SAMSUNSPOR FARK ATTI!

Taraftarın beklenen ilgiyi göstermemesinin elbette en önemli nedeni bir çok kişinin mesai saatine denk gelmesiydi. TFF maalesef bunu uzun yıllardır yapıyor şehrin en önemli markası olan Samsunsporumuza. Gönül isterdik ki daha da çok taraftar önünde bu coşku yaşansın.

Buna rağmen mutlak 3 puan parolasıyla çıktığımız maçta istenilen sonucu almasını bildik. Hem de farklı bir skorla. Doğrusu kimse bu kadar rahat olur diye beklemiyordu.

Sahada Alanya maçında olmayan Holse ve Bennasser de vardı. Onların takım nasıl rahatlattığını bir daha görmüş olduk.

Oyunun her yönüyle üstün olan tarafı bizdik. Rakip alanda daha çok görülen 4 gole rağmen ondan daha fazlasını da kaçıran taraftık. Özellikle Dimata’nın kale dibinden topu auta dikmesi, diğerini de üst direkten ve sonrasında da çizgiden dönmesi çok acayipti. İyi ki maç 3-0 olmuş dedik. En büyük olumsuzluk buydu sanırım maçta kendi açımızdan. Bunun dışında sahadan rakibi sildik attık zaten.

Maçın başında Drongelen ile açılan saheneyi Marius 2 golle devam ettirdi ve perdeyi de Soner Aydoğdu kapattı.

Çok zorlanacağımız maçı kolay kazanmanın güzelliği var elbette. Rakip çabalasa da onlara fırsat vermedik. Pozisyonlarını da defansımız eritmiş oldu bir çok kere. Maçı şut atamadan tamamlatmak rakibe gerçekten muazzam denilebilir.

Bu aşamada hepsine şapka çıkartılır sadece. Teşekkürler takım yolunuz açık olsun.

HATALAR SKORU BELİRLEDİ BİR DE HAKEM!

Öncelikle tüm taraflara büyük alkışlar. Onlar en zor zamanlarda takımı bırakmadı bu maçta da bir başka keyif için yerlerini aldılar. Yaptıkları tezahüratları da apayrı yer açılırdı. 

Maç kola değildi öyle de oldu. Zinde bir rakip vardı kaşımızda ve de moralli. 

Bizim ise şampiyonluk iddiasından ziyade başka bir boyut ki bu ligin üstten girip altından çıkmak. Ha şampiyonluk olsa da elbette fena olmazdı. İşte taraftarda bu yönüyle bu coşkuyla yerini aldı.

Maçın başında gole engel olamadık. Olabilir mi evet. Ama sonrasında baktı hakem ve Var Samsunspor top oynuyor rakip alana daha çok git eye çalışıyor ne yapmak lazım gereksiz fauller gereksiz kararlar verelim bura bir de net penaltıyı es geçerek gösterelim dediler. Öyle de oldu.

Maça oetak olduk zaman zaman rakip alanda daha çok olduğumuz anlar oldu ama rakip alanda o denli net vuruşlar olamdı ya da rakip defans iyi ara kapattı. 

İkinci yarı hızlı başladık ve Dimata yerde kaldı Umut Meler direk çaldı penaltıyı. 

Ntcham bu kez hata yapmadı ve penaltıyı gole çevirdi. İyi bir momenti yakalık bu aşamdı iyi de oynuyorduk ki önce defans iyi yerleşemedi Zeki faulüne de avantaj verdi hakem ve sonrasında Okan da tokatlıyacağı topu tutmaya çalışınca elinden kaçtı ve rakip futbolcu da sadece dokundu. 

Biz eğer bu gole engel olabilseydik daha farklı nir durum ortaya çıkabilirdi. 

Holse çok belirgin olamadı mesela yine Marius inanılmaz pozisyonlar kaçırdı. Laura eklendi müsait yerde ıskaladı.

Mesela rakibin 3. golü öncesi Satka’ya net faulü Umut Meler de görmedi hadi Var neden göremedi?  Osimhen başta kırmızı kart görmesi gerekiyordu Drongeleni yere serdi mesela.

Soner Aydoğdu girdi oyuna en azından penaltı aldı takımına. Bennaser de penaltıyı gole çevirdi ve skor belli oldu.

Rakibe boyun eğmedik ama hekimler ciddi etki deniştim bir taneside Nelaon faul yapıyor skor 3-2 ve Marius’a çalışıyor düdük. Anlayacağınız hem hatalarımız hem de hakemler belirledi skoru. 

