TERTEMİZ GALİYET!

Haliyle bu başlığı neden attığımı anlatmaya gerek yok. Rakiplerin bazıları enteresan işlere karışıyor. Sosyal çevre adeta çalkalanıyor gün boyu. Dün geceden başladı esasen. Tuzlaspor da Suat Kaya takımdan ayrılıyor, futbolcular ki önemli isimler ve kadro sürekli olanlar bunlar kadro dışı kalıyorlar. Başkan açıklama yapıyor bir gazeteciye lay lay lom…Dostlar alışverişte görsün. Gelde işkillenme.

Tamam başkanları haklı olacaksa sahada da görülmesi gerekir ama nafile!

Neyse artık biz maçımıza odaklanalım dedik. Öyle yaptık. Bir gözümüz de Altınordu-Giresunspor maçına çevrildi. Orada işler de bize döner gibiydi ama ev sahibi takım gol atamadı maç berabere bitti.

Tüm bunları düşününce sahada biz neler yapacağız düşüncemiz hakimdi haliyle. Bursaspor kadrosuyla çıktı Ertuğrul Hoca sahaya. Benzer oyunu devam ettirdi. Mücadaleci ve oyun kurgusu iyi bir maç vardı. Seyir zevki yüksek bir görüntü vardı sahada.

Boluspor da yine iyi bir mücadele verdi. Pozisyonlar buldu. Gole yaklaştı. Kontra ataklarla Gyasi yaklaştı kaleye ama istediğini yine yapamadı.

Hamroun, günün çalışkan ismiydi. Çok gol kaçırdı. Kaleci Selmani iyi bir maç çıkarttı ve farklı tarifeye engel oldu. Yasin defanstan dönen topu tamamladı ve takımını öne geçirdi.

Golden sonra da yine rakip alanda gol arayan görüntümüz vardı. Defans genel olarak iyidi. Zamanında müdahaleler yaptı.

İkinci yarıya Boluspor net bir gol pozisyon ile başladı ve mutlak golü kaçırdılar. Nurullah köşeden kornere çeldi topu.

Son haftaların suskun ismi Gökhan Karadeniz şık bir gole imza atarak güven tazeledi. Yine Hamroun iyi günündeydi ama son vuruşlarda kaleciyi ve direği geçemedi.

Yine ikinci yarı Coruer’in yerine giren Nadir’de gol kaçırma yarışına dahil oldu. Maçın 2-0 bitmesi sadece rakibin da çabasıyla oldu.

Artık puanlar eşit. Adanademirspor, Giresunspor ve bizim puanlar 64! İkili hatta üçlü averaj nedeniyle 3. Sıradayız.

Kalan iki maçta ne olur sorusuna? Her şey mümkün tabi bu futbol diyoruz. Ancak sıkıntı skora ve maçlara tesir edilmesinin konuşulduğu şu ortamda ki Başkanı Yüksel Yıldırım da hafta içinde uzun uzun buna dikkat çekmişti. Rakiplerin bazıları açıklama yaptılar. Kulüp de açıklama yaptı. Ancak her şey sahada görünüyor zaten. Yaptıkları açıklama ile hiçbir şekilde uyum sağlamıyor mücadeleleri, yaptıkları eylemler.

Esasen 180 dk uzun bir süre futbol için. Hem de her dakika her şey değişir. Gelin görün ki TFF bunları araştırma yerine susuyorsa mutlaka etki altındadır. Ne diyelim kimin şer planı varsa yüzlerine dizlerine dursun. Biz kulübümüzden yana rahatız. Onlar bu şaibe altında mutluluk resmi verebiliyorlarsa vicdanlarına kalmış. Elbet bir yerde hesapları döner.

Kalan iki maçta biz kazanıp rakiplerin puan kaybını bekleyeceğiz. En zayıf halka Giresunspor ama kalan maçlarından biri Akhisar kendi sahasında ama en düşündürücü olanı da Tuzlaspor! Kazanıp bekleyeceğiz. Adanademirspor ise sürpriz olur çünkü.

Diğer ihtimali ise şimdilik konuşmak istemiyoruz. Ancak yine Ads taraftar alarak cezayı ödeyecektir. TFF ise izleyecektir. Caydırıcı bir durum yok yani. Bunların yapacakları ortada gözlerini kararttılar.

Elbette üzüntümüz takımımız adına bugünkü futbol ile biz şu an en az 7-8 puan önde olmalıydı. Diyecek bir şeyimiz yok maalesef. Bekleyip göreceğiz.

KAOS, GALİBİYET VE BEKLEMEYE DEVAM!

Samsunspor da bir şeylerin yolunda gitmediği ama buna rağmen yine de ağır aksak oynayarak puanlar kazanıldığı aşikardı. Dedikodulara ehemmiyet vermeyelim dedikçe içerisi fokur fokur kaynamış.

Menemen maçında doruğa çıkan takım içinde ki huzursuzluk sonrası alınan kadro dışı kararları bizleri haliyle daha da umutsuzluğa itti. İten kadro dışı kalan futbolcular değil. Şükür alternatifleri var. Ancak olayın büyüklüğü ve derinliğiydi. Şükür ki Başkan Yıldırım zamanında müdahale etti ve şehre gelerek adeta ben buradayım dedi.

Ancak Burak ve Caner’in böyle bir hadiseyle ayrılmaları tüm taraftarlar gibi bizlerde de hayal kırıklığına sebebiyet vermişti. Yine Keremcan ise en azından elinden geleni yapıyor diyorduk. Yapacak bir şey yok eden bulur!

Hatırlamak dahi istemediğimiz bir Menemen maçı yaşadık hep birlikte. Haksızlıkları ortada. Hani pandemi vardı? Birbirimize yardımcı olacaktık. Ne çabuk da unutuyoruz. Kulüp gelirleri dibe vurdu. Tüm kulüplerde durum daha da vahimken bütün bunları es geçip başkanı köşeye sıkıştırma çalışması yapmak doğrusu yakışmadı. Ancak Onlar kendilerine yakıştırdı.

Başkan’ın yaptığı açıklamalar ise çok net olarak durumu ortaya koyuyor. Ancak hani derler ya yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik derken tüm bunların olması işte anlamaya zorlandığımız kısım buydu.

Tüm bunların akabinde oynanacak Bursaspor maçında ki reaksiyon ise merak konusuydu. Puanlar eşit hale getirilip son dakikaya kadar fırsat mı kollanacak yoksa pes mi edilecekti?

Başkan’ın hasta haliyle gelmesi durumu özetliyordu. O pes etmek yok demişti. Ama futbolcular buna cevabı sahada nasıl olacaktı?

