GÖZLERİMİZ ANKARA’DA OLACAK!

Erkam Reşmen’in, aylar sonra sahalara döndü. Diğer taraftan geçen hafta iyi bir oyun ortaya koyan Aytaç yine kadroda yerini buldu.

İlk dakikalardan itibaren oyunu rakip alana yığan takımımız sonuca erken gitmek amacındaydı. Bunu da Bahattin ile yakalamasını bildik.

Rakip oyunu kirletmeyen, centilmenlikle hareket etti. Tamamen topa konsantre olmasıyla da ayrıca dikkatleri üzerine çeken genç ekip zaman zamanda topa hakim olan taraftı.

Oyunu rahat götüren oyuncularımız, rakibin üzerine gittiklerinde ve tempoyu artırdığında pozisyonları da üreten taraftı. Ramazan Çevik ile yakaladığımız pozisyonlar vardı.

İçeri yapılan ortaya ayağını uzatan Ramazan topa dokundu ancak kaleciye çarpan top kornere çıktı. Ancak hakem topu rakibe verdi. Diğeri de çok iyi bir organize atağımız vardı. Oğuz ile başlayan atakta, Okan çok güzel bıraktı Ramazan’a ama onun dokunuşunda top auta gitti.

Maçın en önemli isimlerinden biri kuşkusuz Abdülkadir oldu. Hem takımı atağa kaldırmada hem de yaptığı asistle her ne kadar gol atamamış olsada takım için çok önemli bir isim olduğunu bu maçtada gösterdi.

Taraftarın muhteşem desteğinin yanında devre arasında Müslüm Gürses’in “Unutamadım!” şarkısına eşlikte yine görülmeye değerdi. Bizim taraftar bu işi biliyor arkadaş!

İkinci yarının hemen başında Abdülkadir’in asistiyle topla buluşan Kubilay topu ağlara gönderdi ve farkı ikiye çıkarttık.

Bu yarıda kendi hatamızdan bir pozisyon verdik. Bura da şunu belirtmek gerekir fark ikiye çıktığında bizim için oyun daha rahat hale geldi. Ancak bura da iştahlı olmak gerekiyor. Çünkü özellikle gelecek maçta oynayacağımız Keçiörengücü maçı bu kadar rahat geçmeyecek.

Elbette her maçın hikayesi farklı. Bu maçın hikayesi de öyle oldu. Genel anlamda rahat götürdüğümüz ve birçok pozisyonu da kaçırdığımız maçtı. Bayrampaşa maçı gibi gergin geçmedi. Bunda hem rakip oyuncuların tutumu hem de golü erken bulmamızın etkisi vardı.

Bir kez daha gördük ki biraz daha çıkışlara dikkat etmemiz gerekiyor. Diğer taraftan da final pasları ve ceza alanında ki yakaladığımız pozisyonları kaleye şuta çevirmek için hızlı hareket etmeliyiz.

Yine hakeme değinmeden geçemeyeceğiz. Bu maçta her ne kadar ona çok iş düşmese ve iki tarafında iyi niyetine rağmen ikili mücadelelerde aleyhimize çok rahat düdük çaldı. Bir de ikinci yarıda beklediğimiz bir penaltı vardı.

Artık gözlerimiz Ankara’da oynanacak olan Keçiörengücü maçında. İsmet Hoca’nın da belirttiği gibi yarı final maçı özelliğinde olan bu maçta beklentimiz elbette galibiyet. Sarıyer’in de mağlup olmasıyla birlikte yerleştiğimiz 2.lik için bu maç liderlik maçı olacak.

Sadece bu maçı kazanmamız yetmiyor elbette. Akabinde oynayacağımız Sarıyer maçı da bizim bu sezon ki en kritik maçından diğeri olacak. Hülasa üç gün arayla kritik iki maç bizim ligde ki yerimizi belirleyecek.

Takımıza inanıyoruz bu iki maçı da lehimize çevirmeyi başaracaktır.

GOL SEVİNCİ GÖRÜLMEYE DEĞERDİ!

Bazen başlık bulmakta zorlanır insan. Bu maçta onlardan biriydi. Maçın içinde bir çok şeyler yaşandı. Her şeye değmesi maçın galip bitirilmesiyle anlam kazandı.

Kağıt üzerinde favori olmak önemli ama sahada kazanılması gerekiyor. Maçı izlemeyen maçın skoruna göre herhalde çok rahat kazandığımızı düşünebilir.

