SAMSUNSPOR 4 KÖŞE!

Akhisar deplasmanı bizim açımızdan oldukça önemliydi. Çünkü ikinci yarıya iyi başlamıştı, Balıkesir maçını 9 kişi bitirmişlerdi ve 3 frikik golüne engel olamamışlardı.

Bir anlamda çıkış maçlarıydı. Biz ise Bandırma maçını devam ettirmemiz gerekiyordu. İstanbulspor bizden önce oynadığı maçı kaybedince farkı artırmak anlamında ayrı bir anlamı oldu.

Ligde gittiğimiz deplasmanlar da en iyi zemin ve stadyumlardan biri olduğunda kuşku yok.

Maça Bandırma maçı ile başladığımız Caner hariç kadroyla başladık. Erkam sağ bek olarak maça başladı. Yine cezadan dönen Nadir yedekte başlarken Couroer 11’de yerini aldı.

Maça iyi başladık. Rakip de kendi yarı alanında oyunu kabul etti. Kaptığı toplarla Sissoko ile Peter ile gol bulma düşüncesindeydiler.

Erkam’ın Gökhan’ı iyi görmesi ve onun da topu sürüp ceza alını dışında enfes vuruşuyla maçın başında öne geçtik.

Golden sonra rakibe topu verdik bu kez yarı alanımızda daha fazla kaldık. Bu görüntü rakibe daha da cesaret verdi. Biz de özellikle Savicevic ile ofansif anlamlamda üretken olamadık. Savicevic oyunda kaldığı sürece önceki maçlara göre oyun anlamında gerilerde kaldı.

Defans gerçekten çok önemli hamlelere imza attı maç boyunca. Özellikle Yalçın sezonun en iyi maçını çıkarttı. Kritik müdaheleler yaptı. Topları doğru kullandı. Maçın sonunda da çok iyi bir pas ile Yasin’i topla buluşturdu. Boli işini daima iyi yapıyor zaten. Tek eksiği gol!

İkinci yarıya rakip daha iyi başladı. Gole yaklaşan taraf oldu bir anlamda. Nurullah iyi kapattı ve mutlak golü engelledi. Maçın bir anlamda da kırılma anı oldu.

Djedje önce kaleyi yokladı. Dışarıdan attığı şut az farkla auta çıkmıştı. Sonrasında oyuna ağırlığı koyan takımımız bu kez Yasin’in çok iyi çıkarttığı pasına Djedje kale önünde topu ağlara gönderdi.

Burak’ın sakatlığı nüksedince yerine Kubilay’ın oyuna girmesiyle biraz daha dinamizm orta alanda olduğu aşikardı. Hafta içinde Ertuğrul Hoca onun için çok önemli değişikliğe uğradığını vurgulamıştı ki bunu bizlerde görüyoruz.

İşte o Kubilay hem geriye geldi top aldı, hem topu iyi yönlendirdi ve çok iyi bir şekilde köşeye uzaktan düzgün vurunca farkı da 3’e çıkartmayı başardı. Kaldı ki daha evvelden de atabilirdi tam ona yakışır bir gol olacaktı ama kaleci erken kapattı hatasını.

Maçın tamamen kontrolümüzdeydi. Nadir ile goller kaçırdık. Hamroun ile yine gole yaklaştık. Penaltı beklediğimiz pozisyon dönüşünde de topu ağlarımızda bulduk.

Buna rağmen süreye oynamamak önemliydi. Maçın sonunu da iyi oynadık ve Yalçın’ın üç kişiden sıyrılıp Yasin’e attığı pas sonrasında ona yapılan hareket ile penaltıyı aldık. Yasin ise geldiğinden itibaren en iyi maçına imza attı. Çok üretkendi iyi işler yaptı. Asist yaptı. Bir penaltı aldı ve onu da gole çevirdi ve günü de güzel bitirmiş oldu.

Samsunspor, bir anlamda çekinerek çıktığı maçta farklı bir sonuç alarak dört köşe bir hafta sonu yaşattı bizlere de.

İlk yarının golden sonrası hariç gerçekten önemli işler yaptık. İkinci yarıda topu daha iyi kullanan ne yaptığını bilen ve birbirlerine alışan bir takım görüntüsü gösterdi.

Bir maçımız eksik olarak çok önemli bir galibiyet serisi yaptık. Bunu taçlandırmak için İstanbulspor maçı var önümüzde. Bu maç bir anlam da bizim geriden kopma maçı da olacak. Yani rakip olarak Giresunspor olacak artık önümüzde. Tabi bunu derken futbolun doğrularını yapmaya devam etmemiz şartıyla söylüyoruz. Çünkü futbol asla rehavet kabul etmez.

Ertuğrul Hoca yine yaptığı hamlelerle maçın seyrini değiştirdiğini de belirtmek gerekir. Artık sanal maç oynamayı bırakıp hocamıza daha fazla destek vermemiz gerekir. Futbol neticede bir strateji ve netice oyunu. Bunu da hocamız çok iyi bize gösteriyor.

Darısı kalan maçlarımıza diyoruz.

TAKIM TARAFTARIYLA BULUŞTU!

Aslında başlığı biraz da Kubilay’ın üzerinden atmak isterdim ancak Nuri Asan Tesisleri’nin önünde toplanan taraftarlara haksızlık olacaktı. O muhteşem görüntüleri hepimiz serapta su görenler gibi izledik ve duygulandık.

Emeği geçen tüm taraftarlarımıza sonsuz teşekkürler ediyoruz. Hani öteden beri takım başarı elde edemese de Taraftar Şampiyon derdik. Özlemişiz doğrusu.

Ümraniye maçının yaraları daha sarılmamıştı. Kayıp hanemize yazılan bir maçı biz 1 eksik maç olarak görüyoruz. Çünkü açık açık kural hatasında maç tekrar edilir deniyor İFAB kuralları. O halde TFF’nin buna uyması gerekir. Yüksel Başkan’da buna vurgu yapmış. Ancak TFF yönetiminin maçı kaldığı yerden gibi garip gureba cümlesi tam bir aymazlık. İstanbul takımlarının başına geldiğinde uygulanan kural bize gelince bir anda kıvırmalar oluyor.

Samsunspor, maça tüm bu atmosferde çıktı sahaya. Coureur ve Caner 11’de yerini aldı. Bu değişikliklerin takıma nasıl etkisi olacağı merak konusuydu. Doğrusu bizler de acaba nasıl olacak takım nasıl bir reaksiyon vercek diye merak ettik.

İlk dakikalarda top üstünlüğü vardı. Bunu da Burak’ın enfes golüyle süsledik.