Artık Milli Maç arasından sonra sahamızda oynayacağımız Alanya maçına kadar bu maçı gerde bırakmamız gerekiyor. Kim ne derse desin bu heyecanı bize bu çocuklar yaşattı ve bunun için de kimseye yem etmemeli hele de troller sürüsüne! 

Alkışlar onuruyla mücadele edeb ezilmeyen ve ayak durak takımımıza!

BÜYÜK TAKIM HAVASI VAR!

Taraftar yerini almış stadyum dolu ve herkes maça odaklanmış, Sahada mücadele eden ve oynayan takım vardı! Büyük takımız velhasıl ama sahadaki oyunuyla da bunu söyleten takım olması apayrı bir olaydı.

Maça kontrollü başladık. Biraz sağdan biraz soldan ısınamaya başladık. Isınmaya başladıkça da oyun üstünlüğümüz gelmeye başlayınca pozisyonlarda üretmeye başladık. 

 Ntcham’ın şutunu gördük. Biraz saha dikkatli vurmuş olsaydı gol içten bile değildi dedirti bize. 

Emre’nin ortasında Dimata’nın şutunu gördük ki kaleci güçlükle kornere çeldi. 

Antalyaspor, biraz öen çıkmaya çalıştı belki ama buna müsade ermeyen oyuncu topluluğu vardı sahada. 

Mutlak bir penaltı vardı. Hakem devam ettirdi Emre’nin tekmeyle yerde kalmasını. Var çağırdı uzun uzun inceleme yaptıktan sonra. Direnç de izledi uzun uzun ama penaltı yok dedi. Müthiş hataydı aslında ama direndi Var’a! Haksızlık da cesurluk değildir aptallıktır dedirtti bize.

Neyse ki futbolcularımız shada mücadeleye devam etiler orada kalmadılar. 

Rakip alanda daha fazla görülemeye devam ettik ve etkili ataklarımız da sonuç getirdi. Bola’nın içeri yaptığı orta defanstan seken topu Marius,  Holse’ye çıkarttı ve o da düzgün vuruşla golü bulduk. Dikkat çekici olay bu pozisyon yine Bola ile başladı Dimata ile devam etti ve Bola asitin asistini yaptı. İyi iş çıkarttı bu maçta da.

Taraftar mutlu futbolcularımız mutlu başkan da mutluydu. İşte bu sahada keyif alan futbolcularımız olunca stres de yapmayınca ortaya keyifli bir takım çıkıyor. 

İkinci yarıya takip etkili başladı ama Okan bu kez geçit vermedi. Bir de defans da gelen ara ara ataklarda oldukça yerinde ve iyi kademe alarak önemlem aldı. Geçişleri iyi kapattı, pozisyon almada etkiliydi ve maçı da gol yemeden kapattık. 

Diğer taraftan hücum da ada iyi işler yapabilirdik daha çok gol de atabilirdik. 2. golü taç sonrasında Marius harika bir aşırtma yaptı topuk pasıyla ki son haftalarda daha iyi görüntü veren Dimata’ya da dokunmak kaldı. Bazıe gol atamazsınız ama verdiğiniz paslar asist olur ve yıldızlaşırsınız. Marius da bu maçta bunu yaptı. 

O Marius, ofsayttan attığı gol rahatlığını karşı karşıya kaldığında da yapabilseydi olay başka bir seviyeye gelirdi. 

Ntcham’da boş kale yerine defansa nişanladı iyi oynadığı akşamda! 

Artık İstanbul da olan maça bakacağız. Kolay değil tabi ki kazanacak çok şeyimiz var kaybebecek bir şeyimiz pek yok! Bu da stresten uzak tutacak takımı. Yeter ki rahat olalım. Bu oyunu daha da isteyelim. Sabrılı oynarsak ve bugünkü gibi yakaladığımız pozisyonlarda cömert olamazsak kazanırız da! Galatasaray’a, Avrupa da geçit vermeyen veya zorluk yaşatan takımların ortak özelliği mücadeleden vazgeçmemiş olmaları ve orta alanı hızlı geçip buldukları pozisyonlarda gole ulaşmaları oldu. Yani Galatasaray’dan çekinmeden oynadılar. 

Bu takım oynarken zevk almasını biliyor ve kaybı şimdilik yok. Ligde kalmayı neredeyse garantiledi. Bunu için büyük bir düşüş yaşanmadığı sürece daha çok işler yapar. Yeter ki bu  rüya sürsün ve hiç bitmesin!