Geçen hafta Kastamonuspor maçı sonucuna hepimiz üzüldük. Sadece futbolcular değil, teknik heyet ve yöneticilerde dahil tüm taraftar. Bunu en iyi başkan biliyor! Sahada ki mücadeleyi de yazıyoruz, durağan futbolu da.

Futbolcularımıza düşen cevap hakkı sahada olmalıdır. Kimse niyet okumuyor zaten. Herkes üzerine düşeni yapmalı diyoruz. Önce futbolcular buna katkı sağlamalıdır.

Bayrampaşa en az bir puan için çıktı sahaya. Bunu ilk dakikadan itibaren belli etti. Orta alanda yaptığı baskıyla takımımızı durdurmaya çalıştı. Bundan bir nebze de başarılı oldular.

Özellikle yarı alanda çıkışlarımız istenilen ölçüde olmayınca her ne kadar atak görünmüş olsakta pozisyona dönmesi istenilen ölçüde değildi.

Rakip attığı uzun toplarla pozisyon üretmeye çalıştı. Bazen de orta alanda yaptığı baskıyla kaptıkları toplarla. Buna hem Cenk’in cezası nedeniyle oynayan Aytaç ki bence iyi bir maç çıkarttı hem de Nuri’nin müdaheleleri vardı.

Hani final toplarını iyi değerlendirme diyoruz. Futbolcu elbette şutunu çekecek, vuracak ama daha garantisi varsa öncelikle onu düşünecek. Nuri o şutu çekeceğine, Kubilay’a pas verecek bu bir refleks olacak.

İleride ilk yarıda Abdülkadir’in biri ıskaladığı diğeri de müthiş şutunu kaleci önledi. Bir de direkte patlayan Kubilay’ın topu vardı.

İkinci yarıya rakip hızlı başladı ve ilk saniyelerde kalemizde etkili şutlarını Ahmet kornere çevirerek önledi.

Oyun hakimiyetini kurduktan sonra rakip alanda pozisyonlarımız gelmeye başladı. Dakikalar ilerledikçe bir türlü istenilen, beklenilen ve aranan gol gelmedi.

Bu durum haliye futbolcularımız üzerinde stres oluşturdu. Bunun neticesinde Erhan Şentürk önce rakip futbolcuyla girdiği dalaşmadan ilk sarıyı gördü daha sonra da ikinci sarıdan kırmızıyla on kişi kaldık.

Herşey aleyhimizeydi. Hakemin vermediği penaltıya bir de on kişi kalmamız eklenmişti. Gözler sahadaki oyuncularımızın ne yapacağına çevrilmişti.

Taraftar bu şoku atlatınca müthiş bir destek verdi. İşte taraftar böyle olur diye haykırıyordu. Sahada da kıyasıya mücadele vardı.

On kişi kalan biz değil rakipti sanki. Yere yatanın kalkmadığı, hiçbir şey yokken kendisini yere bırakmalar, vakit çalmak adına akla gelmedik işler anlayacağınız.

Tüm bunlara rağmen, sağlı sollu rakip alana oyunu yığdık. Buna rağmen Abdülkadir’in kafa topunun kaleciye gitmesi, topların defanstan dönmesi derken vakitte iyice daralmış ve uzatmalar oynandığı anlarda…

İşte o anlar artık tüm her şeyiyle ortaya çıkacağı anlar oluyor. Kubilay’ın içeri dalışı şutunu atışı yine kaleciden dönmesi ve dönen topa Okan’ın kafası…

Beklenen gol gelmişti. Ya o sevinç hem golü atan Okan’ın hem yedek kulübesiyle sahada ki oyuncularıyla o sarmaş yumağı denilen sevinç doğrusu tekrar tekrar izledim doyamadım…

Sezon başından beri bunu bekliyorduk. Bunu yazıyorduk bunu istiyorduk. Okan Dernek haftalardır artırdığı performansını kritik belki de şampiyonluğun yolunu açan golü atarak almıştı ödülünü.

Bu golle tribünler coştu, televizyondan izleyenler coştu! Sosyal medyadan gözyaşlarıyla izledik diyenler oldu. Neler oldu neler? Sadece gol olmadı adeta bir şehir ayağa kalktı…

Oyuna sonradan giren Bahattin’in attığı gol ile de güne kapanışı vermiş oldu. Onu da tebrik ediyoruz. İstiyoruz ki hep atsın hep sevinsin hep sevindirsin. Çünkü her futbolcumuzun performansının iyi olmasını isteriz.

Keçiören’in puan kaybettiği haftada kazanmak son derece önemliydi. Haftaya Bayrampaşa dileriz ki Keçiören karşısında da aynı direnci göstersin.