Hemen akabinde topun çizgiyi geçip geçmediği tartışmalar içinde Bandırma beraberliği yakaladı. Bu yediğimiz golün şokunu yaşadık biraz. Daha durgun bir görüntümüz vardı. Pozisyon üretmekte oldukça sıkıntılar yaşadık. Final paslarında da sıkıntılar yaşadık.

Biraz olsun hareketlendiğimiz de etkili oluyoruz. Buna yönelik oyuncularımız da var. Ancak tempoyu yeterince artıramadığım için sıkıntılar yaşıyoruz. Rakip de etkili geldiği pozisyonları oldu.

İkinci yarıya biraz da kıpırdadık. Djedje’nin sert şutuyla gözlerimizin pası açıldı. Gökhan topu kornere zorlukla çeldi.

Ardı ardına Coureur’un şutlarında toplar direkten döndü. Saçlarımız kalmadı o esnada başımızda!

Peşine Burak ikinci kez yerde kaldı ve hakem yine devam dedi. Artık son hamleleri 70’den bırakan Ertuğrul Hoca Kubilay’ı aldığında ister istemez tüm gözlerde onun üstüne çevrildi.

Kubilay oyuna sonradan girince mi daha iyi yoksa başta mı başlasa daha etkili bu durum tavuk mu yumurta dan yumurta mı tavuktan çıkar gibi oldu.

Neyse ki Kubilay da eskisi gibi değil artık ve kendisine verilen bu görevi çekinmeden yerine getiriyor. Bir iki ara paslarında sonra, Djekje, Yasin ve Kubilay’ın da kaleyi düşünmesiyle birlikte geceye son derece güzel bir gol bırakıyor.

Çilingir tabirine uyan bir durumu oldu onun.

Bandırma da ilk maçta etkili olan De Vale’yi göremedik dahi maçta. Pote ikinci yarı girmesine rağmen defansımızı bir kez aştı ki o pozisyon da ofsayt kokuyordu Nurullah’a takıldı.

Son bölümde oyuna giren Guido yine alkışı alan bir iş yaptı. Kısa zaman oynadı ama bir şutu vardı kaleye bir de müthiş bir kontra atağa çıkarttı takımı ve Coureur’un gol atmasında önemli bir katkı yaptı.

Böylesi gerilimli bir maçın sonrasında kazanılan 3 puanı önemliydi. Ertuğrul Hocamızı tartışanları anlamakta zorlanıyorum. Sahi ne yapacaklar Rahmetli İlhan Cavcav gibi her bir maç sonrası hoca mı kovacaklar. Hani istikrar diyorduk. Hani yıllardı Ertuğrul Hoca gelsin o bu şehrin adamı diyorduk. Yaşanılanları bir anda unutuyoruz ne yazık ki!

En başta İrfan Buz daha ortada bir şey yokken kaçtı gitti bunu da mı hatırlamazsınız?

O halde bir şekilde hoca da maç kazanacak. Tüm bu baskının altında iş yapmak zordur. Allah kolaylık versin.

Elbette bu maçın belli bölümleri hariç takım çok öyle aman aman oyun yoktu. Hani öyle saat gibi işleyen bir takım görüntümüz de yoktu. Rakibi tam ablukaya alıp sağlı sollu baskıya alıp bunaltma da yoktu. Ancak tüm bunlara rağmen rakibinin oyunu bozup onları hataya zorlayan ve rakibine pozisyon vermek istemeyen bir takım görüntüsü çiziyor.

Sonuç odaklı hareket eden bir takım görüntümüz elbette bizi de biraz zorluyor anlamakta. Ama ikinci yarıda ki genel oyun en azından daha da iyileştirilebilir. Bunun içinde yenilerin daha iyi bir adaptasyon ki hızlı olması gerekiyor.

Mesala eleştirilen Yalçın öyle kritik hamleler yaptı ki takımı ipten aldı. Boli rakip hücuma nefes aldırmadı. Savicevic çalışkan bir görüntüsü vardı. Hamroun da güç katacaktır. İyi bir görüntü verdi ve ilk maçında asist yapmış oldu. Coureur başta biraz düşündürdü. Pozisyonlara girmekte güçlük çekti acaba dedirtti ama ikinci yarı daha orta da ve kaleye doğru pozisyon alınca golcü kimliğini gösterdi.

Maçın hakemi ise rakibe daha toleranslı davrandı. Net iki penaltımızı vermedi. Sarı kartlar bize kolay çıkarken rakibe bunu kullanmakta düşündü. Faul beklediğimiz alarda da oyunu devam ettirdi.

TFF’nin bir maçımızı da oynatacağını düşünerek önümüzde zorlu bir maç fikstürü var. Önce Akhisar sonra İstanbul hafta içi maçı olarak da Eskişehirspor. İki zorlu deplasmandan istenilen sonuçları aldığımız taktirde elbette iyi bir ivme kazanacağız. Ümraniyespor maçı için ne zaman tarih verilir onu da zamanla göreceğiz.

Samsunspor bu zorlukları en iyi şekilde atlattığında artık çok daha iyi işler yapacaktır. Elbette Akhisar iyi başlamıştı. 2 de 2 yaptılar. Bu hafta ne yaparlar bilemem ama görüntü o ki transferleri etkili.

Bu maçlarımız da kolay değil. Aslında hiçbir maç kolay değil. Dileriz ki üstesinden gelceklerdir.

Yine Basketbol takımımızı da tebrik ediyoruz. Onlar da aynı saatlerde oynadıkları Kocaeli Kağıtspor maçını alarak yoluna devam ediyorlar. Belki sezon başında iddialı değillerdi ama 11. Maçını kazanarak üst sıralarda artık kendinden söz ettiren takım oldular.

HAKEM KÖTÜ NİYETİNİ SON DAKİKADA BELLİ ETTİ!

Bir maç nasıl katledilir bir maç nasıl kötü ve art niyetli yönetilir hep beraber izledik.

Bir kaç haftadır hakem hatalarına değiniyorum. Bu maç artık bardağı taşıran damla oldu. Daha 3.dk da Nadir’in yediği tekmeye sarı kart vermeyen Djedje’nin rakibine normal faulüne sarı kartı tereddütsüz vererek futbolcularımıza göz dağı vermiştir.

Olay bununla sınırlı gitmedi. Özellikle ilk yarı da Ümraniye futbolcularının sert oyununa göz yumup bize ise dokunsan faul çalan art niyetli biri vardı sahada.

