HAKEME RAĞMEN KADIKÖY’DEN PUAN ALDIK!

Taraftarımız her zaman ki gibi deplasmanda takımlarını yalnız bırakmadılar. Takımlarını maç boyunca destekleyerek haklı puan içinde beraber sevindiler.

Maçtan önce Başkan Yüksel Yıldırım ile bazı gazeteci ve eski teknik direktör arasında yaşanan polemikler hepimizi derinden üzdü. Özellikle de bizde çalışmış bir insanın hiç hoş olmayan tavırları vardı. Tıpkı troller gibi saldırgan ve üslupsuz tavırları kalıbının adamı değilmişsin dedirtti. Yazık gerçekten yazık!

Neticede Başkan da kulübün menfaatlerini her daim savunacak ancak onun da hangi yayına çıkacağını seçmesi gerekiyor anlaşılan.

Maçın yarı sahamızda geçeceği zaten beklenen bir durumdu. Sıralamaya bakınca 2. ve 3. takımın maçının normal şartlarda daha dişe diş olması gerekiyordu. Ancak bariz güç dengesi buna çokta müsade etmiyor. Bir de Hakemin ismi açıklanınca “Tamam var bir art niyet!” dedik hep birlikte. Cihan Aydın kendince kararlar verdi ama bir çoğu hatalıydı.

Daha maçın en başında Marius’a gereksiz sarı kartı vardı. Hemen akabinde de Celil’e. Böylelikle “Sizi yakacağım ilk fırsatta!” sözünü beden diliyle söylemiş oldu. Nitekim mutlak penaltı beklentimiz de yine güme gitti. Holse’yi rakip futbolcu hem eliyle hem ayağıyla inceden düşürdü ve koşu imkanını bozdu. VAR da uyudu bu esnada! Herhalde gelen yabancı hakemde kim kiminle karşılaşıyor ana bakıyor. Yada döner ayran bu işi idare et bakalım deniyor! Şaka gibi ama bize bunu yazdırıyorlar işte.

Nihayetinde hiç alakasız bir şekilde Marius’u 2. sarı kart ile attı Cihan Aydın! Üstelik rakip futbolcuya sarı kart vermesi gerekiyordu itiraz ettiği pozisyonda. Düşünün 10 kişi bırakmışsın takımı Okan haliyle zamana oynayacak hop ona da sarı kart az hareket yapsa onu da atacak! Bu kadar güvensiz bir yönetim yaptı hakem bize karşı.

Zaten bizim adımıza da konuşulacak olan hakem hataları ve maça damga vuran Okan’ın kurtarışları oldu.

Rakibin hafta içinde Avrupa maç yorgunluğunun etkisi maç içinde kendisini gösterdi. Bundan dolayı aslında rakip alanda daha çok görünmeyi bekledik Ancak ofansif anlamda bunu çokta yerine getiremedik.

Ataklarımız olgunlaşmadan bir çoğu bitmiş oldu. Haftalardır oynamayan rakip kaleciye şut çekemeden maçı bitirmekte bizim adımıza hiç hoş olmadı diyebiliriz.

Bunda rakibinde yine gol yemeden atmak için gösterdiği gayret de eklenince bizim pozisyon üretme becerimiz bir hayli düştü. Birde son yarım saati 10 kişi oynayınca ki o dakikadan sonra daha çok rakip alanda gözükmeye başlayacaktık ki hakem buna müsade etmedi. Artık ataklar bunaltınca Reis’de oyuna sonradan aldığı Muja’yı çıkartıp yerine Bedirhan’ı aldı.

Neticede böyle zorlu bir maçtan puanla dönmek güzeldi. Hele ki yakın rakiplerin de puan kayıpları yaşamasından sonra. Artık milli maç arasından sonra oynayacağımız Kasımpaşa maçı bizim içinde ayrıca öneme sahip oldu.

Tüm takımı ve teknik heyeti kutluyorum. Dilerim daha da iyi oluruz yaklaşan şu son maçlarda.

GALİBİYET İYİ OLANIYDI!

Taraftar maçın önemine inanmmış ki gereken önemi göstermemiş. Nasıl olsa yeneriz de olabilir Pazar günü verilen iftar sözleri de! Hadi bakalım bu kes öyle olsun. Yerini alanlara teşekkür etmek de bize düşer. 

Maçın hemen başında Marius’un baskısıyla kapılan top sonrasında Soner ile golü bulduk. Bu önemliydi ilerleyen dakikalarda sıkıntı yaşatabilirdi en azından bu aşılmış oldu. 

Soner yine iyi yer alıp Bola’nın pasını gol yapınca maç erken bitti havası esti. Adanademirspor kalecisinin morali de bozulunca biraz da sakatlık eklendi oyundan çıkmayı tercih etti. Geçmiş olsun. Olur böyle şeyler artık.

Skor ne olursa olsun oynamaya çalışan rakip farkı bire imdirdi. Gol Var’dan geldi. Gelen görüntü de bize ofsayt dedirtti. Çünkü Marius’a daha geride olmasına rağmen ofsayt verilmişti. 

Ntcham haftalar sonra 11’de başladı. Belki vasatı aşamdı ama belli anlarda etkili  paslarla pozisyon sayımızın artmasında önemli katkı yaptı. 

İlk yarının son anlarında penaltı bekledik ancak hakem devam dedi. Oysa Emre’ye açık bir tekme vardı rakipten. 

