Almanya menşeili, futbolculuk döneminde ülkemizde de bulunmuş ve Daum’un yardımcılığını da yapmış bir isim İrfan Buz.
Kısacası “Alman disiplini Samsunspor’a geldi!” diyebiliriz.
Çalıştırdığı takımlara elini değdirmeyi başarmış ve oyun sistemini de takımında görmek isteyen hırslı ve disiplinli biri olarak izledik hep. Dizilişi yaptıktan sonra daha çok oyunu domine etme anlayışının olduğunu da biliyoruz.
Son yıllarda kulübe gelenlere baktığımızda futbolculuk döneminde tanıdığımız bir Engin İpekoğlu gibi, bir Alpay Özalan yada bir İsmet Taşdemir gibi hatta Osman Özköylü ve Taner Taşkın gibi yakından bildiğimiz bir isim değil.
Bu problem olur mu? Elbette hayır. Çünkü kişinin karakteri, oyun bilgisi ve futbolcularla uyumu insanlar geliştikçe ortaya çıkar. Kendisini yetiştirmeyle de doğru orantılıdır.
Her zaman futbolculuk dönemiyle teknik adamlılık farklıdır denir. Çünkü futbolculuk kişinin kendi yeteneğiyle ilgilidir. Teknik adamlık da eğitim gibi zor bir mesleğin icrasıdır.
İrfan Buz, son yıllarda hem oyun felsefesi hem de oyun tarzı anlamında kendisini ispatlamış olmasına rağmen üst liglerde belki de buna rağmen çok fırsat bulamamıştır. Aslında kulübün hedefleri açısından bir projesi olmasaydı bizimle de anlaşma yapmazdı. Bu durumda gayet anlaşılabilir bir durumdur.
İmza töreninde verdiği mesajlarda da sıkça nasıl bir takım kurgusu düşündüğünü anlattı. Kadro derinliğinden ve bunu makul seviyeye çekileceğinden de bahsetti. Olması gereken faydası olacak futbolcuların yeterliliğini dile getirirken de “kadro mühendisliği” ifadesiyle de bunu yapacaklarını söyledi.
Oyun felsefesinde de bahsederken “Isıran, basan, 3’üncü bölgede ofansif futbol!” olarak dile getirdi. Tüm kamuoyunun duymak isteği bir söz buydu aslında. Görmek isteyip de göremediğimiz bir sezon kaldı geride. Evet bir çok maçta rakip alanda olduk, rakip sahadaydık ama tempomuz çok düşük kaldı. Bunu çokça dile getirdik.
Rakiplerimiz olan takımlardan yeterli puanlar alamayınca da, İrfan Hoca’nın da belirttiği gibi 73 puan gibi iyi bir puan almamıza rağmen şampiyonluğu yaşayamadık. Nedeni ise birkaç nüanstır. İrfan Hoca bunlara dokunabilirse ve faydalı olursa ki olacağına inanıyorum işte o zaman şampiyonluk da gelecektir.
Yazılarımda dile getirdiğim söylemleri de İrfan Hoca’dan duymak güzeldi. Ligi bilen teknik adam söyleminin dışına çıkılarak futbolu bilen ve sahaya bunu yansıtan önemlidir görüşüm vardı. İşte bunu da göreceğiz bu sezon.
Taraftar artık icraat görmek istiyor. Gelen teknik adamlardan son yıllarda çokça duyduklarımız var. Vaadler var, yargılar var, tepkiler de oldu ama her şey sahada olup bitecek.
Sahada kazanıldığında hepimiz biliyoruz ki küçük hatalar gibi büyük hatalarda örtülür. Lakin kayıplar olduğunda da minik şeylerin göze battığını hepimizi gayet iyi biliyoruz.
Tüm bu ortamda İrfan Buz, herkesin desteğiyle işe başlamıştır. Taraftarların dahi itiraz etmediği bir isim olarak işe başlayacaktır. Elbette kredisi yüksek olmasına rağmen toleransının çok olmadığını da kendisi de farkındadır.
Hep beraber oluşturacağı kadroyu ve sahaya süreceği günü merakla bekliyoruz. İnanıyoruz ki bu yılın sonu şampiyonluk olacaktır.