Gökhan Karadeniz ile öne geçtiğimiz bir maçta nasıl olup da farkı artırmadık elbette bunun da tahlil edilmesi gerekiyor. Hele de Nurullah’ın o çıkışı çok yerindeydi. Djedje’nin gol öncesi baskısını da belirtelim.

İkinci yarıda biraz daha iyi niyetli olarak karşılıklı oynanan oyun vardı. Hakem ise ne yapsam ne etsem düşünsesinde olduğunu son dakikaya bırakmış bir havası vardı sahada. Djedje’nin dokunmadan rakip oyuncu Okan’ın profesyonellikten uzak ve uyanık davranışını hakem Ramazan Keleş fırsat bildi ve düdük çalıp oyunu durdurup Okan’a sarı kart vermesi gerekirken orta noktayı gösterdi.

Haliyle buna Var olmayınca nasıl itiraz edeceksiniz. Elbette yanınıza gelerek. Hoop sarı kartlar, Hocamıza da kırmızı kart. Haklılığını ortaya koymak için yapar insanlar bunu. Yani elinde ki kart gücünü karşısında ki kişiye baskı aracı olarak kullanırsın.

Şimdi tartışılacak bu konu bir kural hatası olup olmadığı yönünde olacaktır. Bunun acilen Tff’ye şikayet edilmesi gerekiyor. Bana kalırsa kural hasatı olduğudur.

Diğer taraftan Ümraniye teknik heyet ve yönetimi kutlamak gerekir ki Nadir’e topu sürüp gol atmasına müsade ettiler. Yani Okan’ın yaptığı hatayı kendileri telafi etmiş oldular.

Bu maçın kaybedilen puanı telefi edilir. Ancak hakem olayı başımızı ağrıtmaya devam ediyor. Geçmiş yazılara bakınca görülecektir kazandığımız maçlarda da bunlara değindim. Hatta hocamız da hafta içi yaptığı röportaj da yine hakem hatalarına değinmişti. Ancak bu maç için bu denli beklemiyordum doğrusu. Yöresine bakmadan kim olduğunu incelemeden yine yazıyorum kişisel hakkı diye yani takdir hakkı diye bir şey yok hakemlikte. O düdüğü çalıyorsan adil olacaksın!

ALTAY’DAN 3 PUAN ALMAK ÖNEMLİYDİ!

Altay, rakiplerimizden hem de öyle böyle değil. Çünkü iyi transferler yaparak takımlarını güçlendirdiler. Ancak bizim maça prosedürlerini yerine getiremedikleri için oynatamadılar. Yine de iyi mücadele ettiler.

Yasin, Gökhan ve Djedje yeni transferlerimiz olarak sahada yerlerini aldılar. Gyasi yedek de dahi yoktu. Yine yeni transfer Coureur da kulübede yerini aldı.

Maçın hemen başında kontrollü oyun ile rakip alanda pozisyon aradık. Ancak henüz maçın başında Paixao ile Altay gole yaklaşan taraf oldu. Nurullah zorda olsa topu kornere çeldi.

İlerleyen dakikalarda daha topun kontrolünü ele aldık. Yasin ve Gökhan Karadeniz takıma hazır hale geldiklerinde neler yapabileceklerini görüyoruz. Gökhan Karadeniz topla çok bulaşmasa dahi çıkarttığı toplar etkili oldu ki bunlardan biri de Burak’a çıkarttığı top direkte patladı. Dönen topu yine Yasin vurdu ama yılların deneyimi İbrahim top kornere atmayı başardı.

Bu iki oyuncunun olduğu maçlar tempolu olur. Hele de Burak ve Nadir de sahadaysa. Biz biraz da bunu bekledik. Daha tempolu oynayıp acaba sağdan soldan gider pozisyon üretir miyiz diye. Hoca mutlaka düşünmüştür ama rakibi de yabana atmayarak daha temkinli oyunu seçince beklediğimiz tempo zaman zaman oldu.

Sahada daha çok ikili mücadeleleri ve birbirlerine üstünlük sağlamaya çalışan ve açık arayan bir oyun anlayışı çıktı ortaya. Bunda Altay’ın kanatlarının çabalasa da o istediği açığı bulamaması da vardı.

İkinci yarının başında oyuncu değişiklerine alıştığımız Ertuğrul Hoca bunu yapmadı. Demek ki beklediği oyun sahada vardı.

Gökhan’ın çok iyi pasında Burak’ın şutunu İbrahim kornere çeldi. Oyunun mutlak hakimi olarak rakip alanda daha fazla göründük. O etkili anlardan da yine pozisyon ürettik bu kez Yasin çok iyi çıkarttı Gökhan Karadeniz iyi takibi ve şutunu kaleci güçlükle kornere çeldi.

Beklediğimiz gol gelmedi belki ama telaş yoktu. İstediği oyunu sahaya yansıtan bir takım görüntüsü vardı. Djedje taraftarların sevgilisi olacak gibi duruyor. Oyunu okuması ve yönlendirmesi. İki yönlü oyun anlayışıyla takıman olumlu katkı yapacak özelliklerde. Sahada güçlü duruyor. Gözü pek ve hiç de çekingen değil. Ancak bir anlık boğaza sarılması bizi biraz şaşırttı.

Yine Savicevic de yine oynadığı süre de oldukça hareketliydi. Oyunu okuması zaten iyi bir karakter. Bunun yanın da sanki anlayışına göre partnerler bulmuşa benziyor. Kendi aldığı topu uzun sürerek kaleye çektiği şut eğer gol olsaydı şimdi onu yazıyor olacaktı herkes.

Ertuğrul Hoca değişiklikleri, 70’den sonra yaptı. Kubilay ve Coureur oyuna dahil oldu. Kubilay hamle oyuncusu olmaya devam edecek gibi. Buna aslında bir çok görüşün aksine destek veriyorum. Bunu ben değil aslında Kubilay’ın kendisi de düşündürüyor. Öyle izlenim veriyor.

Coureur’un yerde kaldığı pozisyonda hepimizi kalktık ayağa bu nasıl penaltı verilmez diye. Nitekim Burak’ın ilk yarıda yerde kaldığı nasıl penaltı değilse bu da bal gibi penaltı diyoruz. Rakibin eli Coureur’un ensesinde ama iyi niyetli oyuncumuz devam etmeyi yeğledi.

İmdada son dakikalarda Kubilay yetişti. Ancak Nadir’in boy avantajını iyi kullanmasını eklememiz gerekir. Onun kafa golüyle altın değerinde 3 puanla kapattık haftayı.

