Taraftar takımını yalnız bırakmayarak tutkusunu Atatürklü Armayı yalnız bırakmadı. Ancak onların civanmertliğine ki kimi Samsun’dan kimi civar illerden gelmesine rağmen sahada bunu gösteren anlayış yoktu.
Futbolcular ya hocayı dinlememeye başladılar ya da hoca futbolcuların mevkilerini karıştırdı istediği sonuçları alamıyor.
Maçın başında yenilen gol ki bir dakika öncesinde Dimata ile ilk gole yaklaşan taraftık. Bir türlü garip yenilen gollere engel olamıyoruz. Olacak iş değil Bola topu uzaklaştırıyor ama o da ne top Drongelen’in kafasından rakibe pas olarak gidiyor. Pes doğrusu!
Mücadele var sahada ama öyle rakip takımı korkutacak boyutta değil. Endişe dahi ettiremedik dün. Oysa ki geçen hafta ki maçın ikinci yarısında oynanan oyunu bekledik hep. Tabi değişik kadroyla çıktık maça. Tartışılan Okan yerini Szumski’ye bırakırtı. Fofana olması gereken maçta kenardaydı. Yine Yunus Emre yerini Satka’ya bırakmıştı. Osman 11’de başladı. Laura da hasta denildi.
Tüm bunlar mutlak puan veya puanlar beklediğimiz bir maçta oyun kurgusu anlamında bize çok ama çok sıkınlar yaşatıyor. Başkan’ın sürekli üst perdeden konuşması bize gaz verse de aslında durum hiçte denildiği gibi olmadığını gösteriyor.
İkinci gol öncesi Zeki’nin ısrarla topu Dimata ki iki kişi almış arasına zaten taçtan atması sonrası gelişti atak ve maçın skorunu tayin eden gol geddi. Düşünün daha maçın çeyreğinde.
Maçtan sonra telaş yok hadi sabır diyelim skor üretme yok. Rakibin bir topu da direkten dönüyor. Yine kendimize gelemiyoruz. Hoca kenarda çaresizleri oynuyor. Çünkü sahaya da etkisi düşmüş belli ki.
Antalya maçı kötü sonuç hocayı tartışmaya açar demiştim ki nitekim istifa çağrıları yükseldi taraftarlardan. Samsunspor taraftarı sahaya hakim ne olup bittiğini iyi biliyor. Daima haklı çıkıyor bu gibi durumlarda. Tabi bize düşmez hoca bırak demek. Bir yere kadar. Yeni takımla 3-5 maç sabır ister her ne kadar kendisi eski de olsa. Çünkü takımı kendi yapmadı. Bu konuda haklı. Başkan aldı o oynattı. Tamam belki hoca evet dedi ama hangi koşullarda gelenlere evet dedi bu önemli. Şimdi karşılık oturup konuşacaklar bir yol bulacaklar. Takımda belli geçen yıl oluşan olumlu hava yok.
Saha içinde koordinasyon yok. Oyun kurgusu yok. Spontane gelişen ataklar var. Düşünün ki çok önemli maçta geriye düşmüşsün kurtarıcın Muhammet. Daha ne yapalım ne diyelim.
Hakem mi dersiniz zaten olmayacak fauller çaldı rakip lehine o başka ama bizler sahada oyun ve mücadele göremeyince bu konuyu kenarda tutuyoruz daima. Önce hak et biz o zaman hakem hatalarını dile getiririz.
Hoca’nın Gaziantep maçı bana kalırsa son şansı. Kalsa dahi yine de her maçı son maç gibi olacak. Kendisi de bunu biliyor. Elbette biz de istemezdik kim ister ki bu duruma düşmeyi. Ancak bir yere kadar be Hocam!