunu çokça yaşadık. Son haftalarda kaçan bir süper lig özlememiz var bizim.

Dolayısıyla sütten ağzımız yanğıdı için yoğurdu da üfleyerek yemeye devam etmeliyiz. Şimdi Altındordu’dan Cuma akşamı dolu tribünlerle birlikte rövanşı alma zamanı diyelim.

GERİ SAYIM BAŞLADI!

Yağan yağmura rağmen 20 Bin taraftar stadyumda yerini aldı. Elbette mutlu bir akşam yaşamak ve maçı kazanıp kalan haftalara olan umutları daha da artırmak için takımlarına destek için oradaydılar.

Mutlulukları galibiyetin yanında gelen liderlik haberiyle de kat be kat arttı. Kadroda kart cezalıları nedeniyle dokunuşlar yaptı Hüseyin Hoca. Bir de formsuz Tanque’nin yerine Ahmet Sagat ile başladı. Celil yine 11 de yerini alan isimlerdendi. Soner Aydoğdu da ilk on birde yerini alanlardan oldu.

Bandırmaspor teknik direktör değişikliğiyle geldi şehrimize. Sami Uğurlu, neler yapacak ilerleyen haftalar kendini gösterecek. Ancak on kişi kalan kadar dirayetli bir takım görüntüsü verdi. Kalecileri bu kadar gol yemesine rağmen bir o kadar da engellediğini de ifade edelim.

İlk dakikadan itibaren oyunun konrolünü elinde bulunduran taraf bizdik. Rakip alanda daha çok görünen daha çok gol arayan oyunu adeta domine eden Samunspor’umuz oldu. Bu maçı bir şekilde alacağız görüntüsü vardı.

Penaltıya kadar bir iki net pozisyon da dikkatlerden kaçmadı. Laura ile gole yaklaştık. Sagat ile kaçırdık. Sagat nasıl kaçırdı bu golü derken hakemin penaltı işaretini gördük bir anda. Rakip defans koluyla golü engellemişti. İtiraz etmesini anlamak mümkün değildi ve karar doğruydu.

Penaltı için ilginç duygular oluştu haliyle. Sezon başından beri 6 penaltının 5’i kaçınca. Bu kez Ahmet Sagat geldi ve top ağlarla buluştu.

Rakip hem 10 kişi kalıp bir de yenik durumda olunca işimiz kısmen bir nebze daha kolay oldu. Buna rağmen kalabalık defansa ve kaleciye takıldığımız pozisyonları gördük.

İkinci yarıda da durum böyle giderken Yunus’un kafa topu defansa da çarpıp ağlarla buluşunda artık rahat bir nefes almış olduk. Öyle ya rakip 1 eksik dahi olsa tek farklı skorlar her zaman sıkıntılıdır.

Bandırmaspor dan Soukou, Osman’a kafa atmasıyla kırmızı kart gördü ve takımını 9 kişi bıraktı. Sorumsuzca bir hareketti takımı adına. Kilometlerelerce yol gelen taraftarlarına da ayrıca saygısızlıktır bu. Her ne kadar avantajımıza da olsa da futbol anlamında bunu yazmak lazım.

Bu dakikadan itibaran ki kalan 30 dakika oynandı uzatmalarla. Artık işleri daha da zordu. Oyuna sonradan giren Fofana adeta resital yaptı ve 2 şık gole imza attı. Yine genç Emre Demir’in golü de geceye renk kattı. 5-0 kazanan takıma artık ne denir sadece tebrik edilir.

Fofana bu takımda her zaman yeri olacak bir isimdir. Bunu Sakarya maçı sonrasında da yazdık. Gözlerimiz aradı diye. Hüseyin Hoca sakatlıkta yeni kurtuldu diye belirtti basın toplantısında. Dileriz kalan haftalarda daha iyi bir Fofana izleriz.

Yeniden liderlik geldi bu kez 1 puan farkıyla. Ancak henüz her şey netleşmiş değil. Futbolun gizemli dünyasında matematiksel olarak kazılmış başarıdır aslolan. Geriden iyi bir Keçiören var. Formdalar ve keçi inadı gibi takiplerini devam ettiriyorlar.

Tüm bunlarla birlikte iyi bir takım hüviyeti oluştu biz esasen buna güveniyoruz ve bunun içinde artık Süper Lig için geri sayım başladı diyoruz. Kalan 11 maçın 2’si ligden çekilenlerden dolayı oynanmayacağı için 9 maçımız kalmış oluyor. Fikstür de bizden yana futbolcularımızda uzun yıllardır görmek istdeğimiz birlikte ve bebarerlikle beraber inançları da bizden yana.

Artık neredeyse gün sayıyoruz. Önümüzde ligin alt sıralarından kurtulma çabası içinde olan Gençlerbirliği maçı var ki en az geride kalan maçlar kadar zorlu olacaktır. Bunun üstesinden de geleciğine artık yürekten inanıyoruz takımın.

Ne diyelim bahtımız açık olsun kazanan takımımız olsun!

SÜPER LİG AŞKI!