Hakem, gerçekten ilginç maç yönetti. Belki iyi niyetliydi ama sarı kartlarda rakibe tahammül etti. Penaltımızı vermedi. Bir pozisyon vardı ilk yarının sonlarında İbrahim’in koluna çarptı gibiydi ama görüntü tekrarı gelmedi ekrana. Ha Burak’ın düşmesine penaltı verilse de kimse bir şey diyemezdi. Bir şey daha var ki öyle kritik yerlerde faullerimizi vermedi ki gerçekten futbolcularımız iyi sabretti.

Oyun kimliğinin değiştiğini. Hamle oyuncusuna dönen oyuncularımızın da katkılarını görerek gelecek haftalara daha ümitle baktığımızı söylememiz gerekir.

İkinci yarının belki ilk maçını kazandık ama son 5 maçımızı da kazanan bir takım hüviyetindeyiz. Kendi rakiplerimizden alacağımız galibiyetler bizi hedefe götürecektir. Ancak diğer rakipler de önemli. Bakın Bandırma ve Akhisar galibiyetle başladı. Bursaspor deplasmanda Adanademirspor gibi önemli bir takımı yendi. Giresunspor son dakikalarda güldü. Bu ligin seyri ne olur bize gösteren durumlar.

İşini bilen hocaya ve takıma güvenmek bize düşüyor. Elbette kolay bir ligde değiliz. Bunun bilincinde olmalıyız. Gelene gidene 5 atarız düşüncesinden çıkıp takımımıza destek olmamız gerekiyor.

KRİZDEN 3 PUAN ÇIKTI!

Adanaspor play-off iddiasıyla başladığı ligde aslanda fena da başlamamıştı. Ancak covid nedeniyle zor günler geçirdi. Üst üste aldığı mağlubiyetlerle ligin alt sıralarına kadar geriledi.

Bu maç onlar için bir nevi 1 puan olsun bizim için iyidir maçıydı. Ergin ve Canberk gibi tanıdık isimleri de sahada bize karşı oynadılar.

Bizde Gyasi ve Oğuz 11 de yer buldu. Nadir sakatlık sonrası sürpriz şekilde yine 11 de yer bulan isimdi. Savicevic ve Kerem Can cezaları bitince yerlerine dönmüş oldular.

Maça aslında topa sahip olmak anlamında üstün başladık ancak üretkenlik anlamında oldukça zayıftık. Düşünün ki ilk yarı da rakip tam anlamıyla kendi yarı alanın da bir tek Ergin Keleş ile gol arayacak durumda.

Buna rağmen kısır bir pozisyon üretkenliği. Zayıf bir iki şut bir de kötü kullanılan duran toplar. Kaleciyi rahatsız eden bir şutumuz dahi yok. En önemli pozisyonumuz, Oğuz’un ortasına Gökhan’ın kafasından auta giden topumuz var.

Gyasi neyse yazmayayım. Ankaraspor maçında yazmıştım. Yok yani. O maç ki daha iyidi en azından. Aslında kafalar tatil modunda diyeceğim de böyle bir şey yazmak ayıp olurdu.

İkinci yarıya biraz olsun hareketli başladık. Daha doğrusu rakip daha özgüvenle başladı. Bunun için biraz olsun topu hızlı kullanmaya başlayınca rakip alanda üst üste Nadir ile gole yaklaştık.

Guido zaten Gyasi’nin yerine ikinci yarı başında girmişti. Nadir ve Gökhan’ın yerlerine de Ahmethan ve Kubilay girdi. Nadir tam oyuna alışmışken ve pozisyonlara girmişken alınması biraz erken oldu diye belirteyim.

Hakemin faul uydurması neticesinde gelen ortaya ters kafa vuran Erkam’ın golüyle geriye düştük. Rakip haliyle daha bir tutundu maça. Elbette onlarda kendi üzerlerine düşeni yapacak. Netice de puan mücadelesi bu.

Burak’ın yere düşürülmesi ki karar doğruydu. Kazanılan penaltı sonrası Kubilay ile beraberliği yakaladık. Zira bu maçta bir bakıma rakip de kaleci de son derece konsantrasyonlu ve hatasıza yakın oynuyorlardı. Neyse ki Ergin’in çıkması bizimde işimize yaradı. En azından daha çok baskı kurduk rakip alanda.

Artık maç gidiyor derken bir an da yerde kalan Celil’in uyanıklığına çok da bize karşı toleranslı olmayan hakem iyi gördü. Artık son ataklar derken Ahmethan’ın hakkını vermek gerekir ki önce Buğra’ya indirdi o pasını Kubilay’a verdi. Sonrasında ondan gelen pası Guido’ya yine Ahmethan asist yaptı ve galibiyet golümüz geldi.

Hakem Bülent Birincioğlu, özellikle faullerde bize karşı çok rahat verirken bizim faul beklediğimiz anlarda da gerçekten saç baş yoldurdu. Neyse ki penaltı düdüğünü bari çaldı. Ancak arada bir elle topu kontrol vardı rakibin onu göremedi. Yine Boli’nin o son dakika müdahalesine penaltı çalsaydı art niyetli artık diyecektim ama o pozisyonu iyi süzdü doğrusu. İki sezon önce bir Kastamonuspor maçı yönetmişti ki tam anlamıyla bizi katletmişti.

Bu galibiyet ile ikinci yarıya daha özgüvenle bakacağız. Ertuğrul Hoca’nın 2 puan ortalamasının 1 puan gerisinde tamamladık. Ancak öyle böyle değil yani gerçekten bu kadar olumsuzluklara rağmen bugün başka şeyler konuşurduk. Ümidimiz de kalmayabilirdi. Düşünün ki yeni yabancı transferlerin elini kolunu bağlamış, Diğer taraftan oyun anlamında beklentinin de çok gerisinde kalmışız. Sürpriz denilebilecek puan kayıpları yaşanmış. Tüm bunlara rağmen ikinciyiz. Tabi İstanbulspor da maçını tamamlayacak ki sıralamamız netleşsin.

Artık yapılacak transferlerde hata lüksümüz yok. İkinci yarı bambaşka bir lig olacaktır. Alt sıralardan kurtulmak isteyenler, orta sırada bulanan bazı takımların ortaya koyacakları performanslar ve üst sırların birbirleriyle oynayacakları maçlar sezon sonu duruma etki edecektir.

Bizim yapacağımız nokta transferler ne kadar iyi olursa bir o kadar puan yarışında önde oluruz. Görüldü ki eğer biraz daha dikkatli olabilseydik şimdilerde ara farkla lider olabilirdik. Hayırlısı artık. Biz Hocamıza güveniyoruz. Futbolcu kardeşelerimizden gidecek olanların şimdiden yolları açık olsun. Emeklerine teşekkür ederim.

