Herkesin farklı tarife beklediği maçtı. Ancak bu tür maçları motivasyon anlamında oynamak zordur. İki açıdan artık son maçlar hedef tamamlanmış ve bunun için olası sakatlıktan futbolcular çekinir. Kaldı ki maçın Yunus Emre sakatlanarak çıktı sahadan.
Bizlerde yorumlamakta zorlanırız. Normal sezon maçı olsa çok şey yazarsınız bu maçta. Ancak artık bunun da anlamı yok. Konser için diyeceklerimiz var sadece yönetime. Yazının sonuna bırakıyorum onu da.
İkincisi de rakip gençlerden oluşuyor ve kendilerini ispatlamak derdinde olduklarından onların hırçınlıkları da eklenince ortaya tatsız tutsuz maç çıkabiliyor.
Bizler elbette sahada bırakın gazozuna maç oynamayı armayla çıkılan her maç için mutlak galibiyet bekleriz. Kaldı ki rakip taraftarlar gerek maç öncesi gerekse maçta yaptıkları yenilir yutulur değildi. Bunun için bile farklı kazanmak gerekliydi. Elbette futbolcuların taraftarlar gibi düşünmesini beklemiyoruz.
Oyunu rölantide götürdük ilk yarıda. Bulduğumuz Cihan ile yüzde yüzlük gol ise direğin üstünden auta gitti. Bir de Soner Gönül’ün çaprazdan sert şutu vardı kalecide kalan. Bunun dışında klasik top oynama anlayışı vardı. Rakibi çok yormayan hataya zorlamayan ve onların da gelmesini sağlayan bir durağan top oyunu vardı.
Bunları artık bir bakıma doğal karşılıyorum. Neticede durum ortada. İkinci yarıya da Hüseyin Hoca Soner Gönül, Osman Çelik ve Yusuf Abdioğlu’na yer verdi. İlk yarının sonun da Yunus’un sakatlığını saymazsak bu değişiklikler hamle ve oyun temposuyla ilgiliydi.
Nitekim biraz olsun oyun tempo kazandı. Rakip alanda daha çok görüldük. Ancak pozisyonlar konusunda neticelenmesinde zorlandık. Soner Gönül’ün şutu vardı ki kendisi en isteklilerin başında geliyordu. Nitekim onun uzun taç atışında Alim’in kafayla arkaya topu çıkartması ve Osman’ın şutuyla golü bulduk.
Öne geçince ki bu tip takımların gol yiyene kadar direnci var zaten. Bu kez Barış Alıcı’nın asistiyle Fofana 2. golümüzü attı. Artık 3. golde gelir diye düşünürken serbest atış sonrası Gökhan’ın şutunu kontrol edemeyen Aykut’un hatası sonrasında fark 1’e indi. Bu gol yenmezdi doğrusu.
Son dakikalarda yine Fofana’nın güzel şutunu kaleci çıkartmayı başardı. Tanque acaba gol ve goller bulup gol krallığına oynar mı dedik. Ancak o da çok çalıştı ama beklentinin altında kaldı. Yerini de Ahmet Sagat’a bıraktı maçın sonlarına doğru.
Şampiyon galibiyet serisine devam ederek son maç Bodrumspor maçını da beklemeye başladı.
Bir taraftan gelecek sezonun hazırlıkları yapılırken diğer taraftan şampiyonluk kutlamalarına devam ediliyor. Kupa 7 Mayıs tarihinde konserle birlikte taraftarlarımızla buluşacak. Konseri organizasyon şirketine vermek mantıklı da olsa bilet fiyatlarına en azından biraz olsun müdahale edilemez miydi diye söylemeden geçemeyeceğiz. Netice de bu taraftar orada olmayı hak ediyor.
Mesele konser değil zaten. Orada kupa töreniyse amaç sanatçı hayranları değil Samsunspor taraftarlarıdır öncelikli olan. Buna göre de hareket edilmeliydi. Yerel sanatçılarımız da çıksa bu taraftar orada olurdu bir yerde. Bu konuda yönetim topu taca atmıştır. Bizler yine de gidebilecek olanların orada takımın yanında olmasını arzu ederiz. Başkan büyük bir kutlama yapacağız derken bu işi biz böyle tuzlu olur düşünmemiştik.
Artık Bordrumspor maçında kupa yine futbolcularımızla dolaştırılır ve gerçek sahibine ulaştırılır diyelim.