Ertuğrul Hoca beklendiği gibi mini değişikliklerle takımı sahaya sürdü. Rakibi karşısında oyun üstünlüğünü ilk dakikadan ela aldı ve Yasin’in golüyle sezonun en erken golüne imza atldı. Hamroun’un baskısı, Savicevic’in şık pasına Yasin’in dokunuşu vardı.

Golden sonra da rakip alanda daha çok görülen daha fazla maçı isteyen görüntümüz vardı. Bursaspor ise ileride çoğalıp gol aramaya fırsat bulamadı. Daha çok uzun toplar denedi ama defans zamanın da müdaheleler yaptı.

İlk yarının sonlarında önce Mücahit ile serbest atıştan gole yaklaştık. Onun vuruşunu kaleci güçlükle topa dokundu ve top üst direkten geri döndü. Yine ilk yarı tek golle kapanır derken Yasin’den güçlükle aldığı topu Hamroun topu bu kez direkten ağlarla buluşturdu.

İkinci yarıya yine rakip alanda basarak başlayan ve pozisyon arayan taraftık. Farkı 3’e bu kez Couruer ile artırdık. Mücahit asist yapandı. Pozisyonu ise yine Hamroun başlattı.

Biraz olsun topu Bursaspor’a verince onlarda cezayı kesmekte zorlanmadı. Sonrasında oyunda kalmak ve farkı artırmaya çalışmak oyun iştahı anlamında göze hoş gelen kısımdı. Yasin’in topu yine direkten döndü. Gökhan Karadeniz oyunda kaldığı sürece 2 net pozisyondan yararlanamadı. Nadir bu kez asist ile döndü, Gökhan Alsan’a son dakikada verdiği pası o da gole çevirince maçı 4-1 gibi şık bir skorla kazanmış olduk.

Görüldüğü gibi bu kadro istediği zaman oyuyor. Oynuyor arkadaş. Baştan beri kızgınlığımız bu. Neden işi sağlama alıp daha önceleri bu skorları alıp taraftarınızı da başkanınızı da sevindirmiyorsunuz. Bakın Yasin’e beklediğimiz penaltıyı yazmadık bile gerek duymadık. Demek ki işi şansa bırakmayacaksın ki bu taraftarda sana helal olsun desin.

Kadroda yer alan her futbolcu değerlidir düsturunca mutlaka ama mutlaka kıymetlidir. Eğer Samsunspor forması giyiyorsa o armayı taşıyorsa önceliklerini gözden geçirecek. Kimse demiyor ki parasız oyna. Hakkını alıyorsun zaten alacaksın da. Kimsenin parası kalmamış şimdiye kadar. Yeter ki kulüp ayakta kalsın. Herkesin işleri düşerken, işsizlik kol gezerken sizler maaşlarınızı ki o miktarlar çoğu kimsenin kim bilir kaç yıllık maaş toplamı sizde buna göre biraz hareket edin. Paraları saçacağınıza oturun da hesabınızı kitabını yaparak hareket edin. Kimse sizden kazancınızı sormadı sormaz da bu taraftar sahada ki mücadelenize bakar. Bakıyor ama siz oynamayınca haliyle paranız mı ödenmesi diyor.

Ertuğrul Hocam, mutlaka sizin bir bildiğiniz vardır bizlerin bilmediği. Olayın içinde olan biri olarak. Gerçekten tartışılmanıza üzüldüm. Ancak bu kadar rahat bırakmamanız ve futbolcuları daha sert uyarmanız geriyordu. Hani kol kırılır yen içinde kalır diyorsunuz belki ama futbol kültüründe bu durum çokta öyle olmuyor. Kokusu ve dedikodusu çok oluyor. Futbolcuları yem etmemenizi anlıyorum ancak siz buna önlem alamadığınızda görüyorsunuz ki otoriteniz de saygınız da sarsılıyor.

Kalan 3 maç ince hesaplara inanın bu takım kalmayacaktı. Hatta şuan bu takım en az 7-9 puan önde olup bugün bu maçı üst lige çıkma maçı olarak hesaplamıştık. Olur muydu? Bal gibi olurdu.

Artık yapacak bir şey yok. Olmuşla ölmüşe çare yok. Bundan sonra kazanmaya devam gerisi Allah kerim!

KAZANARAK YOLA DEVAM!

Balıkesirspor ligde rahat takımlardan. Özellikle Yusuf Şimşek’ten sonra aldığı sonuçlarla son haftalara çok daha rahat giriyorlar. Yine de 1 puan için geldikleri her hallerinden belliydi.

İlk dakikalara aslında rakip daha etkili başladı. Şok bir gol bulur muyum düşüncesiyle yarı sahamızda baskı yaptılar. Üst üste yaptığımız hatalar oldu. Bunları savuşturduktan sonra en büyük uyarı da ofsayt nedeniyle verilmeyen gol oldu. Evet ofsayt değildi. Ayrıca değerlendireceğim.

Bu şok pozisyonlardan sonra biraz daha toparlanır göründük ve rakip alana daha çok oyunu yığmaya başladık. Bunun için sağdan ve soldan pozisyonlar aradık.

Gol aradığımız bir pozisyonda Atilla oyunu çok hızlı başlattı ve 20 saniyede kalemizde pozisyon buldular. Ancak Camil bunu iyi değerlendiremedi.

Buna karşılık bizim de Mücahit’in şutunun defanstan kaleye yönelip üst direkten yere vuran bir pozisyonum oldu. Yine Djedje’nin sert şutu var Atilla’dan dönen ve bunu yine Djedje vurdu ama top auta gitti.

Son anlarda bir de Caner’in çaprazdan şutu var kaleci Atilla’da kalan. Tomane ise çabaladı ama istediği o topları bir türlü bulamadı.

İkinci yarıya kalan tüm umutlarımız ile başladı bu yarı. Hemen başında Gökhan Karadeniz ile gole yaklaştık. Sonrasında iyiden iyiye oyunu rakip alana yığdık. Rakip iyice kapandı. Boşluk bırakmadı adeta. Tomane bu aşamada bir iki top geldi ancak o vuruşları da auta gitti. Sakatlanarak oyundan çıktığı için hepimiz üzüldük. Dileriz ciddi bir durumu yoktur.

Yasin ve Hamroun çok çabaladı. Ancak Gökhan Karadeniz bir iki pozisyon dışında adeta kayboldu sahada. Biraz Saviceviç arar durumdaydık. O boşluğu Oğuz çok iyi kapatamadı. İstekliydi ama etkili pas gerekli.

Yine Veli kritik işler yaptı maç boyunca. Hem defansta hem de rakip alanda göründü zaman zaman. Gökhan Alsan oyuna girer girmez kornerden gelen topu Tomane’ye indirdi onun vuruşu Atilla çıkarttı ama Veli doğru yerde olunca gole imzayı attı.