Teşekkür ederiz hepinize.

BU İŞ NEREYE VARACAK REİS?

Bir taraftan takımını coşkuyla destekliyor bir taraftan da kafalarında acaba nereye kadar soruları!

Bir rüyada gibiyiz. Taraftar hem memnun hem hem şaşkın hem de bu rüya hiç bitmesin istediğinde.

Şu var ki takım oyunu takım içindeki yardımlaşma ve bir de analiz çalışması olduğu aşikar. İyi bir disiplinle geliyor başarı. Takım ruhu iliklere kadar hissediliyor sahada. Geçmişte sahada öncelikle yardımlaşmaya yönelik çokça eleştirmiş biri olarak bunun sahada fazlasıyla görmek bizleri memnun ediyor.

Fenerbahçe maçında da bunu görmüştük diğer maçlarda da. Mesela o maçta yenilen hatalı gole rağmen kopmayan ve oyundan düşmeyen bir takım görmüştük sahada. Soner beraberliği getirmişti bu maçta da galibiyetin anahtarı oldu. Hatta o şutu auta az farkla gitmemiş olsaydı başka şeyler konuşacaktık.

Bu maçta neler oldu. Oyuna biraz olsun hakimsiniz ve üst üste penaltı almışsınız o da ne Ntcham gibi bir ayak bir değil.

İki penaltı kaçırıyor. Moral bozar tabi bu durum!

Hepinizin de bozuluyor. Bir de yenil duruma düşüyorsunuz ki bu da “atamayana atarlar!”  Sözü devreye giriyor. 
Bir programda başta Zeki kaptanın Ntcham’a desteği ve sözler yer aldı. İşte bu dedim takım olmak budır!

İkinci yarı bambaşka bir takım devreye giriyor. Tempo ve mücadele ile birlikte doğru yerde doğru paslarla gelen goller ve gelen mürşit farklı galibiyet. 

Üst üste alınan 5 deplasman galibiyeti. Oynanan oyun ve mücadele sonrasında “Bu İş Nereye Varacak Reis?” dedirtiyor bizlere.

Elbette bu yıllar sonrasında Süper Lig için tabii ki hayalimizin gerçekleşmesi üst sıralarda görmek o çok konuşulan takımlara kafa tutmak orlarda yer almak bizleri son derece memnun ediyor. 

Bir de inşallah olmaz ama hani şu bilmiş yazarların “Biliyorduk bu iş çok fazla gitmez!” gibi tuhaf yorumlarına maruz kalmak da istemeyiz. Bunun için çoğu kimse yoğurdu üfleyerek yiyor ve abartılı yorumlardan kaçıyor ve günün mutluluğunu yaşıyor ve yaşatıyor. 

Reis de her fırsatta bunu söylüyor ve ligde kalmak için öncelikle gerekli puanları almak diyor. Doğrusu bu. Geçmiş yazılarda da buna vurgu yapmıştım. Hedefte ki puanı ne kadar erken toplarsak o kadar stresi atarız ve hedef yukarıya çekilir.

Başkan da çabalıyor kuşkusuz. O da fedakarlık yapıyor ve takıma prim yağdırıyor ama biliyoruz ki kalite olmasa bu da yeterli olmaz. 

Şimdi sıra şehirde zaten taraftar işini yapıyor şehirde buna destek vermeli! O stadyum dolmalı!

Bizlerin şimdilik mutluluklaran ağzımız kulaklarımıza varıyor! 

Ne diyelim aman nazar değmesin! 

Teşekkürler takım teşekkürler Tomas Reis teşekkürler Başkan! 

DOLU DİZGİN DEVAM!

Rize deplasmanın da takımını yalnız bırakmayan cefakar taraftarımı alkışlamak gerekiyor. Takımlarının itici gücü olmaya devam ediyorlar. Çok şükür ki gittikleri yola değmiş oldu ve mutlu döndüler. Göztepe maçında da doluluk oranının yüksek olması en büyük dileğimiz.

Konya maçını kaybeden takımımız tıpkı Bjk maçı gibi hiç de hak etmemişti mağlubiyeti. Kaldı ki yine hakem faciası yaşadığımız bir maç oldu. Hem yediğimiz gol öncesi Zeki’ye yapılan faul hem de verilmeyen penaltılar skora direk etki etti.

Neyse ki Başakşehir maçıyla bir nevi telafi etmiş olduk. Zorlu bir maç olacağı her halinden belliydi ama futbolcularımız bu stresli maçın da üstesinden gelmiş oldular ve ligin iyi seviyesinde olan takımını net skorla yenmeyi başardılar.