Marius gol kaçırma yarışına girdi adeta. Gerek kafayla gerekse karşı karşıya inanılmaz goller kaçırdı. Yine Schindler de bir iki pozisyon var. Bir de Yunus Emre’nin kale önünden şutu auta gitmesi ve son anlarda da Muja’nın mutkak pozisyonda gol atamaması bizlere saç baş yoldurdu. 

Neyse ki Emre Kılınç devreye girdi de 3. Golümüzü atarak bizi rahatlattı. Buna karşılık Adana Demirspor da az da olsa etkili geldi ve bu kez de frikik golüyle farkı 1’e indirdiler. 

Takım olarak biraz rahat kazanırız anlayışı pahalıya sebep olabilirdi. 

Bu maç Fenerbahçe maçı öncesi mutlaka kazanılması gereken bir maçtı ve bu açıdan önemli bir galibiyet oldu. Takım hata yapmadı en azından. Ancak son haftalarda kaleyi kapatamadık bu biraz düşündürücü. 

Sarı karı vermeyen penaltıyı vermeyen ofsayta gol veren hakemleri izledik yine bugün. Nedeni belli hakemler bir şekilde Samsunsporumuzun önüne engel koyarak diğer takımların bizi geçmelerini sağlamaya çalışıyorlar.

Neyse ki kazaya sebebiyet vermeden bu maçı kazanmasını bildik. Takım olarak bundan sonraki maçlara daha dikkat etmemiz gerektiğini de gördük. Artık haftaya maçta daha iyi konsantrasyon olup elimizden gelenin 

En iyisini yapacağız diye düşünüyorum. 

Bir şekilde bu maçı kazası tamamlayan takımımızı da kutluyorum. 

HİÇ YOKTAN İYİDİR!

Göztepe kulübünün anlamlı video klibi sonrasında oluşan olumlu hava bir anda taraftarlar arasında da yayıldı ve maça farklı bir anlam kazandırdı. İki köklü ve tarihinden önemli anlamları olan camiaların bu yakınlaşması tüm kamuoyundan takdir topladı.

Ramazan ayının etkisi ve deplasmanın uzaklığıyla az görülse de yine de takımını yalnız bırakmayan taraftarlarımız büyük bir alkışı hak ediyorlar.

Maç rakip taraftarın oluşturduğu güzel ambiyansla başladı. İlk ciddi atak da Emre’nin derinlemesine ara pasıyla Holse’nin şutuyla geldi. Holse topu dışarı attı ama Marius’u düşünemez miydi dedik.

İlk yarı oyun anlamında vasatı aşmayan görüntümüz vardı. Ntcham bu kez kart cezalısı olarak kadro da yoktu. Diğer taraftan Dimata ekstra yapabilecek potansiyele sahipken o da yokları oynadı. Yine Holse daha iyi olmadığında takım duraklıyor adeta.

Tam ilk yarı golsüz bitecekken bir anlık kademe hatamız kalemizde gole sebebiyet verdi. Drongelen adamını kaçırdı ve Okan da ona bıraktı ve çıkmadı. Kale önüne yapılan orta da rakip oyuncunun dokunması da yetti.

İkinci yarıya biraz hareketli başlayacak taraftık ancak yine kontrollü oyunu tercih ettik. Drongelen’in gereksiz şekilde uzakta olan Okan’ı topa beklemesiyle rakip oyuncu cezayı kesti ve bu büyük hata ile farkı ikiye çıkaran gol geldi rakip adına.

Artık kaybedecek bir şeyi olmayanların saldırması da kötü olur anlayışıyla rakip alanda bir an evvel gol arama çabasına girdik. O anlarda Emre kale önünde görüldü ama rakip oyuncunun müdahalesine korner verdi bir önceki hareketi hakemler tarafından es geçildi ve mutlak penaltımız es geçildi. Çünkü rakip oyuncu Emre’nin ayağına vuruyor ve topa müdahalesini engelliyor.

Buna rağmen oyunda kalan futbolcularımız rakip alanda kalmaya devam ettik. Celil’in baskısı ile Holse’nin de topu kapmasıyla başlayan atak sonrasında Emre’nin güzel ortasına Schindler’in uzak kafa vuruşuyla umutları artıran golümüz geldi.

Yine Emre’nin yüzünde patlayan tokatı es geçen hakem yine ciddi beklentimizi boşa çıkarttı. Artık maçın son anlarında bu kez Bola taç atışı sonrasında Emre’nin pasıyla Bola’nın müthiş ortasına gecenin hatalar adamı Drongelen tarafından kafa vuruşuyla geldi ve takımı adeta ipten aldı. Yine Soner daha dikkatli hareket etmiş olsa bir son anda yine galibiyet golümüz de gelebilirdi. O pozisyonda tercihini kötü yaptı ve sonrasında da maç bitti.

Hatalar akşamıydı. Hakemin kartları da öyleydi. Mesela Holse’ye çıkan sarı kart tam bir komedi olarak kayıtlara geçti. Vermediği sarı kartlar da rakip adına yazıldı. Tuhaf bir maç yönetti. Alt ligde yıllar evvel bizim maçı yönetirken daha dikkatliydi ancak bu ikinci maçımızda da ciddi hatalara imza atmayı başardı.

Kulübümüzün, hafta içi Tff’ye, kritik maçlarımızı yabancı hakem yönetsin başvurusu da ne denli haklı olduğumuzu göstermiş oldu.

Saha içinde Holse’nin oyun düşüş Ntcham’ın olmasa da yedekte olması muhtemelen de yedekte olacaktı ama yine de gözler o ekstraları arıyor. Ara pasları bir anda patlayan şutları, oyunun akışını değiştiren unsurları aradı. Celil mesela çok iyi mücadele ediyor ama daha ekstraları da gözlerimiz aramıyor değil.