İkinci yarıya gümbür gümbür tuttuğunu koparak rakiplere aman vermeyen bir takım görmek dileğiyle artık. Transferler için de bakalım artık nasıl olacak hep birlikte göreceğiz. Ben yine sahaya yansımasıyla bakacağım değerlendirirken. Haydi hayırlsı.

ÖNEMLİ OLAN 3 PUAN!

Kolay gibi gözüküyordu Ankaraspor maçı. Gerçi onların da can havli vardı. Eski Osmanlıspor olarak yer aldıkları liglerde sonrasında el değiştirdi ve nihai ismi ve yakışan olana geri dönülmüş oldu.

Eksiklerimiz çoktu ama kayıp puanlara da tahammül yoktu. Hani eksikler olursa bu maçta olsun denir. Sakatlarımıza bir de kart cezaları eklenmişti.

Gyasi bu sayede 11’de yer buldu. Yine Buğra, Kerem Can’ın yerini aldı maçta. Burak da Nadir’in sakatlığında tek forvet olarak oynadı.

Maçın hemen başında baskıyı kuramadık ama ilerleyen dakikalarda ağırlık koyduk. Yetenekli ama genç oyunculardan kurulu bir takıma karşı mücadele etmekte zorlanıyoruz. Bunu daha evvel de görmüştük Menemenspor, Altınordu ve Bursaspor maçlarında.

Yaptığımız belli denemelerden sonuç alamadık ama ilk ciddi pozisyonu da Beykan ile Ankaraspor ile yakaladı. Çok rahat bıraktık orada oyuncuyu. Buna rağmen iyi kulanamadı.

Buğra’nın sol çaprazdan şutu defansa da çarpmanın da etkisiyle direkten döndü. Rakip adına şans anıydı. Bu dakikadan sonra çok ciddi bir baskı kurduk. Rakip kale önünü adeta abluka altına aldık.

Burak’ın şutunu defans kornere çeldi, Gyasi’nin şutunu da kaleci çeldi. İşte bu baskı defansı hataya zorladı ve Gökhan Alsan çok güzel ceza alanına inince yerde kalmasıyla penaltıyı kazanmasını bildi. Karar doğruydu.

Penaltıyı gole çevirdi Gökhan. Bu golden sonra o yorgunluğu atmak için biraz soluklanalım isteyince topu rakibe verdik. Bunun neticesinde de Ayuk ile gole yaklaştılar. Sonrasında yine toparlanamayınca ilkten çıkarttığımız topun sonrasında Ferhat çok kötü kullanınca kaptırılan top sonrasında Beykan’ın Oğuz ve Boli’ye çok güzel feykinden sonra kalemizde golü gördük. Bu golde Nurullah’ın o boyuna rağmen uzanmalı diyorum. En azından bir adım ile atlaması gerekirdi o topa. Eğer bir level daha atlamak istiyorsa. Bunları yememeli ardık.

İkinci yarıya bu skorun etkisiyle biraz stresli başladık. Boli üst üste hatalar yaptığını gördük. Yine de kritik hamleleri vardı. Yine Buğra biraz daha derli toplu oynadı en azından. Başta biraz bocaladı ama bu yarıda toparladı. Pozisyon üretmelerde biraz daha becerikli olsaydı daha iyi olacaktı.

Çok fazla pozisyon üretemedik. Belki Gyasi’nin bir şutu var kaleci de kalan. Gyasi demişken istekliydi ve bira da becerilerini gösterdi ama hale o kafamdaki beklediğimiz olanı bu değil. Kubilay’ın zamanın da oyuna girmesiyle biraz olsun topa sahip olduk. Ahmethan ile zorlamaya çalıştık rakip alanı.

Nihayet Kubilay’ın ince ama bir o kadar da zarif ara pasını Burak boş çevirmedi ve galibiyet golümüzü getirdi.

Hakem Onur Özütoprak korkuttu maç öncesi. Çünkü aleyhimize verdiği kararlar vardı aklımızda. Penaltıyı tereddütsüz verdi. Yine Beykan’ın kendini rahat bırakmasına aldanmadı. Bir el pozisyonu vardı rakibin çok itiraz ettiği onu da bence iyi gördü. Neticede iyi bir maç yönetti.

Sezonun ilk üç seri galibiyetini aldık. Belki bunun daha fazlasını yapabilirdik. Artık önümüze bakacağız. Kolay maç kazanamıyoruz. Rakibin durumuna bakarak belki daha farklı olabilirdi diye bekledik. Aslında bu mümkündü. Daha becerikli olabilseydik şayet. Eksikliklerimizi de düşününce önemli olan 3 puanı almaktır diye düşünüyorum. Çok şükür kazasız geçtik.

Evet oyuncu kalitesi yedekleri de as gibi olmalı. Nihayetinde hedef şampiyonluk ancak oyuncu tercihlerimizi de gözden geçirmeliyiz ardık. Kadro mühendisliğini yapanlar buna dikkat edecek. İkinci yarı hata yapma lüksümüz yok. Ama önce Adanaspor maçını da kayıpsız geçmemiz gerekiyor.

TEK GOL 3 PUAN!

Boluspor, son haftalar da iyi işler yapmaya başlamıştı. Kendi sahalarında Bandırmaspor’a mağlup olmaları bizi yanıltmasın. Çünkü gerçekten en azından bir çok takıma göre iyi bir ekip olarak görüyorum onları. Kaldı ki bir çok maçta son dakikalarda yedikleri gollerle puan kaybettiler.

Maç öncesi farklı galibiyet söylemlerini görünce doğrusunu söylemek gerekirse 1-0 olsun bizim olsun dedim. Çünkü bizim gol yollarında sıkıntımız var. Hani şöyle leblebi gibi gol atıyoruz durumumuz yok. Diri bir takım karşısında ne denli zorlandığımız malumumuz. Yine de farkı artıracak pozisyonlar bulduk.

Maçın hemen başında kontrollü başladık. Pozisyonlar aradık. Üretkenlik de sıkıntılar yaşadık. Burak’ın çabası görülmeye değerdi, çünkü Guido’un sakin olduğu bir maçta işimize yaradı.

İlk dakikaları atlattıktan sonra oyuna hakimiyet kurduk. Boluspor da kontrollü oyunu seçince bizim avantajımıza yaradı. Bir bakıma işimizi kolaylaştırdı. Burak’ın güzel pasına Gökhan iki hamle de topu ağlara gönderdi.