Hakem A klasmanmış. İyi güzel de hep mi aynı mantık var sizde “Aman Samsunspor için düdük çalmayayım!” Zaten bunu beklemiyoruz. Adil olun istiyoruz.

Nuri’nin pozisyonu tartışmalı olabilir ama Enes’in düşürülmesi hangi maç olursa olsun penaltı çalınırdı. Bunu da es geçtin. Rakibin gereksiz vakit çalmasına, ikili mücadelelerde verdiği kararlar ile beklenenin altında maç yönetmiştir.

Kalan her maç final! Hepsine talibiz. Bir bir geçeceğiz ve sezon sonunda hak ettiğimiz yerde yani liderlikle bitireceğiz.

ÜÇ GÜNDE NE DEĞİŞTİ?

Rakip takımı hiç yazmak istemiyorum. Çünkü biletten maç öncesine sonrasına hatta maç içinde yaptıklarıyla Başkanlarının sosyal medyadan “vizyon” kelimesine hiçte uymayan görüntüler ve olaylar vardı. Kelimeden öte geçmeyen uygulamalarla kulübün vizyonu olmuyor.

Maçta içeri giremeyeceğini bile bile kilometrelerce ötedelerden gelip orada beklemek. Her kulübe nasip olmaz böyle taraftar.

Maçın hemen başında rakibin şutları vardı kalemizde. İki takımda orta alanda kıyasıya mücadele etti.

Burada üstünlüğü belirleyecek unsurlar topu daha iyi kullanmak veya duran toplar olacağı görüntüsü vardı.

Son maçlarımızın aksine daha durağan ve kontrollü başladık oyuna. Hani rakibe ileride basan, onları hataya zorlayan görüntümüz yoktu.

Bodrumspor maçı sonrası İsmet Hoca’nın, “panik oynuyoruz!” dediği buysa bence tam tersine daha etkili ve rakibi bunaltan bir durumdu. Elbette pas hataları ve final toplarında sıkıntımız oluyordu. Buna çözüm istiyorduk. Yani daha az hataya inmeliydik.

Maçın genelinde Kubilay’ın durduğunda takımın atak yapmakta zorlandığını daha iyi hissettik. Rakibin orta alanı kalabalık yapıp, kendi yara alanında defansı çakmasıyla pozisyon üretmekte zorlandık.

İlk yarıda Abdülkadir’in serbest atışını kaleci yine aynı güzellikle kornere çeldi. Bunun dışında çokta pozisyon yoktu. İki takımda birbirine üstünlük kuramamıştı.

Tam da ilk yarı golsüz bitecek derken bir anda üst üste gelişen atak sonrası kalemizde golü gördük. Elbette faulü yazacağız!

İkinci yarıya daha süratlı daha iştahlı ve rakibini bunaltan bir Samsunspor görürüz düşüncemiz vardı. Ama bu düşüncede kaldı. Rakibin tam manasıyla kendi yarı alanında kalıp kontra atak oyun tercihi pozisyon üretmemizde sıkıntı yaşattı.

Buna rağmen Abdülkadir ile gole yaklaştık. Yine sahada çokta varlığını göremediğimiz Bahattin’in uzaktan zayıf şutunu. Bahattin hep istekli yazmıştım diğer maçlarda sonradan oyuna girişinde. 11’de başladığı bu maçta patlama bekledim ama boşa düştük ne yazık ki.

Tempoyu artıramadığınız, rakibi bunaltmadığınız zaman sonucu da değiştiremezsiniz. Tabi ilk yarıda rakip defansın ters vuruşunda gole yaklaştığımız durumlar hariç. Böyle de olsa rakip alanda daha fazla olmalısınız. Derinlemesine topları daha fazla denemeniz gerekiyor.

Rakip defansın arkasına sarkmadığınız zaman karambol toplarına kalıyoruz bu şekilde yakaladığımız pozisyonlar rakip defansta eridi.

İsmet Hoca, son maçlarda yaptığı değişikliklerle maça damgasını vuruyordu. Ancak bu maçta yaptığı değişiklikler ve hatta maça başlama kadrosu da yine eleştirilecektir. Çünkü defansta deneyimsiz bir Enes yerine ters ayakta olsa İshak’ı tercih etmek mümkündü.

Orta alana cezalı Okan yerine Savaş doğru hamleydi. Ama inanın Okan’ı gözlerim aramadı desem yalan olur. Çünkü rakibe basan ve top için savaşan bir adam Okan. Savaş daha teknik daha ofansif ama bunu göremedik.