Yine de böyle kısıtlı kadroya rağmen bu takımın haftalardır 3. olması ve Avrupa adına da büyük bir aday oluşu mutlaka takdiri hak ediyor. Adana Demirspor maçı da yine benzer şekilde mücadele ile geçecek bir maçtır. Kimse basit bir maç olarak bakmasın. Kendisini gösterme çabasında olan futbolcuların can yakma gibi bir özellikleri var. Nitekim lige havlu da atmış olsa da, takım bireysel anlamda kendisine takım bulmak isteyecek olanlar futbolcuların mücadelesi göz ardı edilemez.

Buna karşılık bizde yine mücadele ederek ve oyunu geliştirerek bu maçın üstesinden geleceğimizi düşünüyorum. Kolay olmayacak.

Artık tüm ipler elimizde, kazan kaybetme puanları kap 3.lüğe devam et! En yakın Bjk takımı o da son haftalarda çıkış içinde. Yine de bu takım büyük işler yapıyor. Devam etmesi en büyük dileğimiz.

ÖNCE SEVİNDİK SONRA ÜZÜLDÜK!

Yoğun kar yağışı vardı 2 gündür. Ara ara yağıyordu ama yine maç saati ne olur kestirmek güçtü.

Belki de bir çok taraftar da maça ilgi göstermemesinin nedeni “iptal olur” düşüncesiydi. Özverili çalışmayla maça hazır hale getirildi zemin. Tebrik etmek gerekir.

Bu havaya rağmen yine takımının yanında olan taraftarlara ayrıca teşekkür etmek isterim.

İlk yarı boyunca ıyuna hakim olan rakibe fırsat vermeyen bir takımımız vardı sahada. Bunu da 2 golle süsledik. 

İlk gol Samet’in kendi kalesine attığı gol olsada Zeki’nin ortasıyla giden toptu. Diğer gol de iyi bir organizasyon ile Emre ile golü bulduk.

İkinci yarıya başlarken özellikle de ilk dakikalar önemliydi. Çünkü kaybedecek bir şeyi olmayan rakip can havliyle saldıracaktı. 

Nitekim 3 değişiklikle oyuna başlayan Rizesipor ilk dakikalarda golü attı ve maçın içinde olmayı başardı. Buna karşılık bizim oyun olarak zaman zaman gole yaklaştığımız anlar olsada kaleyi bulamadık.

Kritik an ve maçın kader anı da Schindler’in yerde kaldığı ve devam kararı verilen pozisyondu. Samet çok bet bir şekilde Schindler’in yüzüne eliyle vurdu ve karar penaltı olmalıydı. 

Oyundan düşünce bir de son dakikalarda beraberliğe gelince maçta bir anda alevlenen rakibe kaşılık veremedik ve çok rahat pozisyonda skoru belli eden golü yedik. Üzücü bir mağlubiyet oldu 

Değişiklikler şaşırttı bizi. Ntcham maç bitti mağlubiyet alınmış hadi kurtarıcı olarak gir oyuna mantığı olmadı. Reis Nanu’yu aldı oysa yoktu  sahada. Bugün son haftalara rağmen iyi görüntü veren Holse çıkması da yanlış tercih oldu. 

Bu tür hamlelerle her zaman kazanan Reis Hıca bu kez mağlubiyet aldı!

Oyuna hakimiyetiyke öne çıkan takım el freni çekilmiş gibi oldu böylelikle. Canınız sağolsun ne diyelim.

Bu kadar soğuğa rağmen maça gelenlere üzülüyor insan. 

Haftaya Göztepe ile ne olur bilinmez ama Marius ve Bola’nın dönmesi önemli bir avantaj ki bugün de görüldü. Bu deplasmandan dolayı öne geçtiğimiz ilk yarıyı ikinci yarıya  taşıyıp kazanmamız önemli olacaktı. İlk yarıda sevindik ama ikinci yarı son anlarda da olsa üzüldük. 

Bugünlere kadar buraya getiren takıma destek vermeye devam edilmesi gerekiyor. 

SAMSUNSPOR’A YAN BAKILMIYOR!

Bu başlık bizim çocukluğumuzda o zaman gazete manşetlerini süslerdi! 

Sürekli alınan başarılı sonuçlardan sonra ve ligin zirvesinde olduğumuz yıllardı o yıllar tıpkı bugünlerde olduğu gibi.

Konyaspor taraftarları maç öncesi jest yaparak ağırladı maça giden taraftarları. Güzel görüntüler vardı. Onlar içinde önemli ve kritik maç haline gelmişti. Buna rağmen dışarıda bir çok maç öncesi olan olumsuz görüntüler yaşanmaması önemliydi. Çok daha naifliklerin olması bizim de ayrıca değimemize neden oldu. Yazmasak ayıp olurdu.  Teşekkürler Konyaspor taraftarları.

Elbette maç sahada oynanıyor. İki takımda buna yakışır mücadele ettiler. Lakin Hakem Yasin Kol bu kritik maçın hakemi olmadığını gösterdi. 

Bola! Ah Bola madem böyle şutları atıyordun da daha evvel nedeydin? Muhteşem goldü. Hemen maçın başında Emre baskısıyla kazanılan top sonrasında oluşan boşluğu iyi gören Bola şık bir gole jeneriklik bir gole imza attı. 

Golü erken bulmamanın avantajıyla oyunu da istediğimiz gibi kontrol ettik. Rakip etkili olmaya çalıştığı anlarda da iyi şekilde müdahale ettik pozisyonlarda. Rakibin etkili isimlerine fırsat vermedik. Defans hattımız günündeydi. 