Golden sonra bir hayli bocaladık. Bu şaşırttı bizi. Boluspor’un bir topu direkten çizgiye çarptı ki Nurullah zamanın da müdahale etti. Yine karşı karşıya kaldıkları bir pozisyon vardı ve top auta gitti.

Boli iki haftadır onbir de. Zamanında hamleleriyle güven veriyor. Bu maçta da yine kritik hamlelerini gördük. Nadir’in sakatlığı eklenmesi son haftalara girerken bizi yine düşündürmeye başladı.

İkinci yarıda Gyasi oyuna girdi ancak ‘ben bu takımda artık yokum!’ der gibiydi. Top kontrollerinden son topları kullanmasına kadar bizleri düşündürmeye yetti. İyi gelişmeler oluyor dedik ama yok olmayacak sanırım. Üstüne koyamadı haftalardır. Belki bir topu kalecinin ayaklarına çarpmasa hadi yine diyecektik ama olmuyor demek ki.

Ahmethan aşırı stresten ve bir şeyler yapma çabasından kaleye vurabilecekken topu Enes’e vermek isterken mutlak gol kaçmış oldu. Yine Gökhan iyi ki o golü attı ve kredisini devam ettirdi. Yoksa geçen hafta olduğu gibi bu maçta da aynı noktadan topu havaya dikti.

Boluspor da penaltı noktasından pozisyon buldu ama top yerden gitmesine rağmen Nurullah rahat kontrol etti ama gerçekten telafisi zor bir dakika olurdu bizim için.

Öyle veya böyle bu maçı kayıpsız geçtik. Bu çok önemliydi. Gerçekten belli başlı durumları elimizi vicdanımıza koyarak değerlendirdiğimiz de Ertuğrul Hoca tüm bunlara rağmen takımını kazanmaya odaklı hazırlamış olduğunu gördük. Özellikle böyle bir baskı altında olarak takımın maç kazanması çok önemliydi. Son haftalar gerçekten teknik heyet ve futbolcularımız için kolay geçmiyor.

Belki farklı kazanmak daha anlamlı olurdu, daha yakışan olurdu ama öncelikle tabelaya 3 puanı yazdırmak şu ortamda önemli. Rakip tabi ki bize kıyas edilmez ama ne puanlar kaybettiğimizi düşününce ‘olsun buna da şükür kazandık ya!’ diyoruz.

Hakem Emre Malok’u anlamak mümkün değil. Bazı pozisyonlar da bize rahat kart gösterirken rakibe toleranslı davrandı. Ancak maça damga vuran hatası da Burak’a yapılan net hareketi görmeyerek penaltımızı vermemesi. Ne hikmetse anlamak zor. Oysa Süper Lig de bunun çeyrek hareketine penaltı veriliyor. İyi ki kazandık. Yoksa inanın telafisi zor olurdu bu hatanın.

İlk yarının son iki maçına girdik artık. Haftaya Ankaraspor ile deplasmanda oynayacağız. Dileriz orayı da kazasız geçerek sezonun ilk 3 maçlık galibiyet serisi yapmış oluruz. Belki maç haftasına göre değilse de üst üste oynadığımız maç programına göre bunu yapmak bizim adımıza önemli olacak. Sonra ki Adanaspor ve ikinci yarının ilk maçı olan Altay il sahamızda oynayacağız.

Maç oynanırken TFF ikinci yarılarda oynanacak maçlar için covid hastalıkları nedeniyle maçların ertelenmeyeceğini ve sahaya çıkmayan takımların yenik sayılacağını açıkladı. Bakalım etkisi ne olacak. Neler yaşanacak, kimler daha çok etkilenecek göreceğiz. Doğrusu bunu biraz da bazı takımların sebep olduğunu düşünüyorum. Hayırlısı biz bu yolun sonun da şampiyon olalım o bize yeter.

MÜCADELE EDİNCE OLUYOR!

Balıkesirspor yaşadığı sıkıntıları aşmaya çalışıyor. Cihat Hoca ile yeni bir başlangıç yaptılar. Aslında lige de fena başlamamışlardı. Eksikleri bize karşı da bir hayli fazlaydı.

Geçen sezon farklı bir atmosferde ve farklı bir lig de karşı kaşıya geldi iki hoca da! İlginç ki yine deplasmandı bizim adımıza skor da benzer oldu.

Yoğun bir stres içinde başladık aslında maça. Hedefler tutmadı. Üst üste aldığımız sonuçlar bizi bir nevi ufak bir kaos yaşatmaya yetti. Başkan Yüksel Yıldırım’ın da yayınladığı ultimatom şeklinde ki mesajları bir anda ne oluyoruz dedirtti. Aslında sonuna kadar haklı. Binbir umutlarla aldıkları takımda tutup güvendiklerinin son maçlarda ki performansı bizi bir anda hedefin dışında tutmaya yetti.

Maç başlamadan daha ya yenilirsek bırakın onu ya puan kaybedersek dahi dedirtti. Oysa bizim bu maçta liderliği perçinleme hedefi daha da ileriye taşıma maçı yani ligi bir anlamda koparma maçı anlamı taşımalıydı.

Gerçekten bunu sürekli yazıyoruz ama işler yolunda gitmiş olsaydı yani hem hastalık ve sakatlıklar hem de yabancıların katkıları beklendiği gibi olsaydı bu yazdıklarım pekala olabilirdi.

Maçın başında daha kontrollü daha rakip alanda topun kontrolü bizde olarak başladık. Bunun semeresini de Gökhan’ın mutlak gollük pozisyonu vardı. Ondan daha klas bir şut beklerdik.

Yine üst üste geliştirdiğimiz ataklar vardı. Burak’ın çabasını gördük bir ara. Sonra Nurullah ile başlayan atakta Guido, Nadir’e çıkarttı o da topu sürdü adam eksiltti çaprazdan sert ve düzgün vurarak kalecinin yanından topu ağlara gönderdi.

Golden sonra tüm takımın Ertuğrul Hoca’ya gitmesi ve sarılması Hocamıza yanlış yok mesajıydı. Güzel bir görüntüydü.

Topu rakip yarı alanda daha çok kullandık. Golü erken bulmanın özgüveni oldu takımda. Burak ile yine gole yaklaştığı anlar oldu. Topu çok kullanan taraf olmamıza rağmen çok sık pozisyon üretemedik. Diğer taraftan bu yarıda rakibe de pozisyon vermedik. Sadece bir şutları vardı onu da Nurullah’ın kontrollünde dışarı gitti.