Fark oluşturacak oyuncularımız etkisiz olunca son maçlarda ki gol atma alışkanlığımızda devam etmedi.

Gelelim Hakem Ferhan efendiye! Bu hakem iki maçımızı yönetti. İkisinde de bariz hatalar yaptı. Birinde mağlup olduk diğerinde ucuz kurtulduk ki galip geldik. Maç öncesi ismi açıklanınca herkes eyvah dedi.

Maalesef yine sonuca etki eden kararlar verdi. Önce Ahmet’e yapılan faulü görmezden geldi ve sonrasında kalemizde golü gördük. Yine ikinci yarı Onur’un ceza alanında çekilip indirilmesini görmezden gelip penaltıyı çalmadı.

Korner beklediğimiz pozisyonda aut verdi. Top toplayıcı çocukla oynayıp rakip gibi dakikalardan çalıp oyunu soğuttu. Oğuz itiraz etti de hızlandırdı kararını. Yine İsmet Hoca’nın itirazında oyunu durdu. 4. Hakemin yanına kadar gelip bilgi alarak vakit geçirdi!

Anlamak zor tabi. Kötü oyuna birde hakemin aleyhimize kararları eklenince sahadan ağır bir yara alarak çıktık. Kazandığımız maçlarda ki hakem hatalarını da yazdım. Ne yazık ki korktuğumuz başımıza geldi.

Tabi ister istemez “Atanan hakemlerin futbolcular üzerinde etkisi oluyor mu?” sorusu geliyor aklımıza. Pekala mümkün!

Üç gün içinde oynadığımız iki maç arasında ki oyun ve mücadele farkını inanın izahta zorlanıyoruz. Bizler sahada gördüğümüzü yazmaya çalıyoruz. Kim istemez ki galibiyet. Ama futbolcularımız durumun vehametini artık görmeliler diyoruz da vakit yok süre bitmek üzere! Tren kaçtıktan sonra telafisi zor oluyor!

HAKLI GALİBİYET!

Bodrumspor, ligin sonuçlarıyla dikkat çeken bir takım. Özellikle Türkiye Kupası maçlarında aldığı sonuçlarla ne denli dikkat edilmesi gereken rakip olduğunu göstermişti.

Ankaragücü taraftarlarının Antalyaspor deplasmanı dönüşünde geçirmiş olduğu kaza sonucu vefat edenler için yapılan saygı duruşu kulüp yöneticilerimizin girişimleriyle olması taktir edilecek incelikteydi.

Yağmurlu ve soğuk bir hava vardı Samsun da. Buna rağmen durgun giden bilet satışlarının son gün artmasıyla birlikte doluluğun 15 bini geçtiğini düşünüyorum. Yine kulüp yönetiminin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü olması nedeniyle iki gün önceden olmasına rağmen bayan taraftarlarımıza tribün jesti de alkışa şayandır.

Zorlu geçeceğini düşündüğüm maçlar arasındaydı Bodrumspor maçı. Ne yapacağı belli olmayan enterasan bir takım. Tecrübeli isimlerin dikkat çektiği takımın içinde on birde başlayan Göksu ve yedekten oyuna giren Mustafa Sevgi vardı bizde yakın zamanda oynayanlardan.

Bodrumspor’un başında olan Engin İpekoğlu’nun zemine ayak bastığında neler düşündüğünü doğrusu merak ettim. Belki de bunun için kısa sürdü basın toplantısı.

Samet Asatekin’in 11 de başladığı maçta, Onur ve Ramazan’ın yedeklerde dahi olmaması dikkatlerimizi çekti. Samet, oynadığı ilk yarı boyunca sakatlığının etkisinde olduğunu gördük.

Maçın hemen başında rakip alanda baskıyla başladık. İleride çoğalıp golü erken bulma niyetimiz vardı. Bunun içinde kanatlardan indik, orta alandan gittik. Özellikle Okan’ın uzaktan şutları dikkatlerden kaçmadı.

Hırslı ve sürekli rakibi ısıran bir görüntüsü var Okan’ın. Boşluk alanı bulduğunda dikine giden bir yapısı var. Üstüne koyarak devam ediyor ve İsmet Hoca’nın da vazgeçilmezi oldu.

İlk yarıda Erhan ve Abdülkadir’in kale önünden kafa vuruşlarının autla sonuçlandığı pozisyonlarımız vardı.

Kubilay, ilk yarıda ki oyunuyla bizi üzdü belki ama ikinci yarı oyuna ağırlığını koymasını bildi. Kalitesini konuşturdu adeta.