Tempoyu biz ayarladık maç boyunca. Konyaspor çaresizlik içinde doldur boşaltlara geçti çoğu kez. Bu da bizim işimize geldi. 

Eğer Marius 2 net pozisyonda golü atabilseydi daha erken kopartacaktık maçı. Önce aşırtmayı denedi olmadı, sonra Emre’nin iyi pasında kale önünde topu ağlar yerine kaleciye nişanladı.

İkinci yarıda çok etkili olamadı rakip. Yusuf Erdoğan’ın çapraz şutu vardı, bir de Okan’ın serbest atıştan fotoğraflık kurtarışı. 

Biz bu yarıda net pozisyon üretmekte zorlandık. Emre’nin uzaktan şutuyla heyecanlandık biraz yarım oluşan pozisyonlarımız vardı. Dimata’yı daha etkili bekledik ama o açık alanları bulamadı. 

İyi konsantrasyon ile oynadığımız maçı 1 gol atarak 3 puanla tamamladık. Hakemin çok rahat kartlarını gördükten sonra bu maçı kazanmak gerçekten kolay olmadığını belirtmek gerekir ki kırmızı için tetikte bekiyordu adeta. Ancak rakibi ise kollayan görüntüsü saç baş yoldurttu. Mesela Aleksic 2. Sarı karttan atabilmeliydi. Onun yarısı kadar hamlelerde dokunsak sarı kartı gösterdi futbolcularımıza hakem. Soner Aydoğu dahi nasibi aldı bunlardan. Çok şükür ki en azından Var’a iş düşmedi. İnce ince doğradı ki bunda biraz da futbolcuların iyi niyeti vardı. Mesla Yusuf Erdoğan hakem çok sert pozisyonda itiraz ederken eski takım arkadaşı olan Zeki ile pozisyonu yumuşak bir dille anlattı. Sadece Celil’in ikli mücadele de yerde kalan rakibine gittiğinde sert tepki gördü. Onda da iki takımda ortamı bir anda yumuşattı diyebiliriz. 

Buna rağmen çok önemli 3 puan aldık hem yakın takipçimiz Eyüp’ün puan kaybettiği haftada kazanmak çok önemliydi. 

Her şey lehimize artık. Ntcham’ın kafasını artık futbola vermesiyle daha güçlü olacağız. Haftaya dilerim Rize maçında dolacaktır stadyum. Marius ve Bola sarı kart cezalısı. Buna rağmen yine de favori biz olacağız. Haydi şehir bu sefer sıra sende! Daima kötü günlerde sırtladığımız bu takımı çok iyi olduğumuz şu günlerde yalnız bırakmayalım!

Zaten hayaller Avrupa değil miydi? O halde neyi bekliyorsunuz? 

Stadyum dolacak bu takım daha da şahlacak!

SAHA AVANTAJINI İYİ KULLANDIK!

Havanın soğuk ve yağışlı olması tribünleri de olumsuz etkiledi. Yine de 6 bine yakın kişi yerini aldı. Taraftar bu takımın her şeyidir! 

Hemen maçın başında zoru kolay yapmanın özetini izledik. Önce Marius ile öne geçtik. İyi bir kontra atak pozisyonu izledik. Bola’nım Holse’yi görmesi ve onun pasıyla, Emre’yi buluşturdu ve onun derinleme pası asiste döndü. Tola buluşan Marius da rakip defanstan sıyrılıp kalecinin çıkmasına rağmen plase vuruşla aşırtarak topu ağlara bıraktı.

Golün hemen akabinde iştahlı oyun devam etti. Rakip alanda daha fazla gözükürlen çizgiye yakın yerden Dimata ile kazanılan serbest atışı Zeki Yavru ağlara gönderdi ve fark erken dakikalarda 2’ye çıkmış oldu.

Ntcham’ı düşünmedi bu kez 11’de Thomas Reis. Kulübede tuttu. Keyfi yerinde miydi bilemem ama toparlanmalı artık. Dahası lazım bize o!

Celil belki çok iyi mücadele etti çok top kazandı ama bir Ntcham etkisi en azınsan ofansif anlamında çok fazlası yok. Bu maçın iyilerinden o başka ama gelecek maçlar böyle rakipler yok! 

Organizasyon Ntcham’a göre yapmış baştan hoca. Bunu biliyor tabi o da naz ediyor! 

Merkezden çıkarken iyi okumak gerekiyor oyunu. Burda en iyi o! Daha bir akıllıca oynuyor ve oynu şekillendiren isim en önemlisi. Hele de dar kadroda! İşi şamsa bırakmamak adına durum bu.

İlk yarı boyunca pozisyon vermedik belki Hatayspor’a ama ikinci yaroya saha etkili başladılar. Bir beklenmedik gol her şeyi alt üst eder böylesi maçlarda. Çünkü erken gol atmışsın rehavet var takımda. Daha rölanti oynarken istenemeyen kalende gol işleri değiştirebilir. İşte o esnada kaleciin önemli defasın önemli. Okan da iyi yer tutmasıyla rakibin geri dönüşüne izin vermedi.

Oyuna sonradan giren Schindler’de gol kaçıranlar arasına girdi. Emre maçta yakaladığı pozisyonlarda golü bulamadı. Dimata çalıştı ama o da vasatı aşamadı. Bir anlamda beklediğimiz o boş alanları bir türlü göremedi. Kimi zaman iyi olsada kale önüne çok inemedi.

