KARA FORMAYLA FARKLI TARİFE!

20 Ocak 1989 günü yaşanan elim kazaya atfen maça çıkılan kara formayla çok anlamlı bir galibiyete imza atmış oldu takım.

Bir çok anma programı oldu. İstanbul Taraftarlar Derneği’nin yine İbrahim Kırkayak’ın Mustafa Sapmaz ile yapmış olduğu anlamlı programlar gibi diğerleri de yine oldukça anlamlıydı. Herkesin emeklerine sağlık diyorum. Rahmetle ve Saygıyla anıyorum Emin Ağabeyi de içine katarak elbette.

Maç için stat küçüktü ilgi büyüktü. Yer az olunca tabi hemen doldu. Bu arada bu ilginin kendi sahamızda oynanacak olan maçlara da ilgi gösterilmesini bekliyoruz. Aynı zamanda dev ekranlar başında izleyen taraftarlarda böylelikle galibiyet sonrası ziyadesiyle memnun olmuşlardır.

Maça hızlı başladık. İlk pozisyon da bizden geldi. Ali Kaan’ın kaleciden geçen topunu Uğur çizgiden çıkarttı. Sonrasında da yine penaltı kazandık. Bu kez Zeki Yavru topun başındaydı ve böylelikle sezonun ilk penaltı golümüz gelmiş oldu.

Hemen akabinden gelişen Eyüpspor’un golü gecikmedi. Bu dakikadan sonra karşılıklı ve dengeli bir oyun vardı. Birbirini tartan ve açık kollayan oyun anlayışı vardı sahada.

Son topları iki takım da değerlendiremedi. Özellikle Fofana’dan daha çok işler bekledik. Bu yarı da biraz durgundu. Yine Tanque de beklentinin altındaydı. Laura ise bu yarıda elinden geleni yaptı.

İkinci yarı golü atanın bir adım ötesine geçeceğini düşünmeye başladık. Adeta orta alanlar zaman zaman boşaldı. Bu dakikalarda karşılıklı pozisyonlar vardı. Önceki yazımda dediğim gibi rakibin yeni transferlerinin tam adaptasyonu olmadan oynamanın avantajını bu anlardan itibaren yaşadık. Eyüpspor kopuk oyunu dikkatlerden kaçmadı.

Fofana biraz daha hareketli olunca 2. yarıda pozisyonlarda bulmaya başladık. İşte onlardan birinde tam manasıyla 3 kişiyi oyundan düşürüp verdiği pasla Tanque ile öne geçtik. Bundan sonrası çok daha önemliydi. Yine baskı kurdular bu anlarda Alim hatalı pasına rağmen Szumski iyi kapattı ve mutlak golü önledi. Böylesi net pozisyondan sonra maç bize döndü diyebiliriz.

Tanque yerde kaldığı ve penaltı beklediğimiz pozisyonda da Var’da devreye girmedi. İlginç ki maçın hakemi de Altay maçında yine penaltımızı Var’da görevliyken es geçmişti. Bu pozisyon sonrası sakatlanan Tanque için topu taça atmamıza rağmen Eyüpsporlu oyuncular topu bize vermek yerine centilmenliğe aykırı hareket ettiler. Bu durumda maçın önemli bir anekdotu olarak işlenmiş oldu. Rakip oyuncular pes dedirttiler.

Oyundan kopmayan ne yaptığını iyi bilen bir takım görüntüsüyle boş alanlara iyi değerlendirdik ve günün iyi isimlerinden Laura ile farkı 2’ye çıkarttık. Yine oyuna sonradan giren Ahmet Sagat ile maçın skorunu belirleyen golü attık. 4-1!

HERKESİ STADYUMA BEKLİYOR TAKIM!

Önemli bir maçı sürpriz şekilde hem de kazanmasını bildik. Gündüz yine parkede kazanan takımımızla birlikte futbol takımıyla çifte mutluluk yaşamış olduk.