Rize maçı da yine önemliydi. Çıkış arayan rakibimiz için kendi sahasında ki bu maçı mutlak almak isteyecekti. Dirençli ve bir o kadar da kötü sonuçlar almış olsa da iyi bir takıma sahip Rizespor maçı da kolay geçmeyecekti.

Haftayı dar kadroya rağmen 3 maçla tamamlayan takımımızda Reis Hoca’nın da dediği gibi zaman zaman yorgunluklara bağlı olarak temposu düşük bir maç izledik. Ancak özellikle defansın ve kalecimizin gününde olması rakip atakları uzaklaştırmamızda etken oldu.

İkinci yarıya daha bir etken başlayarak bulduğumuz golle birlikte tempo da artmış oldu. Ntcham’ın şutu defansa çarpıp kaleciyi de yanıltmasıyla öne geçtik. Bu golde Zeki Yavru’nın da hakkını vermek gerekiyor.

Bilhassa ev sahibi ekibin üst üste ataklarını gördük. Bizim farkı artırabileceğimiz ataklar vardı. Buna rağmen skoru tutmayı başarınca çok yerinde bir galibiyet gelmiş oldu. Bu galibiyetle birlikte çıktığımız 3 deplasmanda da galip gelmeyi başardık. Hem de gol yemeden. Bu çok büyük bir kazanım. Önemli olan bunu devam ettirmek ve üstüne koyabilmek. Elbette zaman zaman kırılganlar olacaktır.

Tomas Reis’in maç sonu dediği gibi bizim hedefimiz öncelikle ligde kalacak puana ulaşmak. Ha bu ne kadar erken olursa takımımızın hedefleri de bir o kadar yukarılara çekilecektir. Netice de futbol rehavet kabul etmez. Bir o kadar da işi sıkı tutmak önemli ama özellikle yaşanabilecek muhtemel sakatlıklar ve cezalar nedeniyle biraz yoğurdu üfleyerek yememiz gerekiyor.

Burada teknik heyet kadar futbolcularımızı da alkışlamak gerekiyor. Çünkü belli ki içeride çok güzel bir hava var ve bu da sahaya yansıyor. Bu birliktelik tribünlerden çekilen kırılgan taraftarlarımızın da tekrardan gelmelerine vesile olacaktır.

Göztepe maçında ki dolu tribün mutlaka sahada ki futbolcularımızı ayrıca motive edecektir. Bu maçı kazanmamız şart diyorduk kredi az diyorduk ya bu kez de krediyi artırmak için kazanmak şart diyoruz!

SAMSUNSPOR’A YAN BAKILMIYOR!

Gaziantep deplasmanından sonra kendi sahamızda oynayacağımız Başakşehir maçı ertelenince bir bakıma üst üste iki deplasman maçına çıkmış olduk.

Az da olsa maça giden taraftarlarımızın oluşturduğu ambiyans oldukça güzel görüntüler oluşturmaya yetti. Emeklerine yüreklerine sağlık.

Maç başladığında biz nasıl gol atacağız diye düşünmeden edemedik. Rakibin de tempoyu artırmaya mecali yok gibiydi. Belli ki bizden çekindiği noktalar vardı. Hatayspor, oynadığı maçlarda önce öne geçen taraf olmuş maçlarında ancak galibiyetleri yoktu.

Marius ilk gol denemesi yine ofsayta takıldı. Ancak bir hayli cebelleştiğini söylemek gerekir. İsteği ve mücadelesi yerindeydi. Kapasitesini bir kaç tık artırsa zaten çok daha başka hayaller kurabilirdi. Diğer taraftan Muja dikkatimizi çekti. Kendi kanadında hiç durmadı sürekli arayışı vardı. Yoklamaları vardı rakip üzerinde. Bununda karşılığını fazlasıyla gördü.

Holse’nin müsait yerden şutu zayıf olunca mutlak golden de olduk. Yine gol deneyimlerimiz vardı ancak defansa takıldı. İlk yarı böyle biter diye düşünürken Muja, çok iyi bir çalımlarla girdi ceza alanına ve çaprazdan topu ağlara bıraktı.

Öne geçince biraz nefes aldık. Rakip yine golden sonra da çok etkili gözükmedi. Topu istediğimiz gibi kullanıp birazda tempoyu da ayarlamaya başladık.