Hakem, taktir haklarını rakipten kullandı. Tamam özel bir durumu var ancak bazı kararlarda da kritik hatalar yaptı özellikle faullerde. Mesela Dimata yerde kaldığı ceza alanında vermediği penaltı vardı. Rakip defanstan iki oyuncunun arasında kaldı ve bana da temas varmış gibi geldi. Var da devreye girmedi. Yakım çekimler aksini söyledi bana göre.

Geçen haftanın o kötü imajını düzletti belki takım ama o ilk haftaların organizasyonunu bize izletmiyor takım. Laura ve Ercan’ın ayrılması da çok etkilemez neticede isteksizdiler. Oyun düşüklüğündeki etken en başta da yazdık Ntcham. Dilerim ki kendisine gelir. 

En azından saha avantajını iyi değerlendirdik ve taraftar önündeki kazanma alışkanlığımız devam etti. Konya çok daha zorlu maç olacak. Bir başka Başakşehir durumu yaşamak istemeyiz. Öyle bir boşluk takımda olmaz kanaatimce olmaz. İşleri sıkı tutmak önemli. Alman disiplini bunda etken ama futbolcularımız da buan büyük katkı yaptıkları açık. 

Bugüne kadar yaptıkları muazzam işlerle bunu gösterdiler. Aynı şekilde devam etmesini ve hep birlikte Avrupa’ya diyoruz

KABUL EDİLEMEZ OYUN VE SONUÇ!

Her zaman olduğu gibi taraftarlarımız kendisine ayrılan deplasman tribünü doldurup rakip takımın taraftarının da az olmasıyla maç boyunca takımlarına olan desteklerini hiç susmadan yerine getirdiler. Bir de oluşan sisli havanın da etkisiyle o müthiş görsele imza atmış oldular. Bizim adımıza yazılabilecek en güzel not da zaten bunlardı.

Maçın başlarında iki takımda birbirini yoklama çekerek geçirdi. Biraz tempo vardı. Bulduğumuz cılız pozisyonlar da gole çevrilmeyince oyundan da düşmeye ve rölanti oynamaya başladık.

Rakibin attığı korner sonrası en önemli golcülerine önlem alamayınca yenik duruma düştük. İkinci yarı ne yapar eder toparlanırız dedik ama maalesef bunu da beceremedik.

Biraz mücadele eder göründük ama o kadar işte. Rakip ise geldikçe kalemizden eli boş dönmedi. Ortaya kabul edilemez bir skor çıktı en nihayetinde!

Yazacak çok bir şey yok. Elbette bu takım daha iyisini bize gösterdiği için gözlerimiz bunu arıyor. Ancak Başkan Yıldırım’ın, hafta başında Avrupa hedefi çizmesi bir bakıma takım, hem oyun hem de mücadele anlamında olumsuz cevap vermesi bizleri üzdü.

Toparlanırız elbette. Ancak bundan sonra nasıl bir mücadele olacağının işaretleri eğer buysa işte bu bizi daha da üzer. Ntcham belli ki kafa olarak düzeltmedi kendisini. Holse de salınca bir bakıma kaçınılmaz son oldu bize bu skor.

Diğer taraftan Satka’nın oyundan çıkışı dikkatlerden kaçmadı. Yunus Emre iyi bir performans yakalamışken onun da düşüşü kendi adına da bir kayıp oldu.

Hatay maçında bu durumun düzeleceğini ve bu maçı da mutlak kazanacağım kanaatindeyim. Lakin yine sonraki deplasman maçı olan Konyaspor maçında yine bu görüntüyü vermememiz gerekiyor.

Daha fazla yazıp dertleri çoğaltmayalım. Ancak stadyum meselesine bağlanmamalı bu durum. Netice de bu farklı bir gündem. Tamamen geleceğe yatırım anlamında oluşan stadyum gündeminin kamuoyunun devam etmesi gerekir. Nihayetinde taraftar grupları da spor basını da olaya el atması güzel lakin yer tahsis konusunda işin başında olan kişilerin de konuya el atması gerekiyor. Dilerim Başkan’ın bu isteği yerine gelir.

STADYUM MESELESİ..!

Başkan Yüksel Yıldırım’ın geçenlere katıldığı programda yeni bir stadyum yapalım çağrısıyla yeniden alevlendi bu söylem. 

Peki neden yapılsın stadyum oysa daha yeni ve kaç milyon para harcandı? Şart mı? Çok mu lazım mı yazık değil mi mevcut yere? Diyenlerde çıkacaktır.

Öncelikle daima söylendi ama az kişinin yazdığı çizdiği bir şey var ki; yeri yanlıştı ve  hedeflenen hiçbir şey mevcut yer için olmadı. Neydi o kısaca; o zamanlar 24 saat içinde her zaman yaşam alanı içinde olacaktı. Mağazalar ve lokantalar gibi her daim işleyen yerler olacaktı. Tıkır tıkır işleyecekti ve kazanç artırıcı unsurlar olacaktı. Marka işletmeler davet edilecekti. Bir tür Avm olacaktı. Bunlar olmadığı gibi stadyumun aksaklıklar bitmek bilmedi.  Ne çimleri tutuyor ne de havası ne de yapısında ki sıkıntılar bitiyor. Türlü söylentiler ki depreme dayanıklılık meselesi de içinde hiçbir zaman bitmedi burası için. Bir tek ismi hariç!

 Oysa o zamanlar ki daha yeni stadyum söylentisi olduğunda özellikle yeni yerden ziyade mevcut yerin korunması gerekliliği hatta bazı stadyumları örnek vererek bunu  o günlerde yazdığım haber sitesinde çokça belirttim. 