Sonrasında Yasin ve Couruer rahat pozisyonları atamadı. Bir de Gökhan Alsan’ın şutu vardı. Rahat pozisyonlardı bunlar. Ablukaya aldığımız dakikalarda golü atacaktık. Daha fazla atmalıydık ve atabilirdik.

Hakem bazı pozisyonlarda aleyhimize görünmüş olsa da maça damga vuran kritik pozisyon kuşkusuz verilmeyen Balıkesir’in golüydü. Gole itiraz yok. Ancak şimdi rakip taraftarlar öyle havalara kalkacak ya tabi bilmedikleri ve dahi işlerine gelmeyen ise bu takım 3 sezondur inanılmaz hakem hatalarına maruz kaldı. İnanılmaz puanlar kaybetti. Sırf bu yüzden bir yıl gecikmeli geldik buralara. Bu sezon dahi 8-10 puanımız gitmiştir çok rahat. Son haftalarda kırmızı kartlar dahi tartışmalı ki Giresun’a yenildik sırf bu yüzden.

Kim ne derse desin rakip gole kadar gelmekte dahi zorlandığı bir maçı hem de tüm istatistiklere göre üstün oynayarak kazandık. Gol verilmiş olsaydı da bu maçı alacaktık. Çünkü futbol oyun işi olduğu kadar skor işi de. O dakika da yenilmiş gole bu çocuklar daha baskı ile cevap vereceklerdi. Mutlaka bunu çevireceklerdi. Bu gücün bu takımda oluduğunu sanırım bilmeyen yoktur. Gönül isterdi ki 3-4 farklı alsaydık da bu ofsaytın konuşulması dahi çöp olsaydı.

Yani öyle kolay değil Samsunspor gibi bir takıma çamur atmak. Netice de alınan üç puan ile yolumuza devam ediyoruz. Kalan 5 maçımızı en iyi şekilde tamamlayıp bu ligi şampiyon olarak bitirmek en büyük dileğimiz.

ÖZLEMİŞTİK GALİBİYET YAZMAYI!

Camia olarak son haftalarda oldukça gerginlik yaşadık. Alınan sonuçların yanına bir de kırmızı kartlar başgösterdi maçlarda. Düşünün iyi oynuyorsunuz gördüğünüz karlar ile tüm planlarınız değişiyor.

Maç öncesinde de yine benzer beklentiler oluştu taraftarda hen nedense. Yine kim kırmızı kart görecek diyenler hatırı sayılır şekildeydi. Beklentileri boşa çıkmadı bu maçta da ama sonuç istediğimiz gibi oldu.

Tuzlaspor, bırakın stadyumu oynayacak antrenman sahası bulmakta zorlanan ve göçebeler gibi gezen bir kulüp ama sahaya çıkıyorlar yine de. Elbette saygı duyuyoruz. Ancak bu şekilde nereye kadar olacak ülke futbolunda.

Tomane aylar sonra sahaya ayak bastı. 11’de yerini buldu. Yine Mücahit de, Keremcan’ın kırmızı kart cezası nedeniyle maçta yerini aldı. Boli covid tanısı nedeniyle kadro da yoktu.

Maça kontrollü başladık. İlk dakikalarda pozisyonu Thuram ile buldu rakip. Sonrasında kanatları daha iyi kullanan taraf olduk. Tomane tam bir forvet gibi ileride tek kaldı.

İlk yarı boyunca rakip alanda etkiliydi. Tomane ilk pozisyon da şutu auta gitti. Bir diğerinde de zor pozisyonda yaptığı yarım rovaşeta şutu direk dibinden auta gitti.

Gökhan Karedeniz, direklere takıldı bu maçta. İlk şutu üst direk köşesine çarptı, yine bir başka pozisyonda ise kaleciden dönen top ona çarptı sonrasında da direkten döndü. Hamroun dönen topu iyi değerlendiremedi ve mutlak golden olduk.

İlk yarı mutlak ağırlıkla geçti rakip alanda. Zemin kötüydü ama mazeret artık kalmamıştı. Bir bakıma her şeyin biteceği değil belki ama ağır yara alacağımız bir maçın ilk yarısı golsüz bitmişti.

İkinci yarıya yine etkili başladı. Yasin’in plase vuruşu auta gitti. Rakip alanda daha fazla görünüp rakip defansı hataya zorlamaktı işte onu da yaptırdık.

Hamroun yerde kaldı ve doğru karar ile kazanılan penaltıyı Yasin gole çevirdi ve öne geçmiştik. Golden sonra biraz dikkat biraz da ikinci golü arar görüntümüz vardı. Bunun için mücadeleyi bırakmamak önemliydi.

Kıyasıya mücadele vardı sahada. Hakem ise eh işte maç yönetti ama Caner’e takılıp düşen rakip oyuncunun pozisyonun da devam ettirmesi yine de kötü niyetli değildi diyebildik. Ancak yine Tomane’nin yerde kaldığı iki pozisyonu devam ettirmesi yanlıştı. Pozisyona yakındı yine Djedje yerde kaldığı zaman oysa ikinci kez penaltı noktasını her nedense göstermekte çekindi. Neden vermiyorsun? İyi ki aldık maçı doğrusunu söylemek gerekirse. Yine de kötü niyetli olsaydı rakibin o pozisyonunda penaltı çalardı. Ancak rakibin yaptığı penaltı da sarı kart dahi vermemiydi bir başka hata. Şu tolerans bize rastlamadı.

Maçı tamamen kontrol altına almışken bu kez Savicevic sahne aldı. Oysa maçın iyilerindendi kendisi. Çok gereksiz bir ilk sarı kart gördü. Hemen akabinde de ikinci sarısını affetmedi hakem ve oyundan atıldı. Gördüğünüz gibi hata yapmayacaksınız. Yine Hamroun da gereksiz sarı kart görmüştü topa sert şekilde yere vurarak. Bize yapılana tolerans var yaptıklarımıza yok bunu gördük yine bu maçta. Daha dikkat lütfen.

Kalan 20 dakikayı 10 kişi tamamladık uzatmalarla birlikte. Buna rağmen iyi bir direnç gösterdik. Ancak ilk yarıda bizim toplar aynı kaleden direkten dönmüştü bu kez bizim için şans anları oldu. Rakibinde iki topu direkten döndü. Yine Caner kritik müdahalesi vardı ki maçta ikinci kez kritik yerde geçit vermemişti. Ancak ters kafası da kale dibinden auta gitti.

Maç bize dönmüştü bu kez. Eksik olmamıza rağmen Guido ile ayağa kalktık önce, sonra Burak’ın derinleme pasına bu kez oyuna sonradan giren Coureur’un topu dikten gol olunca maçı bitirdik dedik.

Yerinde ve zamanında gelen bir galibiyet oldu. Kazanmak için her şeyini ortaya koydu takım. Demiştik ya zemin de kötüydü. Yine gün ortasında oynanan maçlarda bu sezon kötü bir istatiğimiz vardı onu da bitirmiş olduk. Kırmızı karta rağmen maçı galibiyetle bitirmiş olduk.