İkinci yarının başlarında Muja bu kez ortasıyla asist katkısı yaptı ve Marius ligde ki ilk golünü kafayla atmayı başardı. Rakip alanda artık istediğimiz gibi gitmeye başladık.

Hatayspor’un ise bir net şutu vardı ki onda da Okan son derece başarılı bir kurtarışa imza attı.

Muja bir kez daha sahne aldı ve bu kez çektiği şut Burak’ın da elinden çarparak kaleciye gidince hakem tereddütsüz penaltı çaldı. Ntcham, penaltının başındaydı bu kez kaçırdı ama kaleciden dönen topu tamamlamayı bildi.

Çok net bir skor elde ettik deplasmanda. Bu kadar rahat olur muydu derseniz çoğumuz beklemiyordur. Takımı ve teknik heyeti tebrik ederiz. Hepsi üst üste ki alınan bu galibiyetle de deplasman fobisini yıktılar adeta. Bundan daha iyi olur mu? Elbette şartları düşününce çokta mümkün değildi.

Milli maç arasına giriyoruz. Dileriz dönüşte Konya maçıyla da bu çıkışımız taçlanır. Hem zemin çok iyi hale gelir hem de galibiyet serisi devam eder. Futbol öyle ki rehavet kabul etmez. Bundan dolayı alınan bu iki deplasman galibiyeti çok ama çok önemli. Lakin henüz bitmiş ve kazanılmış bir şey yok. Dolayısıyla aynı ciddiyet ile maçlara devam. Diğer taraftan Reis de bunun zaten altını çiziyor ki bu çok önemli. Kendisi daha şimdiden Süper Lig takımları arasında ismini duyurmaya ve hissettirmeye başladı. Bizlerinde Gisdol’den sonra oluşan karamsarlık havamızı dağıtmış oldu. Vallahi bravo yani..

Hani Alman disiplini diyorlar ya işte bunu şimdilik takımda görüyor ve izliyoruz. Dilerim daha da artarak devam eder.

TEK GOL İLE ÇOK ÖNEMLİ 3 PUAN!

Deplasmanda takımın yalnız bırakmayan ve “Deplasman Sefiri!” pankartıyla da bunu dile getiren taraftarlarımız uzun bir aradan sonra oldukça mutlu dönecekler Samsun’a.

Geçen yazımda da değinmiştim bakalım kendi sahamızda oynadığımız oyunu deplasman maçı olan Gaziantep karşısında da sergileyecek miyiz? Şükür ki bu sorunun cevabı tek gol ile de olsa alınan üç puanın yanı sıra oynanan oyun ve mücadele de bizleri sevindirdi.

Gaziantep de yine son dakika da olsa Bodrum maçından 3 puanın moraliyle maça çıktı. İlk dakikalar da rakip daha etkili olsa da bunu çok kısa süre de adeta cevap vermiş olduk. Taç ile başlayan atağımızda Ntcham’ın Holse’ye enfes pasında onun kontrolü ve net vuruşuyla gelen golümüz geldi.

Gol sonrasında yine rakibin etkili çıkışları olsa da defans ki Van Drongelen’in gününde olması ve Satka’nın da dikkatiyle ataklar tehlike olmaktan çıkmıştı.

Bizde bu ataklara aslında daha bir kontra atak şeklinde cevap verebilseydik fark açılabilirdi. Burada Muja iş yapacak bir ara önü boş içeri girmesi gerekir tehlikeli alana girmeli ama döndü arkadaşına pas verdi pozisyon öldü bir nevi. İlk yarıda Marius’un şutu defansa çarpıp kaleye yönlenirken son anda kalecinin dokunuşu buna engel oldu.

Yine son anlarda Ntcham’ın uzaklardan şutu kale direğinin üstün az farkla auta çıkması bizim adımıza da önemli anlardı.

İkinci yarıya daha kontrollü başladık. Rakip biraz gelmeye çalışsa da yine atakları etkili olmadı. Okan’a gelen yarım şutları gördük öyle aman aman bir pozisyon vermedik ki maçların doğal atakları ve karambollerini gördük. Bunda elbette ki defansımızın bu maçta kritik müdahalelerinin etkisi vardı. Mesela Zeki kaçırdı bir ara ama Bola kapattı o açığı. Bola’nın rakibin arkasına düşmesi vardı Schindler kapattı. Müthiş bir yardımlaşma vardı takımda.