Hadi demiştim yerini değiştireceksiniz anlaşıldı ama bu yer Tekkeköy olmaması gerekiyor diye eklemiştim. Hem yol hem de şehir dışında olduğu içindi yani herkes batıya doğru yerleşim yaparken biz doğuya doğru yaptık. Bir de hava kirliliği olan bir alandı orası azot ve bakır fabrikasından ötürü. Nitekim o zamanlar kulübe yakın bir isim de bana Yaşar Doğu Spor Salonu’nun dışının bu kirlilikten dolayı temizlenmesi için her ay yüksek olabilecek şekilde paralar harcandığını söylemişti.  Hatırlayanlar olabilir ki  o zamanlarda Tekkeköy İlçe Başkanı dahi tarımın olumsuz yönde etkilediğini daima söylemişti. Bunlar dış etkenlerdi tabi. 

Önemli olan ise bu stadyumun bitmeyen eksikleri ki bir türlü kendisini amorti edecek durumda ve konumda olmamasıdır. Şehre çok uzak gelmesi, trafik çilesi, alternatif yaşam aktiviteleri için yeterli olmaması, yoğun yağmurda herkesin olumsuz etkilenmesi gibi bir takım eksiklikler ve yine görüldü ki özellikle çimlerin  düzelmesinin oldukça zaman alması da demek ki başkanı bu kadar yıl tüm bunlardan dolayı oldukça yormuş. Ki sonuna kadar hak veririm kendisine. Nice harcamalar yaptığı aşikar. 

Tabi buna takımın Avrupa’ya gitmesi muhtemel büyük adaylar içinde olması ve Uefa’nın beklentileri içinde bir takım istekleri olacağı ve bunun da maliyetlinin kendisine yansıyacağını bilmesi de bu “yeni stadyum” isteğini ortaya koymasında en büyük etkendir. 

Baktı ki  Yüksel Yıldırım Başkan, Samsunspor sevdalısı olan Büyük Şehir Belediye Başkanı var ve bu rüzgarı da arkasına alarak haklı bir şekilde istediğini daha net bir şekilde ortaya koymuş oldu.  Nitekim Başkan’ın Samsunspor anlamında ufak dokunuşları dahi taraftarlar nezdinde ne denli olumlu karşılandığını hepimiz gördük. Çünkü öncesinin neler yapmaya çalıştığını da gördü bu taraftar. 

Stadyum olur mu olmaz mı bunu kestirmek güç. Çünkü şu konjonktürde her şey olabilir. Ne gerek var diyen de olabilir, mutlaka olmalı diyen de! Zaman gösterecek tüm bunları. 

Her şeyden önemlisi bence bu kez taraftar isteğini daha net ortaya koymalıdır.  O zaman benim ki az kişinin sesi değil de daha çok kişinin ki özellikle yerel basın olmak üzere ki sadece spor değil diğer güncel yazarların da taraftar gruplarının da devreye girmesi ve gündemde tutması gerekir. Ezcümle Başkan Yıldırım’ın bu çıkışının havada kalmaması gerekir. 

Son olarak taraftar mesela yıllarca nasıl yakışmıyor maç öncesi stadyumda ki eski satış noktası yeri dedi ve haklı çıktı ki gördüm maç sonrası tıklım tıklımdı o koca yer. Hoşuma gitti. Almasa da insanın içeriye girdiğinde almadan çıkası gelmiyor çünkü. Stadyum  meselesi de öyle madem Başkan gündeme getirdi fırsat bu fırsat deyip havada kalmamasını sağlamaktır.  

Bakalım göreceğiz zamanla bu istek nereye varacak? Bence işin büyüğü taraftarda..hep öyle olmadı mı? 

KAZANMAK GÜZEL..BİR DE YENİ STADYUM MESELESİNE BİR BAKIŞ!

Evimizde kazanarak devam etmek her şeye rağmen güzel olanı. Taraftar yine hatırı sayılır şekilde maça olan ilgisi devam etti. Özellikle açtıkları pankartlarlarla hem Bolu’da yaşanan vahim olaya hem de 20 Ocak kara günümüze göndermelerle 

alkışı hak ediyorlar. 

Maç boyunca takımı ayakta tutmak ve özellikle de ilk yarı boyunca hiç susmadılar.  Büyük bir destek var elbette ama gönül istiyor ki hiç boş yer kalmasın. Başkan Yüksel Yıldırım’ın yeni stadyum yapalım çıkışını yazının sonunda değineceğim.

Maçın başında iştahlı başladık ve gol aradık. Takım olarak gole yakın oynadık daha çok isteyen taraf olduk. Rakip Gaziantep FK sahamızda oynamayı bu yarıda pozisyonu dahi yoktu. 

Ntcham’ı anlamaya çalışıyoruz diğer taraftan. Neden bir anda durakladı. Halen aklı o günde mi kaldı? Onu Reis Hoca ve Yönetim bilecek lakin çözüm bulmalı. Çok daha fazla inisiyatif almasını bekliyoruz ama yok olmadı iki haftadır. 

Diğer yandan Holse’nin çabası yine ancak takım olarak duraklama olduğu da bir gerçek. Şu var ki buna rağmen mücadele de dikkat çekiyor. Yine Drongelen’in yokluğunda görev alan Yunus Emre’nin eski günlerine dönüş sinyali vermesi sevindirici olanıydı.