Tüm bunlar maçı ne kadar istediğimizin göstergesiydi. Rakibe bundan sonra rahatlıkla başarı diliyoruz artık. Doğrusu galibiyet yazmayı da özlemiştik 4 haftadır. Alışkanlık olur inşallah.

Kalan 6 maça umut dağıtan bir görüntümüz vardı sahada. Ertuğrul Hocaya son haftalarda haksızlık yapanlar vardı bu maç ile onunda önüne geçilmiş oldu ve eleştirinin ötesine gidenler artık biraz daha susup kalan maçlara odaklanır en azından.

Son bir şey de bu takım tek forvet beslemeyi sevmiyor. Bunu önceki maçlarda Coureur varken görmüştük ama bu maçta tam olarak Tomane ile netleşti. Daha çok santrofor özelliği olması gerekiyor. Yoksa içeri ve derinlemesine tek toplar çok göremedik maç içinde özellikle Tomane’ye atılacak topları beklerken ki durumlarda. Zaten Nurullah’ın uzun topu vardı Tomane’nin ilk şutunda sonra da yine hani karambol dediğimiz bir şutu.

Demek ki oyun pozisyonunu Hoca belki buna göre şekillendirecek. Kanatlara bu direktifi verecek veya onları zorlayacak. Doğaçlama pozisyondan ziyade daha anlaşılabilir bir oyun görüntüsü olacak.

Hatayı yapmadan devam edelim bu yolun sonu şampiyonluk olsun.

HAKEM MAÇI KATLETTİ!

Bir şehrin umududur, tutunduğu daldır Samsunspor. Çocuklarından, gençlerine ve yaşlısına hatta kızlarına kadınlarına kadar uzanan bir umuttur. Öyle bir umut ki insanların bir hafta mutlu eder olmazsa mutsuz bırakır.

Herkes Altınordu ile biraz olsun üzülürken, kapımıza kadar haftalarca beklenen liderlikti bu maç. Öncesinde de tüm salgına rağmen hemde en üstte ki il olmamız dahi takımını stada uğurlamaktan alıkoymamıştı. Tüm bu fedakarlık karşısında sadece sevinecekti. Neşelenecek ve etrafına gülücükler saçarak yarı şaka yollu yarı da ciddi ciddi liderliğin tadını çıkartacaktı. Olmadı! Taraftar ne yapar daha bilemiyoruz.

Bir çok notlar aldık. Hepsi 79’dan sonra çöp oldu yine. Hakem ilk yarı da herhangi bir durum bulamamışken ikinci yarıya hareketlenen oyunda adeta tilkinin avını yoklaması gibi maçı yönetmeye başladı.

İlk kırmızı karta kadar gayet basan rakip alanda pozisyonlar arayan gol ha geldim ha geliyorum diyordu. Coureur etkili değildi. Bir iki cılız vuruşu vardı. Gökhan Karadeniz ilk yarıda oldukça tutuktu ama ikinci yarıya daha istekli başladı etkili şutu da vardı kale dibinden giden şutu akıllarda kalanıydı.

Yasin çok top kaybetti ilk yarıda. İkinci yarı onu da etkili gördük. Rakip zaten iyi kapanan bir takım hüviyetindeydi. Bunu es geçmemek gerekir. Yani sizi pek öyle ceza alanına sokmaz orada topa vurmanıza müsade etmez. Bulursanız da atacaksınız.

Her şey daha bizim lehimize dönmüşken bir anda Keremcan’a kalkan kırmızı kartı gördük. Açı çok ters bana göre sarı da olabilirdi. Dedim ya o ayak o kadar sert miydi doğrusu çözmek zordu.

Daha on kişiyle oynamaya alışmaya başlamışken bir anda Kubilay’a kart cümlelerini duyduk. Ne yapmıştı Kubilay? Ayağını sakındırdı, vurmadı bile rakibe. Ancak o futbolcu kurnazlık yapıp bağırmayı ve yerde kalmayı abarttı da abarttı ve kırmızı kartı Kubilay’a göstertmiş oldu.

Rakibi sözlü uyarıyla geçiştiren hakem gitti bize dişini gösteren hakem olarak geri döndü.

Ertuğrul Hoca, ileriye çıkmak gibi bir hata yaptı sadece. En büyük hata da ilk yarıyı adete yedik. Çoğu bölümünü aşırı kontrollü oynadık. Top bizdeydi belki ama rakip ceza alanına inmekte ve kaleye rahat şut olarak yoktuk. Bunun faturası da maç sonun da ağır oldu.

Bir de 9 kişi kalmışız. Rakip haliyle bunu değerlendirecek. Geçen hafta Altınordu gibi beklemek hayal olurdu. Öyle de oldu. 9 kişiyle gol ararken kalemizde gol gördük. Belki Guido’nun o şutu gol olabilirdi ama ihtimaldi. En büyük ihtimal gol yemeden bitirmek olmalıydı. Bunu belki de liderlik hırsıyla kaybettik.

Olanlar oldu geceye bir başka hakem katliamı damga vurdu. Bu yıl çok oldu bunlar. Tıpkı alt ligde ki ilk yılımız gibi. Ligin son 7 maçında yeniden oynanacak bir turnuva var. En az hataya kaldı artık iş. Kimse Ads’nin, Eskişehir’de puan bırakacağını hesaplayamazdı. Bu maçta aslında öyleydi. Yani rakibin beraberliği dahi sürpriz olacaktı. Düşünün rakibin gol pozisyonu yok maç boyunca. Bizim defanstan seken topa gelişi güzel vurulan bir topları var auta giden.

Milli maç arasına lider olarak gidip büyük ölçüde süper ligi perçinlemek varken şimdi kağıt kalemleri alıp yeniden yola koyulma zamanı. Ertuğrul Hocamız ilk yarıyı tekrar etüt edecek. Kırmızı kartlar için Kubilay’a diyecek bir şeyimiz yok ama Keremcan gerekli dersleri ya da cezayı alacak almalı. Yine Nadir ve Gökhan Alsan’ın alması gerekliliği gibi. Bu maç sonrasına ötelenmesi iyi niyetliydi belki ama yönetimsel olarak doğru olmadığı ortada.

Futbol sonuç oyunu. Hamleler de buna göre olur. Kimse öngöremez elbette maç içinde gidişatı. Ancak tüm bunları hesap ederek maça başlamak önemliydi tıpkı ilk dakikalarda gol attığımız maçlarda olduğu gibi. İşte öngörülebilecek şey buydu. Muazzam bir baskı ile başlamak, biraz oyunu kontrollü hale getirip yine çok geçmeden o baskıyı rakip kale önünde kurmak. İşte tüm bu basit kurgu aslında taraftarlar olarak bizlerin beklentisi. Yoksa mutlaka taktik oyunu, mücadele oyunu ama bir satranç da değil. Öyle çok bilinmeyenli denklem gibi de gösterilemez futbol. Kimi futbol yorumcularının bakmayın süslü laflarına siz. O biraz da tv becerisi. Orada durmak için o süslü laflar gerekli işte.