Sakaryaspor deplasmanının zor geçeceğini tahmin etmek zor değildi. Güçlü bir camia ve formda olan bir takım vardı karşımızda.

Taner Taşkın ilk kez biz karşı bu kadar agrasif gördüm. Saha kenarında inanılmaz şekilde her pozisyona itiraz etti. Öyle ki gözünün önünde yapılan net faule bile büyük tepki gösterdi. Bu tip yersiz ve abartılı tepkilerin elbette ki kazanma isteği ile açıklarsınız. Lakin bu tip tavırlar aynı zamanda başka olayları da ateşler.

Hem taraftarların olayları hem de kulübenin inanılmaz gerginliği maça damga vurdu. Maçın önüne geçti ve Sakaryaspor camiasına yakışmayacak görüntüler oluştu. Zeki’yi karga tulumba tutan güvenlik görevlisini gördük bir anda. Ne yapmaya çalışıyorsun be adam? Allah’tan diğer futbolcularımız olaya müdahil oldu ama mutlaka o şahıstan bunun hesabı sorulmalıdır.

Taraftar yanlız bırakmadı iyi ki de gitmişler biz buradayız ve sizinleyiz demişler. Yoksa futbolcuların bu kadar yoğun baskıya karşılık ayakta durmaları daha da zorlaşırdı.

Maçın hemen başlarında rakip alanda daha çok görünen ve maç isteği olan görüntümüz vardı. Rakibin oyunu dengelemesine izin vermeden, Zeki’nin arka direğe ortasına Laura uçarak kafayla karşılık verdi ve topu ağlarla buluşturdu.

Öne geçtikten sonra can havli oyunu vardı rakibin. Biraz dengeli biraz da yarı sahamızda geçti oyun. Buna karşılık pozisyonlarımız da vardı. Laura ve Bennasser ile mutlak gollerden olduk.

İlk yarıya damgasını vuran bir olayda penaltı bekldiğimiz pozisyon oldu. VAR uzun uzun inceledi ancak şahsen el olarak gördüğüm pozisyonda devam kararı çıktı.

Sakaryaspor’un Kassongo’yu aradığı muhakkaktı. Bizim için ise bu bir fırsat oldu. Güçlü bir oyuncu neticede. Akyüz istekli oynasa da aradığı golü bulamadı ancak bir kafa şutu ve zor pozisyonda yaptığı şut ile gole yaklaştı.

İkinci yarı daha baskılı oynayan adeta kalemizi ablukaya alan bir Sakaryaspor vardı. Oyun olarak biraz geriye düştük. Bunun çaresini Hüseyin Hoca bulmaya çalışsa da rakip alanda çok fazla etkili değldik. Yine de Laura ve Yusuf ile kaleyi yokladık.

Zeki’nin dışarı çıkarken yaşadıklarında sonra epey bir arbede çıktı. Kaşı açıldı kan vardı ortada ama kenara çıktığı ve yerine Yunus girdiği için gördüğü kırmızı kart bizi oyundan eksiltmedi. Ümit Kurt o arbedede oyundan atılan isimdi.

Rakip on kişi kalınca elbette biraz nesef alır gibi olduk. Ancak yine de geride olmasının etkisiyle Sakaryaspor yine topu ayağında tutan taraf oldu. Hakem’in oyunu dengelemesi gerekiyordu. Öyle ya bu kadar taraftara yazık mı olsun? Rakip kazansın ki lige heyecan gelsin. Yusuf’un yaptığı faule nasıl kırmızı kart gösterdi anlamak mümkün değil. Elbette yersiz bir hareket ancak kırmızıyı gerektiren bir durum yoktu sahada.

Haliyle çok geçmeden eşitlenen iki takım sayısıyla Sakaryaspor daha etkili olmaya başladı. Zaten oyunu yarı alanımızda kabul etmiştik. Attığımız golü yeterli görerek. Neyse ki öyle veya böyle bir şekilde tek golle kazanmasını bildik ve rakiplerin çoğunun kazandığı haftada biz de böylesi önemli deplasmanı kayıpsız kapattık.

Artık Samsunspor camia olarak iyice kenetlendi. Futbolcular bu kez bize bunun inandırmayı başardılar. Sosyal mecrada ki bu etkileşim mutlaka tribünlere de yansımalı ve Bandırmaspor maçıyla birlikte evimizde oynayacağımız maçları tam kapasite oynamalıyız.

Oyunu tutan rakibe göre strateji belirleyen bir takım görüntüsü var sahada. Gol yese de paniklemeyen ve mutlaka ben gol atacağım görüntüsü veren bir takım hem de. Şükür ki böylesi bir rakibe karşı gol yemeden maçı tamaladık. Bu da önemli bir ayrıntı. Bir de yakaladığım fırsatları cömertçe harcamasak tam olacak bu iş. Bakın iki maçtır çok önemli isim Fofana’yı dahi yazmadık. Aslında oyuna girmiş olsa daha iyi olurdu diyenlerdenim ancak Hüseyin Hoca’nın var bir bildiği diye yazıyoruz

Kalan 10 maç artık her biri final liteğinde. 2 maç biliyorsunuz zaten oyananmayacak. Bunun için 10 yazdım. Dolayısıyla bizler sahada şampiyonluk isteyen takıma destek vermek zorundayız.