İlk yarıda rakip oyunu dengelediği anlarda, Nuri’nin hafif dokunuşuyla kendini yere bırakan oyuncu sayesinde öne geçme fırsatı yakalayan taraf Bodrumspor oldu. Penaltı atışında Ozan topu auta gönderince rahat bir nefes aldık.

İkinci yarıda Samet yerini Bahattin’e bıraktı. Üçlü forvete geçip skor üretme niyetinde olan İsmet Hoca bunun da neticesini ilk dakikalarda aldı.

Nuri hatasını telafi edercesine Kubilay’ın güzel ortasına iyi yükseldi ve kafa vuruşuyla topu ağlara gönderdi. Son zamanlarda görmek isteğimiz duran top organizasyonuydu. Kubilay-Oğuz  ver-kaçı sonrası Kubilay’dan geldi orta.

Rakibin üzerimize daha fazla geleceği ve boşlukları bulacağımız dakikalar başlamıştı. İşte bu anlarda sahne alan Kubilay, uzaktan sert ve düzgün vuruşuyla topu ağlara gönderdi ve farkı 2’ye çıkarttı.

Kubilay, bulduğu boş alanda topu uzun sürerek attığı şut direkten geri döndü. Eğer gol olsaydı sezonun en iyisi olmaya namzetti.

Bodrumspor, maçın içinde zaman zaman denediği defansımızın arkasına attığı toplar vardı. Bunlardan ilki ofsayt ile sonuçlandı. Birinde Ahmet başarılıydı. Ancak bu kadar rahat paslarına izin verirseniz cezayı da keserler.

Neyse ki suskun golcü Erhan Şentürk devreye girdi ve attığı şık golle fark tekrar 2’ye çıkmış oldu. Enes’in gelen ortaya kafayla Erhan Şentürk’e asistini de kaydetmeliyiz.

Oyundan iyice düşen rakip karşısında farkı artırabilecek pozisyonları bulduk. Son dakika da bu sefer hakem lehimize verdi penaltıyı. Sezon içinde kazandığımız ikinci penaltımızdı. Bahattin, topu havaya dikmesiyle 4.golden olduk.

Oyunun genel olarak hakimiydik. Kubilay’ın oyuna ağırlığını koyduğu anlarda daha fazla üretken olduk. Bahattin, istekli amenna! Ancak pozisyonları artık daha iyi okumalı ve bunları isabetli şuta çevirmeli.

Abdülkadir, yine çalıştı ama bu kez o kaleye şutlarını çok fazla göremedik. Daha çok ceza alanında topla buluşturmamız gerekiyor. Ancak sahada her zaman varlığını hissettiriyor. Bazen golcüler gol atamasa da büyük işlere imza atarlar. Yani alan açarlar, rakip eksiltirler ve sürekli rakip defansı rahatsız ederler.

Zaman zaman konsantrasyon düşmeleri yaşadığımız görülüyor. Sanırım bunu kenar yönetimde görüyordur. Diğer taraftan istek, mücadele ve pozisyon üretkenliğimiz en büyük artılarımız artık.

Daha önceki haftalarda, sezonun bitimine yakın bu baskıyı, stresi ve psikolojik olarak etkiyi kim daha olumlu kullanırsa bir adım öne çıkmaya yakındır diye belirtmiştim. Şimdi bu haftalara yaklaşıyoruz. Artık hataların telafisinin mümkün olmadığı zamanları yaşayacağız.

Hakem her ne kadar sonuca etki eden kararlar vermemişse de zaman zaman Kubilay’ın kaldığı tekmeleri göremedi. Kaleye yakın yerde kazanabileceğimiz faullerdi. Aleyhimize verdiği penaltıyı Nuri’ye yazıyoruz. Rakibine arkadan belki sert müdahale etmedi ama dokunması bile yetiyor malum.

Hakemlerin çaldıkları her düdük sonrası bizlere güven vermediklerini belirtmeliyim. Her pozisyonu mercek altına alır hale geldik!

Rakiplerimizin, puan kaybetmeleri ve bizim kayıpsız gitmemiz gerekiyor. Bu durumda ayakta kalan yarışı önde bitiricektir.

Dilerim ki sezonun sonunda gülen taraf biz olalım. Şimdi önümüzde yine zorlu bir deplasman var. Kastamonuspor gibi yarışın içinde bir rakiple karşılacağız. Elbette deplasmanda kazanmak için gideceğiz. Bu maçta ki gibi arzulu ve mücadeleci oynadığımızda galibiyetle döneceğimizi düşünüyorum.