Son olarak bu takım son üç haftadır gol atamayor. İkisi kendi sahamızda bu maçların. Biri deplasman. İşte budur aslında benim üzerinde durduğum yoksa bu maçtada Altay maçı gibi bir gol bekletimiz vardı. Ama araya hakem Ümit Öztür girmemiş olsaydı.

Milli maç sonrası Tuzla maçının bizlere yeniden ümit aşılamak olması dileğiyle artık…

PES ARTIK!

Başkan elinden geleni yapıyor. Sırf mesafe uzak ve cumartesi günü de Giresunspor maçı olduğu için özel uçak tutuyor. Böylelikle aman bahanesi olmasın yorgunluk falan demesinler futbolcular diye.

Maç için günlerce bekliyoruz. Heyecanla televizyon karşısındayız. Başta kadro da adeta revizyon olduğunu görüyoruz. Gökhan Alsan ki hakkını yemeyelim geçen sezonun çok önemli aktörü 11’de. Hoca çalışıyor onunla kadroda niye var diyemeyiz. Günahı da sevabı da onun.

Kubilay, Hamroun ve Veli de 11’de. Boli sakat yerini Veli yer aldı. Neyse sahaya çıkan yine bu asil formanın en büyük oyuncularıdır bizler için.

Maça aslında iyi başladık. Geride dikkatli ve çıkarken de daha efektif düşünce hakimdi. Boş alanda Gökhan Alsan’ın sarı kartı çok erken görmesi içimde bir cız etkisi yaptı. Korktuğum da çok geçmeden başımıza geldi. İkinci sarı karttan kırmızı ile 10 kişi kaldık.

Elbette bu bir konsantrasyon eksikliği yada aşırı motivasyon da olabilir. Olabilir dedim çünkü böylesi bir ihaneti Gökhan Alsan’ın, asla yapmaz diye düşünüyorum. Eline geçen fırsatı fütursuzca kullandı diyeyim sadece.

Buna rağmen artık oyun planında da değişiklikler gerekti. Topu daha çok rakip alanda kullandığımız söylenebilir. Caner’in topu üst direkten auta gitti mesala. Coruer iki pozisyon yakaladı. Birinde top defansın ayağından döndü. Rakip için şans anıydı bunlar.

İkinci yarıya da yine Ertuğrul Hoca maçı kazanmak için tüm hamlelerini yaptı. Altınordu iki pozisyon buldu ve bunlarda Nurullah son derece başarılıydı.

Oyunu forse etmeye başlamışken, yine Coureur ile gole yaklaşmıştık, Keremcan mutlak pozisyonda kaleci iyi kurtardı. Tüm bu kadar pozisyon Ads maçında yoktu. Olur mu olur diye düşünmüştük bizlerde.

Sahada canını dişine takanlar vardı. Gökhan Karadeniz oyuna girdi ama inanın fark etmedim diyebilirim. Takımın dinamizmini artırmak için Nadir’i aldı oyuna aldı Hoca ki kim ne diyebilir. Kimse bir şey diyemez. Ya o ne yaptı daha girer girmez oyuna artık kime küfür yada hakaret etmişse takımına adeta büyük kötülük yaptı ve kırmızı kart gördü.

Tüm bunlardan sonra 9 kişi kalmış bir takım vardı sahada. Buna rağmen yine de pozisyon bulduk. Bu bir arayıştı. Elbette çok zordu. Ama sahada kalanların yüreklerini ortaya koyup uzatmalarla 30 dakikaya yakını bu şekilde oynamaları ve kalemizi gole kapatanları da kim ne derse desin taktir edilmelidir.

Pes artık dedik. Çünkü böylesi kritik maçta yapılmayacak hatalar oldu. Kadro yanlış dahi diyemiyoruz çünkü 23.dakika da oyunu forse etmeye başlarken on kişi kalmışsınız. Sonra bir hamle daha yapıp acemiler gibi bir başka futbolcunuz belki de bulabileceğiniz bir golle 10 kişi ile zafer yazabilecekken sizin elinizi kolunuzu adeta kırıyor. Pes artık! Dedik hep birlikte.

Üst üste aldığımız sonuçlarla yarışı lehimize koparmak varken rakipler de geldi yanaştı bizim ensemize. Yine ipler elimizde çünkü az da olsa puan farkımız var. Üç puan azımsanamaz yeter ki bir daha hata yapmayalım ki ne yazık ki ikili averaj da rakiplerimizin gerisindeyiz.

Hatta cumartesi günü liderlik maçına dahi çıkacağız. Düşünün işin en olumlu tarafı bu. Evet çok iyi kredimizi azalttık. Umutsuz gibi görünen bir tablo var ama on kişi ile sonradan da dokuz kişi ile ortaya konan karakteri önemsiyorum.

Bu takım cumartesi günü lider olacaktır. Sonrası ise tam gaz ileri.

İŞTE ŞİMDİ BİRLİK OLMA ZAMANI!

Adana Demirspor, Samet Aybaba ile bir ivme kazanma ve ligi sonuna kadar zorlama isteğiyle geldi. Sahaya çıkarken şartlar lehimizeydi. Her ne kadar Bandırma maçını kazanmış olsa da rakibin uzun süre eksikliği daha çok öne çıkmıştı.

Bize bakan yönü de Keçiörengücü maçında alınan1 puanın zemine rağmen iyi olduğunu düşünmüştük. Elbette oyun kimseyi memnu etmedi bunun da nedeniydi zemin.

Nadir 11’de yerini almıştı. Yasin’in sarı kart cezası nedeniyle yoktu. Coureur bu kez yedeklerde başlamak durumunda kaldı.

Maç başladığında iki takımda birbirinin açıklarını arayan ve hafif hafif ısırmalarlar biraz da kontrollü başladı. Pozisyon üretmeye çalıştığımız ve top rakip alana taşıdığımız zaman da Guido’nun çıkarmaya çalıştığı top rakip futbolcu da kalınca ilk net pozisyon da Dibba, Nurullah’ın da terse kaldığı anında topu ağlarımıza göndermekte zorlanmadı.

Golden sonra reaksiyonumuz da ilginç ki sürekli bir arayış içinde olmamıza rağmen bir türlü pozisyon üretemedik. Burak çabaladı belki ama istenilen o pozisyonları bulmakta zorlandı. Nadir bir türlü topla buluşamadı.