Yine Marius çok çalışıyor ama formsuzluk değil bu daha çok kapasitesi bu kadar bana kalırsa. İkinci yarı da vuruşları ya defansa çarptı ya ıskaladı. Yine Schindler’in zor da olsa vuruşu kalecide kaldı. Holse çok çalıştı çok yoruldu yine Ntcham günündeydi.

Celil demiştim geçen yazımda. O da son anlarda girdi maça. Güzel driplingler yaptı ama Süper Lig heyecanına kapıldı biraz ama bence daha çok şans bulmalı. Laura çok geç girdi diye düşünüyorum. Oyundan düşen Muja iyi süre aldı bence.

Çabalıyor mücadele ediyor takım araya toplar atıyor uzak direklere atıyorlar. Hani öyle can sıkan bir görüntümüz yok sahada. İyi bir forvet olsa zaten 2 veya 3 çok rahat atardık dedirtti bu takım bize.

Takımın haftaya Başakşehir’in kupa maçından dolayı oynamayacak olması bu maç ritmimizi de etkileyecektir. TFF 90’lı yılları andıran uygulamasıyla aslında futbol mantalitemizin çok da değişmediğini gösterdi. Takımlar buna göre şekil alacaklar artık. Üst üste maçları sadece bizim ülke takımları oynamıyor tüm Avrupa da böyle durum. Reis, basın toplantısında da kısmen buna değinmiş ki doğru.

Kaldı ki ben hafta sonu taraftarımla daha çok kişiyle oynayacağım maçı neden hafta içi oynayın hem daha az kişi olacak hem de üst üste maç trafiğine daha dar olan kadromla bir de riske edeyim. Hani havasını atan onlar kaymağı yiyen yine onlar dedirtiyorlar adama.

Gaziantep’den hem kendi rakibimizden hem de ligin ilk deplasmanından alınan tek gol ile alınan 3 puan altın değerindedir. Hepsini tebrik ediyoruz. Dileriz diğer maçlara da bunlar yansır. Artık ilk hedef yine bir zor deplasman olan Hatay deplasmanı. Bakalım burada Reis ve ekibi neler yapacak. Gönlümüz elbette yine 3 puan diyor ama dedik ya zor bir deplasman. Umarım kolaya döner.

OYUN BEKLENTİYİ KARŞILADI GOL İŞİ SIKINTILI!

Tribünlerin full olmamasına rağmen ilk maç ve önemli bir rakibe karşı taraftarın bilet fiyatlarına ve bazı uygulamalara karşı gösterdiği tepkilere yine de hatırı sayılır bir taraftar maçı yerinden izledi.

İlk maçlar zordur. Rakip önemli sayılabilecek kupa maçını kazanarak hem de farklı bir şekilde bunu başararak geldi şehrimize.

Bu bilinçle hazırlamış takımı Reis. Gisdol’dan farklı bir oyun mizacım var dedi bunu da gördük sahada. Yalnız ön alan baskısını geçen sezon gibi istenilen şekilde başarılı yapamadık. Malumunuz şok presslerle kazanılan toplar sonrası rakip alanda daha bir etkili görünmüştük. Bilhassa da taraftarlarımızın önünde oynadığımız maçlarda.

Maçta bir çok gole yaklaştığımız pozisyon oldu. Marius’un attığı 17. dakika da ki golü ofsayt olmasaydı maçın seyri değişebilirdi. Geçen yılda böyle kıl payı ofsaytları vardı Marius’un. Aslında kaçmış ama rakip oyuncu onu fark edince biraz öne çıktı ve Zeki’nin güzel pası da güme gitmiş oldu.

Nitekim bu pozisyon ofsayt olmasaydı rakibin bulduğu ilk gol değil Zeki’nin pası ve Marius’un attığı gol daha çok konuşulacaktı. Olan oldu bir kere! Futbolda istatistikler iyi sonuç verse de skora yansımayınca bunun anlamı olmuyor.

Ntcham’ın, Kayserispor hazırlık maçında attığı gole benzer yerden şutunu Mert iyi uzandı ve gole engel oldu.

Yine ilk yarıda korner sonrası Marius’un ayağına basan rakip oyuncu sakat sakat oynasa da o da golü buldu ve takımını rahatlattı.

İkinci yarıya da istekli başladık bunun neticesinde gol pozisyonları da bulduk. Ancak ne Mert’i ne de direği geçemedik. Bola’nın güzel şutu direkte patladı. Olmadı mı olmuyor işte.

Oyun iştahı ve mücadele anlamında güzel işaretler verdi bu maç. Yine oyun anlamında da memnun olduğumuz anlar çok. İlk golden sonra oyundan düşmemiz bize pahalıya patladı diyebiliriz. Toparlandık ancak bu kez de gol atmaya muvaffak olamadık.