İkinci yarı rakip biraz daha önde başladı. Pozisyon ararken iyi çıkartılan topu Guido’nun uzun pasında kalecinin hatalı çıkışını iyi değerlendiren Nadir ikinci golünü atmasını bildi.

Balıkesirspor geriye düşmenin de verdiği artık ne olursa olsun mantığıyla geldiği anlarda Eze ile farkı bire indirdi. Erhan’ın rahat pozisyon vermesi burada dikkatimizi çeken undurdu. Ancak maçın genelinde oldukça iyi bir mücadele verdi.

Oyuna sonradan Gyasi belki de hayatının çok rahat golünü atabilecekken kale çizgisi önünden topu auta dikti. Bundan dakikalar sonra da topu Erhan’an çok güzel topu bıraktı ve onun da ortasına Savicevic topu ağlara göndererek skoru da 3-1’e getirdi.

Oyunun özellikle ikinci yarının çoğunda topu rakibe verdik. Bundan dolayı biraz stres yaşadık takım olarak. Bu durum futbolcularımızın maçı kaybetmeme düşüncesinin de etkisi vardı. Gerçi böyle olması da iyi oldu.

Öyle ya son iki maç nasıl olsa alırız yaklaşımıyla çıktıklarından kaybettik. Konsantrasyon anlamında oldukça aşağılardaydık Menemenspor ve Bursaspor maçlarında. Oysa bu maça ne denli motive olduklarını hepimiz gördük.

Bu lig mücadele ligi bu lig ayakta kalma ligi ve hafife almayı asla kaldırmaz. Öyle bir gün rahat oynarım bir gün dişimi sıkarım ile olmuyor. Olmaz da!

Futbolcularımızı bu maçta gösterdikleri mücadeleden dolayı tebrik ediyorum. Gerçekten de her ne kadar zaman zaman oyun sıkışmış olsa da genelinde iyi bir mücadele gösterdiler. Hak ederek kazandılar. Eleştirilen Nadir’de 2 gole imza atarak geceye damga vurdu. İlk gol sonrası kulakları tıkamayı ve oyundan çıkarken ki yaptığı hareketi ben işime bakarım şeklinde algıladık. Gerisi ona kalmış ama yapmasa yine de iyi olurdu.

Haftaya pazartesi sahamızda Boluspor maçımız olacak. Bu maçta da aynı duyarlılık ile sahaya çıkılmasını bekliyoruz. Yine eleştirilen Ertuğrul Hocamız da kendisine düşeni yaptı ve 3 gün gibi kısa bir sürede takımı en azından mantalite olarak hazır hale getirmesini bilmiştir.

Hocamızın istifa istenmesini de şu aşamada zaten sağlıklı bulmayanlardanım. Netice de duruşu ve karakteri ortada, deneyimi ortada. Krizleri nasıl yöneteceğini biliyor. Geçen yıl bu zamanlarda gelişini hep biliyoruz. Çabuk unutuyoruz tüm bunları. Eksiklikler giderilecektir diye düşünüyorum. Önemli olan kalan 3 maçı da almanın yolunu bulmaktan geçiyor.

GENÇLER BİZE FUTBOL DERSİ VERDİ!

Acımız katlandı diyecektim. Ancak futbol bir oyun nihayetinde ve telafisi mümkün. Maalesef giden canların telafisi olmuyor.

Kemal Dikmen’in ve Güven Gümüşdağ Hocalarımızın acısı tazeyken, üstene üstlük bir de Mustafa Kemal Erkanat Bey’i kaybetmenin üzüntüsünü yaşadık. Covid19 tanısınından sonra çok ciddi rahatsızlanmış ve uzun süre yoğun bakımdaydı. Başkanımızın paylaşımından sonra ümitlenmiştik hastalığı atlatacağından ama olmadı. Allah rahmet eylesin ve ailesine de sabırlar dilerim. Elbette Başkanımıza da üzüntümü iletiyorum. Acımız büyük oldu.

Maçın başında Mustafa Erkanat hatırasına tişörtlerle çıkıldı sahaya. Maça başlarken bazı sürprizler yaptı Ertuğrul Hoca.

Gençlerin oluşturduğu takıma karşı bazı isimlere Balıkesir maçı öncesi belli ki yol vermiş onlara güven aşılaması yapmıştı. Ancak bize pahalıya patladı biraz.

Bunlardan Buğra başı çekiyor. Gökhan Alsan yine henüz hazır değil sakatlık dönüşü. Hakeza Gyasi bazen çok iyi görünmüş olsa da bir maçı koparacak durumu gözükmüyor. Zeminde bazen hareket yaparken kayıp durdu. Ne yapacağını düşünürken pozisyonlar uçup gitti. Ha iyi şeyler yaptı mı az ama o değil bizim isteğimiz. Maçı kopartacak bu kadar!

Maçın başında kaçan Guido ile mutlak golümüz vardı. Sonrası yüklenirken Gökhan’ın kaptırdığı topta uyuduk. Batuhan Kör ilk golü atarken ikinci golde de Erhan’ın rakibini rahat ofsayta düşürecekken resmen uyudu. Rahat ve düzgün vurdu dev adamımızı Nurullah’ın bakışlarında ağlara gitti.

Konsantrasyon eksikliği mi beceriksizlik mi? İkisi de vardı. Hocamız da formda değildi bu akşam. Niye bilmiyorum. Çok rahat pozisyon verirken çok rahat atabileceklerimiz defansa ve kaleciye takılarak uçup gitti. Nadir yine hakeza bir türlü o üst düzeye çıkamayanlardan. Çabası var ama sonuca çevirmeli artık.

Özer Hurmacı gibi bir tecrübe düşünün ki takımını son yarım saatte yalnız bırakıyor. Zaten yükleniyoruz rakibe karşı ama sonuç yok. Yalçın ile gol arıyoruz. Kaleciye takılıyoruz. Burak yine defansa takılıyor. Dersen 3. Golü yiyip nakavt oluyoruz.

Oyuna ikinci yarının başında giren Vukan çabalıyor, Kubilay top kaybı yapıyor sonra sakatlanıp çıkıyor. Plumain ne yaptığı belli deği. Zor durum bir hoca için bir yerde güvendiği dağlara karlar yağıyor.

Elbette tüm bunların telafisi var ama önce sahada ne yaptığını bilen olacağız. Bunu en iyi bilen şüphesiz Ertuğrul Hocamız. Ancak Bursaspor’un gençleri sadece mücadele anlamında değil son topu nasıl kullanacağız onun dersini de verdi bizlere. Yaş ortalamaları ortada. İsim isim yazıp uzatmayayım. Ancak oyun okumada da mahirler. Ağabeylerine resmen futbol akıl dersini verdiler.