Aksine kaptırdığımız toplar kalemizde tehlike olmaya devam etti. Büyük bir boşluk bıraktık ilk yarıda. Düşünü Dibba o kadar rahat geldi ki iki üç olması içten bile değildi.

İkinci yarıya Caner, Coureur ile başladık. Sürekli hatalar yapan Yalçın ve gününde olmayan Guido çıktı.

Biraz olsun topları rakip alanda kullanmaya başladık görüntüsü dahi bize ümit vermiyordu. Adım adım bu maç bize yazılmamış düşüncesi oluştu ilerleyen dakikalarda ama çıkmayan candan umut kesilmez duygusuyla neden olmasın diyoruz haliyle.

Derken Kubilay ve Hamroun da girdi. Ama o makus talih bir türlü değişmedi. O istenilen pozisyon üretme beklentisi dakikalar geçtikçe eridi gitti. Bir ara Erkam’ın altı pas çizgisinde vurduğu kafa heyecanlandırdı, bir de Nadir’in yumuşak şutu.

Başkan’ın dün attığı zemin resmi vardı. Hepimizi heyecanlandırdı. Ooo dedik bu zeminde hangi rakip dayanır ki? Ama maalesef başkanın o heyacanı futbolcularımızda yoktu. Bizden daha konsantrasyonu yüksek Adana Demirspor defansını aşamadık. Caner’in ortaları, Kubilay’ın şutu ve ara pasları, Nadir’in hareketleri rakip defansta eridi adeta.

Düşünün artık olmayınca olmuyor değil hani top da sizi sevecek denir ya. Olmadı. Performanslar yerlerde kaldı. İki hafta önce İstanbulspor ile ortalığı kasıp kavurduğumuz o mücadeleden, oyundan eser yoktu.

Rakibin ekmeğine yağ sürdük. Tempomuzu istediğimiz gibi ayarlayamadık. Ne yalan söyleyeyim Savicevic ve Yasin’i gözlerim aradı. Çünkü bu iki oyuncu da kreaktif oyuncular. Nerede ne yapar belli olmaz tipler. Düşünün Gökhan Alsan bir şans gelmiş önüne belki kahraman olacaksın. İspatla kendini işte. O da kayıplara ayak uydurdu.

Zaten yüklendiğimiz anda da gelen ikinci gole engel olamadık. Nurullah’a yüklenmek istemiyorum. Bunun için Eskişehirspor maçında yazdım. Topu oyuna ayağıyla sokması güzel ama öyle anlar varki eliyle rahatlıkla boşta ki oyuncuyu görüp takımı kontra atağa çıkartmalı. İlk golde öyle kontra yememeliydi. İkinci golde artık çıkacaksın bunun başka yolu yok. Gelişim böyle olur. Hızlı düşünme refleksi kaleciler için en önemli unsurdur.

Pozisyon üretme de ki kısırlık aldığım notlara dahi yansıdı. Sayfalar sürerdi çoğu maçta ama bu maçta bir sayfa dahi maç bittiğinde dolmadı.

Önemli bir yara aldık. Ancak bunun telafini yapabilecek güçte bir hocamız ve takımımız var. Birliktelik zamanı işte bu zamanlar. Herkes iyi günü dostu olabilir. Ancak iyi dersler alıp bu yol kazasının üstesinden gelecektir takım.

Haftaya Altınordu maçında pekala bu mümkün. Dileriz ki tüm bunları unutturacaklardır bizlere.

MORAL BOZMAK YOK!

Keçiörengücü maçı zor deplasmanlardan olduğunda şüphe yok. Bunun en büyük nedenlerinden biri de zemin kuşkusuz. Çünkü futbol oynanması için elverişli değil. Her an sakatlık endişesi yaşıyor futbolcular. Ev sahibi takım alışık elbette ama bu tür maçlar onlar için büyük avantaj.

İlk yarı boyunca kontrollü oyun vardı sahada. Zaman zaman tempo kazanmış görünse de saman alevi gibiydi. En ciddi pozisyonumuz Oğuz ile yakaladığımız olandı. Peşine de rakip yakaladı. İlginç ki biz rakip alanda pozisyon ararken bir anda pozisyon verdik. Bu yarıda bunu fark edip önlem alınmalıydı.

İkinci yarıya da yine aynı kontrolle başladık. Kubilay ile başladı hoca ikinci yarıya. Onun alışık olduğu bir zemindi. Yine rakip alanda pozisyon ararken bir anda gelişen ve kanatlara indirilen top Guido’nun sarı kartlı olmasıyla rahat geçtiler bu alanı. Bizim sağımızdan yaptıkları ortaya Keremcan da ıskalayınca Barış düzgün vurdu ve takımını öne geçirdi.

Golün etkisiyle çabalarımız vardı. Organize olmakta ve pozisyon üretmekte zorlandığımız bir maçtı. Yasin gelen ortaya kale dibinde dokunsa da başırılı kaleci buna izin vermedi.

Oyuna artık son müdaheleler yapan Ertuğrul Hoca Nadir’den sonra Burak ve Hamroun’unu da aldı. Ancak o baskı bir türlü pozisyon üretmede ve kale önünde etkiyi istenildiği ölçüde getirmedi.

Hakem mutlak penaltıyı vermedi. Rakip oyuncunun eli havada ve top ile el buluştu ama çok bariz dokunma gelmedi demek ki Kutluhan Bilgiç’e. Ona göre voleybol smaçı gerekiyordu ikna için. Vermedi eyyamcılık yaptı çünkü.

Son dakikalara uzun toplara hava hakimiyeti için Veli’yi hücumu düşünerek aldı Hocamız. Kubilay’ın ortasıyla başlayan atakta Keremcan iyi yükselip içeriye gönderdiği topla Nadir buluştu ve o da golü yaptı.

Bu pozisyonda dahi Kutluhan golü vermemek için elini orta nokta yerine kaleyi gösterdi. Hepimiz durduk ne oldu diye şükür ki yardımcı hakem orta noktaya koşmuş ve gol geçerli olmuştu.

Yine Djedje son dakikada ceza alanı önünde net faulü vermedi ve ona da sarı kart gösterdi hakem. Bu kadar da yapılmaz yani. Kötü oynamak ayrı ama bir takımın da bariz kararları yanlış verilemez. Hakemler sahada ki performasa göre karar veremezler.

Zor deplasmandı rakip de bize karşı oldukça motive olmuştu. Kazanabileceğimiz bir maçtı. O istenilen tempoyu yapamadık. Bunda başta dedik belli ki futbolcularımızın sentetik çimin oluşturabileceği sakatlıklar etkili oldu. Hatırlanacağı gibi iki yıl evvel Okan Dernek ciddi sakatlanmıştı.

Zorlu haftalara girdiğimiz seriye beraberlikle başlamak belki üzücüydü. Çünkü kazanmaya alışmış bir takım vardı. Buna her ne kadar ket vurulmuş gözükmüş olsa da yine de geriye düştüğümüz maçta beraberliği sağlamak önemliydi.