Ayrıca bakacağız bakalım yoktan yere 8 bin taraftarımızı cezalandıran TFF, bu olaylar karşısında nasıl bir tutum sergileyecek? Hangi cezaları verecek?

Teknik heyet ve futbolcularımızı bu zorlu deplasmandan yüzümüzün akıyla döndükleri için yürekten tebrik ediyorum. Artık önümüz açık yeter ki bu yürekli oyun anlayışı devam etsin.

KAZANMASINI BİLMEK!

Öncelikle depremde hayatlarını kaybedenleri rahmetle anıyor yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Bu ağır deprem yarasını elbette birlikte aşmasını bileceğiz.

Bu ağır koşullar arasında tekrardan lige dönmek maçları izlemek takip etmek yorumlamakta zor. Aklımız halen o bölgede halen devam eden ağır koşullarda ve yine süren depremlerde. Hep acaba ne olacak? sorularıyla hemhal durumdayız.

Kuşkusuz hepimiz bir iş yapıyoruz sahada oynayanlarda kendi işlerini yapıyorlar. Herkesin mesleği kutsaldır. Herkes gibi futbolcuların da işini en iyi şekilde yapıyor olmaları önemli.

Taraftarlarımıza verilen ağır cezaya rağmen yine de hatrı sayılır bir seyirci kitlesi vardı tribünlerde. TFF toplu kıyım yaptı desek ağır kaçmaz. Düşünün ki 8 bin taraftar ceza almış. Bunun açıklaması yok yani. Passo kartın amacı toplu cezaları değil cezayı hak edenlere karşılığını vermekti. Ancak bunu yapmadı TFF. Bunu bir sopa olarak kullanmaya devam ediyor maalesef.

Eksikler bir bir dönerken beklediğimiz kadrodan farklı çıktı sahaya Hüseyin Hoca. Fofana yoktu, Yunus kenardaydı. Yine Celil kenerda başladı. Adanspor’dan Bennaser sahada başladı. Bir süprizde Ali Ülgen ile başlamış olması.

Tüm bunlara rağmen maça iyi başlayan rakip alanda topu daha çok kullanan taraf bizdik. İlk dakikalarda aradığımız poziyonlara karşılık Osman’ın yerde kaldığında hakem devam ettirdi. Ancak hepemiz penaltıyı net gördük. Hakem uzun inceleme yapmasına Bülent Hoca tepki göstermiş ama biz de tepki gösterdik çünkü çok net penalatıydı.

Maalesef Zeki bu kez de kaçırdı penaltıyı. Bir anlamda penaltı kabusu devam ediyor. Sezon boyunca 5. kez penaltı kaçırmış olduk.

Hemen akabinde yine tempoyu yükkes tutup rakip alanda etkili oldu. Osman’ın çok güzel çıkıp verdiği pas sonrası Laura mutlak golü kaçırdı.

Orta alan mücadelesi olarar geçen ilk yarı boyunca yakaladığımız pozisyonlar çok net değilse de kale önü kadar yaklaşan taraftık. İlk yarının son anları rakibe daha çok pozisyon verdik.

İkinci yarıya da etkili başlayan taraf olduk. Korner sonrası gelen Yusuf’un kafa golüyle öne geçemeyi başardık. Oyunu iyi tutup rakip alanda da goller aradık. Tanque ile gole yaklaştığımız an oldu.

Yine rakip alanda daha çok görünen taraftık. Rizespor ise cılız atakları vardı. Bir pozisyonu çok daha tehlikeli göründü. Buna karşılık ikinci golü de yine korner sonrası bulduk. Zeki’nin kullandığı korner sonrasında Laura topu arkaya gönderdi ve Alim’de iyi takip ve kafa vuruşuyla topu ağlara gönderdi.

Zeki kaçırdığı penaltıyı böylelikle kullandığı iki korner sonrasında bulduğumuz goller sonrasında da kendisini affetirmesini bildi.

Genel olarak oyunu domine eden istediği gibi maçı yöneten taraftık. Tempoyu da istediğimiz gibi ayarladık. Yine rakip alanda daha çok görünen biz olduk. Mücadele anlamında da işler istediğimiz gibiydi. Ofansif anlamda belki goller bulamadık ama bu kezde defansımızın iki önemli ismi maça damgasını vurmuş oldu.

Hafta içi oynanacak olan Sakaryaspor maçı başlı başına çok kritik maç. Denizlispor’u yendiklerinde tam olarak altı puanlık maç olacak. Öyle olmasa da kendi sahasında taraftarıyla iyi oynayabilen bir takıma karşı bizim neler yapacağımız önemli.

Takım kendi özgüvenini yakaladı. Bizler de bu inancın devam etmesini ve sezon sonunda beklenen o şampiyonluğun gelmesini istiyoruz. Dileriz bu kez olacak!