HİÇ YOKTAN İYİDİR!

Keçiörengücü, kendine göre hedefleri olan daha çok ligde tutunup piyasaya yeni oyuncular katma düşüncesi olan bir kulüp. Bu sezon düşme hattına yakın olunca kritik transferler yaptılar.

Çok konuşulan Eze’den yoksun olmalarına rağmen her topa koşan organize atak yapabilen ve yabancıları da ligi kaldırabilecek seviyede olan yapıları var. Tamer Hoca da buna göre zaten hareket ederek takımın seviyesini yükseltmiş ve haftalardır da mağlubiyeti yok.

Tamer Hoca, için daha evvel yakın çevresine camiası olmayan takımlarda rahat yapar demiştim. Bunu da doğruluyor kendisi. Nitekim bizden sonra aldığı takımlar da bu şekilde ve en azından belli bir süre devam ediyor.

Bu kadar rakipler için giriş yapmaya alışık değilim ama hiç yoktan iyidir sözünün de bir nevi dolması gerekiyordu demek ki. Aslında züğürt tesellisi işte bendeki. Ne diyelim takım çıkmış zorlu deplasmanda da 1 puan almış. İyi işte!

Bizler elbette bu deplasmandan 3 puan bekliyorduk. En azından hedeflerimizin daha çok perçinlemesi için. Rakiplerle olan puan farkı ortada.

Bunu yapabilecek güçte miydik? O günkü koşullara göre değişken bir takımız. Hava durumu iyi, zemin fevkalade iyi ve rakipte dişimize göre aslında. Hatırlayanlar bilir geçen sezonlarda hep zemindi bahane. Şimdi o bahane de yoktu. Suni çim yerini doğal çime bırakmıştı.

Takım olarak dengeli başladık aslında. Ancak şöyle bir sıkıntı vardı rakibe daha çok açıklar verdik. Biz oynadık rakip pozisyona daha çok giriyor bir görüntü vardı maçta. Kaptıkları topları etkili kullanmalarında elbette bunda neden vardı bir de biz buna çok müsade ettik. Yani orta alanda Hasan yoktu, Cihan iyi değildi ya da bu maç için gücü rakiplerine yetmedi, ağırlık kanatlara bindi Alaaddin ve Soner de bir yere kadar.

Yediğimiz gol zaten enteresandı. Tam bir şansızlık golü. Topu kaptıran Yunus’a mı kızarsın Nurullah ayaklar varken o topa kafayla çıkmasına mı? O futbolcu da o şekilde gol atacağı aklına dahi gelmezdi herhalde. Hele de Nurullah gibi uzun boylu bir kaleci varsa kalede.

Buna rağmen ortaya direnç koyduk. Hasansız bir ilk yarıda Fofana ve Yasin’in büyük çabasını gördük. Tomane istekli ama işte oralarda onu buluşturmak tüm mesele.

Görüldü ki bu maçta da takım bir kaç kişi üzerinde gidiyor. Fofana etkisi tartışılmaz. Kaç kez denediği çizgiye inmeyi bu kez başardı ve Yasin’e yaptığı pas sonrası geldi şık gol. Fofana tüm takımın üstünde göstergesi var futbol anlamında.

Golden sonra çabalar vardı ancak beklene o çok pozisyonlarımız olmadı. Çabalar yetersiz kaldı. Rakibin dirençli ve temaslı oyunu bize daha fazlasını almamızı engelledi. Daha doğrusu gününde olmayan bir orta alan ile çok rahat geçilen görüntümüz ki rakibin 2-3 direkten dönen topu oldu buna rağmen 1 puana şükrettik.

Tallo olayı tam bir talihsizlik. En azından biz öyle diyelim. İkinci yarının hemen başında topsuz alanda bıraktı kendisini yere. Ne oldu ilerleyen günlerde bakacağız ama ne diyelim Melinoviç zor gitti yerine o geldi o da 10 dk bile sürmedi sahada kalması.

Başkan kalan 3 gün içinde artık bir şeye karar verecek. Belli ki bu takıma aşırı güvendi ve dışarıdan gelen kaliteli transfer çağrılarına parasal nedenlerden kulak tıkadı. Olmuyor işte futbolda şapkadan tavşan her zaman çıkmıyor. Hele ki bizim şimdiki konjonktürde bunun olması asla mümkün değil. Aidiyet değil para için oynuyor bizdekiler.

Kalan transfer günlerinde de açıkçası çok umudum yok. Çünkü kampa yetişecekti olmadı araya yetişecekti o da olmadı. Ee Avrupa transfer dönemi de bitti. Başkan öyle demişti. Avrupa bitirince bize makul gelecekler olacak. Görüldü ki evdeki hesap çarşıya uymadı. Bu arada rakiplerin bazıları da aldı başını gitti ama biz de umulan olmadı.

Artık Allah ne verdiyse modundayım. Yapacak bir şey yok. Başkan ne derse o!

Bir yanıt yazın