Elbette daha çok haftalar var. Ertuğrul Hocamız, maç öncesi buna değindi ve rehavet yok demişti. Dikkatli ve kontrollü oyunda planlar tutmadı ama sonuçta bu bir yarış. Sonucunda süper lige çıkacağımızdan da kuşkumuz yok. Artık tüm dikkatimiz Adana Demirspor maçında olacak. Sahamızda ki bu maçı mutlaka kazanmalıyız.

SAMSUNSPOR GÜLE OYNAYA KAZANDI!

Eskişehirspor, gençlerden oluşan ve bunun için de çok koşan bir takım. Erken gol yemediği taktirde dakikalar geçtikçe de direnç kazanıyorlar. Bunun en iyi örneğini de geçen hafta sonu Bandırma maçını kazanarak göstermiş oldular.

Rakibe saygı elbette önemli. En önemlisi de onları önemsemektir kuşkusuz. Alay etmeden onların mücadelesini küçük görmeden yapmak sportif ahlaka da uygun olanıdır.

Başta Ertuğrul Hocamız olmak üzere tüm futbolcularımız da bu bilinçle çıktılar sahaya. En önemlisi Eskişehirsporlu oyuncuları yerden kaldırdılar, sakatlık geçirdiklerinde yanlarına gittiler, onları ayağa kaldırdılar.

Ertuğrul Hoca, çok takımlı oynamadı. Gökhan Alsan haftalar sonra kadroda yerini aldı. Sonradan girdi oyuna. Yine Kubilay 11’de başladı. Hamroun ve Veli’de ilk 11’de yerlerini aldılar.

Golü erken bulmak önemliydi demiştik. İşte Veli uzun boyun avantajıyla da bunu gösterdi ve daha ilk dakikalarda kornerden gelen ortaya kafasını uzatarak perdeyi açmış oldu.

Oyunu rakip sahada oynayarak geçilen maçın genelinde yine de güzel bir mücadele ortaya koydu Eskişehirspor’un gençleri. Gelen penaltıyı gole çevirine Kubilay da farkı ikiye çıkarttı.

Yasin girdi ilerleyen dakikalarda sahneye ve çaprazdan güzel bir gole imza attı. İlk devreyi üç farkla kapattık.

İkinci yarıya Oğuz ile başladı Ertuğrul Hoca. Onun baskısıyla kazandığımız topla ve asistiyle Hamroun’un golünü atmış oldu. Hamroun istekli ve mücadeleciydi. Zaman zaman kale önüne geldiği oldu, şutları vardı. Katkısını da golle süsledi.

Oğuz, Caner’in enfes pasını iyi gördü ve gole çevirmeyi başardı.

Golden sonra rölantide oynayalım derken bu kez Eskişehirspor daha da cesaretlendi. Berkay’ın Caner’i şık geçmesi ve pasında Halil güzel şutunda top ağlarımıza gitti.

Perdeyi kapatan ise Burak oldu. Elbette galibiyet her zaman güzeldir. Hani bu maçta Coureur gol atsaydı diyorsunuz. Nadir oyuna sonra dan girse atamaz mıydı diyorsunuz. Yine Ali sonradan oyuna giren genç oyuncumuz vardı. Elbette farkı gözetmeksizin yazıyorum. Hani defans atmış, orta saha atmış, kanatlar dan goller gelmiş, forvet ve santraforunuz boş mu geçmeliydi diyorsunuz.

Artık bu maç geride kaldı. Oynanması gereken ama rakibinize de saygı duymanız gereken bir maçtı. Şükür herhangi bir takılmaya gerek kalmadan atlatmak güzel oldu.

Böylesi maçları analiz etmek ve performans değerlendirmesi yapmakta zor oluyor haliyle. Biz de futbolcularımıza ayak uydurup rakibe saygı gösterip çokta fazlasına gerek duymuyoruz.

Önümüzde daha zorlu ve bir Keçiörengücü maçımız var. Yaralı bir rakip hüviyetinde. Mutlaka kazanmak isteyecekler. En azından play-offlar için bunun için mücadele edecekler.

Zeminleri suni çim. Biraz sıkıntılı ama artık bu aşamada rakiplerin durumuna bakmadan geçmeye devam etmeliyiz. Kaldı ki bizden evvel oynayan Giresunspor zorlanacağını düşündüğümüz maçta çokta kolay kazandı. Tebrik etmek gerekiyor. Çok çok önemli bir seri yaptılar. Tarihlerinde olmayan başarılı serileri bize denk geldi. Yoksa bizim şu seride liderlik içten bile değildi.

Yine İstanbulspor kural hatası olduğuna dair itirazları vardı. TFF, bu müracaatı çok hızlı karara bağlayarak olası gerginliği de önlemiş oldu. Elbette ortada iddia edildiği gibi kural hatası yoktu. Ancak deneyeceklerdi bunu. Çünkü çok büyük bir şey gibi anlatıp durdular. Dedikleri gibi olmadığı da çok kısa bir süre sonra anlaşılmış oldu. Düşünün ki koca koca programları bir manada trollemiş oldular.

Yazıyı yazarken yine Ümraniye maçı da 2-2 tescil edildiği haberi gelidi. TFF bunu yaparak geçmiş uygulamalarına da ters düşmüş oldu. Net kural hatası olan maçlar bundan sonra yine aynı skorlarla tescil edilecektir. Yazık futbolun kuralları da hiçe sayılmış oldu. Konjonktür gereği karar dedikleri de bu olsa. Önümüzde ki 11 maçımıza bakacağız.

Samsunspor, artık hedefine fokuslanmış durumda ve bunun içinde hedefine emin adımlarla ilerliyor. Kalan haftaları da en iyi şekilde geçip yılların özlemi olan Süper Lige merhaba diyeceğiz.

ŞAMPİYONLUK İÇİN ÖNEMLİ VİRAJ GEÇİLDİ!

İstanbulspor yaralıydı. Üst üste iki maçında mağlup olmuş ve hedeften kopmamak için mutlak kazanmak için çıkacakları bir maçtı. İyi top oynayan ve kaliteli ayakları olan bir takım hüviyetindeler.

Tabi haftalar önce Başkan Yüksel Yılıdırım ve Ömer Saral arasında yaşanan gerginlik her ne kadar tatlıya bağlanmış olsa da bunun da bir rövanşı hadi öyle değilse de psikolojik yansıması olacaktı.

Başkan Yüksel Yıldırım, maçtan önce otelde futbolcu ve teknik heyeti ziyaret etti ve maçın önemini bir kez daha vurgulamış oldu. Bu elbette önemli. Her ne kadar profesyonel yönetim olsa da futbolcu daima başkanı görmek ister.

