Bandırma maçında oyunun iyileşme izlerini vermişti Hüseyin Hoca. Elbette yükselen oyun beklentisi bir anda olacak iş değil. Kayıp vermeden ya da az kayıpla bu oyunu iyileştirmek önemli olanıydı.
Kuşkusuz Gençlerbirliği takım hüviyeti olarak istenen boyutta olmasa da Hüseyin Hoca’nın yapmak istediklerini sahada göstermek bakımından da tam da istediği bir rakipti.
Elbette böylesi köklü bir kulüp için zor ama ligin çok gerisinde oldukları da aşikar. Üzülüyoruz tabi ama yapacak bir şey yok kendi adımıza. Kazanmamız ve üst sıraları artık iyiden kendisini hissettiren yapıya bürünmemiz gerekiyor.
Maçın hemen başında belki de tarihimizin en erken gollerden birini bulacaktık. Biraz daha dikkatli olsak 10.saniyede bu gerçekleşebilirdi. Hemen akabinde Tanque bu kez gole yaklaşan isim oldu.
Rakip alanda müthiş bir baskının neticesiydi bunlar. Belki de ilk kez böylesi istekli başlamamanın da bizde oluşturduğu heyecandı. Bunları istiyorduk. Nitekim bu baskı golü de getirdi. Yusuf Emre’nin presi, Novikovas’ın zorda olsa pasıyla rakibin hatasını iyi değerlendiren Tanque golü atan isim oldu.
Golden sonra yine rakip alanda çok görünen taraftık. Rakip alanda yapılan sürekli presler vardı. Ofsaytta olsa çok şık bir organizasyon izledik ki Novikovas ofsayta yakalanmamış olsa gerçekten uzun süre işte bu diyecektik. Yine de bu isteğimizi belirtelim.
Hüseyin Hoca’nın da tespiti ile ilk 30 dk bu presi genele yaymak önemli olan. Ancak bunun izlerinden öte uygulamasını artık görüyor olmak bizi dahada mutlu etti.
Gençlerbirliği’nin önemli bir atağını bizim de bir kez kaçırdığımız oyuncularını Yunus Emer çok kritik hamleyle kesti. Zeki kaçırdı ama onu daha da efektif görmeye devam edeceğiz kuşkusuz.
Yine Novikovas, Bandırma maçına nispeten daha iyi görünmüş olsada beklentimizin henüz gerisinde. Boldrin de yine istenilenin gerisinde ancak istek ve arzusunu daha iyi gördük bu maçta. Belki de maç eksiğidir diyelim.
Maçın ikinci yarısının hemen başında bu kez korner sonrası Alim ile golü bulduk. Farkı 2’ye çıkarınca bu kez rolanti oyunu tercih ettik.
Gençlerbirliği, biraz olsun cesaret gösterip üzerimize gelmeye çalışırken ceza alanı içine giremeden ataklarının sonuçsuz kalması önemliydi. Yine bir maçı daha kalemizden gol görmeden bitirmek oldukça önemliydi. Bunun için Hoca’nın dokunuşunu görmezden gelemeyiz.
Şu olabilirdi Fofana oyuna girdikten sonra daha çok pozisyon üretebilirdik. Daha çok gol atabilirdik bu maçta denilebilir. Yine onun da dikkati çekilmeli elbette ama önce sakatlığınının etkisi var mıdır bilmek gerekiyor.
Bir de Ahmet Sağat’ı eğer oyuna alacaksanız son dakikaları beklemenin anlamsız olduğunu düşünüyorum. Hüseyin Hoca belli ki taraftarlı bir takım çalıştırmak arzusundaymış. Bunu hissettiyor zaten. Taraftarlarımızda bu durumdan oldukça memnun.
Yeter ki kazanan ve bunu arzuluyan bir takım olmaya devam edelim.
Haftaya Hüseyin Hoca için de oldukça duygusal bir maç bizi bekliyor. Altınordu karşısında nasıl bir oyun olacağını merak ediyoruz. Yine kazanma arzusunu şüphesiz bekliyoruz. Ancak Hoca içinde bu apayrı bir maç olacak. Düşünün yıllarca çalıştırdığı emek verdiği bir takım, diğer taraftan yeni hedeflere yelken açmış yeni takımı.
Futbol bunun için güzel. Dün yoktur, bugün vardır. İşte tüm bu duygusallıkların beklediği ve apayrı bir hikayesi olacak maç bizleri bekliyor. Dileriz ki kazanan biz olalım ve hedefe adım adım yaklaşalım.