Çok anlamlı bir galibiyet oldu kuşkusuz. Hakem acemiydi. Maçı iyi idare etmesine rağmen bir penaltımızı verdi belki ama Tanque’nin düşürülmesini hem kendisi hem Var göremedi. Düşünün ki galibiyet golleri gelmemiş olsaydı kim bilir nasıl konuşacaktık pozisyonu. Maçın her anı önemli hele de böylesi kritk bir maç. İki takım içinde durum böyleydi.

Çok dengeli oynadık. Konsantrasyon üst düzeydeydi. Yine rakibin ataklarını nerede engelleyeceğimizi iyi bildik. Alim bir hata yapsa da iyi yerler tuttu. Yine Yunus Emre çok yerinde müdahaleler yaptı.

Belki transfer yapamadık ama sahaya çıkanlar ellerinden gelenin fazlasını yaptı. Ezilmedikleri gibi eze eze maçı kazanmasını bildiler. Hem de hafta için çoğumuzun beraberliğe bile razı görüntüsünün olduğu bir ortamda maçı alıp geldiler şehre. Artık bu şehrin bu aşamada mazereti kalmamıştır.

Yok şu yok bu yok daha neler. Futbolcular biz bu işin içindeyiz dediler ve haydi şimdi sıra sizde demiş oldular. Herkesi Stadyuma bekliyoruz demiş oldular farklı galibiyetle birlikte.

Yine Trtspor da İbrahim Kırkayak’ın programında belirttiği o efsane kadronun da üzerinde olmasıyla ve anlatımlarının üzerine gelen böylesi galibiyet apayrı bir anlam kazanıyor kuşkusuz. Elim kazada hayatta olanları da yine saygılarımı sunuyorum. Allah sağlık sıhhat eylesin. Vefat edenlere de gani gani rahmet eylesin.

İKİNCİ YARI DAHA ZOR GEÇECEK!

Taraftarımız maça ilgisi beklenenden az oldu. Buna rağmen maça gelenlerin stadyumdan yüzü güler halde çıkmaları da oldukça önemliydi.

Adanaspor maçı zor geçeceğini yazmıştım. Kupa maçında olduğu gibi kolay geçmeyeceği belliydi. Takım koşan ve hızlı oyunculardan oluşuyordu. Doğrusu yerini yadırgayan takımlardan biri. Daha iyi yerde olabilirlerdi.

Maç sabahı Harriss’in sakatlanması beklenmedik durumdu. Fofana’yı sahada bekleyenler ise maçın sonlarında muradına kavuştu. Yunus 11’de başlayan isimlerdendi.

Maça hızlı başladık belki ancak buna rağmen en tehlikeli pozisyonu da Adanaspor buldu. İlk dakikalarda öne geçebilirlerdi. İyi paslaşmalar sonrası net pozisyonu Szumski önledi.

Buna karşılık Soner ile gole yaklaşan takımızı çok geçmeden Osman’ın derinlemesine pasında Ali Kaan çok iyi şekilde Laura’yı gördü o da golü yapmakta zorlanmadı.

Öne geçmemize rağmen rakip oyundan düşmedi ve maça ortak oldu. Buna karşılık iki takımda orta alanlarını adeta ortadan kaldırdı ve iki kale önünde çok rahat pozisyonlar oluştu.

Bu maçta gösterdi ki çok iyi bir orta alana mutlak ihtiyaç duyuluyor. Anlayacağınız mevcut isimlerle hedefe ulaşmak bir hayli zor. Evet ellerinden geleni yapıyorlar ama topu kontrol edip servis edecek isim yok. Boldrin bu konuda büyük açık kapatacaktı ancak onun da kadro dışı kalması bu bölgedeki boşluğu bir hayli artırdı.

İkinci yarıya da Adanaspor önde başladı. Daha çok pozisyon arayan taraf olarak gözüktü. Nihayetinde golü de buldular ancak uzun zamandır ilk kez VAR lehimize işledi ve Laura’ya yapılan faulü görmüş oldular ve gol iptal oldu.

Laura, son haftaların en iyi maçını çıkarttı. Çok iyi girdi ceza alanına taç sonrasında kazandığı topla şutu atamadı ama çıkarttığı topla Cihan’a gol attırdı ve farkı 2’ye çıkartan golü attık.

