DOLU DİZGİN DEVAM!

Rize deplasmanın da takımını yalnız bırakmayan cefakar taraftarımı alkışlamak gerekiyor. Takımlarının itici gücü olmaya devam ediyorlar. Çok şükür ki gittikleri yola değmiş oldu ve mutlu döndüler. Göztepe maçında da doluluk oranının yüksek olması en büyük dileğimiz.

Konya maçını kaybeden takımımız tıpkı Bjk maçı gibi hiç de hak etmemişti mağlubiyeti. Kaldı ki yine hakem faciası yaşadığımız bir maç oldu. Hem yediğimiz gol öncesi Zeki’ye yapılan faul hem de verilmeyen penaltılar skora direk etki etti.

Neyse ki Başakşehir maçıyla bir nevi telafi etmiş olduk. Zorlu bir maç olacağı her halinden belliydi ama futbolcularımız bu stresli maçın da üstesinden gelmiş oldular ve ligin iyi seviyesinde olan takımını net skorla yenmeyi başardılar.

Rize maçı da yine önemliydi. Çıkış arayan rakibimiz için kendi sahasında ki bu maçı mutlak almak isteyecekti. Dirençli ve bir o kadar da kötü sonuçlar almış olsa da iyi bir takıma sahip Rizespor maçı da kolay geçmeyecekti.

Haftayı dar kadroya rağmen 3 maçla tamamlayan takımımızda Reis Hoca’nın da dediği gibi zaman zaman yorgunluklara bağlı olarak temposu düşük bir maç izledik. Ancak özellikle defansın ve kalecimizin gününde olması rakip atakları uzaklaştırmamızda etken oldu.

İkinci yarıya daha bir etken başlayarak bulduğumuz golle birlikte tempo da artmış oldu. Ntcham’ın şutu defansa çarpıp kaleciyi de yanıltmasıyla öne geçtik. Bu golde Zeki Yavru’nın da hakkını vermek gerekiyor.

Bilhassa ev sahibi ekibin üst üste ataklarını gördük. Bizim farkı artırabileceğimiz ataklar vardı. Buna rağmen skoru tutmayı başarınca çok yerinde bir galibiyet gelmiş oldu. Bu galibiyetle birlikte çıktığımız 3 deplasmanda da galip gelmeyi başardık. Hem de gol yemeden. Bu çok büyük bir kazanım. Önemli olan bunu devam ettirmek ve üstüne koyabilmek. Elbette zaman zaman kırılganlar olacaktır.

Tomas Reis’in maç sonu dediği gibi bizim hedefimiz öncelikle ligde kalacak puana ulaşmak. Ha bu ne kadar erken olursa takımımızın hedefleri de bir o kadar yukarılara çekilecektir. Netice de futbol rehavet kabul etmez. Bir o kadar da işi sıkı tutmak önemli ama özellikle yaşanabilecek muhtemel sakatlıklar ve cezalar nedeniyle biraz yoğurdu üfleyerek yememiz gerekiyor.

Burada teknik heyet kadar futbolcularımızı da alkışlamak gerekiyor. Çünkü belli ki içeride çok güzel bir hava var ve bu da sahaya yansıyor. Bu birliktelik tribünlerden çekilen kırılgan taraftarlarımızın da tekrardan gelmelerine vesile olacaktır.

Göztepe maçında ki dolu tribün mutlaka sahada ki futbolcularımızı ayrıca motive edecektir. Bu maçı kazanmamız şart diyorduk kredi az diyorduk ya bu kez de krediyi artırmak için kazanmak şart diyoruz!

SAMSUNSPOR’A YAN BAKILMIYOR!

Gaziantep deplasmanından sonra kendi sahamızda oynayacağımız Başakşehir maçı ertelenince bir bakıma üst üste iki deplasman maçına çıkmış olduk.

Az da olsa maça giden taraftarlarımızın oluşturduğu ambiyans oldukça güzel görüntüler oluşturmaya yetti. Emeklerine yüreklerine sağlık.

Maç başladığında biz nasıl gol atacağız diye düşünmeden edemedik. Rakibin de tempoyu artırmaya mecali yok gibiydi. Belli ki bizden çekindiği noktalar vardı. Hatayspor, oynadığı maçlarda önce öne geçen taraf olmuş maçlarında ancak galibiyetleri yoktu.

Marius ilk gol denemesi yine ofsayta takıldı. Ancak bir hayli cebelleştiğini söylemek gerekir. İsteği ve mücadelesi yerindeydi. Kapasitesini bir kaç tık artırsa zaten çok daha başka hayaller kurabilirdi. Diğer taraftan Muja dikkatimizi çekti. Kendi kanadında hiç durmadı sürekli arayışı vardı. Yoklamaları vardı rakip üzerinde. Bununda karşılığını fazlasıyla gördü.

Holse’nin müsait yerden şutu zayıf olunca mutlak golden de olduk. Yine gol deneyimlerimiz vardı ancak defansa takıldı. İlk yarı böyle biter diye düşünürken Muja, çok iyi bir çalımlarla girdi ceza alanına ve çaprazdan topu ağlara bıraktı.

Öne geçince biraz nefes aldık. Rakip yine golden sonra da çok etkili gözükmedi. Topu istediğimiz gibi kullanıp birazda tempoyu da ayarlamaya başladık.

İkinci yarının başlarında Muja bu kez ortasıyla asist katkısı yaptı ve Marius ligde ki ilk golünü kafayla atmayı başardı. Rakip alanda artık istediğimiz gibi gitmeye başladık.

Hatayspor’un ise bir net şutu vardı ki onda da Okan son derece başarılı bir kurtarışa imza attı.

Muja bir kez daha sahne aldı ve bu kez çektiği şut Burak’ın da elinden çarparak kaleciye gidince hakem tereddütsüz penaltı çaldı. Ntcham, penaltının başındaydı bu kez kaçırdı ama kaleciden dönen topu tamamlamayı bildi.

Çok net bir skor elde ettik deplasmanda. Bu kadar rahat olur muydu derseniz çoğumuz beklemiyordur. Takımı ve teknik heyeti tebrik ederiz. Hepsi üst üste ki alınan bu galibiyetle de deplasman fobisini yıktılar adeta. Bundan daha iyi olur mu? Elbette şartları düşününce çokta mümkün değildi.

Milli maç arasına giriyoruz. Dileriz dönüşte Konya maçıyla da bu çıkışımız taçlanır. Hem zemin çok iyi hale gelir hem de galibiyet serisi devam eder. Futbol öyle ki rehavet kabul etmez. Bundan dolayı alınan bu iki deplasman galibiyeti çok ama çok önemli. Lakin henüz bitmiş ve kazanılmış bir şey yok. Dolayısıyla aynı ciddiyet ile maçlara devam. Diğer taraftan Reis de bunun zaten altını çiziyor ki bu çok önemli. Kendisi daha şimdiden Süper Lig takımları arasında ismini duyurmaya ve hissettirmeye başladı. Bizlerinde Gisdol’den sonra oluşan karamsarlık havamızı dağıtmış oldu. Vallahi bravo yani..

Hani Alman disiplini diyorlar ya işte bunu şimdilik takımda görüyor ve izliyoruz. Dilerim daha da artarak devam eder.