Menemen maçı sonrası yazımda da belirttim. Konsantrasyon eksikliği bize pahalıya sebebiyet verir. Beraberliğe razı oluruz demiştim ama o dahi olmadı ve korktuğum başıma geldi. Kısacası üst üste iki rahat maçımız toplamda 5 puan kaybı ile sonuçlandı. İki genç takım bize çelme takıp hedefimize ulaşmada sekteye uğrattı.

Başta da dedik tüm bunların telefisi mümkün!

BEKLENMEDİK PUAN KAYBI!

Yüksel Başkan ve Mustafa Erkanat’a acil şifalar dilerim. Durumlarının ciddiyeti Başkanımızın paylaşımlarımızdan da görülmüştür. Bu vesileyle tüm hastalarımıza da acil şifalar dileriz. Salgının durumu vahametini gösterdiği bu günlerde hepimizin azami dikkati elden bırakmadan devam etmesi gerekiyor.

Menemenspor ligde istikrarı olmayan takım görüntüsündeydi. Son haftalar da bu durumu biraz farklı bir ivmeye getirmeyi başardılar. Sürpriz puanlar alma işlevselliğini bizim maça da taşımayı hedeflemişlerdi.

Balıkesirspor maçının ertelenmesi biraz olsun sıkışan bu hafta da rahat nefes aldırmışa benzemiş olsa da rakibin maç yaparak gelmesini avantaja çeviremediğimizi de belirtmemiz gerekir. Kaldı ki onlar bir hafta da 3. maçlarını yaptılar.

Defans hattının sakata gelmesine bir de Ercan’ın covid tanısı eklendi. Yameogo kendisine 11’de yer buldu. Tuzlaspor maçında inanılmaz gol kaçıran Plumain, yedeklerde dahi yoktu bu hafta. Antrenman maçında sakatlanan Guido her ne kadar korkutmuş olsa da sahada yerini alarak en azından yüreğimizi ferahlattı.

Maça istekli ve arzulu başladık. Daha ilk dakikalarda Kubilay ile öne geçmek içten bile değildi. Penaltı noktasına yakın yerde Savicevic’in ortasına gelişine çok da müsaitken vurdu ama top auta gitti.

Böylesi kolay pozisyona girmişken bize bu maçı gollü kazanacağımız hissi vermedi desem yalan olur. Ancak çok geçmeden evlere şenlik bir gol yiyerek geriye düştük. Orta alanda Savicevic’in baskı yapmaması, rakip oyuncunun topu rahat taşıması ve devamında da yine Yalçın’ın, çok rahat geçilmesine bir de Yameogo’nun talihsiz müdahalesi eklendi. Kısacası hatalar zinciri oldu da diyebiliriz.

Golün erken gelmesi her ne kadar şok etmiş olsa da daha maçın başında olmasının etkisiyle futbolcularımız rakip alanda çoğalmaya ve pozisyon üretmeye devam ettiler. Ancak yine de kalemizde ikinci bir gol şansı da vermiş olduk rakibe ki Nurullah başarılıydı.

Guido’nun pasına Nadir iyi bir şekilde vurmasa da defansa çarpan top kaleciyi de aşarak golle sonuçlandı ve beraberliği sağladık.

Maçın başında gelen bu goller bize daha fazla gol olur dedirtti. Ancak yanıldık. Gol kaçırma yarışımız Savicevic ve Guido ile başladı. Rakip ise daha çok kontra ataklarla kanat oyuncularının da rahat bir şekilde gelmesiyle zaman zaman yüreğimizin hopladığı pozisyonlar yaşattı bize.

Ancak hakem maça damga vuran karara imza attı. Önce uzaktan çekim olduğu için bir pozisyon daha var diye not aldım şüpheliydi o pozisyon. Ancak rakip defansın bariz bir şekilde eline çarpan topun görülmemesi mümkün değildi. Net penaltımız adeta gasp edildi. Ne yazık ki yardımcı hakemin dahi görebileceği bir alandaydı o da karışmadı yani girmedi o topa!

Maçın ikinci yarısında da yine bazı net faulleri dahi göremedi es geçti hakem. Son haftalarda atanan üst düzey hakemlerin aksine böylesi tecrübesiz bir hakemin verilmesi bu akşamın da tuzu biberi olmuştu.

Tabi buna rağmen yakalanan pozisyonların cömertçe harcanması, kalecinin de başarılı yer tutmalarının da etkisini eklememiz gerekiyor.

Oyuna sonradan Gyasi, önceki maçlara göre bir tık daha etkili görüldü. Ahmethan’ın saktalıktan dönmesiyle oyuna sonradan girdi. Yine çok çabaladı ama o da kaleciyi geçemeyenler kervanına katıldı.

Kubilay ise istekliydi belki ama o beklediğimiz görünümden uzaktı. Hani daha bir bitirici özelliği olan bir yapıya sahip olmasından dolayı türlü meziyetler bekliyoruz haliyle. Bir de kaptırdığı toplar maalesef pozisyon olduğu anlar yaşadık maçta.

Son anların heyecanla geçtiği maçın berabere bitmesi istediğimiz serinin de daha baştan sekteye uğramasına neden oldu. Her takımın puan kaybetmesi bizim için avantaj görülmüş olsada bir türlü en üste yer alamanın türlü nedenleri de olsa haliyle bir hayal kırıklığı oluşturuyor.

Kısacası gelenler gidenleri aratmamış olsa, talihsiz saktalıklar ve hastalıklar yaşanmamış olsaydı yukarıda tek kalmamak mümkün değildi. Zaten taraftarlarımız da böyle gördüklerinden dolayı da bunu ifade etmekten çekinmiyorlar.

Bursaspor, transfer yasağına rağmen bu haliyle dahi yıpratıcı bir takım. Tuzlaspor maçı ciddiyeti gerekiyor. Menemen maçında biraz rahat çıktık diyebilirim. Ancak Bursaspor karşısında daha konsantrasyonu yüksek çıkmadığımız da inanın beraberliğe razı oluruz.

Ertuğrul Hocamıza güveniyoruz. Elbette eksiklikler de beklenmedik ve planlanın da ötesinde olduğu için mevcutlarla devreyi tamamlayarak en az hasarla ve yukarıdan kopmadan takımı götürmenin düşüncesinde. Artık kalan maçlara bakarak en iyini yapacaklarına inanıyorum.