Bundan sonra takım olarak daha çok savunmada göründük. Hakem 9 dk uzatma verdi. Buna diyeceğimiz yok ancak akıllara Malatya maçı geldi ister istemez. Demek ki TFF’nin Süper Lig diye duyurduğu maçın durma zamanları bu ligde de uygulanacak. Durum bunu gösteriyor.

Maçın son anlarında Ahmethan’ın golüne engel olamadık. Eski futbolcuların takımlarına gol atma hırslarını anlıyorum ancak çoğu bu kadar sevinmiyor Ahmethan!

Neyse yine son anları korkulu geçirmiş olsakta galip gelmeyi başardık. Eksikler çok bir takımın yine galip gelmesi ve sıralamada devreyi 2.bitirmeyi başarması büyük başarıdır.

Tanque’nin kale dibinde gol kaçırması Ahmet Sağat’ın ayağı kayması kaçan gollere yanıyoruz ancak Adanaspor’un azımsanmayacak pozisyon bulması ve bunlarda Szumski’nin başarılı olmasının da altını çizmemiz gerekiyor.

Hüseyin Hoca, geldiği günden bu tarafa sakatlıklar ve kadro dışına kalan futbolcuların çokluğuna rağmen şuana kadar iyi bir görüntü verdi. Kendisi hakkında endişeli olanları da ikna etmişe benziyor. Kısacası geldiği günden bu tarafa istenilen ve beklenilen performansı sergilemiştir.

İkinci yarı ilk yarıya göre daime zor geçer. Hele de bu ligde. Bundan dolayı mutlaka nokta transfer yapılmalıdır. Rakiplerin yaptığı transferleri görünce durumunu ciddiyeti daha da kendisini gösteriyor.

Futbol olarak elbette çok bir şey beklemek hayalcilik bu Ligde. Ancak en azından bunu belli ölçüde yapabilecek hale gelmemiz gerekiyor. Düşünün ki kaybedilen puanları düşününce bunun ne denli can sıkıcı olduğu anlaşılacaktır.

İkinci yarıya daha iyi sonuç alabilecek takım kurulması temennisiyle şimdiden heyecanla bekliyoruz.

KORONA VİRÜS NEDENİYLE LİGLER TEKRAR BAŞLAR MI?

Korona virüs salgını nedeniyle liglere ara verildi. Haliyle takımımız da verilen ara nedeniyle bu araya uydu ve futbolcularımıza izin verildi. Aslında şu günlerde birçoğumuzun futboldan ziyade sağlığımızı koruma derdi var. Önemli nokta bu zaten. Çünkü sağlık olmasa sporun ne anlamı olacak? Bırakın futbol izlemeyi oynamanın dahi bir anlamı olmuyor. Acının yaşandığı yerde böylesi eğlenceye yönelik işlevin de bir anlamı olmuyor.

Başkan Yıldırım ve Ertuğrul Hoca bu konuda açıklamalarıyla duyarlılıklarını göstermiş oldular. Bu pandemi ülkemizde gün geçtikçe etkisini derinden göstermeye artırarak devam ettireceğe benziyor.

Elbette bir vatandaş olarak bizlerde gerekli uyarıları resmi organlardan takip ediyoruz. Uyarılara harfiyen dikkat ediyoruz. Önlemlerimizi evham tarzında değilde günlük hayatta olabildiğince dikkat ederek almaya gayret ediyoruz.

Aslında belli kronik rahatsızlıkları olanlar zaten bunu yıllardır yapıyorlar. Belli rahatsızlıkları olanların öteden beri dikkat etmeleri gereken hijyen koşulları, yeme içme ve giyinme gibi belli koşulları var. Şimdilerde daha kapsamlı ve hassasiyet düzeyi olağanüstü hallere çekilmiş oldu.

Sosyal mesafe, sürekli el dezenfektesi ve belli bir yere dokunmama gibi başlıca koşullar bunlardan başlıcaları. Sokağa mümkün olduğunca çıkmama da yine hayatımıza eklenen ciddi önlemlerden.