Hazırlık maçlarını da düşünürsek Kayserispor maçı hariç gol kısırlığımız bu maçta da devam etmiş oldu. Buna çözüm bulunmalı mevcut kadro içinde Reis.

Laura daha bir istekli dönmüş göründü. Muja, çok çabalamış görünse de attığı topların çoğu yerini bulmayınca bizi düşündürdü. Yine Dimata iyi görüntü vermedi. Geçen sezondan çok bir farkı yok. Marius yine çalışkan ve gol arıyor bu en büyük avantaj şu durumda. Orta alanda iyi bir Celil nelere yapar doğrusu merak ediyorum. Çünkü hazırlık maçlarında bir hayli gayretliydi. Yine şu durumda Sağat yerli rotasyon için elde tutulamaz mıydı akşam gördük. Ercan bir yere kadar hangisi daha teknik bunu da size bırkıyorum.

Haftaya ilk deplasman olan Gaziantep’e gideceğiz. Malumunuz ki deplasman fobimiz vardı Gisdol ile. Bakalım Reis bunu değiştirebilecek mi? Bu maçtaki performansı deplasmanda da görebilecek miyiz?

Kolay maç yok bizim için. Hepsi birbirinden zor dilerim üstesinden geliriz bu sezonun.

GELECEK SEZON PLANLARINA BAŞLANABİLİR!

Gisdol, baştan beri kalma konusundan öncelikle ligde matematiksel olarak kalmayı işaret etti. Bu da onun prensibi dedik. Haklıdır da!

Yalnız Başkan Yıldırım’ın, maç sonunda yaptığı açıklama kafaları fazlasıyla karıştırmaya yetti. Hepimiz Gisdol ile yola devam edileceğini düşünürken transfer yasağının henüz kalkmaması ve son haftalarda ki takımda ki düşüş belli ki kendisini de düşündürmüş.

Maçta Gisdol için açılan pankart taraftarın ona olan sevgisinin de bir nevi karşılığıydı. Ancak bunun masaya yansıması öyle duygusal olmaz. Hoca’nın da alacağı teklifler mutlaka olacaktır. Hatta bize göre çok daha cazipleri devreye girecektir. Artık bunu hafta içi daha net olarak anlayacağız.

Maça rakip daha efektif başladı. Buna rağmen biraz penaltı kokan pozisyonumuz güme gitti diyebiliriz.

Yine rakip ayağa paslarla etkili gelip öne geçince ve diğer maçlardan gelen skorlar da aleyhimize olunca bir nevi korku tüneline girmedik değil.

İkinci yarı biraz daha etkili ve rakip alana topu daha çok taşıyınca pozisyonlarda gelmeye başladı. Emre’nin rakip çıkarken kaptığı top sonrasında verdiği çok akıllıca pasında topla buluşan Marius topu ağlara göndermeyi başardı ve eşitlik geldi.

Gol sonrası biraz skora biraz da gol bulma umuduyla oynasak da sonuç değişmedi.

Maç sonunda tüm futbolcularımızın bir araya gelip diğer maçları takip etmesi ve sonrasında ki sevinçleri de sezonun finali nevindeydi.

Kolay değil ilk 7 haftalık büyük hayal kırıklığı ve sonrasında olağanüstü çaba sonrası alınan galibiyetler ve puanlar ile Süper Lig de düşecek denilirken kaldı bu takım.

Kuşkusuz Gisdol’ün hakkı apayrı bu noktada. Hele bir de deplasman da puanları daha fazla toplasaydı o zaman bambaşka bir durum oluşabilirdi. Daha önceleri bu iş bitmiş olabilirdi. Ancak takım da o enerji maalesef deplasmanlar için sağlanamadı.

Neyse ki taraftar takımı ateşledi ve onlarda buna cevap verdi de kendi sahamızda aldığımız galibiyetlerle Süper Lig yolculumuza devam etmeyi başardık.

Başkan’ın maç sonu açıklamasına tekrar gelecek olursak, doğrusu başka hoca derken ya Gisdol’e karşı koz olarak kullanacak ya da kendi de artık Gisdol’ün devam etmek istemediğini anlamış ki böyle konuştu. Transfer yasağını anlamış değiliz ama bunlara hukuken dikkat ettiğini söyleyen bir Başkan’ın bu duruma kulübü düşürmesi de ayrıca kendisi adına ders çıkarması gerekir.

