Kendi sahamızdayız ve taraftar yoğun yağmura rağmen yine de takımını yalnız bırakmamış.
Ne bekleriz elbette rakip takımı o kadar eksiğiyle yakalamışken tabi ki galibiyet hatta farklı bir tarife hem de!
Oysa temposu düşük bir futbol ile karşılaştık. Zaman zaman hafif canlanır gibi olsa da bu bize çok da tat vermeyen bir durum.
Rakibi kendi sahasına hapsetmek marifet değil çünkü bunu kabullenmiş bir anlayışı vardı sahada. Buna rağmen bu kadronun daha çok iyi işler yapmasını daha üretkenliği yüksek ve seyir zevkini üst düzeyde beklemek sadece taraftarlar olarak bizlerin değil televizyon karşısında izleyenlerin de hakkı.
İlk yarının son çeyreğine sıkışmış bir kaç pozisyon. Ona da denilirse. Elbette hakem faktörüne değineceğiz. İlk önce verilmeyen penaltı sonrasında Harriss’in şutunu el ile bloklayan rakip defansın bu durumu VAR’dan döndü. Boldrin, hadi aslanım derken o da kaleciyi çalıştırdı ve öne geçme fırsatı uçtu gitti.
İkinci yarıya biraz hareketli başladı Manisa Fk. Cesurlaştı. Bizim hımbıllığımız onları cesaretlendirdi. Ancak çok geçmeden Laura ile mutlak gole yaklaşınca eski düzene döndüler. Defansta çoğalım kaleye yaklaştırmamak üzerine kurulan düzeni bozmak kolay değil. Ancak uzaktan şut çekebilecek meziyette adamların var.
Celil sakatlanarak erken çıktı ama bir Boldrin bunu yapabilir. Neyse ki Fofana’dan geldi o da ne doksan tabir edilen yere çarptı top. Hadi olacak dedik. Yine zorlamalar bu kez Fofana yerde ki net penaltı. Daha nasıl olacak 10 kusurluk hareket işte. Ancak ne hakem gördü ne de VAR devreye girdi. Onlar Boldrin’in penaltı beklemediğimiz pozisyonda devreye girdi ki bakın görün biz işimizi yapıyoruz işleri anlayacağınız.
Zaten hakemin bir Nizamettin sevgisi vardı o kadar net sarı kartları vardı ki onu göstermiş olsa el ile kestiği atağı da gösterse rakip on kişi kalacak. Ancak o net sarı kartı bile Nizamettin’e gösteremedi. Seviyor onu demek ki! Neyse o pozisyonda Osman gördü kartı da düzeltti işi. İtirazdan elbette.
Duran toplar böylesi rakiplere karşı can damarıdır. Bitmiş Adem’e dahi şut imkanı verdik biz. Neyse onu savuşturduk ama kornerden gelen ki Mücahit’in verdiği pas sonrası genç futbolcuları ayağıyla öylesine bir vurayım dedi ve top sekerek ağlarımıza gitti.
Biz seviyoruz rakip oyunculara gaz vermeyi. Batuhan Kör’den beklerdik ama o çıktı şükür derken Ayberk sahne aldı.
Tabi can havliyle uğraştık birazcık o da taraftarın tepkisi artınca oldu. Ancak beklenmedik bir mağlubiyet almış olduk.
Hoca maç sonrası devam edeceğini söyledi. Acaba bırakır mı dedik yok o da yürekli değil. Olmuyor işte hocam. Sezon öncesi yazdığım yazıda da belirtmiştim endişelerim var diye. Keşke olsaydı. En azında taraftar istememiş olsa da galip geliyoruz bari diyebilirdi. Şimdi ortada acayip bir durum var.
Hoca istatistiklere dem vuruyor. Ancak hocam istatistiklere göre puan verilmiyor futbolda. Ayrıca bu kalitede oyunculara sahipsen daha organize atakla başlayacaksın. Novikovas’ı alacaksın. Sarp’ı yem etmeyeceksin. Ahmet Sağat’ı besleyeceksin. Bir tane top attıramadın saha içi organizasyonda Ahmet Sağat’a. Adam kaleye şut çekemeden bitirdi maçı. Zeki bu kadar az çıkmamalı diyoruz buna devam ediyorsun. Daha nasıl olacak. Ben şunu biliyorum orta alanda oraları bozacak rakibin dengesini alt üst edecek kreatif bir oyuncumuz yok. Celil diyeceksiniz gördünüz o da ya erken çıkıyor ya da sakatlanıyor. En azından onun ayarında biri daha lazım. Yazılacak belki çokça şey vardır.
Hülasa olmuyor be hocam!