Tansiyonu yüksek bir maç olacağı kesindi. Zaten öyle de oldu. Bir anlamda tek golle de olsa rövanjı almış olduk. Belki ikili averajımız yok ama puan farkı olduğu müddetçe bunun önemi olmayacak.

Ertuğrul Hoca, bir anlam Guido sürprizi ile başladı maça. Geçen hafta kadroda dahi yoktu Guido. Yine Coureur yerini buldu. Bir başka sürpriz ise Savicevic yerini Oğuz’a bırakması oldu.

Maça çok baskılı başladık ve daha ilk saniyelerde gole de yaklaştık ancak Alperen’in yerine kaleye başlayan Ljubic hata yapmadı. Yine oyunu daha çok rakip alanda oynamaya devam ettik.

Coureur mutlak gole yaklaştı ancak topu çok kötü kullandı. Yine Abazaj’ın pozisyonu oldu ancak Nurullah müthiş kapattı açıyı ve topu kornere çeldi.

İki takım da maçı istediklerini gösteriyordu. Kanatları kullanıp pozisyonlar aramaya başladık. Guido’nun ortasında Yasin iyi vurdu kaleci yine aynı güzellikte çıkarttı topu.

Oyun üstünlüğü de tamamen bizde olduğu dakikalar yaşadık. Bunun semeresini de aldık. Yasin’in faulü akıllıca kullanıp Gökhan Karadeniz’e pas atması onu arka direğe ortasını iyi takip eden Guido iyi yükseldi ve kafa vuruşuyla takımını öne geçirdi.

Golden sonra çok daha kontrollü takım görüntümüz vardı. Farkı artıracak pozisyonlar da bulduk ilk yarıda. Coureur yine çaprazdan vuruşu kaliteli bir ayak işiydi. Kaleci kornere güçlükle çeldi.

İlk yarının sonlarında biraz oyundan düştük bunun neticesinde Nurullah yine topu çıkarttı.

İkinci yarıya Oğuz-Savicevic değişikliğiyle başladık. İlk yarıda Oğuz belli bölümler de iyi olsa da özellikle kritik topları ofansif anlamda değerlendirme de sıkıntı yaşadı. Oysa onları atabilmiş olsa pozisyona girmemiz mümkün olacaktı. Hoş Savicevic de çok bir iş görmedi doğrusu. Özellikle ondan beklenen top çalmaları ve atağa kalkmamızı sağlamasını göremedik. Yine kritik top kayıpları yaptı.

İstanbulspor tam anlamıyla kalemizi ablukaya aldı. Hani deyim yerindeyse ağzımız yüreğimizde izledik maçı. Elbette bunlar normal ama yine oyuncu değişiklikleri mecburi defans olarak yapınca orta alanı güçlendirme hamlesi de atıl kaldı.

Hatalar yapan ve rakibin de üzerine oynadığı Boli’yi alıp Veli’yi oyuna koydu Hoca. Yine sakatlanan Erkam ki gerçekten çok yürekten mücadele etti ve hatasız oynadı. O da yerini Caner’e bıraktı. En önemlisi Kubilay’ı oyuna alamadı Hoca düşünün artık. Alsaydı bana kalırsa çok önemli iş yapabilirdi.

Oyun artık tam bir taktik savaşına döndü. Biz de kontra atakları tam olarak değerlendiremedik. Nadir de yine Coureur’un yerine girdikten sonra iyi mücadele etti sadece. Bununla birlikte oyuna sonradan başlayan Burak’ın bir şutu vardı. Bir de Yasin’in faulüyle sonuçlanan pozisyonu.

Çok iş düştü bu yarıda Nurullah’a. Nitekim hem takımını ipten aldı hem de gecenin yıldızı oldu. İkinci yarı da mutlak gollere geçit vermedi. Zaten devdi iyice dev gibi oldu kalede. Daha da büyüdü kalede.

Ufak bir ekleme yapayım. Belki ayıp kaçacak ama eliyle topu oyuna sokmada gecikiyor. Daha efektif olabilir. Ayakları güzel ama onun gibi bir kalecinin kollarını da güçlendirip uzun daha hızlı topları oyuna sokabilir.

Maçın sonlarında Rroca ikinci sarı kart görerek oyundan atılması dahi bizim tedirginliğimizi bitirmedi.

Hakem belki en 2 dakika fazla verdiği maçı 100. dk da bitirdi. Sarı kartlarda doğru kullandı. Belki defansımızın gördüğü kartlar olarak acabalar dolaştı ama kartlar doğruydu. İki takıma da eşit dağıttı kartları. Maçtan önce bizi daha evvel biçen bir hakem görüntüsü vardı. Buna rağmen bu kez en azından skora etki etmedi. Ancak bir kaç pozisyonda beklediğimiz faulleri vermedi. En önemlisi Guido rakip ceza alanına yakın düşürüldü ve devam dedi. Şükür ki aman aman kritik hatalar yapmadı diyebiliriz.

Artık önümüz de ki en önemli hedef liderlik olacaktır. Müthiş bir puan farkı yakaladık. Elbette futbol rehavet kabul etmez. Nitekim Çarşamba günü karşılaşacağımız Eskişehirspor sezonun en büyük sürprizine imza attı ve sahasında Bandırmaspor’u yenmeyi başardı.

Bunun için yakalanan Süper Lig için böylesi puan avantajını devam ettirip artırabildiğimiz kadar artırmamız gerekiyor. Çünkü zorluk derecesi yüksek maçlar devam edecek. Eskişehir maçından sonra bu kez Keçiörengücü maçı sonrasında Adanademirspor olarak devam edecek.

Bunun için evet skor ve üç puan tamam ama ikinci yarıda ki o topu kullanamama ve topu ofansif anlamda kullanmaktan uzak görüntüye de dikkat diyoruz.

Baştan beri diyorum. Ertuğrul Hoca’ya güvenilmeli ve bu takım hakkında öyle acımasız değerlendirmelerden uzak durulmalı. Fatih Hoca’nın yüz haliyle, Ertuğrul Hoca’nın yüzlerinin aldığı şekil dahi farklıydı. Bunu sizler de fark etmişsinizdir. İkisinin oynadığı maç aynı ama stres düzeyi aynı değildi.

Bir tarafta hiç baskıyı olmayan ki ne taraftar ne de medya, diğer tarafta olabildiğince her konuda baskı altına olan Ertuğrul Hoca. Fatih Hoca maç boyunca ne kadar sakindi değil mi? Hiç bir şekilde hırçınlaşmadı ki tebrik ediyorum kendisini. Oysa Ertuğrul Hoca adeta maçın içindeydi. Gerginliği her halinden belliydi. Tüm bunları da göz önüne almamız gerekiyor diye düşünüyorum.

Hedefe koşarak giden takıma destek olamaya devam edelim.