Bizler ise tüm bunlar yaşanırken neler yaşanacağını da merakla takip etmeye çalışacağız. Ancak şu var ki eğer yasak kalmamış olursa bizler için çok suskun bir yaz dönemi geçeceği de aşikar.

Tüm meraklı gözlerle öncelikle hafta içinde teknik adam durumunu gözlemleyeceğiz ve daha sonrasında da Fifa’dan gelmesini arzuladığımız transfer yasağının kalkma haberine odaklanacağız.

SONUNA KADAR HAK EDİLEN GALİBİYET!

Baştan sona çekişmeli bir o kadar da heyecanlı mücadele oldu. Özellikle taraftarlarımızın koreografisi görülmeye değerdi; “King Of The Norht!”

Taraftar maç boyunca üzerine düşeni yaptığı gibi sahada da futbolcularımız alın terlerini sonuna kadar döktüler ve karşılığını da aldılar.

Maçın başında kazanılan penaltıyı Taylan gole çevirdi. Bence doğru karardı. Sonrasında Holse’nin baskı sonucu kazandığı top sonrasında Emre’nin içeri topunda Marius boş kaleye topu ağlara gönderince skoru 2-0 yaptık.

Marius müsait pozisyonda ki Emre’ye çıkarsa topu gol yapmamız içten bile değildi. Yine Bennaser’in istemsiz elle müdahalesi sonrası gelen serbest atıştan fark 1’e indi.

Çok geçmeden kazanılan korner sonrasında kendi kalelerine attıkları golle fark yeniden 2’ye çıktı.

Sahada çok iyi mücadele eden takımımız vardı. Top yarı alanımızdayken iyi kapanan rakibin ara paslarını iyi bir şekilde önlem alan ve kazanılan topları da rakip sahaya hızlı atakla sonlandıran oyuncularımız belli ki iyi motive olmuşlardı.

Yüksek toplardaki etkinliğiyle biline Onuachu’ya adete alan bırakmadık. 3 futbolcumuz ikinci yarıda sakatlanarak oyundan çıkması da başlı başına mücadelenin dozunu anlatmaya yetiyor.

İkinci yarının başında Zeki’nin geri pası kısa düşünce Trezeguet tehlike oluştursa da Okan’ın zamanında çıkışıyla rakibin tekrar maça ortak olmasını önlemiş oldu.

Rakip alanda yine etkili olduğumuz anlarda oldu ancak farkı artıracak golü bulamayınca maç ilk yarıda atılan gollerle bitmiş oldu.

Bu maça başta Gisdol Hoca futbolcularımız da çok iyi şekilde motive olmuşlardı. Tebrik ederim. Kazanılan haklı 3 puanla birlikte artık ligde kaldık diyebiliriz. Bu önemli bir aşamaydı ve geçtik.

Maç sonunda Uğurcan’ın, Gisdol Hocamıza omuz atması başlı başına bir sorun ve ceza gerektirir. Özür dilemesi işi çözmez. Böylesi iki büyük camianın müsabakasında dillerin, üslupların ve hareketlerin özellikle de futbolcuların ve yöneticilerin daha da dikkatli olması gerekir.

Bu bakımdan Abdullah Avcı’nın maç sonu açıklamasını kendi camiası için yapmıştır diye anlamak istiyorum. Öyle ya gelip misafir olduğu takıma ve camiaya akıl vermek sadece üstenci bir bakış ve saygısızlık olacaktır.

Yine maç sonunda olduğu gibi maç öncesinde de bazı Trabzonspor amigolarının da yine saygısız açıklamalarını gördük. Bunlar yine kabul edilebilir değil. Maç sonu tribünlerin sokaklara taşması da kabul edilir değil. İki büyük camia taraftarlarının ekseriyeti gayet ölçülü bir şekilde maçlarını takip ederken olay çıkaran kim olursa olsun kabul edilir değil ancak rakip takım tarafından sıkça söylenen; yok hediye ettik yok abiniz biziz yok biz sizin büyüğünüz gibi kibir dolu sözler kabul edilemez.

Maç sahada kazanılır bugün biz kazandık sadece tebrik edilir diye söylüyorum. Başkaca tavırla girmeye gerek yok. Bakıyoruz tv de spor yorumcuları da aynı üslupla devam ediyor yorumlarına. Olmaz bunlar; SAMSUNSPOR MAZİSİYLE KOCAMAN BİR CAMİADIR. ARTIK İÇİNİZE SİNDİRİN BUNLARI!