Beklenen gol ilk yarının sonlarında geldi. Bola’nın ortası Holse’nin güzel ortasına Marius iyi dokundu ve top ağlarla buluştu. Yalnız hakemlerin 4 dakika pozisyonda ne ardıklarını merak ettik. Sahi ne vardı ne aradınız da bulamadınız? Yoktu çünkü. Biz tribünden gördük sonra telefondan da baktık ama siz bunu nasıl görmediniz hayret! Bize karşı yanlı tutumlarınız devam ediyor bilesiniz Tff ve hakem camiası!

İkinci yarıya daha önde basan bir rakip vardı. Bu baskı sonuç getirdi onlara ve Satka’nın, Okan’a pasında bir anlık konsantrasyon hatası kalemizde gol görmemize neden oldu.

Konuk takım bu golle biraz daha maça asılır oldu. Pozisyonlar buldu. Okan bu anlarda skoru tuttu. Defansımız devreye girdi ve zamanında müdahalelerde bulundu. Bunlar önemliydi bir takım için çünkü ufak bir hata geriye düşmemize ve daha çok hata yapmamıza neden olabilirdi.

Thomas Reis devreye girdi ve oyuncu değişiklikleri yaptı. Dikkat çekici isim de yine Ercan oldu. Geçen hafta net gol kaçırmasına  rağmen ona güvenmesi ki hele de Marius gibi skorer bir oyuncunun yerine alması dikkat çekiciydi. Yine Soner Aydoğdu’yu içeri aldı. Mesela kimse onu garipsemedi. Ayağı sağlam ne zaman girse oyuna iş yapıyor çünkü.

İyi bir ortaya çok iyi yükselen Ercan Soner’e indirdi topu o da düzgün bir vuruşla tekrar bizi öne geçiren golü yaparak galip gelmememize bu iki oyuncu da önemli bir faktör oldular. “Aferin Ercan bari bu sefer iyi iş yaptın!”dedirtti bizlere.

Kazanan haklıdır ama mutlaka Thomas Reis de oyunda ki düşüşü görüyordur. Bence bunda Ntcham gibi kritik bir isiminde iyi olmayan performansının da etkisi var. Çünkü pozisyonu itibariyle hem takımın ataklarında hem temposunun artmasında veya ayarlanmasında görüyoruz ki bunun çözüme kavuşması şart artık. En azından takımın havasının bozulmaması adına da ayrıca önemli. 

Avrupa sesleri stadyumda da yükseliyor artık. Bu gidişatında bozulmamsı ve yakalanan fırsatın çok iyi değerlendirilmesini istiyor tüm taraftarlar. Artık ilerleyen haftalarda takımdan bu çağrıya olan karşılığı daha  net göreceğiz. 

GELELİM STADYUM MESELESİNE;

Başkan Yüksel Yıldırım’ın geçenlere katıldığı programda yeni bir stadyum yapalım çağrısıyla yeniden alevlendi bu söylem. 

Peki neden yapılsın stadyum oysa daha yeni ve kaç milyon para harcandı? Şart mı? Çok mu lazım mı yazık değil mi mevcut yere? Diyenlerde çıkacaktır.

Öncelikle daima söylendi ama az kişinin yazdığı çizdiği bir şey var ki; yeri yanlıştı ve  hedeflenen hiçbir şey mevcut yer için olmadı. Neydi o kısaca; o zamanlar 24 saat içinde her zaman yaşam alanı içinde olacaktı. Mağazalar ve lokantalar gibi her daim işleyen yerler olacaktı. Tıkır tıkır işleyecekti ve kazanç artırıcı unsurlar olacaktı. Marka işletmeler davet edilecekti. Bir tür Avm olacaktı. Bunlar olmadığı gibi stadyumun aksaklıklar bitmek bilmedi.  Ne çimleri tutuyor ne de havası ne de yapısında ki sıkıntılar bitiyor. Türlü söylentiler ki depreme dayanıklılık meselesi de içinde hiçbir zaman bitmedi burası için. Bir tek ismi hariç!

 Oysa o zamanlar ki daha yeni stadyum söylentisi olduğunda özellikle yeni yerden ziyade mevcut yerin korunması gerekliliği hatta bazı stadyumları örnek vererek bunu  o günlerde yazdığım haber sitesinde çokça belirttim. 

Hadi demiştim yerini değiştireceksiniz anlaşıldı ama bu yer Tekkeköy olmaması gerekiyor diye eklemiştim. Hem yol hem de şehir dışında olduğu içindi yani herkes batıya doğru yerleşim yaparken biz doğuya doğru yaptık. Bir de hava kirliliği olan bir alandı orası azot ve bakır fabrikasından ötürü. Nitekim o zamanlar kulübe yakın bir isim de bana Yaşar Doğu Spor Salonu’nun dışının bu kirlilikten dolayı temizlenmesi için her ay yüksek olabilecek şekilde paralar harcandığını söylemişti.  Hatırlayanlar olabilir ki  o zamanlarda Tekkeköy İlçe Başkanı dahi tarımın olumsuz yönde etkilediğini daima söylemişti. Bunlar dış etkenlerdi tabi. 

Önemli olan ise bu stadyumun bitmeyen eksikleri ki bir türlü kendisini amorti edecek durumda ve konumda olmamasıdır. Şehre çok uzak gelmesi, trafik çilesi, alternatif yaşam aktiviteleri için yeterli olmaması, yoğun yağmurda herkesin olumsuz etkilenmesi gibi bir takım eksiklikler ve yine görüldü ki özellikle çimlerin  düzelmesinin oldukça zaman alması da demek ki başkanı bu kadar yıl tüm bunlardan dolayı oldukça yormuş. Ki sonuna kadar hak veririm kendisine. Nice harcamalar yaptığı aşikar. 

