İlginç bir maç olacağı her halinden belliydi. Erteleme maçlarının belki de en garip bir o kadar da sonucu merak ediliyordu.
Hem bizim durumumuz hem de İstanbulspor’un konumu bu maçı oldukça çekici kılıyordu. Kadrolar farklıydı elbette son haftalara göre. Özellikle de bizim kadro anlamında derinden bir değişiklik yaşamış olduk. Sözleşmesi maç sonrası yapılan bir çok oyuncularımızı oynatamadık.
Hüseyin Hoca ve Fatih Tekke kenarda yoktu bu da ilginç notlar arasında yerini aldı. Hakem Burak Şeker aynı hakem olarak gelmişti maça. İki takım içinde hayati bir maçın en önemli unsuru da kuşkusuz taraftarlar olacaktı. Akıllarda acaba o maçta kazanan olur muydu? Sorusu da beraberinde geliyor haliyle. Tüm bunların yanında bizim adımıza skor lehimize olduğu için iyi olmuş denilebilir.
Belki beklenilenin altında oldu tribünler ama yine de çok önemli bir destek verdi gelenler.
İlk yarı boyunca istenilen ve o beklediğimiz bunaltıcı baskıyı kuramadık. Rakipte bir iki gelip giderken Osman’ın uzaklaştırdığı topu içeriye şişiren futbolcunun topuna, Van Drongelen’in yanında ayağını uzatan Emir’in golüyle geriye düştük.
Yine bir maçta geriye düşmenin hayal kırıklığını yaşadık böylesi önemli maçta. Toparlamak için biraz olsun ikinci yarıda rakip alana daha fazla gözükmeye başladık. Marius, kontra atakta topu ezdi, kafa şutu direkten döndü ve en nihayetinde kullandığı penaltı da olmadı. Sahi ne yapacağız Marius?
Ntcham’ın etkili oyunu vardı. Yine Laura zaman zaman driplingler yapsa da bir türlü golü bulamadık derken adeta hayat öpücüğü bu kez Soner Aydoğdu’dan geldi. Kullandığı serbest atışı kimse müdahale edemeden direk kaleye giderek gole dönüştü.
Beraberliğin ardından sonuca ulaşmak anlamında yoğun gayretimiz vardı. Oyuna giren oyuncuların katkısı böyle bir maçta önemliydi. Yine en büyük katkı Ntcham’ın topu rakip alana oynama çabası ve mücadelesi vardı. Zeki kritik bir top çıkarttı çizgiden bunu es geçemeyiz. Bizim direkten dönen top da onlar adına şans anı oldu maçta.
Adeta Hatay maçının bir benzerini yaşıyorduk. Gol dakikaları yakındı bir de ilk gol penaltıydı bu kez acaba olur mu derken 2. gole yine penaltıyla mı olacaktı derken Marius kaçırdı ancak Nanu’nun iyi takibi sonucu yaptığı ortaya Bennasser’in şutuyla geldi galibiyet golü.
Her maçın hikayesi farklı olur ama son iki maçın hikayesi üst üste koysanız sahnesi aynı olan oyuncuları farklı olan skoru benzer olan bir maçı geride bıraktık. Adeta üç gün arayla deja-vu yaşadık bu maçta.
Oyun anlamında bizi umutlandırmasa da bazı oyuncuların uykudan uyanır durumları ve mücadele ediyor olmamız çok önemliydi. Taraftarın itici gücü vardı tribünlerde. Onların varlığı tuttu daima bu takımı öyle de olmaya devam edecek. Kazanımları çok olan bir galibiyet aldığımızı not edeceğiz ancak bunu ilerleyen haftalarda ki mücadelemiz ve skorlarda da görmemiz gerekiyor.
Kolay maç yok kolay kazanılacak puanlar da yok. Daima mücadele. Futbolcular da emeklerinin karşılığını istiyorlarsa öyle yan gel yat ile olmayacağını görmeliler. Bu ligin karakteristik özelliğinin temelinde mücadele var. Her topa hamle her aksiyonun içinde olmak var. Yoksa aman ben klasik top çevireyim orta yapayım biri vursun yoksa geri döner vurur gol atarız ile olmuyor.
Futbol topunun sihirli oluşu da burada top oyunda kaldığı müddetçe o topu en iyi şekilde kullanmaktır zaten. Yoksa dan dun oyna havaya dik oyna olmuyor. Rakibini de kontrol edeceksin arkadaşını da!
Önemli bir 3 puan ile Pendik’e gidiyoruz. Yine onlarda var olma mücadelesi içinde olan bir takım. Onlarda rahat nefes alma peşinde. Zorluk derecesi yüksek bir maç. Artık sahaya çıkan her futbolcumuzun elinden geleni yapacağını düşünüyoruz. İbre oraya kaydı. Bu iyi gelişmeyi daha da yukarı çekmek onların elinde.
Hadi bakalım kolay gelsin.