Sağlık çalışanlarımıza da en derin duygularımla saygılarımı iletiyorum. Çünkü ilk risk grupları arasında onlar bulunuyorlar. Allah cümlesine kolaylıklar versin. Dilerim ki alınan bu tedbirlerle birlikte en az hasarla bu salgını atlatırız.

Samsunspor, alınan kararla şimdilik 25 Mart tarihinde top başı yapacağını duyurdu. Şimdilik diyorum çünkü bu kararlar artık belli bir takvimde değil salgının gelişimine bağlı olarak alınıyor.

Önceki yazımda da dediğim gibi ligler devam ediyor gibi olsa da her an her şey değişebilir. Yani ligler her an ertelenebilir demiştim. Olması gerektiği gibi oldu. Elbette insan sağlığı her şeyden önce gelir. Sporcuların, teknik adamları haklı olarak seslerini yükseltmeleri sonrası liglere ara verildi.

Tüm bunların yanında Beşiktaş Kulüp Başkanının abesle iştigal olarak liglerin iptalini istemesi, bir teknik adamın ki benim saygı duyduğum isim olan Mustafa Reşit Hoca’nın liglerin bu haliyle onaylanması gibi yine şaşırtıcı ve kabul edilemez teklifi oldu. Belki satır aralarında söylüyorlar ama inanın durumdan vaziyet çıkarmanın ötesinde bir anlamı yok tüm bunların. Haliyle üst liglerden böyle çağrıların gelmesi bizleri de direk etkileyecek durumlardır.

Tüm bunların olmasına binaen Yüksel Başkan’ın da liglerin bir şekilde bitirilmesi çağrısı zamanlama açısından da oldukça önemliydi. Çünkü bu seslere karşılık eğer bir söylemde bulunmamış olursanız durum üzerinize negatif bir etki yapar ki hiçte istenmeyecek bir durum oluşturur.

Başka ülkeler şöyle yapmış böyle yapmış o bizi ilgilendirmez. Kaldı ki bizim liglerimize artık çok kısa zaman dilimi kalmış. Bizde 6 maç kalmış. Süper Lig de dahi 8 maç kalmışken böyle ortaya atılan yok bu haliyle tescil edilsin yok iptal edilsin gibi saçma sapan teklifler abesle iştigaldir. Play-off olayı da hakeza garip mi garip teklifler arasındadır.

Başlıktaki “Korona virüs nedeniyle liglerin tekrar başlar mı?” sorusu en başta bizlerin alacağı önleme bağlı. Corona virüsün başlangıç yeri olan Çin’de yavaş yavaş normal hayata dönmeye başlaması bize bir umuttur bu konuda. Şahsen belki öngörülenden geç olur ama nihai olarak liglerin başlaması mümkündür.

Bu salgının öyle zannediyorum net durumu 10-15 gün içinde belli olacak. Yani pik noktasına ulaşılır. Durum konunun uzmanlarıyla TFF yetkilileri ve diğer federasyonlar tarafından irdelenip yeni bir takvimle hatta yineliyorum sıkıştırılmış takvimle ki isteriz ki taraftarlı olsun ama oldu ki ufak çaplı da olsa sıkıntı var yine seyircisiz olarak bir şekilde liglerin devamı ve tescilidir.

Elbette dönüş en yakın zaman dahi olsa futbolcuların genelinde form düzeylerinde düşüklük olacaktır. Bu kaçınılmaz. Ancak bunu en aza indirip zaten büyük oranda önde olduğumuz ligden derhal sağlık bir şekilde kurtulmak olacaktır.

Dileriz ki ülkemiz insanına hiçbir şey olmaz, kimse hayatıyla ödemez. Ama görüntü o ki bir müddet daha hayatımızı tehdit etmeye devam edecek Corona Virüs 19 salgını.

Başta taraftarlarımız olarak bizlerin de üzerine düşeni yapacağı ve yetkililere kolaylık sağlamamız gereken bu günlerin bir an evvel geçmesi dileğiyle.

#EvdekalSamsun #EvdekalTürkiye