Tabi buna takımın Avrupa’ya gitmesi muhtemel büyük adaylar içinde olması ve Uefa’nın beklentileri içinde bir takım istekleri olacağı ve bunun da maliyetlinin kendisine yansıyacağını bilmesi de bu “yeni stadyum” isteğini ortaya koymasında en büyük etkendir. 

Baktı ki  Yüksel Yıldırım Başkan, Samsunspor sevdalısı olan Büyük Şehir Belediye Başkanı var ve bu rüzgarı da arkasına alarak haklı bir şekilde istediğini daha net bir şekilde ortaya koymuş oldu.  Nitekim Başkan’ın Samsunspor anlamında ufak dokunuşları dahi taraftarlar nezdinde ne denli olumlu karşılandığını hepimiz gördük. Çünkü öncesinin neler yapmaya çalıştığını da gördü bu taraftar. 

Stadyum olur mu olmaz mı bunu kestirmek güç. Çünkü şu konjonktürde her şey olabilir. Ne gerek var diyen de olabilir, mutlaka olmalı diyen de! Zaman gösterecek tüm bunları. 

Her şeyden önemlisi bence bu kez taraftar isteğini daha net ortaya koymalıdır.  O zaman benim ki az kişinin sesi değil de daha çok kişinin ki özellikle yerel basın olmak üzere ki sadece spor değil diğer güncel yazarların da taraftar gruplarının da devreye girmesi ve gündemde tutması gerekir. Ezcümle Başkan Yıldırım’ın bu çıkışının havada kalmaması gerekir. 

Son olarak taraftar mesela yıllarca nasıl yakışmıyor maç öncesi stadyumda ki eski satış noktası yeri dedi ve haklı çıktı ki gördüm maç sonrası tıklım tıklımdı o koca yer. Hoşuma gitti. Almasa da insanın içeriye girdiğinde almadan çıkası gelmiyor çünkü. Stadyum  meselesi de öyle madem Başkan gündeme getirdi fırsat bu fırsat deyip havada kalmamasını sağlamaktır.  

Bakalım göreceğiz zamanla bu istek nereye varacak? Bence işin büyüğü taraftarda..hep öyle olmadı mı? 

GOL YOK AMA SKANDAL KARAR ÇOK!

Taraftar yine müthiş işlere imza attı deplasman tribününde kendisine ayrılan yerde. Hem koreografi ile hem de maç boyunca yaptıkları tezahüratlarıyla.

Rakip Beşiktaş, yeni hocasını tribünde ağırladı. Onun gelişi takıma biraz ateşleme işlevi yapmış gibiydi. Geçmiş maçlara oranla daha mücadeleci bir görüntü verdiler. İlk dakikalarda o baskıyı atlatınca biz oyuna hakim olmaya başladık. Ntcham sahadaydı ama isteksiz gördüm onu. Alıştığımız Ntcham’dan uzaktı biraz. Holse de kendisini yine saklayan ama yine de top ayağına geldiğinde buradayım diyenlerdendi.

Marius’u 4. dakikada yerde gördük hakem devam dedi. Yabancı VAR da çağırmadı oysa hakemlerin çoğu penaltı dediği bir durum vardı ortada. Yazık ettiler bize yine anlayacağınız.

Kimilerin lige heyecan katmak için kolladığını anlamıştık rakibin ki bizim maçta da benzeri olmaya başladı. 

İlk yarıda rakip adına direkten dönen bir top vardı bizim için de Emre’nin şık şutunu iyi yer tutan Mert kurtardı.

2.yarıya iyi başladık Marius gole yaklaşan isim oldu. Çok hareketli ve tempolu maç vardı sahada. Orta alanların diri olduğu defansların ve kalecilerin ayakta kaldığı maçtı.

Hakem Kadir Sağlam ufaktan ısırmaya başladı bizi hatalı kararlarlarla. Mesala Schindler çizgiden topu ilk çıkarttığında rakip oyuncu ayağına basıyor ama ayakta kaldı diye faul çalmadı oynsa net faul ve sarı kart vardı. Öncesinde de Okan’a net faul de vardı. İyi ki gol olmadı dedik!

Yine bir başka pozisyonda Okan’ı perdeleyen İmmobile ofsayt olmasına rağmen devam denildi. Gol olsa Var’dan döner miydi? Bilemiyoruz.

Yine artık oyunun hakimi olacağımız dakikalarda ise şok bir kırmızı kart geldi Drongelen’e! Faul dahi yokken 2. sarı kart verdi Kadir Sağlam. Tam bir skandal! Ortada faul de yok ki sarı kart ve kırmızı kart olsun. Tam bir aymazlık!

Buna rağmen iyi mücadele verdi takım sahada. Hele de Ercan’ın golü kaçırması saç baş yoldurdu. Ah bir gol olsaydı tam bir zafer olacaktı takım için.

Schindler de Okan ile birlikte maçın yıldızı olduğu o müthiş hamleyi yaptı o son anda. 

Belki gol atamadık ama hakem skandal kararlarıyla maça damga vurdu! Neden böyle işlere girerler anlamak mümkün değil.

Elbette biz nedenini anlıyoruz ön alma! Pazarlama takımlarının işini kolaylaştırmak. Düşünün Başkan maçtan sonra hocamıza Beşiktaş’tan teklif yapıldığı! Ne de olsa gözde hoca hemen alalım. Vay uyanıklar vay!

Bravo Reis Hocaya dik durmuş.  Bu karakter bu duruş taktir edilmelidir. 

Cuma günü Gaziantep maçında galip gelerek zirve yolculuğuna devam edeceğiz.