“KENDİM ETTİM KENDİM BULDUM!”

Türküler sevdayı anlatır, tutkuyu dile getirir. Bazen de böyle bir durumu ifade etmek için o mısralardan bir tanesi tam yerine denk gelir. Elbette kimse olumsuzluk istemez, konuşmayı bırakın düşünmek dahi istemez o kötü durumları.

Ancak, gelin görün ki bazen durum hiç de istenildiği gibi olmaz. İşte Fuat Hoca içinde öyle bir durum “Kendim ettim kendim buldum!” minvalinde anlayacağınız.

Takım disiplinini elinden kaçırdı, futbolcular oynarsa oynuyor alternatif üretemiyor, oyuna müdahale edemiyor. Taraftar yuhlayınca oyuncuyu dahi içeri alamıyor. Kenar da yorgun olanlardan en azından daha iyi işler yapacak skoru bari tutabilecek isimler var ama rakip 5 oyuncu değişikliğini ki ilk ikisini daha ilk yarının sonlarına doğru yaptı ama bizim hoca bakıyoruz skor üstünlüğüne rağmen hamle yapmıyor.

Yahu Hocam, sen böyle değildin ne oldu sana. Sonra basın toplantısında “İyi işler yaptık istifa çözüm mü?” pek tabi ki çözüm hocam. Sen ipleri elinden kaçırdın bir kere. Aslında pek girmem böyle toplara ama önceden beri yazıyorum bunu, olmaz gitmez seninle diye. Ama ne Erzurum maçıymış ki kaç maçtır kredisini yiyorsun.

Maçın genelinde evet en azından mücadele vardı, futbolcularımız bir şeyler yapmaya çalıştı. Ama sen de kenardan destek vereceksin omuz atacaksın onlara. Kaçan pozisyonlarımıza karşılık rakibe aman aman dişe dokunur bir pozisyon vermezken çok ciddi aksayan Alaaddin’in yerine alabilirdin Ali Ülgen’i en azından ben ne yapayım durum bu diyebilirdin. Tallo’yu sürebilirdin en kötü 2. golümüzden sonra. En azından rakibi oyalardı ileride. Ne bileyim Vukan yoruldu maç eksiği var adamın iyi niyetli oynadı golünü attı ama bitti çocuk al Yunus’u çek Osman’ı öne doğru. Daha neler neler. Sen yap dersin ki elde ki malzeme bu. Anlar seni taraftar o zaman laf etmez zaten.

Bir yandan sen bir yandan hakem! Perişan ettiniz yine taraftarları. Bir avuç olsa da gelenleri üzdünüz yine. Hoş rakip bu kadar taraftarı kendi stadında oynadığında dolu tribün sayıyor.

Hakem net iki penaltımızı es geçti. Vukan ilk yarının sonlarında rakibin omuz şarjına bir de ayaklarıyla müdahale vardı. Yine ikinci yarının başında Yalçın’ın, Tomane’ye adeta tanksavar müdahalesini görmezlikten geldi hakem beyimiz. Rakibe sarı kartları es geçerken bize cömert davrandı.

Ha kırmızı kart gösterdi ne yapsın oldu bari onu da görmesin. Hoş o da içeriye yakındı ya neyse.

Anlayacağınız geceye iki adam damga vurdu ve mutlak üç puanla birlikte umutlarda göçtü gitti. Bir başka bahara kaldı yine bizim umutlarımız.

Ne demiş Neşat Baba “Bu da gelir bu da geçer ağlama, ne de olsa kışın sonu bahardır!”

Bir yanıt yazın